11 Temmuz 2025
  • Lefkoşa23°C
  • Mağusa24°C
  • Girne25°C
  • Güzelyurt22°C
  • İskele24°C
  • İstanbul21°C
  • Ankara26°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

10 Haziran 2020 Çarşamba 08:00

Sn. Ersin Tatar, UBP’nin kuruluş yıldönümü olan 11 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapılacağına dikkat çekerek, Cumhurbaşkanlığı makamına, seçileceğinizi belirttiniz. Bunun yanısıra, tefeciliğe de değinerek, ülkeyi yönetenlerin, tefeci piyasasında nelerin döndüğünü,faizlerin durumunu bilmediğini söylediniz. Tefeciler denetlenmiyor derken, rakamların tahmin edilenden büyük olduğunu ve milyar milyar TL’lerden bahsedildiğine vurgu yaptınız. Ayrıca borçlanan kişişlerinhangi koşullarda kredilendirildiklerini mercek altına alacak, denetleyebilecek bir kuruma ihtiyaç olduğunu söylediniz.Sn. Tatar, bankalar ekonominin röntgenini çeken kurumlardır. Para piyasasındaki hareketleri gösterir. Tefeciler ise röntgeni çeken makinenin virüsleridir ve röntgenin simsiyah çıkmasına neden olur. Röntgen cihazı bozuk ve almaz be annem bu harita Kıbrıs’ı derken, KKTC ‘Satlık köyünün’ Ağasının da siz, marabalarının da bizler olduğunu herhalde unuttunuz. Ağanın eli tutulmaz. Alın İskender’in kılıcını, vurun kördüğümün üzerine ne kör nede düğüm kalsın.

**

Sn. Tufan Erhürman, Türkiye ile imzalanan Mali İşbirliği Protokolünün, reel (özel) sektöre bir getirisi olmadığına dikkat çektiniz. Ve Türkiye’den gelecek 1 Milyar 150 Milyon TL’nin Maliye'yi 2020 sonuna kadar taşıyacağını, maaşların bu para ile ödeneceğini, ancak ekonomiyi taşımayacağını söylediniz. İşsizlik sorununun şimdiden baş gösterdiğini ve iflas eden şirketlerin bulunduğuna vurgu yaptınız. Ayrıca sağlık açısından endişeliyiz. Herkes endişeli. Sağlık Bakanı'nın kendisi de endişeli. Açılmaya gittiğimiz anda neyle karşılaşacağımızı kestirmek mümkün değil diyerek, acilen pandemi hastanesinin inşa edilmesi gerektiğini belirttiniz. Tufan hocam hükümetimizin yaz boz tahtasına döndürdüğü, Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisin verim ve kalitesi ‘Gutsilli’ (İzmarit) kadar bile kalmadı deniliyor.  Bazı emir erlerimizin sayesinde bindik bir alamete, galiba milletçe gidiyoruz felakete. Milli içkimiz rakıdır diyenlere, Tayip bey Milli içkimiz Ayrandır demişti. Vallahi ayranın sonu da unutmayalım CACIK’tır.

**

Sn. Emine Dizdarlı, Ombudsman olarak, pandemi sürecinin devamında, idare ile ilgili en çok şikâyetin size, 1500 TL’lik devlet katkısı ile ilgili olarak geldiğini söylediniz. Bu konuda şikâyetin çok fazla olduğunu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile görüşeceğinizi belirtiniz. Tüm şikâyetçilerle görüşmek gibi bir prensibimizin olduğuna vurgu yaparken, bu konudaki raporu hızla hazırlamak ve siyasetin gündemine sunmak istediğinizin altını çizdiniz. Ve “mücbir sebep” denilerek bazı icraatların arkasına sonuna kadar saklanmanın mümkün olmadığını belirttiniz. Sn. Dizdarlı, ülkemizde 3 sınıf insan vardır. Birinci sınıfta olanlar parti üst düzey yetkilileri ile kamu kuruluşlarının zirvesinde olanlar ve ensesi kalın gerdanı sarkık olup da ayni derecede cebi şişkin olanlardır. 2’nci sınıfta olanlar, parti yetkililerinin yakınları, kayınçonun çocuğu, baldızın gıçcaccığı ve dayı oğluları ile amca evlatlarıdır. 3’ncü sınıfta ise arkasını dayayacak duvarı olmayanlar ile torpilsiz gariban takımıdır. Nedense mücbir sebep hep bunlara toslar. Allah Kerim denilerek bu gün git yarın gel denilen kesim, en sonunda ‘Kerim’in kuyusunun derin olduğunu ve o kuyudan bir türlü çıkamadıklarını görürler.

**

Güney Kıbrıs’ta çalışan kardeşlerimiz, Covid-19 salgını nedeniyle Mart ayından beridir, güneydeki işlerinize gidemiyordunuz. Ancak dün sabahın itibaren geri dönmeyeceğizi belirten taahhütname imzalayarak işlerinize geri döndünüz. Güney Kıbrıs’ın aldığı kararlara karşın Kuzey 14 günlük karantina süresinde ısrar edince gidiş ve dönüşleriniz ile ilgili bir konsessüs sağlanamadı. Bir başka deyişle kapı dışarı edildiniz. Kısacası ülkeden geçici olsa bile kovuldunuz beyler. Güneydeki işinizi kaybetme tehlikesi ağır basıp terazinin bir kefesinde ekme, bir kefesinde kendi bölgeniz olunca ekmek ağır geldi ve terazinin kefesi o tarafa tank diye oturdu. Kısacası 1 Temmuz tarihine kadar OUT oldunuz. Halbuki PCR testi yaptırarak 6-7 günde bir bu testin tekrarı yapılıp rapor tutulsa evinizde de kalabilirdiniz. Arkadaşlar, unutmayın, körlerin ülkesinde, tek gözlü insan kral olur.Halk olarak bizler hep başkasının önünü aydınlatmak için kendi yolumuzda onlar için ışık tuttuk.  Kimse sizi sevmiyor diye üzülmeyin.Çünkü bu ülkede kimse sevmeyi bilmiyor.

**

Sn. Süleyman Manavoğlu, KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyada, hergün bir değil birkaç eylem ve greve şahit oluyoruz. Bazı eylemlerde şiddetin dozu artarken, bazıları süt liman bir şekilde başlayıp, öyle bitiyor. Sayıca az Polisimiz bu eylemlere gücünün üstünde bir efor sarf ederek herşeyin yolunda gitmesini sağlıyor. Ancak Kar-İş eyleminde olduğu gibi gün boyu polis kontrol görevini sürdürme durumunda kalıyor. Polis tamam yahu 2-3 saat sonra eylem biter poliste evine gider düşüncesi ile bir sandüviç bile alınmayan polis, bütün gün aç ve susuz bekletiliyor. Takdir edersiniz ki, bu durum polisin performansına büyük ölçüde etki ediyor. Birileri dürtüp, uyandırılmazsa hiç kimsenin yerinden kımıldama gibi bir derdi yok. Bunun için bir hissa yaparak, bazılarının gözlerini ezilen polise çevirmesini sağlayın. Umut, arzu ettikçe filizlenir, istedikçe büyür ve meyve verir. Polise bir iyilik yaparak efendileri dürtükleyin.  Malum iyilik yap denize at balık bilmezse halik bilir derler ya. İşte o balıklardan çıkan iyilikler belki polisin hayrına olur.

**

Sn. Zekai Gece, Kar-İş’in sözcüsü olarak meclis önündeki eyleminizin, hükümetin net kararlar almaması ve bir adım atmaması halinde halinde devam edeceğini söylediniz. covid-19 pandemi sürecinde toplu taşımacılığın en fazla yara alan sektörlerden birisi olduğunu belirterek, hükümete sunduğunuz taleplerin, bu harita bu Kıbrıs’ı almaz be annem denilerek reddedildiğini dile getirdiniz. Ve kaynak aktarılmaması halinde toplu taşımaya teknik olarak başlayamayacağınızı ifade ettiniz. Sonunda topladık, çıkarttık ve elde kalan hiç sonunda eyleme devam kararı aldık imasında bulundunuz. İlahi Zekai gardaş, hükümet bir adım atmadı derken, parasızlık ve Koronavirüs nedeniyle yürüme yeteneğini kaybeden, yiyeceği neredeyse raşina bağlayan, hükümetten dondurmalı, fıstık ezmeli ekmek kadayıfı, istediniz.  Sn. Gece, Covit 19, parasızlık, 2’nci dalga korkusu nedeniyle boyu 1.50’ye düşen hükümete, sen bizlerin sinirli halini daha görmedin diyorsunuz. Yahu, boyu uzayan 2 metre15 santimlik parasızlık, Koronavirüs, Limanların açılması, test ve ödeme güçlüğü ormanı arasında, 1.50’lik boyu ile hükümet tabi sizi göremiyor ki hallerinizi görsün.

**

Sn. Güven Bengihan, KTAMS) Başkanı olarak, Gazimağusa Limanı’nda darp edilen çalışanların sahipsiz olmadığını kaydederek, “Caydırıcı ceza için ilgili makamları göreve davet ettiniz. Yasalar çerçevesinde görevini yapan gümrük çalışanlarının şiddete maruz kalmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini dile getirerek, sürecin takipçisi olacağınızı belirttiniz. Güven başkan, sendikacılık yaparım deyip de ne etliye nede sütlüye dokunmayanların aksine çalışanların hakkını koruyan 5-6 sendikadan bir tanesisiniz. Suya sabuna dokunmayan ve hangi takımı tutuyorsun diye sorulunca, Nevresim takımını, sen de bir ucundan tut da katlayalım şunu diyerek başka âlemlerde gezen, sözde sendikalara örnek olma işlevinizi sürdürüyorsunuz. Meydan boş bırakılınca, ahkâm kesenler çoğaldı. Deveye cilve yap dedikten sonra 9 dükkânı yerle bir ederek yıktığı gibi, bazıları da 9 dükkân değil ama devletin prestijini yerle bir ettiler.

**

Sn. Ziya Egemen Sencer sosyal medyadaki paylaşımınızda, denizi taşıdığı toprak ile dolduran Kaya palazzo yöneticilerinin, sahili doldurma iznini kimden aldığını sordunuz. Ve nasıl işimize gelirse, zaten arayan soran yok dedin. Sn. Sencer, unutma Dingo’nun sorma gir hanında herşey serbesttir. Ensesi kalın, gerdanı sarkık, cebi şişkinlerin kimseye birşey sormasına gerek yoktur. Onlar,istediklerini yapma serbestisine ve özgürlüğüne sahiptir.Bugüne kadar bizi idare ettiğini sananlar, ağzında balı olan arının, kuyruğunda iğnesi olduğunu hatırlatmadılar ki. Yapanın yaptığı, tutanın elinde kaldığı bu coğrafyada, özgürlük felsefesini benimseyen sokak kedisi yerine, ciğerciden tekme yemesine karşın, salyaları akarak cama bakan ve camın önünden ayrılmayan ciğercinin kedisi olmanın sanırım bedelini ödüyoruz.

**

Sn. Özlem Gürkut sağlık fonunda toplam 40 milyon TL.Olduğunu ve bu para ile sağlıktaki birçok eksiğin önemli ölçüde giderilebileceğini belirterek, Sağlık Bakanlığının bu fonu neden kullanmadığını sordunuz. Pandemi hastanesi yazboz tahtasına dönüşürken, süreç içerisinde birçok kararlar alındı ve hatalar oldu. 45 gündür positif vaka çıkmaması sürecini iyi değerlendirmemiz gerektiğine vurgu yaparken bir yol haritamızın ve verimizin olmadığını belirttiniz. Ve 2’nci bir dalganın yaşanması halinde hastalarımızın nerede tedavi edeceğine dair yine bir kararın olmadığını söylediniz.Toplumun bağışıklık düzeyini ölçmek için antikor taraması Eliza yönteminin yapılması gerektiğine vurgu yaparak, esas risk grubunun taranması gerektiğini dile getirdiniz.Doktorum, millet seçile kadar doğuştan yetenekliyim beni seçin uçarsınız diyor. Arpa boyu yol kat edemeyince de yeteneğimi köreltmeyin sürünür ağlarsınız diye de ekliyor. Vallahi ne diyeyim bindik bir alamete, yetenek özürlüler ile galiba gidiyoruz ülkece felakete. Koroma, pandemi hastanesi, test PCR derken hazır olalım çünkü çıkamayacağız selamete

**

Sn. Sibel Hançerli, Multiple Skleroz Derneği Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada yetkililerin koronavirüse odaklanmaları nedeniyle MS hastalarının tedavi gördüğü servisinizin elinizden alındığını dile getirdiniz. Servisimizi geri istiyoruz derken bu ülkede başka hastaların bulunduğu imasında da bulundunuz. Nöroloji Servisi’nin yerinin pandemi sürecinde karantinaya çevrilmesinden ve Nöroloji Servisi’nin bu süreçte farklı bölümlerde hizmet vermeye çalışmasından dolayı MS hastalarının yaşadığı mağduriyeti anlatırken, servisin geri verilmesi için imza kampanyası başlattığınızı da söylediniz. Sn. Hançerli, alınan bazı tedbirler ile Covid 19 salgını ülkede bir nebzecik önlendi. Bunu büyük başarı gibi görerek birileri havalara girdi ve küçücük dağları ben yarattım havalarında, kır atlıya bile selam vermeyi kesti. Kısacası birilerini kibir öldürüyor. Ancak unutulmasın ki, Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur. Bedeli de ağır olur ve ödenmez.

**

Sn. Serkan Aydınlı bir berber olarak işlerin kötü olduğunu ve bu yıl işlerin eskisi gibi olmayacağın belirttiniz. İş yerinizin açıldığı ilk günlerde bayramın da gelmesi ile sadece 3 gün verimli çalıştığınızı, ardından yine herkesin ayağının kesildiğini ve kimsenin kapıdan içeriye girmediğini söylediniz. Öğrenci yok, işçi yok, insanların alım gücü düştü derken, herkesin salgın süresince kendi tıraşını evde yapmaya başladığını dile getirdiniz. Hayat tam olarak normale dönerse belki o zaman bizim de ekonomimiz düzelir. Uçuşlar başlar, öğrenciler, işçiler gelir, her şey rayına oturur dedin. Sn. Aydınlı, inşallah aydınlık günler hepimiz için geri gelir. Ancak galiba işimiz inşallah ve maşallaha kaldı.Aşık Veysel’in uzun ince bir yoldayım diyerek çıktığı yolun sonuna varıp varmadığını bilmiyoruz. Siyaset lambasının sanıldığı gibi ‘Yandığı’ gibi olduğunu biliyoruz. Ancak tünelin ucunda görünen fanozun ışığı sönerse işte o zaman Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu öğreneceğiz. 

**

Sn. Demir Savcı Otobüs Şoförü olarak, Üç aydır şoförlük yapamıyorum diyerek sağda solda ne iş bulursam yaparak geçinmeye çalıştım dedin. Bu süreçte devlet desteği de alamadığınızı belirttiniz. Parasız kaldığınızı ve yarın işinizin açıldığını söylemeleri halinde aracınızı yolda süremeyeceğinize vurgu yaptınız.  Evraklarını tamamlaması, oturan aküsünün yenisi, servisi, bakımı derken nereden baksanız 10 bin TL’ye ihtiyacınız olacağını belirttiniz. Ve bu meblağı nasıl karşılayabileceğinizi sordunuz. Sn. Savcı, haklısın. Ancak her gecenin nasıl olsa bir gündüzü olduğunu da unutma. Bu nedenle enseyi o kadar karartma. Annemizin hayır dediği bir şeye babamız izin verince annemize attığımız bakışın tarifi olmadığı gibi, yarın herşey yoluna girince sizlerin de yetkililere attığınız bakışın da bir tarifi olmayacak.

**

Sn. Plumer Osman sayfanızda paylaştığınız Atai Kunter’in yazısında, bizim bir zamanlar Hollywood aktörlerine taş çıkartan, yakışıklı, çapkın, eli uzun bir başbakanımız vardı dediniz. Bazı şeyler ortaya çıkınca görevini bırakmış ve TC'ye yerleşmişti. Milletvekilliği devam ediyor ve maaşını da alıyor. Meclis devam tüzüğü onun için geçerli değil mi? Yoksa TBMM oturumlarına mı katılıyor? Birileri cevaplayabilir mi? Yoksa meclisteki 49 milletvekili bizim de başımıza gelebilir, idare edelim düşüncesinde midir ifadesinde bulundunuz. Sn. Kunter, Sn. Osman, KKTC bol kepçe lokantasında, çukur tabağını hınça hınç dolduranlara bu güne kadar kim hesap sordu. Bakın, mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar da zayıflarda olursa işlersanırım işte böyle yürür. Kanat vardır doğanı padişaha, kanat vardır kuzgunu leşe götürür. Vallahi bizim hamhumşorolopcuların kanatlarının bize nereye götürdüğünü siz söyleyin

**

Sn. Erol Yılmaz, öncelikle başınız sağolsun. KKTC’ye uçakla gelen 3 kardeşinizden 2'sinin tabutta gelmesine ne yürek nede can dayanır. Tabutların başında gözyaşlarınıza boğulurken, gelen diğer kardeşinize karantina nedeniyle sarılamamanın ayrıca acısını yaşadınız. Erdal ve Erbay Yılmaz isimli kardeşleriniz, Lefkoşa Kabristanlığında son yolculuğuna sel olan gözyaşları içerisinde birlikte uğurlanırken, sizleri de acılar içerisinde bıraktı. Sn. Yılmaz, koronavirüs testlerinde positif vakaya rastlanmaması sonrasında, bir yanımız bahar bahçe olurken, kaybettiğimiz değerlerimiz nedeniyle diğer yanımız yaprak döküyor. Birkez daha başınız sağolsun.

**

Günün Fıkrası

15452-haftasonu-fikralari_d620.jpg

Günün Sözü58375558_389207088354293_4372070123696029696_n.jpg

Günün Fotosu102854961_247416293349397_8445965707158810543_n.jpggoogle-002.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA

Yükleniyor...