22 Kasım 2024
  • Lefkoşa17°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

03 Haziran 2020 Çarşamba 13:20

Sn. Mevlut Çavuşoğlu özellikleinsan hayatını ve Türkiye’nin prestiji nedeniyle,şimdi açıklamasında sakınca gördüğümüz, ancak tahminen 7-8 gün sonra çözülmesinden sonra yaşananlarıaçıklayacağımız bir konu ile ilgili Türkiye’den uzakta bir yerde yaşanan bir olayı halletmek için girişimde bulunduğunuzu öğrendik. İnsani açıdan büyük önem arzeden ve Türkiye’nin de prestijini önemli ölçüde etkileyecek olan bu girişim sonrasında, çok önemli mesafe kat ettiğinizi belirledik. Türkiye’nin çok uzağında gelişmekte olan bu olayı çözmeniz halinde hem aileyi perişan olmaktan kurtaracaksınız, hemde dış dünyaya karşı, Türkiye’nin prestijini önemli ölçüde büyüteceksiniz. Sn. Çavuşoğlu, son dönemde, birçok devlet yetkilisi konuşur dağ taş dinler, ama bazı konularda siz konuşunca bu son olayda olduğu gibi dünya kulak kesilir sizi dinler. İskender’in kılıcı ile kördüğümü hallettiği gibi sizde yaşanmakta olan bu kördüğümü çözerseniz, bazı kalplerde bir çiçek olmak yerine birçok gönülde buket olacaksınız.

**

Sn. Ceren –Canev, son günlerde yaşadığınız bir olay nedeni ile çok üzgün olduğunuz haberini aldık. Hergün babanız ile konuştuğunuzu ve iyi haberlerini aldığınızı da öğrendik. Çocuklar, TC Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu’nun olayın çözülmesi için girişimde bulunduğu ve kısmende olsa bazı sorunları çözdüğü söyleniyor. Asker evlatları metanetini muhafaza eder. Moralini kolay kolay bozmaz. Başını her zaman dik tutar. Çok değil, 7-8 gün sonra, bilemedin 10 gün sonra babanızı, İstanbul Havaalanında veya askeri bir uçak alanında karşılayacaksınız. Sevgili çocuklar, bazen hayattır sevmek, birini çok uzaktayken bile yüreğinde taşıyabilmek. Siz yüreğinizdeki bu sevginin karşılığını babanızı kucaklayarak göreceksiniz.

**

Güneyde Çalışan işçi Kardeşlerimiz, koronavirüs ile gelen tecrit olayı sonrasında Güney’deki iş yerlerinize gidememenin sıkıntısını yaşıyorsunuz. Dibe vuran ekonomimizde, parasız kalmanın sorunlarını aileniz ile birlikte çekiyorsunuz. Üstüne üstlük Güney’de alınan 3 aylık işten durdurmama kararının bitmesine de az bir süre kalmanın stresini yaşıyorsunuz. Kısacası yarın Güney’deki ustalarınız harç bitti yapı paydos demesi sonrasında,işinizi kaybetmek durumuna mı? Parasızlığın zirvesinde gezinmenize mi? Yoksa çoluk çocuğunuzun yüzüne bakarken, para yok demenin utancını yaşayacak olmanıza mı üzüleceğinizi kestiremediğinizi bilenlerdeniz. Haklı olarak meclis önünde yapmış olduğunuz eylemde ellerinden bir gönül yapmak gelmeyenlere, bari bir gönül yıkılmasın dilinizden mesajı verdiniz. Verdiği umudu geri alanlara, bundan sonra alacakları ahı da güle güle kullansınlar imasında bulundunuz. Arkadaşlar, başlattığınız eylemi meclis önüne taşıdınız. Umut ederimi başlattığınız bu eylemi,bazılarının miyop ve hipermetrop olan gözleri görür.

**

Sn. İbrahim Bulutbeyaz, öğrencilerin koronavirüs nedeniyle uygulamaya konulan karantina sürecinde ödenmesi gereken harcamalar nedeniyle yaylım ateşine tutuğu Kıbrıslı Türkler ile ilgili olarak yapmış olduğun açıklamada,İnanmak size kalmış.Bir TC’li olarak, karnım burda doyuyor. Parayı burda kazanıyorum.Evlatlarım burda doğdu.Ailemin hepsi burdave ekmek paramızı burada kazanıyoruz. Burası benim vatanımdır.O sizden bu bizden, ötekiler, bizimkiler vazgeçin bunlardan. Toprağın altında farkındalık işe yaramıyor bilin istedim dedin. Sevgili İbrahim, bazı kimseler kendini Kafdağı’nın zirvesinde görür.Küfür edebiyatı yazarı, ağzı bozuklar filminin yönetmeni olan bu insancıklar, her insan gibi,  kefene sığacak kadar küçük olduklarını bile görme yeteneğinden yoksundurlar. Unutma,her şeyin bir hesabı var. Dışlanarak, üzdükleri kadar günü gelince üzülecekleri bile bilmiyorlar. 

**

Sn. Akgün Kaçmaz, KTÖS Örgütlenme Sekreteri olarak yapmış olduğunuz açıklamada, hükümetin ve Eğitim Bakanlığının krizi bahane ederek öğretmen kadrolarında kesintiye giderek tasarruf etmeyi düşündüğünü dile getirdiniz. Adanın, kuzeyini dünya geneline göre daha az etkileyen koronavirüs salgınının, özellikle eğitim alanında günümüz koşullarındaki ihtiyaçları ve gereksinimlerinin açık bir şekilde gösterdiğini belirttiniz. Covid-19 sürecinde, tüm dünyaya eğitimde ve sağlıkta tasarruf olmayacağının bir kez daha gösterildiğini kaydettiniz. Sn. Kaçmaz, dünya Mersine giderken, nedense bizler hep tersine tersine gitmeyi adet haline getirdik. Ülkeyi yönettiğini sananlar ev lambası gibi kime yandıklarını belli ederken, bunlar dışında asgari ücret gibi kimse ile geçinemiyorlar. Ali Cengiz oyunlarını görkemli bir şekilde sahne almasının zeminini hazırlarken ‘Ferari’ gibi hızla yol alma becerisine sahip KTÖS gibi kuruluşların önüne ‘Androş’ koymaya çalışıyorlar. Hatçe Teyze, bazı Diyanellos Sigara Fabrikası siyasetçisinin birinci vazifesi, vaat ettiklerini yerine getirmeyerek atacağı trip ve çalımlarla vatandaşı ilelebet canından bezdirmektir. Bunların muhtaç olduğu kudret, desteksiz atan asil çenelerinde mevcuttur dedi.

**

Sn. Leyla Bulutbeyaz, sosyal medyadaki paylaşımında, Lefkoşa – Güzelyurt Anayolu, Alayköy Sanayi Bölgesi önünde, Anayol üzerinde, kendi işini kurarak ekmek parası derdinde olan bir gencimizin, ipe sapa gelmez bahaneler ile iş yerini kapatma derdine düşüldüğünü belirttin. Aslında perde arkasında siyasilere yakın bazı ensesi kalın, gerdanı sarkıklar olduğunu ima ederek,yetmedi, ne sermaye doydu, ne de bu ülkeyi bu hale getirenler dedin. Ailesinin yardımı ile kendi hayatını kazanmaya çalışan, ürettiğini birinci elden halkla buluşturan bu gencin üretimden kopartılarak, göç yoluna itileceğine vurgu yaptın. Yeter artık yeter diye haykırırken, aslında halkın büyük bölümünün hislerini yansıttın. Tüm yasal yükümlülüklerini yerine getiren, bu ekmek kapısına dokunmayın ve bir genci daha işsiz, aşsız bırakıp ülkesinden kaçırmayın derken, .azıcık olsun ülkenizi ve gençlerinizi düşünün.İstihdam yaratmıyorsunuz, bari kendi çabaları ile hayata tutunmaya çalışanlara dokunmayın ifadesinde bulundun. Sn. Bulutbeyaz, bazı siyasilerimiz ve yetkililerimiz, ellerine geçirdikleri güç sonrasında nedense sokakları aydınlatan lambayı geçtim, ülkeyi aydınlatan projektör olmak yerine bazı aileleri aydınlatan ev lambasına dönüşüyor.

**

Sn. Afet Özcafer, uzun bir süredir açıklamalarda bulunmamanız, pandemi dönemi nedeniyle ortalarda gözükmemeniz nedeniyle kendinizi özletmiştiniz. DP Genel Sekreteri olarak yapmış olduğunuz açıklamada,koronavirüs ile ilgili olarak alınan tedbirlerin bırakılmaması gerektiğini kaydederek, halkımızın kendini bu kadar bırakmaması gerektiğini belirttiniz. Küçük bir adada, birlikte yaşamayı öğrenemedik derken, pandemi bunun önemini bize göstertti dediniz. Bu adada toplam 1 buçuk milyon insan ya varız ya yokuz. Ama maalesef ne ekonomi ne sağlık alanında bir araya gelip de insanımızı rahatlatamıyoruz. Pandemi döneminde ahlaksızlıkların yaşandığını gördük ifadesinde bulundunuz. Afet hanım vallahi bir geldiniz, pir geldiniz. İnsanlık ders kitabının paragraf 1.’den başlayarak insanlık dersi vermeye başladınız. Rahmetli babam, bak oğlum sen sen ol. Malın ucuzunu seçki tamir ederken canın sıkılmasın derdi. Galiba babamlarımızın bu nasihatini kulağımıza küpe etmiş olacağız ki, sizin ve sizin gibi birçok kaliteyi seçmek yerine, hep (baz seçilenleri tenzih ediyorum)  malın ucuzunu seçtik. Ve Hanya’nın Girit’te, Konya’nın Türkiye’de olduğunu bu vesile ile anlamış olduk.  

**

Sn. Sinan H. Şemiler,Güney Kıbrıs'ta dün (geçtiğimiz gün) yapılan test sayısı 2,061 ve vaka sayısı 1. KKTC'de dün (geçen gün) yapılan test sayısı 28 ve vaka sayısı 0. Biz kendi kendimizi kandırırız dediniz. Sn. Şemiler, koronavirüs olayını bastırdık. Herşey kontrol altında diyen hükümetimiz, bizlere şekerden mamul ev ile buzdan hayaller sunuyor. Ancak bazı kimselere göre ne yazıkki, halktan gizlenen ‘Gerçekler’ bombalarını yağmur gibi yağdırıyor. İnşallah bu bombalar tahrip gücü yüksek bomba yerine ses bombaları çıkar da, bizim şekerden mamul ev akide, buzdan hayallerde yağmuru görünce, su olup yerdeki toprak ile karışarak çamur olmaz.

**

Sn. Ahmet Yönlüer, Limasol’da kundaklanan Köprülü Hacı İbrahim Ağa Cami ile ilgili olarak Akıncı’nın açıklama yapıp yapmadığını merak etmiştin. Cumhurbaşkanı Akıncı, yapmış olduğu açıklama ile hem merakını gidermiş oldu hemde, Güney’e çağrıda bulunarak "Failler cezasız bırakılmamalıdır" dedi. Ayrıca Rum liderliği bu konuda hızlı hareket ederek gereken araştırma ve soruşturmayı tamamlayıp failleri meydana çıkararak gereken yasal işlemleri yapmalıdır ikazında bulundu. Ahmet hocam bu arada sana bir müjde daha vereyim. Facebook, Akıncı’ya daha rahat sanat icra etmeniz için sana 3 yeni sayfa daha açma izni veriyormuş. Bir sayfa az geldiği için 3 ve o da yetmezse 3 taneyeilave 2 adet daha sayfa dahadahil edilebilirlermiş.Ayşaba, eskiden dost olup siyasi getiri uğruna düşman olan eski dostların attığı taş, düşmanın attığından çok, oeski dostun attığı taş yaralar. Çünkü düşmanın attığı taş nereye isterse isabet etsin fark etmez.Ama ikincisi hep kalbe isabet eder dedi.

**

Sn. Ahmet SaidSayın,Limasol’da, caminin molotov kokteyli ile bombalanması ve duvarına ırkçı sloganlar yazılmasının kabul edilebilir yanının olmadığını ve bu durumu protesto ettiğinizi belirttiniz. Ancak bizlerin de bizim tarafta daha uygar davranmadığımızı ve Tanrının evi olarak kabul edilen ibadet yerlerine saygı göstertmediğimizi ima ettiniz.Cami, Kilise, Mescit, Havra veya Şapel’lerTanrının evidir. Mezarlıklar ise saygı gösterilmesi ve korunması gereken yerlerdir dediniz. Ancak,bizim Müslüman mezarlıklarının bile bakımsızlıktan kırıldığını belirttiniz. İki taraf siyasetçilerinin ve fanatiklerinin, birbirine laf yetiştireceğine iş birliğini ilerletsinler ifadesinde bulundunuz. Ahmet gardaş, iyi niyet tomofilinin makinesi mangos etti. Ve rayma istiyor. Tekerlekrulemalarına yanlışlıkla ırkçılık grasosu sürüldüğü için tekerlekler bırakın dönmeyi yerinden kımıldamıyor. İnsanlık, hoşgörü lastiği ile bağlı aksona garda ha koptum ha kopuyorum diyor. Bu tomofileyi bir ebiskevi görmezse vallahi daha yola çıkar çıkmaz‘ Tumba’ olur. Bizden söylemesi.

**

Sn. Fikri Marasali beklenmedik bir zamanda, altın vuruş ile Yol Yoksa Seyrüsefer da Yok sayfasını bizden bu kadar, diyerek kapattınız. SerdinçMaypa ile İmece ile yardımlaşmanın nasıl yapılması gerektiğini, haksızlıklara nasıl dur denileceğini, namuslu insanların da en az namussuzlar kadar cesur olduğunu ve haksızlıkların üstüne gittiğini bizlere gösterttiniz. Haklının yanında dururken, haksızın hep karşısında oldunuz. Sevgili Fikri, halkın dili ve sözcüsü olmak kolay değil. Siz hak, hukuk derken, hariçten gazel okuyan yağlama ve grasolama ustalarına meram anlatmak hiçte kolay değil. Halkı, hep ağzında bal alınacak arı gibi görenlere, bu arının kuyruğunda iğnesi olduğun da hatırlattınız. Bu NOS yazısı olmadı be abim.  Abiciğim, ateş karşısında bozulmayan altın, altın karşısında bozulmayan kadın, kadın karşısında bozulmayan erkek ve üç kuruşluk menfaat için oyunu satmayan insanlar kalitenin simgesidir. Siz kalitenizden ödün vermediniz.Ateş olup sizi yakmaya çalışanlar karşısında bozulmadınız. Üç kuruşluk menfaat için satılmayarak kalitenizden ödün vermediniz. Bir kalpte bir gül yerine birçok gönülde buket olarak alkışlandınız ve alkışlanmaya devam edileceksiniz.

**

Sn. Halil Akbıçak,eski ve deneyimli bir kasap olarak, her bölgede farklılık arzedenve el ile cep yakan et fiyatları ile ilgili olarak halkınisyanları oynadığını sanırım sizde görüyorsunuz.  Et fiyatlarının astronomik fiyatlara yükselmesi halkın alım gücünü düşürürken, kendi bölgelerinde kasaplık yapan iş yeri sahiplerinin de satışların istenilen seviyede olmadığından yakınarak memnun olmadıkları dile getiriliyor. Marketler “Kira veriyoruz’ bahanesinin arkasına sığınarak, eti pahalı satarken, geniş aileye sahip insanlar artık et yiyemiyoruz diyor.Hayvan üreticisi, sattığı hayvandan elde ettiği para ile masrafını bile karşılayamazken, bazıları yalan ve dolan ile onlardan daha fazla parayı hiç zahmete girmeden cebe indiriyor.Sn. Akbıçak, hayat, ölüme neden insanlar beni çok severken senden nefret ediyorlar diye sormuş. Ölümde sen tatlı ve güzel bir yalansın. Ben ise ‘ACI’ bir gerçeğim demiş. Kısacası yalan kazanırken, gerçek acıları oynayarak kaybediyor. Bilmem anlatabildim mi?

**

Sn. Dimağ Çağıner, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı olarak yapmış olduğunuz açıklamada, Oteller bugün açılıyor. Turistler ise henüz ‘bilinmeyen şartlarla’ 1 Temmuz’da gelebilecek bu durum ‘tam bir plansızlıktır dediniz. Hükümetin açıkladığı kredi konusuna da değinerek, kredi dedikleri o bal, zehirdir. Onu yiyen ölecek. Kredi desteği ekonomik akıldan yoksun bir destektir. Ağıza bal çalmadır, aslında o bal, zehirdir. Onu yiyecek olan ölecek ifadesine bulundun. Ve hükümetesen neden herkesi borçlu hale getirip hepsini batırmaya çalışıyorsun dedin. Sn. Çağıner, her tecrübe, saflığımızdan yararlanmış insanların, bize bıraktığı bir ürünüdür.Ben bu insanlara yapmak istediğimi şeytana da söyledim. O bile müstahaktırlar ama yapma günahtır dedi. Bende şimdi onlara ağzım ile küfretmiyorum. Yalnız bir yerim ile küfür edercesine gülüyorum.

Öpüşmem!..

dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayı türünün erkeği ölmüş.
bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır. bu yüzden soyu tükenecek.
ne yapalım diye düşünmüşler; kurullar toplanmış, çözüm yok.
bir türk bilim adamı şöyle demiş:
'bizim memlekette bir hayati abi var. söylemesi ayıp, aynen bu
ayıya benziyor, hatta daha kıllıdır.
ondan rica edebiliriz. 150-200 dolar da ödül verdik mi bu iş tamam!
ayıların soyunu ancak bu yöntemle kurtarabiliriz.'
bakmışlar başka çare yok, hayati abiye gitmişler ve durumun önemini,
yapacağı hizmetin büyüklüğünü
anlatmışlar, bir de 'karşılığında 150 dolar söz konusu' demişler.
hayati abi bir an düşündükten sonra, 'olur ama..' demiş, 'üç şartım var.'
herkes büyük bir sevinç içinde ama daha çok merakla,
'nedir şartların?' diye sormuşlar...
hayati abi bir çırpıda sıralayıvermiş:
1. öpüşmem. 

2. yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız.


3. 150 dolar çok, en fazla 50 dolar veririm

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA