TECAVÜZDEN ZEVK ALMAYA DEVAM!!!
Ayşegül Garabli
20 Eylül 2019 Cuma 19:09
Hindistan’da çokça kullanılan bir deyim var,
Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak” diye .
Toplum olarak neredeyse bu felsefe ile yaşıyoruz artık.
“Sınıf yok çocuklarınızı eve götürün” diyorlar, durumdan rahatsız olmadan
ağlayan çocuklarımızın fotoğraflarını çekip zevkle “mutluluğumuzu”(!)
paylaşıp, paşa paşa eve dönüyoruz.
Elektrik çalışanları milyarlarca borcu olan ve topluma hiçbir katkısı olmayan
kişilerin elektriğini kesiyor, KIB-TEK Yönetim kurulundaki siyasi atanmışlar
elektriği geri bağlayıp halkın faturasını yükseltiyorlar ama biz yine çok
mutluyuz.
Zevkle gidip, homurdana homurdana faturalarımızı ödüyoruz.
Memlekette okul yokken “Siz dinsizsiniz, size dini öğreteceğiz” diyerek
arazilerimizin üzerine koca koca camiler külliyeler yapılıyor.
Bu da keyfimizi kaçırmıyor, zevkle kabulleniyoruz.
Suyumuz, havaalanımız, haberleşmemiz, Limanlarımız, araç muayene
istasyonlarımız, elektriğimiz Türkiye’deki iş adamlarına peşkeş çekilip, fahiş
fiyatla hizmet almamız emrediliyor, bu da bizi bozmuyor.
Zevkle yeme içme ve mangal partilerine devam ediyoruz.
Okullarda öğretmen yok, evlerde atanmayı bekleyen onca işsiz genç varken 150
tane İmam alınması için ya da münhale dahi çıkılmadan alınan imamların
kadrolanması için münhal açıklanıyor, biz bunu da zevkle kabulleniyoruz.
Başımıza ne gelirse gelsin, “mış” gibi yapıp, sahte bir yaşamı, gerçekmiş gibi
yaşamaya devam ediyoruz.
Sadece zevkle yaşamakla kalmayıp, sisteme bir ucundan dahil olup, yapılan
yanlışları da besliyoruz.
Kısacası her dakika yeni bir siyasi tecavüze uğruyoruz ama biz zevk almaya
bakıyoruz.
Dolayısıyla ilkokul mezunu birisi de çıkıp ben “psikiyatristim” diyerek
toplumun bu yapısını fırsata çevirebiliyor.
1 yıl boyunca kafelerde 250TL muayene ücreti ile hasta kabul edebiliyor.
Üçkağıtçı falan ama adamı taktir etmek gerek.
Toplumun yapısını çok iyi çözmüş.
Kafelerde tedavi olmayı kabul edebilen bir kitle olduğuna göre iyi yere dükkan
açmış.
Bir yanda her şeyi olduğu gibi kabullenip yaşamına devam eden bir toplum,
diğer yandan elit gözükme çabasında olan bir kesim.
Sosyetik ve lüks içinde yaşamayı kaliteli yaşamak sanan ve sorumsuzluğu
özgürlük diye adlandıran bir kesim.
CHE baskılı tişörtünü giyip, sen model lüks arabasına binerek, beş yıldızlı
otellerde “devrimi”, “mücadeleyi” anlatmaya giden bir kesim.
Yanında şiddete uğrayan kadına, sokaklarda yatan çocuklara el uzatmayıp,
konferanslarda “kadın ve çocuk haklarını” savunan (!) bir kesim.
“Emek en yüce değerdir” sözünü dilinden düşürmeyip ama yanında çalışanların
haklarını ödemeyen ve çalışanları sömüren bir kesim.
1 Mayıs işçi ve emekçi bayramında ya da 8 Mart Dünya Kadınlar gününde,
sokakta yürüyüşe katılıp, akşamına kadın emekçilerin hizmet ettiği
resepsiyonlara katılan bir kesim.
Kendini ve kişiliğini bulamamış ama bunun farkında dahi olmayan, sadece
egosunu tatmin etmeye çalışan bir kesim.
Böyle bir potansiyel olduktan sonra tabi ki sahte psikiyatrist de türer, medyum
ve falcı da.
Kendi geleceğini kendisi kuramayıp ,fallarda geleceğini görmeye çalışanlar,
emek harcamayıp medyumlardan medet umanlar var oldukça bunları fırsata
çeviren sahtekarların türemesi de gayet doğal.
Sahtekarlar bakıyor, doğalarını bozdukları halkı, dualarla idare edenlere
şükran duyan bir toplum var, tecavüzlerden zevk alıp, tecavüzcülerine aşık bir
millet var, neden bunu fırsata çevirip para kazanmasın ki?
Görevlerinden birisi illegal örgütlerle mücadele etmek olan polis teşkilatının
içerisinde illegal örgütlerle bağlantısı olduğu söyleniyorsa,
Kuruluş amacı tüketiciyi korumak olan Tüketiciler derneği başkanı,
“özelleştirmeyi” destekliyorsa,
Muhtaç çocukları korumak misyonu ile kurulan “Sev-Dost derneği” başkanı
dernekteki kız çocuğuna taciz ve tecavüzden tutuklanıyorsa
“Uyuşturucuyla Mücadele Başkanı” uyuşturucuyla yakalanıyorsa
“Halkın çıkarlarını koruyacağına” ant içen milletvekilleri, halkın öz değerlerini
satıyorsa
Sahte doktorun türemesi mi anormal?
Evet yasal ve etik değil ama bu kadar anormalliğin normal kabul edildiği bir
ülkede sahtekarların türemesi mi anormal?
Boş verin, biz “normal” hayatımıza zevk içinde devam edelim!!!!
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.