29 Mart 2024
  • Lefkoşa22°C
  • Mağusa24°C
  • Girne22°C
  • Güzelyurt22°C
  • İskele24°C
  • İstanbul18°C
  • Ankara16°C

TANER ULUTAŞ'TAN SAHİBİNE MESAJLAR

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

Taner Ulutaş'tan sahibine mesajlar

22 Mart 2019 Cuma 07:30

Sn. Bertan Zaroğlu,YDP Lefkoşa Milletvekili olarak yaptığın açıklamada “Bengül Gargınsu' nun yasaklı kitap bulundurmaktan değil, terör örgütüne üyelik ve örgütün propagandasını yapmaktan tutuklandığını olayın kitap meselesi değil terör örgütüne üyelik meselesi olduğunu belirttiniz.  Meclis Genel Kurulu’nda, bunu ifade etmeme rağmen, CTP milletvekilleri Fazilet Özdenefe, Sıla Usar İncirli ve Biray Hamzaoğulları bana sözlü saldırıda bulundu, bu nedenle de Özdenefe, İncirli ve Hamzaoğulları benden ivedi olarak özür dilemelidir ifadesinde bulundunuz. Sn. Zaroğlu, Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusanın içerisinde bugüne kadar ite kalka kürsüden indirilenleri gördük. Dolarları sallayarak beni satın aldılar diyenlere tanık olduk. Su savaşları yapanların subba sucuk ıslandıklarını gözlemledik. Her aşk için ölünmediği, her dost için yaşanmadığı ülkemizde, bir erdem olan özür dilemenin de beklenmemesi kanaatimce daha doğru olur.

**

Sn. Kubilay Özkıraç, Detay TV’de yaptığın açıklamada, yoksul ve sosyal yardım gören insanlarımızın, çoklu tarife çerçevesinde zarar görmesini önlemek için bir komite oluşturduğunuzu ve tarife üzerinde çalışma yaparak yoksul insanlarımızın göreceği zararı asgariye indirmeye çalışacağınızı söylediniz. Ayrıca HP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, yaptığı açıklamada Kıb-Tek çalışanlarının maaşlarını mercek altına alacağız çerçevesindeki söylemine, Kıb-Tek’e uzanan eli keseriz diyerek tepki göstertiniz.  Sn. Özkıraç, hükümet edenler, Kıb-Tek’i özerkleştirmek yerine özelleştirmeye çalışmaları, masadaki nar gibi kızarmış kuzuyu kendi önlerine çekmek istemelerindendir. KKTC’nin tek kalesi konumundaki Elektrik Dairesini yer ile yeksan etmektir. Sevgili Kubilay, rahmetlik annem devede de boy var. Ancak ‘Cüş’ deyince çöker derdi. Bu güne kadar gelmiş geçmiş hükümet bireyleri boylarının hep ünlü Basketbolcu Abdülcebbar gibi  2 metre 10 cm olarak gördü. Ancak bir yerlerden gelen ‘Cüş’ sesi ile dikili taş önünde hep çöktüler.

**

Sn. Halil Karapaşaoğlu2018 yılına ait seferberlik çağrısına uymadığımızdan dolayı size 30 gün içinde ödememiz için 1310 TL para cezası tebliğ edildi. Sanırım 30 günün sonunda, hakkımızda yeni dava dosyaları hazırlanacak. Normal koşullarda bu tebligat gitmediğimiz tarihten aylar sonra hatta bir yıla kadar ancak yapılırdı. Bildiğimiz kadarı ile şu an mecliste bu yasa görüşülüyor. Son zamanlarda bu konuda bir sessizlik hakim. Ama devlet belli ki sizinle ayni fikirde değil ve "özel" ceza prosedürünü hızlandırıyor. Sanırım bu cezayı ödemeyeceksin. Sevgili Halil, Anayasa’nın ‘Amir Hükümlerinden’ 10. Madde hala daha yürürlüktedir. Ve ülke herne kadar Rum Bandabuliyada, Arastada gezip, nöbetçi kulesinin altında alış veriş yapsada, Girne’de Balık yiyip rakı içsede, 50 yıldır devam eden bu pranga sırf daha özgür olmamamız için çözülmeyecek. Bence sen ve arkadaşların, mapushane odaları soğuktur soğuk. Mapushane yolları çukurdur çukur. Anne ve sevgili dönüş yolu duasını okur şarkısını ezberlemeye başlayın.

**

Sn. Lica Şemmedi, sosyal medyadaki paylaşımınızda, Çevre bakanı gelen turistler arasında anket yapmış ve en büyük sorunumuzn çevre kirliliği olduğu sonucuna vardı diyorsun. Ve yani bunun için anket mı lazım?Gözleriniz görmüyor mu?Çevre kirliliği pislik içinde yaşamaya alışmış insanlar yapıyor.Eğitim şart. Tavsiyem büyüklerden başlayın diyorsun. Da, bence değişen nüfus sonrasında piknik alanlarında, mangalın 15 metre ötesinde çocuğuna büyük abdestini yaptıran. Sonrada dönüp çocuğun yaptığı şeye aldırmadan masasında yemek yemeğe devam edenler ile Allah ne verdiyse, piknik alanlarına bıraktıkları şeyler ile oraları çöplüğe dönüştürenlerden başlamak gerek diye düşünenlerdenim. Lica hanım, ünlü düşünür William Lake, bütün insanlar “orijinal” olarak doğarlar. Ancak bir çoğu; “kopya” olarak ölür demişti. Bence bu cümle eksik. Bence bu tip insanlar copya olarak doğar. Ve maalesef copya olarak yaşadıktan sonra copya olarak ölürler.

**

Sn. Nermin Nalbant, günaydın.Boyu uzun aklı kısalar. Yaşı yetmiş işi bitmişler. Deveyi havutuyla yiyenler. Komşunun tavuğuna kışt diyenler.  Siyah çikolata gibi esmer olup saçını civciv sarısına boyayanlar. Bacak kadar boyu ile bir karış topuklu giyenler. Basuru olup acı biber yiyenler. Asabiler. Artisler. Kompleksliler. Geçmişimize, geçmişinize, alayınıza,günaydın diyorsun. Da, Ayşaba, Nermin gıccacığımın bu günaydını, günaydınlıktan çıktı. Kalaylamaya dönüştü diyor. Sevgili Nermin, bu günaydın yazı serisine sanırım birşey daha eklemen gerekirdi. En ‘Özel ‘ Günaydını, Punç devrini getirenlere ve halen yaşatanlara demen gerekirdi.

**

Sn. Ercan Keser, Memlekette ilik nakli bekleyen onca kanser hastası insan varken, "bazı bilindik insanlar!" namussuzluklarını, örtmek için kendileri gibileriyle salya sümük ve tükürüklerini dedikoduya ve onu bunu çekiştirmeye harcayacaklarına, keşke normal insanlar gibi davranarak Kemal Saraçoglu kanserle savaş vakfına bir damla tükürük örneği verselerde ilik nakli bekleyen bir hastaya umut olsalardı diyorsun. Eeee vallahi doğru söze birşey denilmez Ercan.  Bu konuda çok haklısın. Ben dahil bu konuda hepsimiz suçludur. Yarın ne olacağımızı, başımıza neyin geleceğini bilemeden, hatta hiç düşünmeden günü birlik yaşamanın dayanılmaz hafifliğini yaşıyoruz. Ve ne üzücüdür ki, o insanların bu mendebur hastalıktan anaları ağlarken, bizler arkada sadece akordu bozuk detone olmuş sesler ile ‘Vokal’ yapmakla yetiniyoruz.

**

Sn. Rayıf Aydaş, mesajınızda, Çiller Hükümetinin ortak pazara girebilmek adına Kıbrıslı rumların tek yanlı AB ye girmesinde bir sakınca yokturu kabul ettik.Ardından da Papadaplos Kopenhag’da tüm Kıbrıs adına tek yanlı imzayı attığında biz katılmamazlık etmeseydik bunlar başımıza gelmezdi. Aslında belki de istenilen buydu. Herkes alacağını aldı.Fakat Kıbrıs Türk’ü kazanımların dışında bırakıldı dediniz. Rayıf gardaş, Rauf Denktaş 1977 – 1978 Doruk Anlaşmalarına imzayı atmıştı. 1990 yılında, Güney AB’ye üyelik müracaatını yaptığında biz tepkimizi koysaydık. 1994 yılında Korfu Adasında Güney’in müracaatı kabul edilip görüşmeler başladığı zaman, bize de gelin katılın, olmazsa gözlemci olarak oraya oturun denildiğinde 3 garantörün üye olmadığı bir birliğe Güney üye olamaz deyip ‘Veto’ hakkımızı kullansaydık, bugün fare dedikleri Güney, koskoca Boğa olarak nitelendirilen Türkiye’nin burnuna halkayı geçiremez ve istediği yere çekme cüreti gösteremezdi. 

**

Sn. Metehan Erel, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği’nin 30 Mart, Cumartesi günü gerçekleştireceği 4. Olağan Genel Kurul’da ‘’değişim için değiştir’’ sloganı ile aday olduğunuzu açıkladınız. Bu kararı da üreticilerden değişim için gelen yoğun talep üzerine aldığınızı belirttiniz. Sn. Erel, İngiltere, ABD, Fransa gibibüyük ülkelerin değişim adına attıkları adımı göremeyen ve 50 yıl ayni kişiler ile yol alma yanlışlığını yaşayan bizlerin geldiğimiz nokta ortadadır. Bu süre içerisinde 10-11 başkan değiştirenler yeni fikirler ile önemli mesafe kat ederken, bizlerin bir arpa boyu yol kat edemedimizde çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı. Değiştir dendiği zaman düğmeye basılması da gerekir diye düşünenlerdenim. Bu güne kadar emir erlerimiz, arkalarına hep, başkasına ait sırmalı kaftanı geçirdiler. Eeee sonuçta ortada. Aman sen başkasına ait sırmalı kaftan yerine, kendi malım olan eski hırkayı tercih et derim. 

**

Sn. Öykü Akcan,bir hukukçu, bir Avukat vermiş olduğunuz istatistiki bilgilerde, mahkemelerdeki alacak verecek dava sayısında ciddi anlamda artış olduğuna dikkat çektiniz. Ve şu anda Lefkoşa’da  393 bin 548, Gazimağusa’da 249 bin 735, Girne’de 187 bin 467, Güzelyurt’ta 75 bin 155, Lefke’de 35 bin 998 ve İskele’de 24 bin 582 kısacası 966 bin 485 alacak verecek davasının sonuçlanmayı beklediğini kaydettiniz. Bu davaların üstesinden gelecek yargıç sayısının da yeterli olmadığını belirttiniz. Ayrıca mazbata aracılığı ile alacak tahsil yönteminin insan haklarına yakırı oldunu da söyleyerek, İngiltere’de borçlunun hapis edilmek yerine normal sade bir yaşam sürmesi ve ileride kazandığı zaman borucunu ödemesi ilkesinin kabul edildiğini kaydettiniz. Bir hukukçu olarak çok yerinde bir tespit yaptınız derim. Ancak bu uçar gezer, yeryüzü yerine gökyüzünde dolaşan faizlere de dokanılması gerektiği kanaatindeyim. Sn. Akcan, bugüne kadar bir kalbur samanı iki eşeğe taksim edemeyenlerin kol gezdiği, nalıncı keseri gibi hep bana nah sana diyenlerin ahkam kestiği, insan hakları evrensel beyannamesinde bir insan borcundan dolayı hapsedilemez temel ilkesini görmek için gözlerinden çıkarttıkları ‘FAGO’ gözlükleri takmayanların cart curt ettiği ve büyük çoğunluğun koyun olduğu ülkede, kasapların da çok olması sanırım yadırganmamalı.

**

Sn. Gültan Bayramoğlu, Lefke Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı olarak bölgede atık yağ toplama kampanyasının başladığını sosyal medya hesabından duyurdunuz. Ve yapmış olduğunuz duyuruda da ilk olarak kendi evinizin önündeki bidona, atık yağ doldurulan pet şişelerin atılmasını rica ettiniz.  Şimdiden duyarlı halkımızı teşekkür ediyorum. Unutmayınız ki küçücük katkılarınız bir kanser hastasına şifa olabilir derken, belki bazıları tarafından bu durum çok küçük bir adım olarak görülebilir. Ancak siz ve sizin gibi bu olaylara yaklaşanlar inanın o kadar büyük adımlar atıyorsunuz ki,  o adımların çıkardığı gürültü, birilerini dürterek, uyudukları gannepada uyandırıyor. Sn. Bayramoğlu, kalite insana yapılan yatırımdır. Fark, farkı yaratandır. İşte siz ve sizin gibi duyarlı insanlarımız farkınız ile fark yaratıyorsunuz.

**

Sn. Biran Yıldır , Lefkeli vatandaşlar senden son derece şikayetçi olduklarını dile getiriyor. Sizin sanki polis memuru  değil bölge valisiymişçesine hareket ettiğinizi ve özellikle, alacak verecek, meseleleri ve mazbata konularında vatandaşı tehdit ettiğiniz, söylüyor. Vatandaşlar, “Ülkenin ekonomik durumu ortada, buna karşın özelde sizin, genelde polisin vatandaşa yardımcı olma görevini gözardı ederek en küçük bir parasal olayda bile asarım, keserim, sizi kodese tıkarım diyerek tehditler savurduğunuzu dile getiriyor. Hatta vatandaşlar, sizin  bir mahkeme yargıcı nidasında vatandaşa emirler yağdırarak bölgede büyük huzursuzluğa neden olduğunuzu söylüyor. Sevgili dost, Hacı amca, bir ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları mutlaka bir gün yere düşer. Bugün sana verilen bazı yetkiler nedeniyle milleti asıp, kesip, mazbata nedeniyle cezaevine de gönderebilirsin. Ancak yarın o görevden ayrılıp, bir başka deyişle yaprakların dökülmeye başladığı zaman o yaprakların üzerine millet sı......r. Selam sabah yerine sana orta parmağı armağan ederler.   

**

GÜNÜN FIKRASI

Aslan Kurt Sohbeti

Aslan, kurda seslendi:

- "Hey kurt! Gel sohbet edelim."

- "Olmaz. Beni yersin sonra."

- "Yemem. Bak inanmazsan pençelerimi, ağzımı bağlayayım."

Aslan, pençelerini, ağzını bağlayınca kurt heyecanla yaklaştı.

- "İyi ama dedi, aslan... Neden bu kadar seviniyorsun ki?"

Kurt cevap verdi:

- "Neden olacak? İlk defa bir aslan yiyeceğim

**

Günün sözü

gunun-sozu-050.jpg

Günün fotosugunun-fotosu-137.jpg

Etiketler: , ,
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA