26 Nisan 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa23°C
  • Girne22°C
  • Güzelyurt22°C
  • İskele23°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara21°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

10 Ağustos 2020 Pazartesi 08:17

Sn. Ersin Tatar, dövizdeki artışın halkta bir endişe yarattığını ifade ettiniz. Yalnız mübarek döviz endişenin yanısıra, korku ile de karıştırılarak içimizde fırtınalardan öte, Tsunami meydana getirdi. Ekonomik sıkıntının yanısıra, döviz borçlarının yaratacağı mahkeme koridorlarındaki alçak sürünme korkuyu ‘’Karabasan’a dönüştürecek.  Sn. Tatar, geminin Kaptanı, işte böyle fırtınalı havalarda yeteneğini ortaya koyar. Ve gemisini salimen emniyetli limana götürüp demir atmasını sağlar. Geminin emniyetli liman yerine mercan kayalıklarının üzerine demir attırırsanız inanın beleş bağlanan Wi-Fi olsanız kimse bağlanmayı istemez.

**

Sn. Tufan Erhürman, şu anki döviz krizinin 2018’de yaşanan döviz krizi ile karşılaştırılamayacağını belirterek, 2018’de Sterlin’in 9 TL’yi gördüğünü, ancak şimdi 9,50’lere çıktığını ve durup durmayacağına dair herhangi bir öngörünün olmadığını söylediniz. Ve üretenin yok olmayacağını ancak hükümetin üreticiyi yok ettiğini dile getirdiniz. Sn. Erhürman, bir zamanlar, ürettiklerimiz ile en karanlık semtin en aydınlık insanlarıydık. Ancak, iktidarda iktidarsızlık yaşayıp, emir eri konumuna gelerek el pençe divan duran, yol verilmesi gereken insanlara, astarı ile birlikte yüz verince, aydınlıktan, tencerenin dütü gibi karamuzaya dönüştük. Ve ülke aslında faili meçhul olmayan, bilinen sevdalara kurban oldu

**

Sn. Erhan Arıklı, öncelikle YDP başkanlığınız ülke ve partiniz için hayırlı olsun. YDP kurultayına hayli yüksek bir katılımın olduğunu gözlemledik. Ancak kurultaya katılan parti üye ve sempatizanlarının, konuşmacılardan daha çok parti ile ilgili öneriler sunmalarını beklerken, daha ziyade Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili yönlendirmede bulunduklarını gördük. Sizin kaybedeceğiniz ima edilirken, oyların, bir başka adaya kanalize edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Kazanamayacağınız bir yarış dile getirilirken partinin çok az bir oy alması halinde erken bir seçimde durumun partiniz açısından ne olacağını hiç düşünülmedi. Başkan, Yeşilçam’ın kanunlarını, Türkan Şoray, tarihini taş bebek Gönül Yazar yazdı. Galiba YDP’de, katıldığı bir seçimde, parti adayını değil, oylarını yerlerde süründürme pahasına bir başka partinin başkanını destekleme tarihini yazacak.

**

Sn. Can Yücel, bizim Arif hocamız gibi sizin de efsane söz ve şiirleriniz var. KKTC’ye su tevziyatı yapan borununm kopması sonrasında bu kadar uzun bir sürede boruyu halledemeyenler, bu sıcaklarda vatandaşı susuzluktan grak grak ötürenler, binbir sorun içeren Maraş’ı açacaklarını öne sürüyor. Allah rızası için bunlara da bir şiir patlat da nasiplerini alsınlar. Malum biz gülü sevelim derken, elimize kaktüsü tutuşturdular. Gülün dikenine razı olurken, kaktüs/ler imanımızı gevretti.

 **

Sn. Kutlay Malek, bir süredir polis teşkilatında bir alemler dönüyor. Pervin Hanım gittikten sonra, onun yerine gelen Manavoğlu, Pervin hanımın kurduğu düzeni bozarak, onun yerine, pısırık bir düzen yaratmıştı.  Şimdi PG Müdürü değişti, Ancak bu defa da başarılı elemanlar yerlerinden olmaya başladı. Kutlay Malek adını ve başarılarını duymayanın kalmadığı bu ülkede, Lefkoşa Trafik Şubesi başından alınıp Ledra Palace da görevlendirilmiş olman, kafalardaki soru işaretlerinin fazlalaşmasına neden oldu. Bu tayin, poliste şok etkisi yaratırken, halkta ma ne oluyor be ama sorusunun sorulmasına neden oldu.  Sevgili Kutlay bilgisayarların birçok hafızası vardır ama hiç hayal gücü yoktur. Galiba polis teşkilatındaki bazı üst düzey subaylar böylesi halkı ilgilendiren bilgi işlemlerin artık bilgisayarlarla ilgili olmadığını, aksine halkın rahat yaşamı ve güvenliği ile ilgili olduğunu unuttu. Dünya insanının başına Adriana Lima’lar düşerken bizim başımıza da yaz boz tahtası uzmanları düşüyor.

**

Sn. Bertan Zaroğlu, kalabalık geçen YDP Genel kurulunda, gözler sizin üzerinizdeydi.  Başkan adaylığı ile ilgili olarak isminiz bir süre sosyal medyada dalgalandıktan sonra belki özümüz ve sözümüz ile biz deli fişek delikanlı takılır, kral gibi sever severken, saygıda kusur yapmayız düşüncesi ile Arıklı’ya karşı aday çıkmadınız. Genel Kurulda konuşmanızı beklerken, kürsüye yan gözünüz ile bile bakmadınız. Sevgili Bertan, Ayşaba, Bertan ovlucuğuma selam söyleyin. O kurulda konuşmak istemedi mi? yoksa konuşturmadılar mı? Çünkü siyasette adalet yoktur, ya hızlı olursun, yada paket. Bertan ovlucuğum gerçi kolay, kolay o pakete sığmaz, ama paket mi yapılmak istendi bari onu söylesin yeter dedi.

**

Sn. Nihal Salman, Uzman Sosyolog olarak yasalar revize edilmeli ve son günlerde artış gösteren kadına yönelik şiddet konusunda yasaların pek caydırıcı olmadığını söylediniz. Ve şiddet gören kadınların, eşleri tutukluluk aldıktan sonra yeniden evine geri döndüğü için bu durumun önüne geçilebilmesi için yaptırım gücü daha etkili yasalara ihtiyaç olduğunu dile getirdiniz. ve kadının korunması sağlanmalıdır dediniz. Sn. Salman, ufukta seçim/ler var. Bizi yönettiğini zanneden efendiler için daha önemli olan, kadına dayak senfonisinden bir parça sunan magandalar, kadına şiddet aryasından, bu bukle sunan insan müsveddeleri ile uğraşmak gibi basit şeyler yerine seçimdir.  Bu efendilerin sokaklarını bilmem, ama bizim gönlümüz hep hayatımızı renklendiren ve kolaylaştıran kadınlara çıkıyor. Ve aklımızı başımıza toplayalım. Çünkü hayat, kadınlarımızı harcayabileceğimiz kadar uzun değil. 

**

Sn. Cenk Mutluyakalı, köşe yazında, estin, yağdın gürledin. Tabi selli yağmur ile birlikte dolu olarak da yağarak, birilerinin damında ne kiremit nede pencerelerinde cam bıraktın. Biz yöneteceğiz, siz değil biz. İnsanın yaşadığı topraklarda kendi geleceğine karar vermek istemesi son derece doğal, samimi, demokratik bir duygudur diyerek, birilerine anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az kitabını imzalayarak hediye ettin. Kimsiniz ki her fırsatta birilerini huzurunuza çağırıyor, hükümet kuruyor, bozuyor, deviriyor, başkanın kim olacağını belirliyorsunuz dedin. Sevgili Cenk, anladığım kadarıyla, bu ülkede emir eri apoletini taşımayanlarda güne bakan çiçeği gibi yüzünü hep bir tarafa çevirip, olgunlaşan başak gibi boynunu bükmeyenlerde var. Halk olarak, anamız ağlatılırken, geride vokal yapanlar dışında, beyler detone oluyorsunuz çünkü akordunuz bozuk diyenlerde var demek istedin sanırım. Bizlere mutluluğu çorba yaptık için dediler. Sonra hadde için deyip ‘Pironu’ elimize verdiler. 

**

Sn. Güven Bengihan, UBP-HP koalisyon hükümetinin, cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça, devlet dairelerine ve kurumlara geçici işçi adı altında istihdam furyası başlattığını dile getirdin. KTAMS’ın seçim kazanmak uğruna Anayasa’nın eşitlik ilkesini hiçe sayan UBP ve HP’nin seçim istihdamlarını protesto etmek amacıyla bugün Başbakanlık önünde saat 11.00’de eylem ve basın açıklaması gerçekleştireceğini belirttiniz. Başkan, Bugüne kadar kuyruksuz yalanların binini bir paraya, kuyruklusunu da beleş dağıtanları görenler yalandan kim ölmüş diye soruyor. Tamam belki doğru kimse ölmez Ama, güven ölür. Gönülde ölür. Ama en önemlisi insanlık da ölür.

**

Sn. Mehmet Kelebek YDP Genel Başkan adayı olarak, partimizi peşkeş̧ çekmeye ve demokrasi gereği aday olduğum için beni itibarsızlaştırmaya yeltenenler, bilsinler ki buna güçleri yetmeyecek dediniz. VE bu partiyi sizlere yem yaptırmayacağım. Yarışa kaldığım yerden devam edeceğim ifadesinde bulundun. Ve kurultayda kelebek gibi narin narin uçarken, arı gibi sokacağım imasında bundun. Yıldırımlar yaratan bir ufkun evladı olarak çaktın, gürledin ama kurultayda aday olup yıldırım olup düşmedin. Sn. Kelebek, mesele esip yağıp gürlemek değil. Mesele yıldırım olup düştüğü yeri yakıp yıkmak da değil. Mesele rüzgar esince eğilip bükülmeden, dik durma meselesidir. Uçurmaların rüzgara karşı durdukları için yükseldiğini bilmem hatırlatmakta fayda varmı.

**

Sn. Günay Öztürk, vallahi bu plakanın yanlış kaydedilmesi sonrasına başınıza gelenler, sanırım pişmiş tavuğun başına gelmedi. Plaka yanlış kaydedilirken, üstüne üstlük, ölen Nigoli sonrasında bile suçlu bulunduğu gibi sizde Nigoli gibi suçlu bulundunuz. Hesap sorulması gereken merci, Kayıt Dairesi olurken, göz gez, arpacık denilerek hedef bir başka deyişle target yapıldınız. Üç yılı aşkın süredir tüm şikâyetlerinize karşın ceza size geri ödenmedi. Sn. Öztürk, devletin dipsiz kuyu gibi cebi derindir. İçine giren ‘Kara delik’ örneğinde olduğu gibi geri çıkmaz. Acımasız sokakların, köşe başında gençliğimizi çaldıkları gibi cebimizin hatırını sormadan edemiyorlar.

**

Sn. Özlem Gürgut, Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin, Tabipler Birliğinin, hep yıkıcı olduğu yönündeki eleştirisine kızarak isyanları oynadınız.  Ve tepki olarak, yöneticilerimizin yönetim anlayışı nedeniyle her söylediklerine biat etme, eleştiride bulunmamamızı istemeleri, gibi bir ruh halleri var değerlendirmesinde bulundunuz. Birlik olarak farkındalık yaratma ve duyarlılık oluşturma noktasında da görev aldığınızı ve sorumlulukla çalıştığınızı belirttiniz. Aslında hükümetin pandemi süreci sonunda övünerek başarılı olduk dedikleri kararların altında bizim imzamız var diyerek, yönetim anlayışları biatçı yorumunda bulundunuz. Sn. Gürkut, kötü yapılan bir işin en gizli şahidi vicdan, iyi yapılanın ise Adalettir. Ancak bakıyorum, açıklamalar sonrasında, vicdan abla sinirden kalp krizi geçirirken, Adalet abla öfkeden beyin kanaması geçirdi. Kısacası ne Vicdan nede Adalet kaldı.   

**

Sn. Serdinç Maypa, sosyal medyadaki paylaşımında, ülkenin çivisinin çıktığını, ülkenin meyhaneler, kerhaneler ve kulüplerin açık olduğu, herşeyin mübah olduğu bir cenabet ülke konumuna dönüştüğünü dile getirdin. Eğitim adası olacak sloganı ile çıkılan yolda ‘’K’’ya, yani Kumar, Kadın ticareti ve kara para aklama cennetine döndürülen bir yeri, sanırım bu dakikadan sonra Afrodit bile kurtaramaz. Sevgili Serdinç  halkı vaatlerle kızdırmanın ‘Ceremesini’ hem koltuktan tumba gitmeyle hemde Siyasetin tarihi çöplüğüne atılmakla ödenmesi gerekirken, maalesef ceremeyi andilla kaoyarak yapılanları sadece seyretmekle kalan bizler ödiyoruz. .

**

Sn. Hulusi Manisoy, bizim Minik Kuşlar, Alayköy Sanayi Bölgesi civarındaki yeşil alanı, bir yakınınıza tahsis ettiğini ve onun da içerisine bina inşaa ettiğini dile getirdi. Bakın bu yeşil alanı verme işi doğruysa, bu iş başka işe benzemez. Demircilik ve tesisatçılık işine hiç benzemez. 2002 seçimlerinde Alayköy’de yaptığınız Muhtarlık işine hiç ama hiç benzemez. Yeşil alanlara ve çevreye zarar verenler günün sonunda, bitmiş bir kitabın ölmüş karaktеri olur. Bilmem anlatabildim mi?

***

Günün Fıkrası

PAPAZIN KIZI

En önemli yerleşim birimlerinden birisindeki kilisenin Papazının çok güzel bir kızı varmış. Papazın kızını gören ona bakmaktan kendini alamıyormuş. Kızda gördüğü bu ilgiden oldukça memnun kırıttıkça kırıtıyor ve kalça sallayarak bel kıvırarak gezmekten de son derece keyif alıyormuş.

Bu durumu gören Papaz efendi kızını erkeklerden korumak için ona erkek düşmanlığı aşılayarak aman kızım erkekler şeytandır. Erkekler aklını çeldimi sana çok kötü şeyler yapar. Sakın onların süslü laflarına kanarak altına yatma sonra iş işten geçer diyormuş.

Papazın telkinleri ile erkek düşmanı olan Papazın kızı, birgün koşarak babasına gelmiş. Baba demiş müjdemi isterim diyerek avuç açmış. Papaz merakla ne oldu kızım diye sormuş. Papazın kızı büyük bir keyifle, baba demiş erkeklerden bugün intikamımızı aldım demiş. Papaz şaşkınlıkla o nasıl oldu kızım diye sormuş. Baba demiş bir erkeği sır üstü yatırdım. Bu defa ben üstüne çıktım. O alta ben üste o altta kaldığı için öyle bir intikam aldım ki baba sorma demiş. Papaz başını elleri arasına alırken kendisinin duyabileceği bir ses tonu ile ahhh kızım alt da bir üste de bir demiş.

Günün Fotosu

117294842_906806949804314_2440426702627002124_n.jpg

Günün Sözü117292730_610306643234449_1200029943384038896_n.jpg

117264427_946344982515706_6659324456916627547_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA