08 Kasım 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa15°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele15°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara5°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR 20 ŞUBAT 2023 PAZARTESİ

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar 20 Şubat 2023 Pazartesi

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar 20 Şubat 2023 Pazartesi

20 Şubat 2023 Pazartesi 10:21

Sahibine Mesajlar

Sn. Recep Tayyip Erdoğan,  yüzyılın felaketi olarak nitelendirilen depremde yüzlerce soydaşımızın yanısıra, KKTC güzelim evlatlarını kaybetti. Kaybettiğimiz insanlarımıza, sizlerle birlikte ağlayıp birlikte üzüldük. Depremde en büyük katkıyı verenler arasında KKTC ilk sırada yer almasına karşın, kıyamam dediklerimiz, destek veren ülkeleri sıralayıp teşekkür ederken, görmek istemediği KKTC insanına bir teşekkürü çok gördü. Ve insanların yüreklerini ince ince kıyarak pembeleşinceye kadar kısık ateşte kavurdu. Belediyelerimizden, Sivil Savunmaya, gönüllülerimizden, tüm duyarlı insanlarımıza kadar verilen mücadele yok sayıldı. Sn. Başkan, rahmetli annem hep, ey insanlar şüphe yok ki, Allah’ın vaadi haktır derdi. Ama Anamız hakkımız olan bir teşekkürü bile bize çok gördü.

**

Sn. Ünal üstel  bu ülkenin Mülki idaresi hükümet ile başbakanda olduğunu sanırdık. Yanıldık. Bal demekle ağızın tadlanmayacağını, ülkeyi biz idare ederiz demekle de idare edilmediğini Melekler Takım oyuncusu Mehmet Arif Altak’ın hikayesini yazarken öğrendik. Meğer ülkeyi,yönetenler, 20 yıllık eğitimci Mehmet’in  anne ve babasına yapmadıklarını bırakmayan kamuya ‘mikşa’ (ağaç yapışkanı)  gibi yapışan, 50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu vatandaşa veremeyen, karnına vurunca ah arkam diyen Kamuya demir atmış Kamu’nun padişahlarıymış. 20 yıl bırada yaşayan 8 gün ikamet izni bitti diye cezaevine gönderilen ancak 2 eğitmenin önüne bir memur tarafından konan androşu kaldıramayan bir hükümet bize göre Parçaları kaybolmuş puzzle gibidir. Serseri mayına dönüşen ve kontrol edilemeyen üstüne üstlük düzeltilmeyen bir Kamuda hükümetin başını yer.

**

Sn. Bakanlar Kurulu Üyeleri, ABD’de bir, Asya kıtasında 8 Avrupa’da 9, Brüksel’de bir ve BM’de 1 temsilciğimiz  ve Türkiye’de büyükelçiliğimiz ile konsolusluklarımız var. Allah aşkına bunların hangisinin yaramıza melhem olduğunu söylermisiniz. Pandemide İngiltere temsilciliğimizin telefonlarına virüs bulaştığı için ulaşamadık. Çocuklarımızı ülkeye getirme noktasında temsilcilik fıtığı çıkarttık. Depremde gittim, yoldayım şarkısı dinlemekten gına geldi. Bunların birçoğu döviz emen ‘Kara Delik’. Peki o zaman sırf birilerinin cebine Dolar-Euro bazında para akıtmak için sözde temsilcilikleri ne diye açık tutuyoruz. Faydasız olanları kapatın gitsin. Sn. Bakanlar, Anneme tişörtümdeki yağ, vişne ve kahve lekesini gösterdim. XX ile temizleriz canım demesini beklerken küfür etti. Reklamlarda böyle değildi. Ayni dış temsilciliklerimiz.

**

Sn. Tahsin Ertuğruloğlu, vallahi bizim insanımızı anlamakta güçlük çekiyorum.  Neymiş efendim, tüm Kıbrıs enkaz altındaki çocukları için dua ederken, siz Güney Kıbrıs’ın yardım teklifini kabul etmeyip yardım ekibini sınırdan içeri sokmamışsınız. Enkaz altında kalan çocuklarımız ile ilgili bir bilgi paylaşımında bulunmamışsınız. Kıbrıs ve Türkiye halkları can derdinde, Dışişleri Bakanı düşmanlık peşinde dediler. Sn. Bakan,. Ajda Pekkan’a kendinden küçük sevgilisi var diye laf edenler yaşıtlarının hepsi ölü kadın ne yapsın demiyorlar. Sizin Beşparmak dağına elinde Piyade ile çıktığınızı, ama gözünüze ayrelli battığı için kaybettiğimiz çocuklarımızı göremediğinizi, kulağınıza çiçek tozları kaçtığı için ağlamaları ve çığlıkları duyamadığınızı  dilinizi ‘Eşek arısı’ soktuğu için konuşamadığınızı anlamadı. Millet sizin ile bir gün mutlu olacağım diye çok korkuyor. Hayır bünyeleri alışık değil hasta falan olurlar.

**

Sn. İşBankası Yönetim Kurulu üyeleri, depremde  ölenlerin kredi borçlarını kapatacağınızı söylediniz. Sizin bu açıklamanıza bizim buralarda ‘Gandır çocuğu da Taksim istesin’ derler. Hayrola bu bonkörlük nereden çıktı? Bütün bankaların nalıncı keseri gibi hep kendine yonttuğunu ev lambası gibi kendine yandığını bidiğimizden şaşırdık. Be arkadaşlar bütün krediler şahıslara verilirken bir ölüm sonrasında verilen kredinin garanti altınması için o kişilere ölüm dahil Ferdi Kaza sigortası yapılır. Depremde ölen kişilerin kredi borçlarını zaten sigorta şirketleri kapatacak. Büyük iş yapmış gibi böbürlenmeyi bırakın. Reasürans işlemi yapan sigortalarda paralarını reasürans şirketinden alacak. Lütfen bizi yemeyin. Sütten ağzımız yandı yoğurdu üfleyerek yemeye başladık.  Gandırmayın bizi da artık Taksim istemeyiz.

.**

Sn. Koral Bozkurt,  Türkiye’de Şampiyonlarımızı  kaybettiğimiz o yıkıcı deprem sonrasında, sizin dile getirdiğiniz gibi çocuklarımızı kaybettiğimiz o nalet olası otelin  enkazından emare almak için erken davranmamız gerekiyordu. Bu noktada bilir kişi raporu hazırlayabilecek 2 güvenilir kurum , Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis odaları birliği düşünüldü. İlk talep  DAÜ’ye sizin tarafınızdan yapıldı. Halk olarak belâ okuma yerine Allah salâlarını versin demeyi bir türlü öğrenemediklerimiz için DAÜ  talep sonrasında sınıfta kaldı..Bir yarışta kaplumbağayı bile geçemeyen DAÜ’nin,  zat-ı muhteremi pişmiş aşa su koyunca iş savsaklandı. Sn Koral çocuklarımıza ağladık. Ağladığımızı gördüğü halde kılı kımıldanmayan ve bize gelip ağlıyor musun? diye soran mala, Yok, ben gözümden işiyorum diyesim geliyor.  Bu zat-ı muhteremlere,  DAÜ’ye sizi kim koydu yaa” cümlesindeki “bu” olurlar inşallah

.**

Sn. Fatma Baysal, bir eğitmen, ülkenin yardımsever bir evladı olarak yüreğimize ateş gibi düşen yüzyılın felaketi deprem sonrasında, ev lambası olup sadece kendine yananların aksine, cadde projektörü olup depremden zarar görenler için yardım toplayarak ülkeyi aydınlatan ‘Cadde projektörü’ oldun. Günümüz şehirleri insana huzur veriyor diyenlerin aksine, eksik betonu, düşük demiri ile ruhu kalmayan, huzuru sağlamayan, depremde 8’nci katı ile 1’nci katı öpüşen betonlaşan şehirlerde depremden zarar gören insanlara kurduğun ekip ile ‘Hızır’ olup yetişiyorsun. Fatma Hocanım,  sen ve insan sevgisi demir para gibisiniz. Siz demir bir paranın  bir  yüzündeki yazı,  insan sevginiz diğer yüzündeki tura

**

Sn. Murat Aslı Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı olarak, Ülkedeki hak ihlallerinin yanısıra ‘Yok artık’ dedirten olayların hız kazandığını belirttiniz. Cezaevinde bir tutukluya, ayni koğuşta beraber kaldığı bazı mahkumların bestesi ve güftesi tacavüz makamından eser sunduğunu dile getirdiniz. Amman lütfen bu eseri fazla dillendirmeyin. Devlet olarak isimlendirdiğimiz kurumun, Zorlu Töre’nin ‘Yüce Meclisinin’ çıkardığı yasanın güvenliği, gözetim ve denetim altında olan bir tutuklunun başına gelenler çok dillendirilirse, 3 Maymunların yanına bonus olarak 4’ncü maymunu koyan bazı siyasilerimiz  Mazallah yanlış anlayıp, herşeye yaptıkları zammı ‘Tecavüze’ de yaparlar. Malum bildiğiniz gibi cips paketinin %70’i havadır.

**

Sn. Ahmet Soykurt  Türkiye’de doktorlar için  başka ülkelere giderlerse gitsinler diyen zihniyet, doktorların depremde gecesini gündüzüne katarak çalışması sonrasında sınıfta kaldı. Sen ve Erol Uçaner ile bazı genç doktorlarımızın yanısıra Cenk Conkbayır  gibi deneyimli doktorlarımızın yaptıkları ile sınıf ‘Pek İyi’ ile nasıl geçilir keşke o birileri görebilse.  Genç doktor Ahmet Soykurt’un ince bir barsaktan mide yaptığını, pankreas taşları operasyonlarından nasıl başarı ile çıktığını, Erol Uçaner gibi yetenekli genç  doktorlarımızın zor ameliyatların üstesinden sütten kıl çeker gibi nasıl geldiğini, fark etse. Sn. Soykurt, Kadınların 5 dakikaya hazırım cümlesi ile erkeklerin 5 dakikaya geliyorum cümlesi ölümüne kapışırken,  sizlerin başarınız ile bu başarıyı görmemekteki ısrarda ölümüne kapışıyor.

 **

Sn. Hasan Esendağlı, aralarında çocuklarımız ile ailelerinin bulunduğu onlarca kişinin öldüğü İsias Otel ile ilgili suç duyurusunda bulundunuz. Başkan, otelin kolonları lobiyi genişletmek için kesildi tamam. İki apartman dairesi birleştirilerek otel yapıldı ve sağlamlığı göz ardı edildi, O da tamam. Kolonların içine beton yerine tuğla ve moloz parçaları kondu. Eh o da tamam.  Adam  çimentonun torbası kaç para oldu siz bilirmisiniz diye sordu. Lobi dar, adamlar genişletmek için tabiki kolonları kesecektim. Ne yani bu kadarcık şey şimdi suçmu oldu  Yapma başkan.  İncir çekirdeğini doldurmayan bu kadarcık iş için AKP’nin koskoca bilmem ne üyesini şikayet edip rezilmi edeceksiniz diyor. Denildiği kadar okumayan bir toplum değiliz. Erkekler bildiğini okuyor, kadınlar da onların canına okuyor. Ama bu defa bazı insan müsveddeleri ile deprem bizim canımıza okudu. İnşallah girişimleriniz ile insan elbisesi giyen insan sevgisinden yoksun bazı yaratıkların canına da biz okuyacağız.

**

Sn. Andreas Fterakides. Sağlık sorunlarınıza rağmen bir Hristiyan olarak kalktınız, ben dünyadaki insanları seviyorum diyerek sponsorlar bularak, İnsanlar nereli olursa, hangi dinden olursa veya ne renk olursa olsun yardım edecem  diyerek depremde zarar gören Müslümanlar için yardım topladınız. Onlar acı çektiğinde ben de acı çekiyorum diyerek yardım elinizi uzatırken, beter olsunlar gülüşünüz ile Milliyetçiliğin zirvesinde dolaştığını sananları sevindireceğinize, yardım ederek koskoca KKTC’nin Dışişlerine acı çektirdiniz. Birileri Milliyetçilik dağının tepesinde yalnız dolaşırken, siz asla yalnız değilsiniz diyerek onu kahrettiniz.  Sn. Fterakides, Otuz yaşındaki heriflerin lise üniforması giyip kolej öğrencisi rolü oynadığı dizilerin yanısıra, yüreğinden insan sevgisini silerken sırtına, faşist elbisesi giyenlerin siyaset tiyatrosundaki rolünün de sonu gelmelidir..

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA