24 Nisan 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa16°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt20°C
  • İskele16°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara18°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

11 Ağustos 2020 Salı 08:04

Sn. Olgun Amcaoğlu, özellikle pandemi süreci içerisinde, aç kalan öğrencilere yardımda bulunan ve imdat çağrılarına duyarsız kalamayan Mağusa Belediyesi ile ilgili Maliye Bakanlığını aldatıp, usulsüz avans aldığı iddialarına açıklık getirerek, böyle bir olayın olmadığını dile getirdiniz. En büyük pişmanlığın, yapılan haksızlık karşısında susmak olduğunu en iyi bilenlerden olduğunuz için Tak diye yapılan iddialara Şak diye cevap verdiniz. 2020 Mali Yılı Bütçe Yasası’nın ‘Avansalar’ yan başlıklı 24’üncü maddesi, bütçede ödeneği olan amaçlar için, ita amirinin göstereceği gerekçeler üzerine, Maliye Bakanlığı’nın onayı ile avans verilebileceğini hükme bağlar” açıklamanız, birilerine oturun oturduğunuz yerde. Ben yasalara uygunsuz herhangi bir duruma imza atmam demekle eş anlam taşır. Sn. Amcaoğlu, bazıları bilgilerimize güvenin orada usulsüzlük var diyor. Ama Arıların bile kıçında iğnesi var ve bal alırken iğnesini sende bırakıyor. Bazıları nasıl bir güvenden bahsediyor birileri bunu bana bir yol anlatsın.

**

Sn. Sibel Siber son günlerde sosyal medyada yaptığınız açıklamalar dikkat çekiyor. Özellikle son paylaşımınızda, ne Değişecek? ya da Değişim Mümkün mü? Torpil ile yeni bir istihdam haberi vardı dün. Çok üzücü ama daha da üzücü olan, ülkemizde bunu eleştirecek, güçlü tepki ortaya koyacak bir siyasi iradenin olmaması dediniz. Ve bedenini hepimiz biliyoruz. İşe alınmadaki adaletsizlik karşısında her gencin öfkesini, kırgınlığını içimde hissediyorum. Her gün birkaç gencimiz daha ülkesine, devletine ait umutlarını, güvenini yitiriyor idadesinde bulundunuz.  Sn. Siber, bu açıklamanızdaki insani duygular, sizin kişiliğinizin güzelliğini yansıtıyor. Ancak bizim Minik Kuşlar, bu güzel duyguların yanısıra Cumhurbaşkanı adayı olacağınız duygusunu taşıdığınızı da söylüyor.  Kemik, kan ve düşünce herkeste vardır. Ancak farklı olan şey karakter, yürek ve niyettir. Vallahi size karakter ve yürek var. Ama niyet gizemini koruyor.

**

Sn. Faiz Sucuoğu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak bir tespitte bulunarak, Ocak- Haziran ayları arasında sigortaya kayıtlı 95 işyerinin kapandığını, 7 bin 656 işyerinin de işlerine ara verdiğini belirttiniz. , “1 Mayıs - 30 Haziran arasında KKTC 1936, TC 1848, üçüncü ülke 624 kişi olmak üzere toplam 4 bin 408 kişi resmi şekilde işten durduruldu ifadesinde bulundunuz. Ayrıca iş değiştirmelere de değinerek turizm sektöründen büyük ihtimal olduğunu, buradaki çalışanlar, çalışan sektörlere geçti dediniz. Sn. Sucuoğlu, doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar. 10’nuncu köyde de barındırmazlar. Çalışanı rahatlatmak için elinizi taşın altına koydunuz ama siyasette sivrilen kalemin ucu törpülenir. Bu nedenle su testisi su yolunda kırılır düşüncesi ile biletiniz kesilmek istendi.  İnsan gün gelir kendi çizdiği yolda kaybolur. En sevdiğim dediği insanların Brütüs’e dönüştüğünü görür ve terk edildiğini anlamış olur. Ne dersiniz?

**

Sn. Ayşegül Baybars, sosyal medya hesabınızdan yapmış olduğunuz açıklamada, bir medya kuruluşunun bir yılı aşkın bir süredir, yasalara aykırı bulduğunuz taleplerini yerine getirmediğiniz için, hakkınızda sistematik karalama kampanyası başlatarak hemen hemen her gün hakkınızda asılsız ve gayrı ahlaki haberler ürettiğini dile getirdiniz. Bu nedenle de dava açarak polise şikayette bulunduğunuzu söylediniz. Sn. Baybars, vallahi de billahi de suç sızin. Ye yememin cumhuriyetinde, battı balık yan gider modunu bırakarak, birçok kişinin cebine, dağarcığına birşeyler akıtan borunun ağzına kilit vurdunuz. Kalktınız bir İmar Planı çıkartarak, sahili yağmalayanların önüne beton duvar ördünüz. Halkın malı olan sahilllere yapılacak 14 katlı binalara, imar planı ile dur dediniz. Sahili pergelleyen ve kaplumbağa yumurtalarını bile tarumar eden gözünü para hırsı bürüyenlere ‘Başka kapıya’ bu kapıdan size ekmek çıkmaz dediniz. Eeee rantlarına kan doğradıklarınızdan ne bekliyordunuz? Ayşegül hanım, hataları silen silgi ne kadar çok kullanılırsa o kadar çabuk biter. Bazılarının silgisi kullanıla kullanıla bitti. Silginin konulduğu o demir parçacığı kaldı. Bu nedenle fotoğraf ne kadar büyütülürse o kadar kalitesinden düşer mantığı ile size bunları yapanlara küfür etmeyin. Sadece bir yerleriniz ile katıla katıla gülün bu onlara yeter.

**

Sn. Ahmet Dargın, Kıb-Tek gibi bir kurumun müdürü olup da, dağarcığa birşeyler akıtmamanın bedelini görevden alınmak istenmekle ödüyorsunuz. O kurumda bir iş adamı ile meşveretleşmemenin karşılığı herhalde koltuktan kaldırılıp, ‘Hadde Mahalleye’ denilmekle karşılık buluyor.  Bu ülkede herkesin tek bildiği şey dayısını aramak olduğudur. Ve birisi o görev süresince ayıya dayı demediği müddet ‘Tu Kaka’ yapıldığı gerçeğidir. Kusura bakmayın ama dayı aramadınız. Ayılara dayı da demediniz. Üstüne üstlük yanlış yapılmaya çalışılan işlere de imza koymamayı geçtik, androş (Takoz) bile koymaya çalıştınız. Bizim Minik Kuşlar, bugün yapılacak olan yönetim kurulu toplantısında görevden alınmanızın isteneceğini ve yerinize belirli sürelerde görev yapacak başkalarının tayin edileceğini söyledi. Ancak yönetimin gündeminde böyle bir görevden alma örüşmesinin olmadığını öğrendik. Sn. Dargın, atını nallayıp peşinize düşenlerin hortumuna kilit atmanız, kellenizin istenmesine neden oldu. Güneşte gölgeleri büyüyen ve büyüyen gölgelerine bakarak kendilerini erişilmez sananlar, bir gün o güneşin batacağını ve gölgelerinden eser kalmayacağını da bilmeleri gerekir. İşte o zaman uyanacaklar ama atı alan üsküdarı geçecek. Atın çıkarttığı tozu ancak Beykoz sırtlarında görecekler.

**

Sn. Gürsel Uzun, yapmış olduğunuz paylaşım sonrasında maşallah mangal gibi bir yüreğe sahip olduğunuzu gösterttiniz. İktidar partisi UBP’de Parti Meclisi Üyesi, Vakıflar İdaresi Yönetim Kurulu Başkanı olup da, Seçim yasaklarına sayılı saatler kala, mensubu olduğunuz parti tarafından kamuya sınavsız, münhalsiz istihdamlar yapıldı eleştirisini yapmak her babayiğidin harcı değildir. Hele hele Başbakan Tatar’a gönderdiğiniz mesajda, bunu yapanlar kansızdır diyebilmek mangal gibi yürekten öte bir çok daha büyük yürek ister.  Bu karambol ve kör dövüşün içinde tecrübesiz olanlar garibanlar torpilsiz kimsesiz olanlar bir başka bahara kalırken bu işte tecrübeli olanlar nerdeyse beşikteki çocuğu da biryerlere yerleştirmek ister sözleriniz, mangal gibir yürek yanında o yüreğin gariban insanlara karşı sevgi dolu olduğunu da gösterir. Sn. Uzun, bütün erkekler dünyaya erkek olarak doğar. Ancak bazıları yoluna erkek olarak bir kısmıda ‘Adam’ olarak devam eder. Bazıları sizin gibi adam gibi yaşarken, bir kısmı kopya olarak ölür.   

**

Sn. Ümit Bahşi sosyal medyadaki paylaşımınızda şu Alçak  Orman Arazilerinden  ben de istıyorum. Neymiş  İş Adamıymış. Hadı Ordan.Denız kenarları bitti  Şimdi  ormanlara göz  diktiler dedin. Sevgili Ümit, Aliyabanın sana çok selamı var. Ümit ovlucuğum avcunu yalasın. Onun torpili badi (İşaret parmağı) parmağının boğumu kadar bile değil. Karnına vurunca ah arkam diyenlerden de değil. Bu ahval ve şeriat içerisinde ona nasıl ‘Alçak’ orman arazisi versinler dedi. Bak Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu ormanlardan değil arazi ağaç bile aldırtmaz. Gel sen deniz sahili veya kumsallık bir başka yerden arazi iste. Ama torpil ve adam bizdenciliğin matematiğinde sıfır rakamı yoktur, sadece bir rakamı vardır. Sen kimse ile geçinemeyen asgari ücret gibi olduğundan torpil ile geçinemeyeceğinden bu iş yatar.

**

Sn. Tolga Atakan, Lefkoşa Girne Anayolu’nun, Gönyeli Çemberi ile  Boğazköy kavşağı arasında kalan bölümünde beton otokorkuluk, kutu menfez yapımı ve yamalama çalışmaları bugün (Dün) başlıyor. Söz konusu çalışmalar çerçevesinde yolun orta refüjüne 17 bin 500 metre beton otokorkuluk, 3m X 1.5m ebatlarında iki gözlü kutu menfez, yolun deforme olan kısımlarında bakım onarım ve drenaj işleri yapılacak dediniz. Sanırım ölümler ile dans eden bu yolda bundan sonra ne dans nede danscık kalacak imasında bulundunuz. Da, inanın merağımdan soruyorum, bu yakınlarda KKTC’ye Erdoğan’ın ziyareti mi var? Çünkü o geldiğinde yollardaki otlar, refrüjlerdeki atıklar temizlenip, deliklere kapatılır.  Sn. Atakan, insanın hayatta en büyük eğlencesi başkalarının “Yapamazsın” dediğini yapmaktır. Sonra dönüp nanik formatında el sallamaktır. En azından bugüne kadar kimsenin yapamadıklarını yapmanız, size nanik yapma şansını verir.

**

Sn. Selda İçer, senin için dün sanırım en mutlu günlerden birisiydi. 2 yıllık emeğimizin karşılığı olan, LAÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünden yüksek lisans eğitimimini tamamlamış olman ve dün sabah itibarıyla jüriden onay alman, bizleri de en az senin kadar memnun etti. Sevgili Selda, Ömür dediğin bir çizgiden ibaretse, unutma, bu çizgiyi geri çekmek mümkün değil. İnsanlar hep kaç yaşına kadar yaşadığına, nasıl yaşadığına ve neler yaptığına bakıyor. Kimseye bir faydan oldu mu, fedakârlıklar yaptın mı ve ne kadar güzel yaşadığına bakıyor. Yaşadığın süre içerisinde, gerek programların ile halkı güzel şeylere yönlendirmenle. Gerekse normal hayatında yaptığın güzel şeyler ile yalnız o jüriden onay almakla kalmadın, halktan da yıldızlı karne aldın. Ve yüksek lisans eğitiminin yanınsıra hayat diplomasını da Pek iyi derece ile süsledin.

**

Sn. Özer Kanlı,290 kişinin katıldığı ve 11 kişinin ancak geçebildiği Koop. Merkez Bankası sınavında senin kızının da sınavı başarı ile geçtiğini öğrendik. Sınavı başarı ile geçen 11 kişiden yüksek not alan 6 kişinin Koop. Merkez Bankasına istihdam edildiğini de belirledik. İşe alınan 6 kişiden birisinin de senin kızın olduğunu yaptığımız araştırmada tespit ettik. Ancak yine bu araştırmada, kızının 3 üniversite bitirdiğini, sınavda da oldukça yüksek not aldığını da öğrendik. Sevgili Özer, başkası düştü mü, “Çürük tahtaya basmasaydı” deriz. Kendimiz düşünce, bastığımız tahtanın çürük çıkmış olmasından şikayet ettiğimiz olayında olduğu gibi, sözü geçen ağırlıklı bir yerde görev yapan birisinin bir yakını işe alındığında yine torpil işledi deriz. Ancak bukez torpilin sınıfta kaldığını, başarılı bir bireyin sınıfı hakkı ile geçtiğini söyleyebiliriz.

**

Sn. Kemal Ataman, Koop. Merkez Bankasının açmış olduğu sınava 290 kişinin katıldığını, 11 kişinin bu sınavda başarılı olduğunu ve ilk sıradaki 6 kişinin işe alındığını öğrendik. Tabi bu arada soruların çok sıkı korunmasının yanısıra torpile de müsamaha yapmadığınızı bazı çevrelerden  tespit ettik. Sendika bile duruşunuza ve göstertmiş olduğunuz hassasiyete bravo derken, tek bilinmeyenli denklem, neden daha önce bu sınavların yapılmadığı ve seçime az bir zaman kaldığıdır. Bilinmeyenli denklemin tek çözülmeyen problemi sanırım bu kaldı. Ancak mesele sınavın seçime ve seçim yasaklarına az bir süre yapılması meselesi değil. Mesele kimin istihdam yapıldığı meselesi de değil. Müdürüm, mesele bugüne kadar Koop’da böylesi düzgün ve şaibeye mahal vermeyecek bir sınavın yapılması meselesidir.

**

Sn. Hasan Birtan bir doktor olarak yapmış olduğunuz açıklamada, ülkede çok yaygın bir hal alan kalp krizi durumlarana dikkat çektiniz. Ciddi durumları dikkate alın. Göğüs ağrısı, mide ağrısı, çabuk yorulma, baygınlık, sol kolda uyuşma, aşırı terleme, bulantı, kusma olursa hastanemize başvurup kontrolden geçmeliler ikazında bulundunuz. Ve 7 ayda,  1179 anjiyo, meydana geldiğini dile getirdiniz. Ayrıca Ocak ayından Temmuz ayına kadar, geçen yedi aylık sürede, 351 hastanın kalbine stent takılırken, 101 kişi açık kalp ameliyatı geçirdiğini ifade ettiniz. Doktorum, krizlerin sürekli hüküm sürdüğü, ekonominin yerlerde süründüğü ve insanların geçim derdine düştüğü bir ülkede insanlar birşeyleri ne kadar dikkate alabilir ki? Hayatın üç ile dört olduğu bir ülkede, birileri dört dörtlük yaşarken, ekonomik sıkıntı içerisinde yaşayan ve evine ekmek götürmekte zorlanan geriye kalanların bir yerleri üç buçuk atar. Ve dolayısıyla bu durum ne kalp nede dalak bırakır.

**

Sn. Hüseyin H. Özarın,  sosyal medyadaki paylaşımınızda bana göre en geçerli çözüm kendi paramızı basmak yerine daha istikrarlı bir para birimi olan euroya geçmektir dediniz. Ve bunun dünyada örneklerinin mevcut olduğunu, Örneğin, AB üyesi olmamalarına rağmen Andora, Kosova ve Karadağ de facto olarak euro kullandığını belirttiniz. Sn. Özarın çok doğru söylüyorsunuz da bahsettiğiniz bu ülkelerin, oğlum saat 9’den sonra eve gelirsen seni içeri almam. Bugün sadece sandüviç yiyeceksin ve mutfaktan dışarı çıkmayacaksın diyen bir anaları yok. Kardeşlerimi çok severim derken, birisinin sırtını sıvazlayıp aferini bastıktan sonra diğerini neredeyse odun ile dövme noktasına gelen bir abisi de yok. Şimdi bu ana ve abi ile bu Euro işinin nasıl olacağını bana birileri söyleyebilirmi? 

**

Günün Fıkrası104040546_621178175149217_3556241160107811607_n.jpg

Günün Sözü116277462_690358411516871_766942326053591336_n.jpg

Günün Fotosu116530640_213319860010716_8987257107623846096_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA