TDP’NİN ÖLÜ TOPRAĞI
Oshan SABIRLI
20 Ocak 2016 Çarşamba 09:25
Cumhuriyet Meclisi’nde bulunan 4. siyasi parti konumundaki Toplumcu Demokrasi Partrisi’nin önümüzdeki süreçte nasıl bir politika ve gelişim süreci izleyeceğini merak ediyorum. Bugün TDP parlamentoda 50 sandalyenin 3 tanesi ile temsil ediliyor. Siyasi skalada kendisini Merkez Sol olarak tanımlayan parti, TKP ve BDH geleneklerinden yola çıkarak 9’ncu siyasi yılını kutluyor. Aslında TDP’yi TKP geleneğinin devamı olarak kabul edecek olursak TKP’nin kuruluşu ile birlikte siyasi arenada tam 40 yıldır bulunan bir siyasi parti şeklinde tanımlamak mümkündür TDP’yi. Peki görünürdeki parti 40 yılın partisi, deneyimi, geleneği mi? Açıkçası ciddi şüphelerim var. Geçtiğimiz haftalarda yapılan genel kurul sonrasında, yeni ne var diye sokakta konuşulan bu partinin üzerindeki ölü toprağını henüz atamadığını, radikal girişimler yapamadığını, üstelik son dönemde sokaktaki vatandaş tarafından çok fazla beklenti yüklenirken, en büyük atılımı yapması gereken bu yenilenme aşamasında yine tıkandığını, veya yapılan bir çalışma varsa kamuoyuna bunun yansıtılmasının becerilemediğini görüyorum. Bir vatandaş olmayı geçtim, bir gazeteci olarak bunu göremiyorsam ortada ciddi bir sorun var. Parti ciddi bir yenilenme sürecine girdi. Partinin eski ileri gelenleri, uğradıkları demokrasi yenilgilerinde, küskünleri oynuyor. Hatta yeni yönetimin altını oymak için birçok çalışma yapıyor. Bununu örneklerini çok net görebiliyorum. Ortada bir yenilenme süreci varsa, ortaya yeni hedefler konuluyorsa cesur adımlar atılması gerekiyor. Bir defa partide kendisine en büyük çeki düzen vermesi gerekenin kişinin, partinin genel başkanı Cemal Özyiğit olması gerektiğini düşünenlerdenim. Güçlü bir lider izlenimi veremeyen Özyiğit’in yılların sendikacısı görüntüsünden artık kurtulup, daha cesur, daha emin adımlarla partiyi, vatandaşları kucaklaması gerekiyor. TDP’nin parti genel merkezinden başlayarak, yeni yönetiminin, topluma güven verebilecek üyeler olduğunu da kamuoyuna aktarması lazım. Sosyal Medya resimleri, haberleri ile sokağa inmeden, vatandaşa kendisini anlatmadan, ortaya net, samimi ifadeler koymadan, kuru muhalefet yaparak değil, hayata dokunarak siyaset geliştirilmesi gerek. Yapılan açıklamalarda TDP’nin kendi kendine yetebilecek, kendi ekibi ile toplumun önüne çıkabilme yetisine sahip bir parti olması gerektiği görüntüsüne ihtiyaç var. Mustafa Akıncı’nın seçim zaferini, öte yandan çökmüş bir Lefkoşa Türk Belediyesi’nde DP ve UBP’nin yaşattığı kaotik Bulutoğlu ortamında, günah keçisi olan CTP’nin Kadri Fellahoğlu’ndan sonra Lefkoşalının LTB için “daha ne kadar kötü olabiliriz” yaklaşımı ve sevgili Mehmet’in dinamizmi ile TDP’nin adayının seçilmesini TDP’nin kendisine çok fazla mal etmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. TDP mütevazi görüntüsünde, küçük parti izleniminden kurtulmalı. Parti, parasız, vekilsiz, örgütsüz izlenimini her alanda değiştirmeye çalışmalı. Gençleştiğini ama deneyimsizleşmediğini, kaliteli, eğitimli, kültürlü, entelektüel bir yapıda olduğunu, üstelik bu yapısı ile ülke yönetimine talip olduğunu göstermeli. Özetle parti üzerindeki ölü toprağını atmalı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.