19 Nisan 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa18°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt15°C
  • İskele18°C
  • İstanbul14°C
  • Ankara17°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

16 Eylül 2020 Çarşamba 08:03

Sn. Ali Murat Başçeri,  Allah’ım beni dostlarımdan koru, ben düşmanlarımın hakkından gelirim sözünü söyleyen ünlü düşünür ne güzel söylemiş. insanların dinlenmesi, rahat bir ortamda tatil yapabilmesi için yardım elinizi uzattınız. İyi niyetinizi, egoları yükselen bazı kişiler başka taraflara çekmeye çalıştılar. Deveye yüz verince 9  züccaciye dükkanını yerle bir eder örneğinde olduğu gibi bunlarda yapılacak yardımı yerle bir etme noktasına getirdiler. Sn. Elçim, bazı ego delileri, hırsızların en zararlısıdır. Bunlar, hem zamanınızı hemde neşenizi çalarak. Rahmetli babam, kalite insana yapılan yardımdır derdi. Siz yapacağınız yardım ile bir kalpte bir gül yerine, birçok gönülde buket oldunuz. Kalitesi yüksek kazmir kumaş gibi olduğunuz için karşınızdakini de ayni sandınız. Ancak basma kumaş çıktı. Türkan Şoray Yeşilçam’ın kanunlarını, Gönül Yazar tarihini, Ali Murat BAşçeri’de KKTC’de yapılan destek ve teşvik yardımlarının tarihini yazıyor

Sn. Serdar Denktaş, geçtiğimiz gün açıklanan Gezici anketindeki sonuçların "Kıbrıs Türk Halkı’nı yanıltmak ve iradesini manipülatif yöntemlerle tahakküm altına almak" için bir girişim olduğunu belirttiniz. "Gezici anketi, halkı yanıltmak ve iradesini manipüle etmek amacındadır. Diğer taraftan azmettiricileri ile demokrasimize zarar veriyor dediniz. Sevgili Serdar, Gezici notalara cep notasından vurarak o makamdan çalıp söylüyor. Badi parmağı (İşaret parmağı) baş parmağa sürtündüğü müddet, o makamdan çalıp, söylemeler, Arabın Yalelisi gibi uzayıp gider. Sanırım şimdiye dek Gezisi, yaptıkları karşında sizin sadece tebessümünüzü yakaladı.   Ancak öfkenizi yakalarsa sanırım ona ağır gelecek.

**

Sn. Jale Refik Rogers, Halkın Partisi Genel Sekreteri ve Moleküler Genetik Uzmanı kimliği ile yapmış olduğunuz açıklamada, yerel vakaların buzdağının görünen kısmı olduğunu ve bilinmeyen vakaların etrafta dolaştığını dile getirdiniz. Jale hanım, buz dağının görünen kısmına aldanan ve esas büyük kütleyi hesaplamayan Titanik kaptanları, devrinin en büyük gemisinin, buz gibi sular ile kucaklaşmasına neden olmuştu. Pandeminin boyutunu hesaplayamayan bizim efendiler, hala daha sahanda yumurtanın nasıl pişirildiğine bakıyor. Yakında sahanda yumurtanın pişirilmesi OUT, ensede ‘Boza’ nasıl kaynatılır IN moduna gireceğiz.  Hatçe Teyze, doğru yolda giden kaplumbağa, eğri yolda giden yarış atını geçer. KKTC halkı olarak, kaplumbağalara yakında rezil olma günü yakındır dedi.

**

Sn. Misli Tahir, ev sahibi ile yaşadığınız sorun nedeniyle, 9 gün önce ev sahibi yaka paça, sizi eşyalarınız ile birlikte kapının önüne koydu. Kimseden para istemiyorum sadece devlet bana başımız sokacak iki odalı bir ev bulsun kirasinı ben öderim dediniz. Yağmurlar yağacak, ben ne olacağım diye ilgililere sorarken,  onlar, Lefkoşa’nın göbeğinde yaşanan bu insanlık dramına sessiz kalmakla cevap veriyorlar.  Oğlunuzun Güney Kıbrıs’ta yaşaması nedeniyle 75 yaşında yalnız yaşarken, evin bahçesinde yatıp kalkmanızı, inşallah hükümetimiz, yağmurlar yağmadan, gözlerine FAGO takarak görmüş olur. Misli Ana, bu günlerde siyasilerimiz seçim derdine düştü. Bu nedenle bugünlerde “404 not found” gibidirler ve oy dışında kimseyi arayıp sormuyorlar.

**

Sn. Güven Bengihan KTAMS olarak, UBP-HP hükümetinin, seçimlere günler kala, sınavsız, partizanca, adaletsizce, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde yapmış olduğu geçici işçi istihdamlarının iptal edilmesi için Yüksek İdare Mahkemesinde dava dosyaladınız. Hükümetin seçim yasaklarına günler kala “partilileri, yandaşları ve akrabalarını, sınavsız, değerlendirmesiz bir şekilde devlet kurum ve kuruluşlarına istihdam ettiğini” öne sürerken,  Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ı da eleştirerek, Özersay’ın Toparlanıyoruz Hareketi’ni kurduğu dönemde temiz toplum ve temiz siyaset yaratma düşüncesi ile UBP’nin kurultay istihdamlarını mahkemeye verdiğini dile getirdiniz. Güven başkan, dün dündü bugünde bugün. Dün anamızın hatırını soranlardan, bugün babamız bile kurtulmuyor. malum her kahve aynı tadı taşımaz. Nerede içiyorsan kiminle içiyorsan ona göre değişir. Dün toparlanıyoruz ile halka ikram edilen kahve normal kahveydi, Bugün ise Urfa’nın acı Mıra’sıdır.

**

Sn Ali Pilli, son günlerde artan vaka sayısı nedeniyle sizin için en başarısız bakan nitelendirilmesinde bulunuldu. Sürekli karar değiştirdiğiniz ve başarısız bir yönetim gösterdiğiniz ve bu nedenle de  vatandaşlar arasında güvensizliğe sebep olduğunuza vurgu yapıldı. Pandemi döneminde birçok öneriler sunarak hükümeti yönlendirmek isterken, bu önerilerin birçoğunun kabul edilmemesi sonrasında gelinen noktada, damda gezer takyanoz, vur belina kazmayı modundan galiba bu konuda size büyük haksızlık yapıldı. Hükümetin bütünü yerine, sizin tek başınıza target yapılması, bana göre Adalet ablayı kızdırdı. Her söze vicdan diyerek giren Vicdan ablanın öfkeden köpürmesine neden oldu. Sn. Pilli sanırım bu ithamlar kalbinizi kırdı. Boş verin, kırık kalplerin hikayesi kısa olur. Sorarlarsa “Boş verin” dersiniz olur biter.

Sn. Fikri Ataoğlu, salgını yendik’ diye lagaluga yapan ve  yollara düşen hükümetin, tedbirsizliğin ve kontrolsüzlüğün sonucunda halkı görülmedik bir salgın hızı ile karşı karşıya bıraktığını” söylediniz.. Dünya, en zor dönemlerini yaşarken bile, halkın bilinçli olması nedeniyle Mart, Nisan ve Mayıs aylarını rahat atlatan halkın şimdilerde büyük bir travma yaşadığını dile getirdiniz.. Bu travmanın tek sorumlusu ise iş bilmez hükümettir derken, Pandemi Hastanesi yapmaktan bile aciz kaldı ifadesinde bulundunuz. Ah be Fikri başkanım. Bağ çapa, tarlada sapan ister. Tabi o verimli tarlayı ve bağı tımar edecek birde usta gereklidir. Bulamadık. Sadece çöp tenekesinde, 10 dersten bütünlemeye kalan, ancak bütünlemede de başarılı olamadığı için sınıfta kaldı yazılı bir ‘Karne’ bulduk. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Saffet Aşıksoy, eşim Türkiye'li. Kızım Türkiye'de doğdu. 17 yıl Türkiye'de yaşamış biri olarak yazıyorum. Bu memlekette Türkiye kökenliler, göçmen gelenlere arazi verildi., Koçanları verildi, yatırım için arazi verildi ve satmaları için izin de verildi dediniz. Kıbrıs kökenlilerin iki katı kadar vatandaş yapıldı.kamu görevlisi de yapıldı. Milletvekili ve bakanda oldular.  Bunlara rağmen, köken üzerinden siyaset yapmaya çalışmak, mağduru oynamak ve bunların üzerinden her fırsatta KIBRIS kökenlilere hakaret ederek bu toplumu suni tartışmalara çekme konusunda iyi niyet yoktur dediniz. Ve hain aramak isteyen en yakın boy aynasına baksın ifadesinde bulundunuz. Saffet gardaşım,  bizleri ötekileştirmeye çalışanlar et ve tırnağın ayrılmayacağını, ayırmaya kalkışılması halinde çok acı vereceğini bilmiyor. Tavuğun da, penguenin de kanatları vardır. Ancak ikisi de uçamaz. Yalnız birisi yüzerken kuzey kutbunun tertemiz sularında, diğerinin gagası dolaşır çöp yığınlarında. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Erhan Arıklı şu mor kravat hikayene bayıldım. Murat Gezici’ye vermek istediğin mor kravat  cuk diye yerine oturdu. Vallahi mor kravat yerine kırmızı kravatı da tercih edebilirdin. Bu Mor Kravatı yaptığı ankette beni %6 gösteren Murat Gezici için satın aldım. 11 Ekim gecesi buralarda ise kendisine armağan edeceğim diyerek yaptığın ince espiriyi sanırım.Gezginci pardon gezici anlamadı. 11 Ekim’de morarmazsa yüzü pancar rengindeki kırmızya dönüşsün o da kabulümüzdür. Başkan, sende çok cimri çıktın. Biraz bonkör olsan, bahçeyi çapalayıp, bol gübrelesen,  ürün sanırım çok bol olurdu. Milletin başına Adriana Lima düşerken, ne yapalım senin ve bazı adayların başına Gezici düşüyor.

**

Sn. Hakkı Celal Önen, sosyal medyadaki paylaşımınızda, 11 Ekim tarihinde hem Cumhurbaşkanımızı seçeceğimizi hemde Anayasamızı değiştireceğimizi belirttiniz. 10’nuncu maddenin değiştirilmesi için öneri yapılmamasına kızanların olduğunu ve bunların hayır oyu verebileceklerini dile getirdin. Ve bunu yapmamalarını önerdin. İşin ucunda Yargıç sayısının artırılması ve mahkemelerimizin rahatlatılması olduğunu ve bunu düşünerek evet oyu vermemiz gerektiğine vurgu yaptın. Sn. Önen, bu konuda haklısınız. Bir pireye yorganı yakmak yerine, o pirenin hakkından gelmek bence de en iyisi olur.  Baziları gibi gölgenin peşine düşmek yerine, ışığın peşinden gitmek gerekir..Aksi takdirde, işlevi bitecek yargı ile ilgili yaptığımız hatayı, ileride gözyaşlarımız bile silemeyecek.

***

Günün Fıkrası

Askere gerek yok

Dünyada suç işleyip Cehenneme gönderilenler Allah tarafından kamplara ayrılmış. Bir gün Cehennemi teftişe giden bir Melek, etrafı tel ile çevrili içinde ateş yanan bir kuyunun başında durmuş.

 Kuyunun başında ellerinde otomatik silahlar bulunan Amerikan Askerleri sürekli olarak kuyuya bomba atıp ateş ediyorlardı. Melek askerler niçin bomba atıp ateş atıyor diye sorunca kuyudan kaçmak isteyen çok. Bunun için Amerikan askerleri buraları korumakla görevli demiş. Melek kafa sallayarak yürümüş.

Biraz ileride bir başka kuyu görmüş. Onun başında da Nazi Askerleri habire tuttuklarını fırına atıyorlardı. Yine bomba ve makineli tüfekler ile kuyuya da ateş ediyorlardı. Kafa sallayarak yine yürümüş bizim Melek. Öyle bir yere gelmiş ki, kuyunun etrafında ne tel örgü var. Nede asker. Cebrail efendiye niçin bu kuyunun başında asker yok diye sormuş. Cebrail hemen cevap vermiş. Bu kuyuda Kıbrıslılar var. Kuyudan çıkmak isteyeni diğer Kıbrıslı ayağından tutup aşağı çekiyor. Kuyunun duvarına basıp yükselmek isteyeni de ayağından aşağı indiriyorlar. Bunun için buralarda askere ve bekçiye ihtiyaç yok demiş.

Günün Fotosu119529726_3564735683545894_3272627560403254354_n.jpg

Günün Sözü

119513782_1289179968102602_8013010980142500823_n.jpg107763020_719696838873277_2374115227349066775_n-002.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA