29 Mart 2024
  • Lefkoşa25°C
  • Mağusa26°C
  • Girne23°C
  • Güzelyurt25°C
  • İskele26°C
  • İstanbul20°C
  • Ankara21°C

TANER ULUTAŞ'TAN 'SAHİBİNE MESAJLAR'

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

Taner Ulutaş'tan 'Sahibine Mesajlar'

11 Temmuz 2019 Perşembe 09:15

Sn. Mustafa Akıncı, Türkiye’nin, tatari topaç gibi nasıl döndüğü belli olamayan, Doğu Perinçek’in, Gazetesinde, sanırım 7-8 ay önceydi, Soner Polat isimli emekli olduğunu öğrendiğim bir general, açıklamasında, Kıbrıs’ta Federal Çözüm çöpe atılması gerekir. Milli Davayı da layıkı ile götürmeyen ve Türkiye’nin Milli Menfaatleri yerine, Kıbrıs’ın menfaatlerini gözeten Akıncı’da görevden uzaklaştırılmalıdır. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı görevini sürdürdüğü müddet, Kıbrıs, Türkiye’nin elinden kayıp gidecek diye yazmıştı. Ve tabi o günden bugüne kadar, göz, gez arpacık diyerek sizin hedef tahtasına çevrildiğinizi gözlemledik. Çavuşoğlu gelir, canlı yayınlarda, elinde fırça sizi siyaha boyamaya çalışır. Fuat bey gelir, görüşme tenezzülünde bile bulunmadan gerisin geri tabana kuvvet Türkiye’ye gider. Sn. Akıncı, bu zatların, sizin tuale attığı fırça, halk nezdindeki tablonuza, ünlü ressam Van Gogh’un tablolarının muhteşem görüntüsü gibi yansıyor. Ayşaba, başak büyüdükçe boyun eğer diyenler yanılıyor guzzum. Bak Mustafa ovlucuğum, büyüdükçe, başını dik tutuyor ve taneleri dolu dolu başağın boyunu dik tutuyor dedi. Başkan, balcının bal tası varsa oduncununda baltası var. Birileri de bunu unutmazsa iyi olur.

**

Sn. Derviş Eroğlu, UBP’de yaşananları uzaktan izlerken, fırtına öncesi sesizliğe büründüğünüz söyleniyor. Sizin çocuklar hem birbirlerinden canım gülüm diyerek şov yapıyorlar. Hemde birbirlerini yemekten geri durmuyorlarmış. Sn. Tatar’ın son günlerdeki, demeçleri için, damda gezer takyanoz vur beline kazmayı diye yorum yapanlar, elde kağıt ve kalem, verilecek emrin demiri kesmesi için düğmeye basılmasını bekliyorlarmış. Kafasında 40 tilkinin dolaştığı ve hiçbirinin kuyruklarının bir birine değmediği sizin gibi kırk çeşmenin suyunu içmiş birisi ile aşık atmanın kolay olmadığını bilmeyen UBP’nin bazı çenesi düşükleri, Allah Kerim derken, indikleri Kerim’in kuysunun derin olduğunu ve çıkamayacaklarını gördükten sonra anlayacaklar.   

**

Sn. Tufan Erhürman, yapmış olduğunuz açıklamada, Cumhurbaşkanı'nın KTTO tarafından toplantıya konuşmacı olarak değil sadece izleyici olarak davet edilmesi meselesi birkaç gündür gündemde. Oda tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklama dün itibarıyla medyada yer aldı. Hangi sebeple olursa olsun Cumhurbaşkanı'na davetli olduğu bir toplantıda söz hakkı verilmemesinin makama saygı çerçevesinde anlaşılabilir ve kabul edilebilir bir yanı yoktur. Bu toplantının ülkemiz ve halkımız için gerçekten hayati olan ekonomi açısından gündem teşkil edebilmesi için bu önemli hatanın bir an önce düzeltilmesi gerekmektedir dediniz. Sn. Erhürman, 3-4 hamle sonrasının da düşünülmesi gerektiği Satranç oynamayı bilmeyenler. Dikili taş altında sadece attığı zarın getirdiği sayının oynandığı tavlayı bilirler. Ciğercinin kedisi gibi camdaki ciğere bakarken, ciğercinin tekmesini yemekten usanmayanlar, camdaki bir sokum ciğer için sokak kedisinin özgürlük felsefesini benimsemekten çekiniyorlar.

**

Sn. Sunat Atun, genel kurul vartasını atlatalım. Ben başkan olursam, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı senindir diyen Ersin Tatar’ın verdiği sözde durmamasına çok kırıldığınızı öğrendik. Bu nedenlede bu günlerde ne etliye nede sütlüye dokunmadığınız söyleniyor. Bizim Minik Kuşlar, hakkınız olmasına ve parti içerisinde Ekonomi Bakanlığını en iyi şekilde hakkını vererek yönetecek kişiler arasında olmanıza karşın, bir gece ansızın, gökten inen vahi sonrasında bakanlığınızın elinizden alınmasının kırgınlığını hala daha üzerinizden atamadığınız söyleniyor. İntikam yemeği soğuk yenir. Ve lezzeti muhteşemdir kitabını okumaya başladığınıza ayrıca vurgu yapılıyor. Sn. Atun, Mevhibe teyze, kandırılmanın getirdiği acıyı çektikçe insan olgunlaşırmış derler. Yalan be Sunat ovlucuğum. Kızgınlığın ve kırgınlığın yarattığı acıyı çektikçe ilk önce kalbin kırlır. Sonra içten içe çürümeye başlarsın. Akbabalarda senin tamamıyle çürümeni ve leş kargaları gibi başına üşüşmeyi bekler. Senin flört ettiğin, başkasına da göz kırpıp mavi boncuk dağıtırken, canım ve kalbim ile gönlüm seninledir der. Bunun için acıyı içine göm ve sabret. Sonra gerekeni yaparsın diyor.

**

Sn. Tolga Atakan, son günlerde telefonlarımıza, araç kayıt dairesinin mesajları düşmeye başladı. Araç ruhsatları için, şunu şunu yapın dediğiniz noktada, Ayşaba, ne be ama bizim arabaların koçanları orada dururken neden bu bilgileri istiyorlar. Yoksa koçanları kayıp mı ettiler diye soruyor. Ve kayıp değilse neden o koçanlara bakıp bilgisayarlara işlemiyorlar diyor. Hüsamettin Çokgezer ise ma be ama arabalarımızı ahristoya çıkartan bu yollar için Napolyon gibi para para istenirken, bu ne şiddet bu ne celal ifadesinde bulundu. Sn. Atakan, Hacı amca, gücünüze çok fazla güvenmeyin, gün gelir gücünüz tükenir. Orada kalan sadece halkın sabrı olur. Eh o da tükenirse sizleri sandık ile terbiye etmesini iyi bilir dedi.

**

Sn. Ahmet Çaluda, Hür-İş Federasyonu Başkanı olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu’nun  “çalışma hayatına af uygulanmasına  ve özel sektörde sendikalaşmaya sıcak bakmadıkları, şeklindeki açıklamasının, “doğru bir yaklaşım olmadığını” ileri sürdünüz. Ve Sucuoğlu’nun açıklamasının taşeron sisteminin, devleti soymasına müsaade etmek, işverenlere köle pazarını genişletmek, insanların sömürülerine destek  vermek, sosyal güvenlik kurumlarının batmasına sebep olacak açıklamalar olduğunu belirterek, özel sektördeki sorunların çok olmasının özel sektörde sendikalaşma olmamasından kaynaklandığına vurgu yaptınız. Sn. Çaluda, balsız kovanda arı durmaz. Yanlış ve acemice yapılan işler sonrasında bal arıları kovandan kaçtı ve kovan ‘Mirmiyona’ yani bal yapmayan arılara kaldı. Balsız kovanda arı durmaz, mirmiyona yani bal yapmayan arılarda vızıldamaktan öte iş yapmaz. Ne dersin?

**

Sn. Merter Refikoglu sosyal medyadai paylaşımınızda 3 kişi tarafından okunan gazeteyi yazdıklarım ile 5 kişinin okuyacağını bilirim diyerek katıldığınız bir televizyon programında, 1.5 saatlik röportajın içinden bir cümlede biraz da dalga geçerek “eğer öyle bir vizyon varsa, tüm altyapıları, üstyapıları yapılmışsa ve öyle bir tercih ve gereklilik varsa yüksek kata karşı değilim dediğinizi ve bu cümlenin alınarak haber yapıldığını dile getirdiniz. Bu tip haberciliğin 1980 model gazetecilik örnekleri olduğunu ve gazete sahibinin kendi çıkarları uğruna sizi kullandığını belirttinz. Her cinsini gördüm memleketim de böyle bir gazetecilik görmedim ifadesinde bulundunuz. Sn. Refikoğlu, çalım atmaya heveslenip, şeytanlık yapanların kendi çıkarları için vesvesesi varsa, senin gibi ülkesini seven adam gibi adamların da besmelesi var. Boş ver tırıs gitsin.

**

Sn. Erhan Arıklı, üç hilalli bayrağı göndere çektikten sonra ya Allah bismillah diyerek Cumhurbaşkanı adaylığı için kolları ağır ağır sıvamaya başladığını görüyoruz. Mecliste hükümete söylemlerin ve ikazların ile Ya kırk katır yada kırk satır derken, bu konulardaki duruşun ile de puan toplamayı sürdürdüğün söyleniyor. Ancak, sen Son model araba ile bu yolda son sürat giderken, vatan millet sakarya nutukları sallayan Zorlu Töre’de bende adayım diyerek el arabası ile seni takip etmeye çalışıyor. Mümeccel Teyze, yahu otur oturduğun yerde, usta varken çırağa lüzum yok öyle  elinden biberonu alınan mızmızlanan çocuk gibi bende isterim diyerek avaz avaz bağırma be Zorlu oğlum diyor. Ayşaba, geçti borun pazarı bugün Pazartesi. Töreler mürüru zamana uğradı. Yenileri dururken, eskiler hükümsüzdür. Mühürü de bastım diyor.

**

Sn. Önder Sennaroğlu, Tatar’ın genel kurulda seçilmesi için verdiğin mücadele sonrasında, onun bir başkasına destek veren Nazım Çavuşoğlu’nu bakan yapmasına yönelik kızgınlığın ve kırgınlığının devam ettiği söyleniyor. Hatta bu konuda zaman zaman meclisi mebusanın tarafına bile uğramadığın dile getiriliyor. Hacı amca, Genel Kurul zamanı, bazı Çavuşlar, General namzeti Tatar’a top, tüfek, daramalı tüfek, bazuka ile saldırırken, Önder bey kalkan oldu. Tatar’ın zarar görmemesi için elinden ne geldiyse yaptı ama kalkan olmanın bedeli dışarıda bırakılarak ödendi diyor. Sn. Sennaroğlu, birileri bugün çanağa ne doğrarlarsa kaşıklarına da onun çıkacağını unutmamaları gerekir. Ayrıca, Çorak tarlada bostan yetişmeyeceğini ve kimsenin hafife almaması gerektiğini çünkü umulmadık taşın baş yardığını da hatırlamaları gerekir kanaatindeyim.

**

Sn. Akgünler Acentesi yetkilileri,  dünyada emsali ve benzeri görülmeyecek bir davranışı sergileyerek, Guiness rekorlar kitabına girmeye hak kazandınız. Girne-Taşucu seferini yapan acententenize ait Via Mare gemisini, denize açıldıktan 2 saat sonra, yolculardan biri rahatsızlandı yalanı ile geri limana döndürüp, Uçak fobisi olup, uçak yerine gemi ile yolculuk yapmayı tercih eden Athena topluluğunun solisti Gökhan’ı almanız, şirketinizin ciddiyetini gözler önüne serdi. Sn. Yetkililer, darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmadığı gibi, galiba sizin gibi işletmelerde de yolculara saygı ve işinizde ciddiyet olmaz.

**

Sn. Kaleburnulular, KKTC’nin unutulan bölgesinde olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadığınızı biliyoruz. Gözden ırak, gönülden ırak diye düşünmenizde bence çok doğal. Bir süre önce, Kaleburnu’nda bulunan tarihi eserlerin, Lefkoşa’daki bir müzeye taşınmaya başlamasına tepki göstertmeniz hatta bu nedenle bir eylem yapmayı bile düşünerek kırılmanız eskilerde kaldığı için sizleri üzmemelidir. Unutulan veya görmezden gelinen bölgenizde, halka yaptıkları yardımlar ve her derde deva olmak için yarışırken bir yıldız gibi parlamaya başlayan  Havva Elkovan ve Atfiye Soybir’iniz var. Sevgili Kaleburnulular, yollarınız bakım isteyebilir. Köyün birçok eksik ve gediği olabilir. Birilerine yapılan yardımlar ile onlar son model arabalar ile giderken, siz onları yarım yamalak yardımlar ile el arabası ile takip etmeye çalışabilirsiniz. Ama unutmayın Ama birlikten güç doğar. Verilen sözler sonrasında sandıktan seçtiğiniz güvensiz olan o kalpler var ya, işte onlar sizin suçunuz değil. Severek kalbinize aldığınız o vicdanları bozuk olan kişiliklerin suçudur

**

Sn. Ulus Ese, ekonominin dibe vurduğu bu son zaman diliminde, rüzgar şiddetini artırmaya başladı. Ekonominin yarattığı geçim Rüzgarı, Lefkoşa’da 7 bufor şiddetinde eserken, sanırım Güzelyurt’ta şiddetli rüzgar fırtınaya dönüşür. Ancak eskiden, Güzelyurt bölgesinde yaşananlar sonrasında, sizin ve  Şinasi hocanın sesi 7 desibel şiddetinde çıkarken, son günlerde sesinizin 3 desibelden bile çıkmadığını gözlemledik. Sn. Ese, Abdülvehit amca, Güzelyurt halkının ekonomik durgunluktan anası ağlarken siyasiler playback yapıyor. Sanırım bu ses kısılması, güneşte fazla kalmalarındandır. Güneş çıktıktan sonra seslerin birden kesildiğini ve bu durumunda Güneş tutulması yerine ses tutulmasına bağladığımızı söylemek iserim. Bakın, güneş her sabah doğar. Ama gece de batar. Sonrasında da ortalığı karanlık basar. Bugün ses çıkarmayanlar, yarın o karanlıkta golorambicik ile yollarını bulamayacaklar dedi.

**

Hasan Uluel, bizim Erkut Yılmabaşar, Hasan Uluel’in ne zamandır kulaklarımızın pasını silen. Dinledikçe coşkumuzu büyüten. Oynattıkça göbek yağımızı eriten o güzelim şarkılarını dinleyemez olduk diyor. En son çıkardığı kasetini dinledim. Dinlerken odayı nefis bir müzik doldurunca mest oldum. Allah  sana yürü ya kulum derken, sesin ve müziğin ile gönülleri mest ettin.  Bizler ise arabayı satarak ‘Tabanvaya’ talim ettik. Ama olsun tabanvaya talim ederken, gönül bahçemiz şenlendi dedi. Hasan gardaş, Ayşaba, Hasan ovlucuğum şarkıların ustasıdır, müziğin de hastasıdır diyor. Her sabrın bir selameti, her paslanan kulağın pasını silecek ustası bulunur diyor.

**

Günün Fotoğrafı

gbb-004.png

Günün Sözü

Bilgi size güç verir,

Ancak saygıyı

Karakteriniz ile

Kazanırsınız

***

Günün Demokrasisi

gbb-005.png

Günün Fıkrası

gbb-006.png

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    SON DAKİKA