20 Kasım 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa21°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt19°C
  • İskele21°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

11 Ekim 2021 Pazartesi 10:14

Sahibine Mesajlar

Sn Ersin Tatar, Bugün Kıbrıs gazetesi şaka yaptık, şaka yaptık demedi ve şaka olarak kabul edilebilecek bir duruma sayfalarında yer verdi. Yok artık dedirten haberde, sizin katıldığınız bir canlı yayın programında, vatan, millet, kan döktük, federasyon out, ayrı devlet İn açıklamalarınız arasında, gelen bir ricayı kırmayarak,  stresli ve heyecandan parmak değil, bilumum uzuvlarınızı titreten soğuk seçim günlerinde, üzerinizi örten uğurlu yorganınız  “Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile YÖK Başkanı, Yekta Saraç’ın  rica ve destekleriyle ” Ege Üniversitesi‘nin, Kıbrıs’ın kuzeyinde kampüs kurmasına onay verdiğinizi yazdı. Sn. Tatar, bugün heyecanla elinizle yüreğinizde yaktığınız, otur Arap, kalk Arap manzumeleri ile süslü koltuk ateşini, yarın gelinecek noktada,  tüm Kıbrıs Türkünün göz yaşı söndürmeyebilir. Bizden söylemesi.

**

Sn. Ersan Saner, bazı munafıklar sürekli olarak sizin atanmış olduğunuzu dile getirerek boyunuzun seçilmişler kadar uzun olmadığını sadece atanmışlar kadar olduğunu dile getiriyor. Bu munafıklara, yaptığınız açıklamada beni kim atadı. Söyleyin de bende bileyim dediniz.  Allah Allah bunlar galiba uzayda yaşıyorlar. Sizi atayanı görme yeteneğini kaybeden Metin Şentürk’ün bile gördükten, İşitme yeteneğini kaybeden Sağır Sultan’ın bile sizi kimin atadığını duyduktan sonra bunların kulağının üstüne yatması ilginçtir. Bence sizi koltuğa oturtup, omuz verenin  koltuk değneği uzatanın abiniz Fuat Oktay olduğunu, Ersan bizim evladımızdır. Sözümüzden çıkmaz öl desek ölür dediği öne sürülen RTE olduğunu vallahi söylemeyin. Billahi ağzınıza almayın. Bırak yedi yerlerinden çatlasınlar, merak fıtığı çıkartsınlar. Endaksi griye Saner

**

 Sn. Dursun Oğuz, arkadaşlarınız maşallah noktasına gelen kariyerinizi çizmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Yalanın binini bir paraya sattıktan sonra ne olursa hep bu maliyeden oluyor diyorlar. Türkiye’de meydana gelen büyük yangın sonrasında, para henüz toplanmazken, 17 Milyon TL yardım sözü veren Başbakan boş zarfı Fuat Oktay’a verdikten, fotoğraf ödülleri için boş zarflara resmi geçit yaptırttıktan sonra hep bu Maliye nakaratını tekrarlayıp durdu. Boş Zarlar orta parmağını sallayınca da paçalar tutuştu. Bankalar aranıp para bulma telaşına girildi. Sn. Oğuz Hem nikâhlı hemde imam nikahlı kuma ile dans ederken  kendini en güzel öpen birisi olduğunu sanan birisi, herhalde kurultay öncesinde ayranı kabardı. Arkadaş, dost, yoldaş dinlemiyor. Zevahiri kurtarmak için tuttuğunu geçtik, suçsuz günahsız olanları da kaçmadan yakalayıp öpüyor. Aman dikkat edin.

**

Sn. Tufan Erhürman asli görevini unutup, yılın 365 günün, 228 gününü Meclisin kapısını görmeden tamamlayıp, üst üste yaptıkları hatalar nedeniyle kullandıkları silgileri bitip teneke kısmının kalmasına neden olanlar,‘Guines Rekorlar Kitabına’ girmeye hak kazanandılar. Haklı olarak yapıcı eleştiride bulunan sizin için de önündeki pilava baksın diyorlar. Sako’nun (Ceket) ütüsü bozulmasın,  koltuğa oturmaktan dolayı, pantolonlarının arka tarafı nazeninleşmesin diye meclisin ceylan derili koltuklarına bile oturmaya korkuyorlar. Ancak baş aşçıyız diye geçinirlerken, pişirdikleri pilavın çok fazla tuzlu geldiğini ve halk olarak gurguralarımızı yaktığını hem miyop hemde hipermetrop oldukları için görmüyorlar. Allah Kerim diyerek günü kurtarmaya çalışırken, Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve o kuyuda kalacaklarını bildiklerinden, sandık bağlantılı kuyudan çıkmak için golifa gibi vatandaşlık dağıtıyorlar. Siz, seçmen sayısında fahiş bir fark olması durumunda “kıyametin kopacağını” ifade ettiniz. Ayşaba Tufan ovlucuğum merak etmesin. O kuyudan ne yaparlarsa yapsınlar çıkamayacaklar. Çünkü bu defa kuyudan çıkmak için kullanacakları ‘İp’ kısa destek az geldi diyor.

**

Sn. Kudret Özersay, maalesef çok münafıksın hocam. Başbakanımız biraz şov biraz kurultayda arkadan sağlayacağı destek ve öne fırlama girişiminde bulunmak için Bule Band margarin kullanarak, 17 Milyon Törkiş Liralık olduğu söylenen boş zarfı Fuat abisine verdi. Fuat abisi de Ersancığım her tarafımızı yağ yaptın. Ama boş ver idare ederiz. Sen merak etme deyince, ağzını yaya yaya bule band destekli 17 milyonu verdiğini açıkladı. 17 milyon TL değerindeki boş zarf nanik yaparak orta parmağını sallayınca kalktınız bunu ortaya döktünüz. Bununla da yetinmeyip, boş zarfı doldurmak için bankalara başvurduğunu söylediniz. Kırk yılın başında atamadan, asalete geçmek için elinden geleni ardına koymayan başbakanın tekerine androş koydunuz. Blue Band isimli margarin diğer margarinler gibi Güneş’i görünce erdi. Ve ne gömlek, ne ceket ne kariyer bıraktı. Hocam sizin yüzünüzden eriyen yağ, ayağının kaymasına da neden oldu. Basamaklardan düşerek merdivenin 3’ncü basamağı onu ancak durdurdu.

**

Sn. Seren Serengil, ah be Seren kızım ah. Magazin programlarında övünerek  sevgililerini ortaya ‘Serdiğin’ gibi, gözün gibi koruduğun, al benisi sıfır olan vitrinindeki ‘Odunluğu’ ne diye görücüye çıkarttın. Üstat Öztürk Serengil’in kızı olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, yaptığı televizyon programında ‘Zirziro’ (Ağustos Böceği) gibi ötmekten başka bir şey yapmayan ‘Serencik’ dillerin lehçelerin oluşturduğu muhteşem bir mozaik olduğunu bilmiyor dediler. Ve bilseydi Karadeniz’in o güzelim lehçesini, Güneydoğu’nun kendine has konuşma tarzını, Trakya’nın İstanbul’un lehçesinin yanı sıra Kıbrıs Türk’ün Osmanlıdan miras kalan konuşmasının bu mozaike muhteşem ayrıcalık kattığını bilirdi dediler. Üzülme be Serencik, Kıbrıs Türk’ü hoşgörü şampiyonudur. Odunun ne kadar sularsan sula filiz atmayacağını bilir.

 **

Sn. Koral Çağman, istifanızın ardından yeniden aynı mevkiye atanarak yazboz tahtasına döndürdüğünüz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına tekrar bakan olarak atanmanız Uluslar arası Camianın da ilgisini çekti. Meclisteki vekiller atanmanız ile ilgili resmi bildiri yapılırken kasıklarını tuta tuta gülerken,  Uluslar arası camia, kaba yerlerini yırtarcasına ortalığı kahkahaya boğdu. Ve atanmanın, Guiness Rekorlar kitabına girmesi için girişim yaptı. Aziz Nesin mezarından el sallayarak muhteşem bir olay. Helal olsun. Vallahi beni bu dalda geçtiniz diyerek kutlama gönderdi. Sn. Çağman,  istifa bir gazdır. Bulunmaz Hint kumaşı olunduğunun ispatı ve İstifanın geri alınarak, geri dönüş kabını doldurmak için genişler. Ancak çok genişleyince bir yerlerden sızan gaz, soluyanı rahatsız eder. Bu noktada burunlara kıstırık gerekir.

**

Sn. Hasan Taçoy, UBP Genel Başkan Adayı olarak birçok bilineni bilinmezmiş gibi ortaya attınız. Başbakanı kast ederek, aday olan bir arkadaşımız, elinde bayrak Türkiye’nin ondan yana diyerek koştuğunu, Sucuoğlu’nu da kast ederek bir arkadaşımızda Türkiye bana karşıydı ama aramızı düzelttim. Mağdur oldum ayaklarına edebiyat yaptığını belirttiniz. Müdahale konusunda kimsenin ağzının suyu akmasın, Türkiye’yi de bu işe karıştırmasın dediniz. Nasıl yani? Dikkat deyince, dikili taş altında emir erlerine saf tutturan. Dikkat tırnak kontrolü yapılacak deyince birerli kolda saf tutturan Türkiye bu seçim yarışının dışında mı demek istiyorsunuz?  Sn. Taçoy, bu seçim yarışına bakan halk nezdinde ‘No Found’ modundasınız. Ayşaba, bu yarışta yapılanlara, söylenenlere baktıkça, beleş bağlandığımız  WIFI olsalar inanın bunlara bağlanmam diyor.

**

Sn. Sadık Gardiyanoğlu,  siyaset dünyasının ‘Çınar’ ağaçlarından bir tanesi konumunda olan UBP’nin Lefkoşa İlçe Başkanlığına tekrar aday olduğunu açıkladın. Hafızam beni yanıltmıyorsa bu yarışa tek aday olarak girdin. Sevgili Sadık, sempatikliğin, insan sevgin ve herkese politik görüş ayrımı yapmadan yaklaşman nedeniyle, bataryaların her zaman full çekiyor. Çekim gücü yüksek bataryaların ile insanların kapsama alanından çıkmayarak, kalplerinin en müstesna yerindeki yerini her zaman muhafaza ediyorsun. Bir bilgisayarı hızlı kılan donanımıdır. Hızlı bir bilgisayarı yavaşlatan ise yazılımıdır. Sen donanımın ile bilgisayarı hızlandırırken, yanlış yazılımları ile bilgisayarda şov yapmaya çalışanlar ise yavaşlatıyorlar.

**

Sn. Bertan Zaroğlu, herhalde parti kurarkan farkına varmadınız. Kurmaylarınız da bu konudan bihaber olduğu için Türkiye’de var olan bir partinin ismini, KKTC’de bir başka parti alamaz diyen yasaya rağmen, Anavatanda, Aykut Edibali’nin başkanlığını yaptığı, 23 Kasım 1992 tarihinde Islahatçı Demokrasi Partisi'nin adını değiştirerek Millet Partisini aldığı partinin, adını ve amblemini aldınız. Ama bizim Minik Kuşlar, sizin farkına varmayarak övünerek aldığınız ismin bir başka partinin ismi olduğunu, Başsavcılık ile İçişleri Bakanlığının farkına vardığını söyledi. Bir yazı ile sizlere, KKTC’de Millet Partisi isimli bir partinin kurulamayacağını, ayrıca Bertan Zaroğlu olarak yasaya göre sizin herhangi bir parti ile bağınızın olamayacağını yazdığını öne sürdü. Ayşaba bu konuya çok üzüldü ve vah vah Bertan ovlucuğumun tomofili daha yola çıkmadan lastiği ekris yaptı. Lastiği ekris yapan tomofil  ‘Ohto’ya çarptı ve langufaya devrildi. Seçim trenini ekris yapan lastik ve tumba olan otomobil nedeniyle kaçırırsa üzülürüm. Çünkü sonrasında kaporta haşat olur dedi.

**

Sn. Hüseyin Kelle, hükümetin atadığı birçok bürokrat, havanda dövdükleri havanda dövülen su da sağa sola serpiştiği için su mafiş, motor no pata pat modunda kaldılar.. Onlar Kaplumbağa hızı’  Salyangoz sürati ile iş yapmaya çalışırken, maşallah siz gerek Çiftçiler Birliği Başkanı, gerekse Koop. Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı olarak Ferarri hızında, son sürat iş yapıyorsunuz. Yetenek düşmanı birçok kişi bataryası zayıf hayalleri ile başarının kapsama alanı dışında kalmasına rağmen, arkadan destek, önden çekme ile vekil koltuğuna oturuyor. Siz ise full çeken hattınız ile başarının kapsama alanından çıkmazken, adaylığınız maşallah kimsenin aklına bile gelmiyor. Sn. Kelle, ülkeniz için gece gündüz uğraşarak ananız ağlarken, bazıları partinizin ağabeylerinden aldıkları söz sonrasında ağızları kulaklarında ‘Play Back’ yapıyor. Ne diyelim, bugüne kadar, kadirşinaslık konusunda sınıfta kalmış insanlar üstüne kurduğunuz hayaller size pahalıya patladı. İnşallah milletvekili adaylığında hayaller gerçeğe dönüşür diyelim.

**

Sn. Fadıl Erhan, akaryakıta getirilen son zam sonrasında, birçok vatandaşın, cebi delik, cepkeni delik deşik oldu. Cepleri SOS veren insanlarımızın, başları önde, bilumum yüz hatları kızarmış vaziyette utanarak 10 veya 20 TL’lik benzin aldığını söylediniz. Fiyat istikrar fonunun dibine darı ekip kurutan. Döviz ile Brent Petrolün saldırıları karşısında tedbir almayıp üstüne üstlük fiyat istikrar fonunu kuruttukları için aciz duruma düşürenler, bunun ceremesini halka ödetmeye çalıyorlar.  Bence, hatalarının ceremesini halka ödetmeye çalışanlarda sanırım suç aranmaz. Suç bir ekmeklik unu erbabına yaptırmayıp acemilere teslim ederek kör çar edenlerde aranmalıdır. Sn. Erhan, suç seçtiğimiz ve hükümet makamına taşıdığımız siyasilerde değil. Başını acemi berbere teslim ettikten sonra cebinden pamuğunu eksik etmeyen biz halktadır.

**

Sn. Cenk Conbayır, batmakta olan gemide, yolcular tutunacakları ‘Can Yeleği’ arar. Gemi batınca da hayatlarını bu can yeleği sayesinde kurtarmaya çalışır. Pandemi mayının çarptığı ‘Sağlık Gemisinde’ gemi su almaya başladı. Suyu boşaltmak için büyük güç ve emek sarfeden kaptan yorgun. Doktor sarf ettiği efor nedeni ile ondan daha yorgun. Hemşire ise dur durak bilmeden çalıştığı için aşırı yorgunluk modunda ‘SOS’i veriyor. Pandemiye paralel olarak, kalp krizinden ölümler de pandemi ile yarışa giridi.. Bu yarışı kazanacak ve kalp krizi ölümlerine nokta koyacak olan kardiyoloji bölümü ise doktor eksikliğinden grak grak ediyor. Ancak Prof. Ünvanlığı alan sizin gibi can yeleği olacak uzman doktorlar ise nedenini ve niçinini bilmediğimiz sebeplerden, Başkent’ten uzak tutuluyor. Uzman oldukları sahada değil alakaya maydanoz alanlarda görevlendiriliyor. Örneğin kardiyoloji uzmanı birisi   eskiden ‘Kırmızı Kiremitler’ olarak isimlendirilen, Sinir ve Ruh hastanesinde görevlendiriliyor. Sn. Conbayır,  Pandemi 4 oktavdan, 9 desimetre şiddetinde ses ile bangır bangır bağırıyor. Taşıma su ile değirmenin dönmeyeceğini artık birileri görmelidir. Ve gürül gürül akan derenin suyunu o değirmene döndürmelidir.

**

Sn. Salahi Uçkan, Lapta Belediyesine başkan adayı olduğunuzu açıkladınız. Emre Efendi’den sonra eski başkan Fuat Namsoy’un da aday olabileceği öne sürülürken,  aday enflasyonuna doğru belediyenin evirildiğine tanık oluyoruz. Sizin futboldaki başarılarınız, bu yöndeki etkin çevreniz, sizi bu yarışta ayrı bir kulvara yerleştiriyor. Lapta Bölgesinde yapılması düşünülen 7 yıldızlı otelin yanı sıra, marina,  Mustafa Aktuğ’a bayda (Çelme) atılacak düşüncesi ile aslında Lapta bölgesine atıldı. Ve tabi bölgenin sosyal açıdan hızla kalkınmasının da önüne geçildi. Salahi hocam, Kışın hava arada bir güneşli olabiliyor ama yazın arada bir kar yağmıyor. İşte o güneşli günde bile bölge güneşten yararlandırılamıyorsa, işimiz Otobüste arkaya doğru yürüyelim diyen adama “yürümek isteseydik otobüse binmezdik diyen gencin durumuna dönüşür. Kazanman durumunda yenilenebilir enerjin ile inşallah bu güneşli günlerde bölgenin bataryalarını full duruma getirerek ülkenin kapsama alanından çıkmamasını sağlarsın.

Şöförlüğünü Papa yapıyor

Amerikaya gezmeye giden Papa, otelde canı sıkılmış ve şöföründen limuzinin anahtarını alarak dolaşmaya çıkmış. Bir ara kırmızı ışıkta çıkınca, Papa’yı Polis durdurmuş. Memur bir bakmış arabayı Papa kullanıyor,yüzü bembeyaz olmuş ve hemen amirini aramış.

Amirim çok mühim birini durdurdum ne yapayım?

Başkan yardımcısı mı?

Hayır?

Başkan mı?

Mühim biri efendim çok daha mühim biri.

Çok daha mühim kim var yahu Papa’yı mı durdurdun?

Valla kim olduğunu bilmiyorum amirim

Ama şöförlüğünü Papa yapıyor.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA