27 Kasım 2024
  • Lefkoşa9°C
  • Mağusa6°C
  • Girne11°C
  • Güzelyurt6°C
  • İskele6°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara0°C

TARAFIZ ÇÜNKÜ “KRAL ÇIPLAK”

Oshan SABIRLI

23 Nisan 2015 Perşembe 08:20

Ülkede 16. Gazeteye gerek var mıydı? Detay’ın yayın hayatına başlaması gerekli miydi? Arkamızda birisi var mıydı? İşte bu tartışmalar içerisinde doğdu bu gazete. İşte bu tartışmaların içinde, ilkeli duruşunu daha ilk günden, yani tam 403 gün önce ortaya koydu. Biz taraf olduğumuzu açık yüreklilikle belirttik her fırsatta. Oysa bazıları bıkmadan, usanmadan tarafımızı ya yanlış anladı, Ya da bizi farklı taraflara çekmeye, farklı taraflarda göstermeye çalıştı. Barışın ve demokrasinin sesi olmak adına yola koyulduk biz. Üzerimize hiçbir partinin, hiçbir iş insanının yaftası olmadan yola çıktık. Farklı yakıştırmalar içinde yürüdük yolumuzda. İnsan haklarına, fırsat eşitliğine inanarak, ülkemizin çocuklarına, gençlerine güvenerek, onların geleceğinin daha güzel olması gerektiği, kişisel çıkarların değil, toplumsal çıkarların önde olması gerektiği görüşü ile başladık yayın hayatımıza. Şimdilerde bu ülkede sürdürülebilir bir barış adına, o ilk günkü heyecanını kaybetmeden devam ediyoruz yayın hayatımıza. Bu bebek daha çok uzun yıllar Kıbrıs Türk medyasına yön vermeye devam edecek. Üstelik ayni ilkeler ile. Barışın; limonun veya fesleğenin değil; ekşi ağaçlarının, feslikanın kokusunu vaad ederek yürüdük. Bu topraklara kök salmak, çocuklarımızın bizden nefret etmeyeceği bir geleceği onlar sunmak adına yürüdük. Az kızmadım anneme ve babama bugünüm için. Az kızmadım sisteme, erken emekli edilen insanlarıma, Az kızmadım ganimet kültürünün getirdiği el pençe divan toplum bireylerine. Oysa her şey çok daha güzel olabildi. Biz bundan sonrası için yürüyoruz. *** Biz ilk gün de dürüsttük, bugün de ayni dürüstlükte ayni inançla yayınlarımızı sürdürüyoruz. Ufukta bir seçim daha var. Daha Pazar gününün yorgunluğunu, telaşını atlatamamışken, gün sayıyoruz Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2. turuna. Kanla sıvanan bu topraklarda, biten savaşın ardından, çekilen acıların bitmediğini gördük. Barutun kokusu daha gitmedi üzerimizden. Gereksiz bulgur ve pirinç stokları hala duruyor mutfak dolaplarımızda. Her ailede bir şehit, bir kayıp hikayesi varken, biz herkesten daha fazla hak ediyoruz barışı bu topraklarda… Kendi insanına sahip çıkamayana bir ülkede yaşamaktan utandık zaman zaman. Kaçımız göç etmeyi düşünmedi bu topraklardan? Kaçımız gerçekten hak ettiği yaşam koşullarında buldu kendini. Korku cumhuriyetinde 1974 öncesi örnek verildi bize. Ortak acılarımızdan beslendiler hep. Oysa herkesin evinde bir işsiz yok mu? Tüm gençler şikayetçi değil mi torpil düzeninden. Arka arkaya yalan krallıklarda. Şimdi yalanlar sıralanıyor yine, Hedef değişti, yalanın şekli değişti, tarz ayni. Oysa yürümeli, Hem de Nazım’ın dediği gibi; yürümeyenleri arkanda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak                               yürümek!.. Yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup                                yürümek!.. Yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını                             bilerek                             yürümek... Yürümek; yürekten gülerekten           yürümek...   

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.