25 Nisan 2024
  • Lefkoşa26°C
  • Mağusa24°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele24°C
  • İstanbul19°C
  • Ankara24°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

Taner Ulutaş'tan Sahibine Mesajlar

15 Temmuz 2020 Çarşamba 07:45

Sn. Kudret Özersay, ülke gündemini uzun süredir meşgul eden, İmar Planı hayata geçmezse, koalisyon ortaklığının anlamı kalmaz dediniz. KKTC’yi emirnamelerle, fasıl 96 gibi mevzuatlarla yönetmenin yanlış olduğuna dikkat çektiniz. Ve imar Planı’nın hayata geçirilmesinin şart olduğunu söylediniz. Kudret hocam, emirnameler vasıtası ile rant sağlayan, 7 kat izni olan arsalarının kat iznini, 10 kata çıkarttıktan sonra 7 kata indirenler, tabi ki imar planının hayata geçmesini istemezler. Dizginleri ellerinde tutarak Störlincikleri cebe boca edip, sahilleri bile talan edenler, tabi ki Patrona Halil gibi isyan bayrağını çekerler. Vallahi bende Simetri hastalığı var. Karakteri YAMUK kişilere dayanamıyorum. Huy işte ne yapayım?

**

Sn. Ali Pilli KKTC’deki epidemiyolojik duruma ilişkin raporu” Cumhurbaşkanlığı’na iletme hedefinde olduğunuzu söylediniz. Rapor bitmiştir, İngilizcesini de nihayet bitirdik derken, rapor geç oldu ama iyi oldu dediniz. Sn. pilli, Cumhurbaşkanı sanırım acele ederek iki ayağınızı bir pabuca soktu. Hâlbuki çocuk bile 9 ay 10 günde doğar. Siz raporu 2 sene 20 güncükte hazırladınız. Bu kadarcık kusur kadı kızında da bulunur. Seçimden sonra raporu Cumhurbaşkanına teslim eder, görevinizi yapmış olursunuz. Hacı amca, bir insan hangi limana ulaşmak istediğini biliyorsa, onun için her rüzgâr uygundur. Pilli bakanımıza kızmayın. Herhalde rüzgâr yerine fırtına çıktı da liman yerine mercan kayalıklarının üzerine bodoslama bindirdi dedi.

**

Sn. Ayşegül Baybars, İmar Planı, Porto Riko sahillerini darmadağın eden Maria Kasırgası gibi esmeye başladı. Fırtına, hükümetin çatısını zorlamaya başladı. İkinci bir Girne Faciasının yaşanmakta olan İskele-Kalecik bölgesinde, Rant için 14 katlı Çin seddi görünümlü binaların yapımı, kumun üstüne yap sat yapımları ve yasalara aykırı kıyıya 15 metre mesafede bina yapılması sanırım çevreye yapılacak en büyük kötülüktür. Sn. Bakan, ortağınız çevreye yapılmakta olan kötülüğü göremiyor. Tabi görmek istemeyen göze ışık ne yapabilir ki. Ancak Nayır ve Nolamaz inadı devam ederse, halkın iyi niyetinin son kullanma tarihi de biter. Bitince de ya ‘Hadde Mahalleye’’ yada tarihin siyasi mezarlığına hadde barra der.  

 **

Sn. Hasan Topal, herkes sizi ayaktan mustarip birisi sanırken, meğer  esas sorununuz dilinizdeymiş. Topallayarak girdiğiniz mecliste, işe bakın ki, bu defa konuşma yeteneğinizi de kaybettiniz. Ve kekeme oldunuz. Tabi bununla da kalmayarak, yağ ve graso tüccarlığının getirdiği, ‘Blue Band’ modasına da uydunuz. Bu Kıbrıs konuşmalarında, dilimiz ağzımızda dönmüyor, blue bandı bolca sürelim imasında bulundunuz. Sn. Topal çok haklısınız. Mağusa’yı Magosa, Lefkoşa’yı, Lefkoşe yaptıktan sonra, Kıbrıs kültürüne ait kelimeleri lugattan silelim. Meclise önerge verir ve bunu sağlarsanız size söz veriyorum. Yerlerde sürünen kültür Kişiliğiniz, yerine oturur oturmaz, halk olarak bizler ayağa kalkıp, size geleceğiz.

**

Sn. Plumer Osman, paylaşımında, bu çirkef yatağı halâ yasemin tütmüyor.  İngiliz, gavur piçi ve beslemeler olduk. Şimdi da “ Kıbrıs dilimize hakaret ediliyor. Be guellolar, be gommalar. Yaptıg bir yoleyşin, ama no gurveleyşin, dümdüz Anadolu’ya dedin. Sevgili Plümer, suçleyşin halk olarak bizleyşin. Verirsen elleyşin, isterler kolleyşin. Alınca kolleyşini sonrada isterler öpmekleyşin.  

**

Sn. Hüseyin Angolemli, Diyalog TV’nin kapatılmasından haberi olmayan ve ‘’haberimiz yoktu” açıklaması yapan Yayın Yüksek Kurulu’nu tebrik ettiniz. Bu cesaretlerinin, Başbakan Tatar’da bile olmadığını dile getirirken, söz konusu olayın KKTC’nin bir "alt yönetim" olgusu gerçeğini pekiştirdiğini belirttiniz. Sn. Angolemli, bu memlekette dümeni iyi çevirmek söz konusu olunca, bazı insanlar nedense ‘Kaptan’ yapılırlar. Elbise var giyilince bol gelir güldürür. Dar gelir öldürür. Bazıları bizi katıla katıla güldürürken,

**

Sn. Armağan Candan, esnafa vaat edilen 1500 TL’lerin sadece bir kez ödendiğini dile getirirken, Bakan Faiz Sucuoğlu’nun Ankara ziyaretiyle ilgili hiçbir bilginizin olmadığını söylediniz. Ve herkesin zor günler geçirdiğini ve devletin bu insanlara destek olması gerektiğini belirttiniz. Sevgili Armağan, Sucuoğlu’nun Ankara’ya gitmesi çok bilinmeyenli bir denklem değil ki. Ona Ankara’nın yolları taştandır. Şayet yoldan çıkarsan koltuğu başında paralayandır dediler. Tabi Sucuoğlu da, onlara sizler benim tellerime hangi notadan vurursanız, bende o makamdan çalıp söylerim. Sıkıntı yok dediği için, ince belli bardağın önünde bile eğilen çaydanlık oldu.

**

Sn. Ayşegül Özmen Garabli sosyal medyadaki paylaşımınızda, İngiltere'den Türkiye'ye, oradan da Kıbrıs'a gelen kadının testi pozitif çıkıyor ve hastaneye götürülüyor dediniz. Kendisiyle birlikte yolculuk yapan kocası ve oğlu serbestçe gönderiliyor ifadesinde bulundunuz.  Ertesi gün oğlunun test sonucu da pozitif çıkınca oğlu sahneden alınarak karantinaya götürüldü. Peki beraber yolculuk yaptığı diğer kişiler ve sanatçı oğulun sahneye çıktığı mekandaki temaslıları kim nereden toplanacak diye sordunuz. Ve Kısacası artık covid- 19 her yerde dediniz. Hocanım, pandeminin sırtını yere getirdiğini iddia edenler, Allah bizi korur. Bu canı Allah verdi, Allah isterse alır kafasında. Ne diyeyim Allah’a beyin verdi bu tip tarhanalara mı diyeyim?

**

Sn. Biray Hamzaoğlulları, Meclisi Mebusanın kürsüsünden süt ile ilgili yaptığınız konuşmada, yanlış strateji yüzünden, 100 ton fazla süt olduğunu dile getirdiniz. Bakan Dursun Oğuz, Ocak’tan itibaren süt politikasını değiştirdiklerini söyleyerek, “Pandemi olmasaydı bu krizi yaşamazdık” dedi. Yani inceden inceye haklısın ama sizin alacağınız olsa bile bizim cep delik cepken delik verecek guruşumuz yok imasında bulundu. Biray vekilim, böyle sorular ve sıkıştırmalar ile hükümetimizi köşeye sıkıştırmaktan vazgeçin. Bozuldu bozulacak kaygısı ile zaten canları burunlarında birde siz üstlerine bu kadar gitmeyin. Hükümetler vardır zamanı kendi hesabına yontar, hükümetler de vardır seçim süreleri boyunca zaman onları yontar. Hatalarını silen  silginin bile yontula yontula ucu bile kalmadı.

**

Sn. Mehmet Salih Saraç, AK Parti Şanlıurfa İl Gençlik Kolları Başkanı olarak,  ‘’Ulan Fakirler. Oğlum, beni rahatsız etmeyin. Tamam mı? Biraz keyif ediyorum”  sözlerini sarf ettiğiniz jakuzi görüntüleri sosyal medyada, reyting rekorları kırdı. Vallahi birçok parti mensubunuzun bizlere besleme, Rum Seviciler, bu defa sizi Rumlar ile sizi denize dökeceğiz sözlerinizden sonra, kendi insanınızı hakir görmenizi, görme yeteneğini kaybeden Metin Şentürk bile görerek acı acı gülümsedi. Sn. Saraç, sen ve senin gibi 1500 feet yükseklikte uçuş yapanlara baktıkça, sizin ile ilgili olarak aklımdan geçenleri ‘’Şeytan’a anlattım. O bile yapma günah dedi. Ancak biz bir şey yapmadık ama Türkiye halkı ‘Ozon’ tabakasını delerek sosyal medyadaki açıklamaları sonrasında seni burun üstü yere çaktı.

 **

Sn. Vakkas Altınbaş, öncelikle, canınız, kıymetliniz kızınızın, Bulut Akacan ile olan evliliğine nokta koyduğunu üzülerek öğrendik. Banka sahibi olmak, Türkiye’de üniversite açmak ve Cumhurbaşkanına  cüppe giydirmeniz mutluluğu demek ki getirmiyormuş. Bankanız vasıtasıyla ekonomik nedenlerden dolayı, borcunu ödeyemeyen mazbata ile içeri sokturduğunuz insanların ahı, demek ki yerde kalmadı ve günahını, günahsız kızınıza çektirdi. Sn. Altınbaş, hayat gerekten garip bir oyun. Ama zaman zaman işte bu tip grafikleri hiç hoşuma gitmiyor. Çünkü bu grafiklerde, suçu olmayan insanların, yakınlarının hatalarının suçunu çekmesi hiçte hoş olmayan bir yansıma yapıyor.

**

 Sn. Kemal Çobanoğlu, Mağusa Türk Gücü’nün, son yıllarda şampiyonluklara ambargo koyduğuna tanık oluyoruz. Öncelikle şampiyonluğunuzu tebrik ediyoruz. MTG’nin eski başarılı bir futbolcusu olarak, Şampiyonluk kupası ile Mersin idmanyurdu’nun efsane ismi Mehmet Telmi ile hatıra resmi çektirirken, yüzünde güller açıyordu. Kemal, Garga’nın, bir Kartal’ı tuşa getirmesi ayakta alkışlanır. Ancak unutma Kartal’ın gagası ve pençeleri iyileşiyor.  İyileşir iyileşmez Garga’nın hali perişandır. Bugün eğer iş ceza kesmeye kaldıysa, Hakimde biziz, Savcıda biziz dediniz ve faturayı keserek şampiyonluğa el attınız. Vallahi bükülemeyen el öpülür Kemal. Ve bence herkes o eli öpmeli.

***

Günün Fıkrası

Napolyon ve Namık Kemal

Namık Kemal elçiler toplantısı için Fransa'ya gider.

 Toplantı sırasında Napolyon kürsüye çıkar ve karatahtaya bir daire çizer.

Hemen ardından fırlayan Namık Kemal daireyi ikiye böler.

Sinirlenen Napolyon dairenin ortasına kılıcını saplar.

Bizimkide gidip kılıcın üzerine iki şişe asar. İyice sinirlenen

Napolyon toplantıyı hızla terk eder. Ne olduğunu

anlamayan diğer elçiler , Namık Kemal'e ne olduğunu sorarlar.

Namık Kemal gülerek anlatır: ''Daireyi çizince dünya bizimdir.'' dedi.

 ''Ben ikiye bölünce yarısı bizimdir dedim.'' diye cevap verdim.

kılıcını saplayınca silah zoruyla alırız dedi ve bende şişeleri asınca :

 ''Ta.......mı alırsınız.'' dedim.  

Günün Fotosu104712578_291720615538193_6898877415546535650_n.jpg

Günün Sözü107827202_582862009023138_8548164806119294379_n.jpg108056808_281140146294641_8253288603304716148_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA