19 Mart 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa10°C
  • Girne14°C
  • Güzelyurt10°C
  • İskele10°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara2°C

TANER ULUTAŞ'TAN MESAJINIZ VAR!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

24 Şubat 2020 Pazartesi 08:30

Sn. Ersin Tatar, Türkiye’debankacılık kanununda değişiklik yapıldı. Bankaların uyguladığı ve ben yaptım oldu icraatlarına neşter vurularak, bir takım oto kontrol ve müeyyideler getirildi. Müşteri haklarını ihlal eden bankaya 1 milyon TL,  talep olmadan limit artırana 250 bin TL. vekamuya duyurulmamış bilgilerle işlem yapana enaz 3 yıl hapislik cezası verileceği açıklandı. Bizim KKTC’de faaliyet gösteren bankalar, kapanan hesapları Merkez Bankasına bildirmezken, 10-15 yıl sonra müşterisini dava ederek tekrar para talep etmekten çekinmiyor. Faize faiz uygulayarak Anaparanın bin mislini talep etmekten çekinmiyor. Tefeciden daha tefeci faizler ile halkın, esnafın ve iş adamını iflas noktasına taşıyor. Türkiye’de ne varsa burada da olacak diyenleri utandırmamak için elinize neşteri alsanız vegerekli müdahaleyi yapsanız diyoruz.Hatçe Teyze, bizim cebimize incir diken, cepkenimize kara delik açan bazı bankalara,benim de ağır gelecek sözlerim ve cümlelerim var. Ama, söyleyecek acımasız bir kalbim yok dedi.

**

Sn. Fuat Oktay, TC Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığınız öncesinde, Türk Telekom’un yönetim kurulu üyesiydiniz. Ancak, makinesi teklemeye başlayan. Dingili koptum kopuyorum diyen. Tekerlek rulemaları yıprandığı için sağa sola savrulan Türk Telekom arabası ‘Tumba’ oluyorum derken, Arap asıllı bir Lübnanlı iş adamına satılmıştı. Arap asıllı Lübnanlının, Türk Telekom’un alacaklarını tahsil ettikten, gayrı menkullerini sattıktan sonra bankalara yaptığı borcu bırakarak tabanları yağladığı söyleniyor. Sonrasında iki bankanın alacaklarına karşılık Türk Telekom’u devralarak sizin yönetim olarak yapamadığınızı yaptığı ve kara geçirdiği söyleniyor. Sn. Oktay, insanlar alışkanlıklarının esiridir. Aman ne olur, Maraş konusunda da o alışkanlığınız devşirmesin.  Maraş tomofili ‘Tumba’ olursa, bunun yaratacağı yıkımın altından ne Türkiye nede KKTC kalkabilir. Bu nedenle Kıbrıslı bir Türk olarak, bugün bu konuda bize gaz verenlerin, yarın kan vermeye geleceklerinden şüphe ettiğim için korkuyorum.

**

Sn. Ali Pilli, geldi geliyor. Yok be gardaş gelmez. Hatta karasularımızdan bile geçmez dediğimiz koronovirüs kapımızı çalmaya başladı. Kış, kışt dememize karşın dinlemeyen mübarek, 74 yaşındaki Kıbrıslı bir Türk kadının içine gizlenerek taaaaDubai’lerden bize ‘Merhaba’ dedi. Önce Mağusa hastanesine, sonrada Lefkoşa’ya getirdiğimiz kadının, tur ile gelirken, acaba turdaki insanlara da koronavirüsü postaladımı endişesi bizleri sardı. Sn. Pilli, koronavirüs buralara uğramadan, efeliğin binini bir paraya satıyorduk.Bu alemdeTürk cismi bile görülmeyen ve yalnız ismi olan Koronovirüs ile ilgili söylemlerde dayı, efelenme sözleri ile de kral olmuştuk.Eeee suyun değeri, kuyu kuruyunca anlaşılır. Sağlığımızın ve hayatımızın değeri de sanırım virüs kapıyı çalınca anlaşıldı.

**

Sn. Necdet Osam, hükümet bölgesindeki yüksek basınç ile DAÜ Vakıf Yöneticiler Birliği bölgesindeki alçak basınç DAÜ bölgesinde şiddetli fırtınaya neden oldu. Rektörlük binasının önce kiremitlerinin, sonrasında da çatısının uçması sonrasında benden buraya kadar diyerek istifayı bastınız. Hükümet bölgesindeki yüksek basınç, 7 bufor şiddetinden şiddetli rüzgâra dönüşürken, Vakıf Yönetim Birliği bölgesindeki alçak basınçın şiddetli rüzgârdan,  Fırtınaya dönüşmesi sonrasında ortaya çıkan hortumun sizin koltuğu uçurduğunu gözlemledik. Açıklamanızda, herşeyin 13 Ekim gecesi, düzenlenen etkinlikte Cumhurbaşkanı Akıncı’nın düzenlenen etkinliğe katılması ile başladığını ve geceden sonra size cephe açıldığını dile getirdiniz. Necdet hocam, Rektörlerin kaderi kızların kaderi gibidir. Kızlar Ömürlerinin yarısını çeyiz sandıklarına diğer yarısını da Adam sandıklarına adarlar. Rektörler ise ömürlerinin yarısını üniversitelerinin başarısı için, diğer yarısını da kuyusunu kazanların kuyusunu kapatmaya adamakla geçer.

**

Sn. Ali Karavezirler, 20 aylık suskunluğunuzu bozarak nihayet konuşmaya karar verdiğinizi gözlemledik. Osmanlı’nın yükseliş, duraklama ve gerileme devri sıralamasına nazire yaparcasına, heyecan, suskunluk dönemini geride bırakarak yükselime ve konuşma devrini başlattın. Başkan olduğun süre, belki senin için uzun olabilir.Ama yapılacak işiöğrenme, plan ve program yapılarak, icraat yapılmaya başlanacak zaman dilimi açısından çok kısa olarak nitelendiriliyor. Bu kısa dönemde yaptıkların ile kendine ve ekibine ‘Maşallah’ dedirttin. Ayşaba, kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler biter. Oraya güzel şeyler ekilirse, güzel şeyler biter. Maşallah Ali ovlucuğum, Esentepe Belediyesinin yabani otlar ile dolan bahçesinin ve dokuz dağın efesi gibi efelik taslayan başkanının aksine, bahçesini misler gibi tüten gül bahçesine döndürdü dedi. 

**

Sn. Ozan Ceyhun, Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Avusturya Büyükelçiliği'ne atanmanız, Türkiye halkına hayırlı olsun.  KKTC’de, dansözler kraliçesi Asena’yı kıskandıracak dans figürlerinizin yanısıra asimetrik paralel sporcularını kıskandıracak nitelikteki dönüşlerinizi düşünürsek, Elçilik görevinizin pek hayırlara vesile olacağı kanaatinde değiliz. KKTC’deki reklam yaptıklarınızla bizim film çektiğimizi görünce buraları terk etmek durumunda kalmıştınız. 1980 yılında, ülkücü görüşlü bir kişinin öldürülmesiyle ilgili davada, cinayet suçlamasıyla yargılanmış olmanız sanırım elçi makamınıza eksi bir durum yaratacak. Sn. Ceyhun, çorak tarlada ürün bitmez. Yetişmeyeceği de yakında anlaşılacak. Bizim buralarda,okundurduk, yazındırdık ama bala gudelya bala gudela diye bir söz vardır. Yani ne yaparsan yap bir mok olmaz ile eş değerdir. Ayşaba, iyi dümen çevirmek için birileri kaptan yapılır. Eeee Ozan ovlucuğum da çok iyi kaptandır. Bu nedenle petrol taşıyan, büyük tankerlere kaptan yapıldı dedi. Ne demek istediğini anlamadım. Siz anladıysanız sorun yok.

**

Sn. Hüseyin Özgürgün,Anayasa mahkemesinin, dokunulmazlığınızın kaldırılmasına ilişkin ara emri talebini reddettiği açıklandı.Konuyla ilgili açıklama yapan Avukatınız, Şefik Aşçıoğluları, Anayasa mahkemesinin ara emrini reddettiğini ancak, dokunulmazlığının tamamen değil sadece aleyhinize dosyalanan 3 ceza davası ile ilgili kaldırıldığına vurgu yapıldığını söyledi. Sn. Özgürgün, sizin bu dokunulmazlık meselesi, çözülmesi zor, çok bilinmeyenli bir denkleme dönüştü. Oturdukları Ganneppalarda, kendilerine sağladıkları ile deveyi havudu ile götürenlerin yanısıra zenginlikleri ile Karun kadar zengin denilen ‘Karun’u bile sollayanlar görmezden gelinirken, göz gez arpacık denilerek sizi sürekli ‘Target’ yapmaları da anlaşılmadı.

**

Sn. SerdinçMaypa, galiba seni Bertan Zaroğlu dava etmeden ben dava edeceğim. Be abim, konuları o kadar güzel aktarıyorsun ki, bizim yazılar çöplük oluyor. Senin yazılar gündeme düşünce, bizim yazılar, Bertan Zaroğlu’nun kayıttan düşen araçları gibi gündemden de gözlerden de düşüyor. Sevgili Serdinç, kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur. Senin kıyının maşallahı var. Ama hançerden daha büyük yara açan kalemin ucu galiba, Karun’un hazinelerinden daha zengindir. Hacı amca, bizim bu coğrafyada kimileri insana şükretmeyi, kimisi de küfretmeyi öğretir. Serdinç gibiler, yanlışları dile getirirken şükürler olsun iyiki var detirterekşükürü, emir erleri de küfretmeyi öğretiyorlar  dedi. Ne dersin?

**

Sn. Turgay Hilmi, Bavyera Kültür Bakanı Pıazolo’nun,Alman’yanın,Hanau Kasabasında, 11 masum insanın bir faşist-ırkçı tarafından öldürülmelerindeki güvenlik sorunu merteğini görmeyerek, KKTC’ye gelecek öğrencilerin, güvenlik garantilerinin olup, olmadığı çöpünü aradığını ima ettiniz. Turgay hocam, bizim hoşgörümüz ve bu hoşgörüye yönelik sevgimiz bakan Pıazolu’ya ağır gelir. Bu ağırlık onun dengesini bozar. Pazar günü dua için gittiği Kiliseye girerken, ‘GutenMorgen’ yerine ‘SelamünAleyküm’ der.

**

Sn. Mustafa Serçeliksosyal medyada yaptığın paylaşımda, Türkiye’nin ABD’den Patriot istemesinin, Rusya ile derin bir gerginlik/çatışma anlamına gelebileceğini belirttin. Bunun ekonomik/askeri bedelleri olacağına vurgu yaptın.  ABD’nin istenen yardımı vereceğinin meçhul olduğunu ama önlemeye çalıştığımız PYD/PKK devletçiğinin,İdlip yüzünden kurulabileceğini öne sürdün. Ve ABD’nin Fırat’ın doğusunda bunlara tırlar dolusu silah gönderirken, FETÖ darbesini organize edeni veBüyük Ortadoğu Projesinin mimarı olduğunu dile getirdin.Sevgili Mustafa, ip cambazları denge insanı olmalı. Ya ip üstünde dengeyi sağlar, yada dengeyi bozup toprağı kucaklayıp öper. Dengesizlik sonucu eli kanlı olmak değil Marifet. Marifet ülke insanını şehitlik mertebesine değil. Onun yerine uzun süreli hayat mertebesine yükseltmektir marifet. 

**

Sn. Abdullah Üçgözsosyal medyadaki paylaşımınızda, Türkiye’de şu anda kimseyle konuşma yok. Dikte,dayatma ve kibir hali var.Tek adam sistemi ile birlikte vücut bulmuş bu duruma Türkiye ismi koymak hatadır.Tek adam rejimine duyulan antipatinin Türkiye ve Türkiye halkına yönetilmemesine dikkat etmek gerekir. Siyasi erkler geçici, halklar kalıcıdır dediniz.  Sn. Üçöz, Kibir çok kötü birşeydir. Bir insan kibir içinde yüzüyorsa bu onun büyüdüğünü değil aslında küçüldüğünün işaretidir.Çaydanlığı bir düşünün. Nefis çay demlerim diye kibirlense, böbürlense bile bir bardağın önünde eğilmek zorunda kalır.

**

Sn. N.U, henüz 32 yaşında, temizlik için gittiğin her evi soyma rekorun için, Guiness Rekorlar kitabına girme şerefine nail oldun.Lefkoşa’da Ağustos ayından bu yana, temizlik için gittiği evlerden yükte hafif ama pahada ağır ziynet eşyalarını çalarak dağarcığı doldurduğun açıklandı. KKTC halkı olarak,önceden türlü türlü, ruh halimiz vardı. Sizler sayesinde,bu aralar ne ruhumuz nede hali kaldı. Ev temizliği için gittiğin evlerin sahipleri, Gizem HüdaoğluKurtuza, Sıdıka Hüdaoğlu, Emete Mavioğlu ve Arzu Çevre’nin ziynet eşyalarını çalarken, sanırım senin ruhun da vicdan taşıyan hali kalmamıştı. Sn. Eli çabuk hırsız N.U, geldiğin bu ülkenin havaalanı yok ama galiba senin gibi cepler ile paraları uçuranpilot çok.

**

Sn. Hasan Hulusioğlu, sosyal medyadaki paylaşımınızda, arkadaşlar, ben bunların hiç biri kadar tahsil görmedim.Neden mi? Çünkü bunların yediği ganimeti ben yemedim.Yesem Oxford üniversitesinden mezun olurdum dediniz. Sakın kimse bunların oyununa gelmesin,Maraş konusu hepimizin geleceği konusunda çok önemli bir konudur. Bugün bu kapılar açık olmasa, birçok esnaf çoktan kepenk kapatacaktı ifadesinde bulundun. Sn. Hulusioğlu, küçük insanların kendini olduklarından büyük sanması gibi tehlike arz eden başka bir durum sanırım dünya üzerinde yoktur. Bizi yönettiğini sanan efendiler gibi, başkasına ait sırmalı kaftanı giymektense, bizler kendi malımız olan eski hırkayı giymeyi tercih ederiz.

**

Sn. Kasım Uluçaylı, maşallah on parmağında on marifet olduğunu sürekli gözler önüne seriyorsun. Başarılı Karavan alanı yöneticiliğinin, Herdaim Dostlar ile birlikte çevreye ve tarihi dokuya duyarlılığın yanısırabukez, Kıbrıs Kültürünü yansıtan, el emeği, göz nurunun en nadide örneklerinden Lefkara işine hayat vermiş olmanız takdir ile karşılanıyor. Mağusa Surlar İçerisindeki iş yerinizde turistlere yönelik hazırlanan Lefkara işlerinin satışını geçtik, ülke dışında Kıbrıs Kültürünü yansıtması ayrı bir değer taşır. Sn. Uluçaylı, bütün insanlar “orijinal” olarak doğarlar. Ancak birçoğu; “kopya” olarak ölür. Parmağında on marifet taşıyanlar orijinal olarak yaşamını sürdürdükten sonra bile gönüllerde yaşam sürerken , emir eri olmaktan öte bu ülkeye beş para peyi olmayanlarda copya olarak ölür ve unutulup giderler.

Günün Fıkrası87501390_195238114902353_2222089463314513920_n.jpg

Günün Sözü87591456_2512756222296028_3051793423104212992_n.jpg

Günün Fotosu87487654_1469485413212065_4745721571094560768_n.jpg87463060_662259361185453_3977865359410593792_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA