27 Kasım 2024
  • Lefkoşa9°C
  • Mağusa6°C
  • Girne11°C
  • Güzelyurt6°C
  • İskele6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara0°C

TAYYİP’İN KUZUSU

Oshan SABIRLI

29 Nisan 2015 Çarşamba 09:06

Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Kıbrıs’ta  AK Parti İstanbul Milletvekili  Prof. Dr. Burhan Kuzu gerginliği yaşandı.  A Haber televizyon kanalında ‘Yüzde Yüz Siyaset’ programına katılan AK Parti İstanbul Milletvekili  Kuzu, Kıbrıs Türk Halkı’nın yüzde 60.5 iradesiyle seçilen Mustafa Akıncı için kabul edilemeyecek ifadeler kullandı. Kuzu, Erdoğan’ın Akıncı’ya ‘az bile’ söylediğini belirterek, “Neyine güvenip de bizimle kötü olmaya kalkıyor onu anlayamıyorum. Akıncı Rumları çok beğeniyorsa gidip Rum tarafında yaşasın” dedi. Bu açıklamalara ülkemizden tepkiler gecikmedi. Kuzu kendisini saçma sapan bir çatışmanın merkezine bırakıverdi. Üstelik Türkiye’de ciddi güç kaybeden partisinin milliyetçi oyları toplamaya yönelik olduğu su götürmez gerçek olarak karşımızda duruyor. Zaten Kıbrıs’ta çok fazla sevilmeyen AKP’ye seçime yönelik bir çıkış gerçekleştiği aşikar şekilde ortadayken abest ile iştigal bir tutum seyrettik. Kıbrıs Türk halkının kendi iradesini istemesi, yıllarca sömürü malzemesi yapılan Kıbrıs’ın Türkiye ile daha düzeyli, daha sistemli bir ilişkiye oturması beklentisi tüm Kıbrıslı Türklerde varken gözler yeniden Ankara’ya çevrildi. Gözler Mustafa Akıncı’nın Türkiye’ye gerçekleştireceği ziyarette. Bir kez daha gelenek bozulmayacak ve KKTC’nin seçilmiş son Cumhurbaşkanı yine ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapacak. Bu kez Ankara Esenboğa Havaalanı’nda yapılacak karşılama törenlerinde Akıncı’nın Türkiye’deki muadili Erdoğan’ın tavırları da çok önemli. Kıbrıs Türk halkına besleme diyen, öte yandan başbakana “maaşın ne kadar?” ifadelerini yöneltebilen Erdoğan’ın yaklaşım hala taptaze duruyor Kıbrıslıların zihninde. Kıbrıslı Türk siyasetçiler ve bakanlar, en yakın teması hep Türk yetkililerle sürdürdü. Bu temaslarda Kıbrıslı siyasetçiler hep “ezik yavruyu” oynadı. Diplomasi geleneği Türkiyeli yetkililer tarafından hep bozuldu. Havalimanlarında çoğu zaman Cumhurbaşkanı’nı veya başbakanı vali yardımcıları karşıladı. Diplomaside kabul edilmez bir aşağılama olarak tanımlanabilirken bu yaklaşım, yeni dönemde değişecek mi? Bilmiyoruz. Akıncı’nın Türkiye ile düzeyli bir ilişki talebi yeni bir talep değil. Üstelik bunu her platformda da söylemekten çekinmeyen, parmağının arkasına saklanmayan bir siyasi figür konumunda Akıncı. 2000 yılında başbakan yardımcısıyken Mustafa Akıncı, koalisyon ortakları ile polis ve itfaiyenin sivil idareye bağlanması konusunda ciddi bir polemik yaşanmıştı. Kıbrıs'ta polis ve itfaiye bilindiği üzere halen Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı'na, yani Türk ordusuna bağlı durumda. Dönemin Türkiye tarafından atanan Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Ali Nihat Özeyranlı bu girişime karşı çıkmıştı. Akıncı, Özeyranlı'ya sert tepki göstererek, "Komutan, çizmeyi aştı... Kıbrıs Türk Halkı, kendi kendini yönetmeye muktedirdir. En başta Türkiye, bu talebimizi desteklemelidir" demişti. Bu diyaloglar hiç saklanmadı. Hatta antipropaganda malzemesi olarak kullanıldı Akıncı’nın lehine. Dakika 1, gol 1 diye, daha mazbatayı bile almadan Akıncı’ya karşı yapılan yaklaşım anlaşılan Kıbrıs Türk siyasetinde yeni bir dönemin de habercisi konumunda.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.