15 Ocak 2025
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul8°C
  • Ankara8°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

09 Ocak 2020 Perşembe 08:00

Sn. Ersin Tatar, KKTC Başbakanı olarak ekonomideki durgunluğu gidermek için faiz benzin ve mazotuna katılan ateşleyici katkı maddesinin önüne takoz koymak için bankalar birliği ile görüşerek faiz indiriminde bulunma isteminizi ilettiniz. Bankalarda biriken 30 milyar TL’nin, KKTC bütçesi olan 8,8 milyar TL’nin üç katı olduğunu ve bunun ekonomiye kaynak olarak aktarılması gerektiğini belirttiniz. KKTC’nin 10 en karlı ve en çok vergi veren kuruluşlarının sekizinin bankaların oluşturması, bileşik faiz, hesap kullanım parası, kendi bankasındaki bir hesapatan bir başka hesaba para aktarımından para alma gibi endek göndek işler ile bankaların nasıl bir kar marjına ulaştığını görmek için kartal gözüne sahip olmak gerekmez. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bankaları yola getirdiği gibi, KKTC halkı da sizin buradaki bankaları hizaya getirmenizi ve halkı faizin, faizinin faizi belasından kurtararak esenledirmenizi bekliyor.

**

Sn. Nazım Çavuşoğlu,Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olarak kolları sıvadım. Bu yıl inanılmaz derecede okul tamiri ve yeni sınıflar yaptım. Hedefim, 2 yılda 7 okul yapmaktır dediniz. Ayarıca 20 yıl önce yanan ve yerine yenisi konulamayan devlet tiyatro binasının temellerinin çok yakında atacağınızı belirttiniz. 4 tane partinin oluşturduğu bir hükümette aynı sorunlar artarak devam ederken ve kimse ağzını açmazken UBP iktidardayken tepki gösterilmesine karşıyım ifadesinde bulundunuz. Hacı amca, 7 okul yapacağım sözünüze katıla katıla çatlayıncaya kadar gülerken, Ayşaba,atma Recep din gardaşıyız. Sen din lafını duyunca abilerine şirin gözükmek için, 20 kuluvallahi çekip, 10 fatiha okumaya geçeceğinizden değil 7 okul 2 okul bile yapamayacaksın. Sen 7 değil, 5 okul yap, söz ben Girne kapısında bu yaşımla ve kadınlığım ile 7 takla atıp, 8’de göbek dansı yapacağım. Ne diyeyim sallama serbest. Sonrasındaki kıvırma da moda dedi.

**

Sn. Serdar Denktaş kişisel sosyal medya hesabınız üzerinden yaptığınız açıklamada yol yapılması için maaşlardan kesinti yapılması gerektiğini söylediniz. Açıklamanızın devamında ‘Yol yoksa seyrüseferde yok" sloganı altında yapılacak olan eylemin anlamlı olmakla beraber, ülke koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde anlamını yitirdiğini söylediniz. Ayrıca daha beş yıl önce seyrüsefer ruhsatını kaldırıp akaryakıt üzerinden yol kullanım vergisi almayı önerdiğimde bu öneriye karşı çıkanlar bugün hükümette olanların engeline takıldığımızı hatırlatmak isterim. Daha bir ay önce zam yapmamakla övünen bu partilerin seyrüsefer zammı ile başlattıkları zam furyasının arkasının da geleceği aşikardır dediniz. Sn. Denktaş, yol yapımı için kesinti yapılması fikrinize katılırım. Tabi bu kesintileri de sıraya koymak gerekir diye de düşünenlerdenim. Bence kesintilere önce size verilecek hayat pahalılığı ile 18-20 bine ulaşan maaşlarınızdan başlamalı derim. Sonrasında partilere katkı amacı ile verilen milyonların kellelerinin bumburo kesilmesi ile devam edilmelidir. Filana ödenen kesinti, falana ödenen katkı ile devam edildikten sonra bozuk yol kalırsa maaşlara el atılmalı derim. Serdar gardaş, çocukken bizlere defalarca büyüyünce ne olacaksın diye sormuşlardı. Seçtiklerimiz sayesinde  “MUTLU” keyifli bir yaşam süreceğiz diyemedik. Çünkü çocuktuk. Akıl edemedik. İyiki akıl edememiştik. Çünkü büyüyünce yaşadıklarımıza bakanlar karşısında ‘Madara’ olacaktık.

**

Sn. Süleyman Manavoğlu, KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın anıt mezarı boş vermişliği ve rezaletin daniskasını yaşıyor. Büyüyen otlar, diringa dolan tuvaletler oradaki polislerin sağlığını risk altına sokuyor. Elektriğin hala daha bağlanmaması, anıtın karanlıklar içerisinde kalmasına, polis kulübesine derme çatma bir kablo ile verilen elektriğin ise polislerin hayatlarını ciddi anlamada tehlike altına sokuyor. Tabi otlar ve anıtın karanlıkta kalışı sizin sorumluluğunuzda değil. Keza 3 aydır toplanmayan ve hastalık yayan çöplerde sizin yetki alanınızda değil. Ancak polislerin sağlığı ve hayati risk taşımayan birgörev yerinde görevlerini ifa etmeleri sizin yetki alanlarınız dahilindedir. Başbakan veya ilgili bakanlık ve belediyelere gerçekleştireceğiniz girişim sonrasında, bu durumdan rahatsız olan polislerinize sahip çıkmanız bekleniyor.Sn. Manavoğlu, polis, halka sağladığı güven ve koruma ile halk nezdinde yıllanmış şarap tadı veriyorsa, sizde o şarabın içerisine konduğu ve o lezetti koruyan değerli bir şişesiniz. Şarap, sirkeye dönüşürse, sanırım o şişenin de değeri kalmaz.

**

Sn. Hüseyin Özgürgün, dokunulmazlığınızın kaldırılması sonrasında, savcılıktan dokunulmazlıkla ilgili gönderilen talebe uyulmadığı gerekçesiyle KKTC Meclisine dava açtığınızı öğrendik. Anayasa Mahkemesinde görüşülecek davanın duruşmasının da bugün olacağı açıklandı. Bugüne kadar deveyi havurdu ile götürenleri görmezden gelenlerin, size karşı takındığı tutuma karşı kızgınlığınızın, öyle ya da böyle geçtiğini gözlemledik. Ancak kırgınlığınıza henüz bir çare bulamadığınızı görüyoruz. Sn. Özgürgün, sanki bu kırgınlık yeni ufuklara yelken açıyorsunuz yansıması yaptı. DEMOKRAT bir kişiliğe sahipsiniz ve yeni bir PARTİ üyeliği tabiki hakkınız. Vallahi buralarda bir telaş almış başını gidiyor. Batıda Yıl Başı. Doğuda yaşama telaşı. Buralarda da Özgürgün’ün başını bumburo kopratma ve UBP’den uzaklaştırma yarışı.

**

Sn. Fikri Ataoğlu, Demokrat Parti başkanı olarak, UBP Milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili savcılığın gönderdiği talebe uyulmadığı’ gerekçesiyle Özgürgün ile birlikte dava açtınız. Hüseyin Özgürgün’ün, Türkiye’de olması nedeniyle, bugün Anayasa Mahkemesinde yapılması muhtemel ilk duruşmayada sizlerin katılacağını öğrendik. Cumhuriyet Meclisi’ne açılan iki davada, dokunulmazlığın kaldırılmasının durdurulmasını talep edeceğinizi söylediniz. Sn. Ataoğlu, Bunu Özgürgün için değil, ismi kim olursa olsun, savcılık kararlarına uyulmadığı için yaparım. Meclisin, savcılığın talepleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini belirttiniz. Özgürgün’ün partisi ve diğer muhalefet partileri dururken, sizlerin harekete geçmesi, bayram değil seyran değil, Fikri Başkan, capur cupur Hüseyin arkadaşını herhalde DP’ye katılacağı için öpüyor yorumunu getirdi. Ayşaba, eğer iş ceza kesmeye Kaldıysa, hakimde, savcıda Fikri ovlucuğumdur. O Mağusa’da, hendek bölgesi ile Mağusa kalesinin üstünde büyüdü. Neron, Roma’yı yakmış. Vallahi arkadaşı için memleketin anasını satar ve KKTC’yi de arkadaş uğruna yakar dedi.

**

Sn. Akif Uygur, merkezi cezaevinde mahkumların uyuşturucu partisi düzenlediği haberine yaptığın yorumda,uyuşturucuyu içeri sokanlar, uyuşturucu yakalatıyor. Buda yangın çıkarıp sonra gidip söndürmek gibi bişey olsa gerek. Bunun faturası yine mahkumlara kesilecek.Yönetim hertürlü yasağı koyacak.Kendi mokunu kapatacak olan yine mahkuma olacak. Yazık dedin. Akif gardaş, cebinde birkaç gram uyuşturucu bulunanlar, gazetelerde 8 sütüna verilen manşet haberler ile deşifre ediliyor. Çantasında uyuşturucu taşırken ihbar sonunda yakalananlar takip edilip barona ulaşılacağı yerdehemen içeri tıkılarak hesabı kesiliyor. Bu konuda da haklısın ve fatura mahkumlara kesilecek. Ben mahkumlardan alınan ifadelere karşın, olayı kapatarak uyuşturucuyu içeri taşıyanları görmezden gelerek, hesabı mahkumlara kesecek olanlara inan, ağzımla sövmüyorum. Ama katıla katılaküfür edercesine gülüyorum.

**

Sn. Ertuğrul Yavuz, sosyal medyadaki paylaşımınızda, ya arkadaşlar aramızda, toplumumuzda ne kadar yalaka yağcı insanlar var.Politikada,iş yerinde yani güçlü olana yağcılık ve yalakalık gırla gidiyor.Yahu siz kendinize saygı duyun.Doğruyu alkışlayalım ama yanlışlara yanlış diyecek küfretiniz olsun.Doğrulara evet. Ama yanlış ve inanmadığınız şeylere uşaklık yapmayın dediniz. Ertuğrul gardaş, yağ ve graso boşuna icat edilmedi. Dümeni daha kolay çevirmesi için bazıları boşuna ‘Kaptan’ yapılmadı. Bu zihniyette olanların biz yanlışa yanlış, doğruya da doğru deriz. Haklının yanında, haksızın karşısındayız demeleri, filim veya dizi arası ‘Reklamlar'dan başka bir şey değildir.Başak nasıl büyüdükçe boynu eğilirse, bunların apoletlerine bir yıldız eklendikçe boyunları yerine belleri eğilerek iki büklüm olurlar.

**

Sn. Mehmet Bicen şu anda bir milyon ton su saatte denize gidiyor. Peki buna ne dersiniz yabe summak dayılar dediniz. Mehmet gardaş, oturmak ve ense büyütmek ile gerdan sarkıtmak varken, çalışma ve üretime katkı koymak, doğru olmaz. Bu suyun,Güzelyurt aküferi ile Mesarya ovasına akıtılarak, narenciye ile mesaryadaki yapılması düşünülen muhtemel üretimi sağlamak çalışmanın getireceği bir realitedir. Babanın sanatı oğluna, ismi kızına mirastır derler.Geçmiş siyasilerin mirasını, arkadaşlarının en iyi şekilde muhafaza ettiğini görüyoruz. Sevgili Mehmet, bu ülkede un var. Helvayı en iyi şekilde tadlandıracak şekerde var. Kıvamında olması için kaliteli İrmikte var. Ama maalesef helvayı kıvamında pişirip yapacak usta yok. Bu nedenle helvanın altı cıvık kalırken, üstü yanıp gara gavurma oluyor.

**

Sn. Devrim Barçın, domates 12 TL oldu çıt yok. Bu sebeple Mercedes ve Land Rover'inin seyrüsefer ücreti yükseldi diye isyan edenlere de ben isyan ediyorum.Onların seyrüseferini %100 artıracaksın, asgari ücretlinin sürdüğü aracın seyrüseferini finanse edeceksin ve asgari ücretliden sıfır seyrüsefer alacaksın.Var mısınız diye soruyorsun. Sevgili Devrim bizler varız. Ama partilere katkı adı altında oggaynan para desteği verenlere. Ankara’yı kapı komşusu yapanlara. Kendilerine hayat pahalılığı adı altında pastanın dört üç buçuğunu, geriye kalanı da gözle görülmeyecek kadar küçük parçalar halinde asgari ücret düzeyinde çalışanlara verenlere. Yeme içme gırla modunda giderken, buralara yine oggaynan para harcayan siyasilerimize karşı ses yükseltmeye varmısın? Hatçe Teyze, bugüne kadar ocağın bacası eğri de olsa dumanı doğru tütüyordu. Ama baca tıkandı ve dumandan boğuluyoruz. Devrim ovrucuğum, balcının bal tası varsa oduncununda da baltası olduğunu birilerine hatırlatırmı diye soruyor.

**

Sn. Metin Bilmem, maşallah cezaevi Abdi amcanın sorma gir, sormadan çık git hanına dönüştü. Merdiveni dayayarak hop Adios diyenler mi istersiniz? Yoksa hapishaneden bay bay diyeni mi arzu edersiniz? Vallahi herşey turfanda. Seç seç al. Yalnız bukez bunlara, Cezaevinde uyuşturucu partisi de katıldı. Bazı mahkumların 5 Ocak 2020 gecesi, uyuşturucu partisi düzenlenlemesi sanırım millete ‘Yok artık’ dedirtti. Tamam bazı mahkumlar uyuşturucu partisi düzenledi. Da bu mavro yerimo uyuşturucu içeri nasıl girdi? Ayakları ile tıpış tıpış mı? Yoksa birilerinin ittire kaktırması ile mi cezaevine daldı? Sn. Bilmem, inanın sizin uyuşturucuyu o mekana taşıyanları bilip bilmediğinizi, bilmiyorum. Ama ifadesi alınan mahkumlardan sonra olayın hasır altı edilmeye çalışılmasını biliyorum. Ve bildiğim diğer olay ise Narkotik polisine bildirilmemesidir. Ayşaba,Kanat vardır, Doğan’ı padişaha götürür. Kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. Aman siz kanatlarınıza dikkat edin. Padişah yerine sizi başka yerlere götürmesin.

**

Sn. Ali Özmen Sefa, Girne’de etkili olan sağanak yağışın, Ada Tv ve Star Kıbrıs Gazetesi’nin yağmur sularıyla dolmasına neden olduğunu öğrendik.Ada TV binasının bodrum katında bulunan haber merkezi sular altında kalırken, geçmişte yaşananların tekrarlandığına tanık olduk. Gün boyu yayınlarınızın kesilmesine değil ama yağmur sularının sizlere verdiği zarara ve işlerinizi yapamamanıza üzüldük. Ali bey, Kötümser insan yalnız tüneli görür.İyimser tünelin sonundaki ışığı görür. Gerçekçi tünelle birlikte ışığı ve de gelecek treni görür. Siz hiç kötümser olmadınız ve hep iyimser oldunuz. Bukez gerçekçi olun ve ışık ile treni değil ama gelecek yağmur sularını görerek tedbir alın. Alın ki 4’ncü defa o yağmur suları size zarar vermesin.

**

Sn. Münür Rahvancıoğlu, yaptığınız açıklamada, “Kesecekseniz, sermayeye acı recete kesin. Hükümetler halkın değil, sermayenin dostudur. Para olmadığını biliyoruz, ancak neden bizim cebimize elinizi atıyorsunuz da ultra zenginlerin cebine atmıyorsunuz dediniz. Devlet, bütçe yaratmak adına harçlara zam yapacağına, büyük üniversitelere, otellere, inşaat şirketlerine, ultra zenginlere baksın. İnşaat şirketlerinin kullandığı beton mikserler en son ne zaman seyrüsefer ödedi onları kontrol etsin ve vatandaşın cebine el atmak yerine başka şekilde para bulmanın yollarını arasın ifadesinde bulundunuz. Sn. Rahvancıoğlu, koltuğa oturana kadar canım cicim, oturunca zalim olanlar yalnız tuttuklarını değil, kaçanı da yakalayarak öpüyorlar.Oyuncak ayıya bile ‘Aşkım’ diyen bir kızın lafına kanmamamız gerektiği gibi bugün göz yumduklarımızın, yarın bize göz açtırmayacak olanlar olduğunu da bilerek boş vaatlerine kanmamamız gerektiğini bilmemiz gerekir.

**

Günün Fıkrası82233300_880543499069728_5123578152253128704_n.jpg

Günün Sözü81847247_312798252953645_179678118582157312_n.jpg

Günün Fotosu82245782_2684374214951444_4450813963906580480_n.png81464048_519681168903130_2493080454920404992_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA