25 Nisan 2024
  • Lefkoşa36°C
  • Mağusa33°C
  • Girne31°C
  • Güzelyurt36°C
  • İskele33°C
  • İstanbul25°C
  • Ankara26°C

TANER ULUTAŞ'TAN MESAJINIZ VAR!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

12 Aralık 2019 Perşembe 08:00

Sn. KKTC Afet ve Acil Durum Yönetimi Komitesi,Meteoroloji Dairesinin uyarılarını dikkate alarak kamuoyunu bilgilendirme amacıyla bir duyuru yayınladınız. Ve önümüzdeki saatlerde şiddetli yağış ve fırtına olacağını, vatandaşların fırtına ve şiddetli yağış nedeniyle olumsuzluk yaşayabileceğini belirttiniz. Sel ve su baskının yanısıra yıldırım düşebileceğini, şiddetli rüzgar nedeniyle kıyı kesimlerinde hortum oluşma riskinin bulunduğunu dile getirdiniz. Bu nedenle dikkatli olunması gerektiğini, sel ve su baskını olması halinde elektrikli cihaz kullanılmamasını, hatta şalaterleri derha kapatmaları gerektiğini duyurdunuz. Bunun yanısıra mecbur olunmadıkça trafiğe çıkılmamasını, çıkılacaksa su veya çamur birikintilerine girilmemesini söylediniz. Sn. Acil Durum Yönetimi yetkilileri, yerinde ikazlarınızı ve nasihatlarinizi dinlemeyenlerin hakkı kötektir demeyeceğim. Çünkü onları kötekten daha kötü şeyler bekliyor. Hatçe Teyze, her insanın bir cesaret derecesi var. Komitenin tavsiyelerini dinlemeyip, ben ultra cesaretliyim diyerek, ölüm ile santranç veya tavla maçı yapmaya kalkışanlara, cesaret ölmek değil yaşamakla ölçülür diyorum dedi.

**

Sn. Ali Pilli,yapmış olduğunuz açıklamada, Lefkoşa’ya yeni bir hastane yapacağınızı, Güzelyurt hastanesinin de inşaatını tamamlayacağınızı belirttiniz. Zaman aşımına uğrayan ilaçları, hastanede ilaç eksikliğini ve bütçede yeterli para ayrılmamasını geçtik. Ama lütfen Lefkoşa Acil Servisinde, Lefkoşa’da faaliyet gösteren bir bet ofisinin, başlıklı kağıdını reçete olarak kullanılmasını ve hastaya ilaç yazılmasını müsadenizle es geçmeyelim. Sn. Bakan, acaba doktorumuz reçete bittiği içinmi bet ofisin başlıklı kağıdını kullandı, yoksa o bet ofisinin reklamını mı yaptı diye ikilemde kaldık. Ayşaba, sağlığımıza kavuşmak için hayal kurup duruyoruz. Ama bazı doktorlar, bet ofis kağıtlarını reçete olarak kullanıp, ya kazanırsan iması ilehayaI kurarken biIe o maIzemeden çaIıyorIar dedi.

**

Sn. Ünal Üstel, Turizm ve Çevre Bakanı olarak yaptığınız açıklamada, seyahatin en önemli insan haklarından biri olduğuna dikkat çektiniz. Ve dünyaya, “Kuzey Kıbrıs üzerindeki haksız ulaşım ambargosunun kaldırılması, seyahat özgürlüğünün verilmesi ve direkt seferlerin başlatılması” için çağrıda bulundunuz. Ayrıca, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 71. yıldönümü çerçevesinde anlayana sivri sinek saz, anlamayana davul zurna az nitelendirmesi ile  haksız ulaşım ambargosunun kaldırılması için mücadelenizi her platformda artırarak sürdüreceğinizi söylediniz. Sn. Bakan, bizlerin ayağına pranga vurup, özellikle sportif etkinlikler için gözlerimizdeki pası silmeyenlere biraz insan olun diyeceğim. Ama pek olacakları yok. Bunun için onları da zor durumda bırakmak istemiyorum.

**

Sn. Tufan Erhürman,temel derdimiz Kıbrıs Türk Halkının varoluşunu, kimliğini, kültürünü geleceğe taşıma gailesidir dediniz. Ayarıca statüko dediğimiz şeyin adada bir çözüme ulaşılamamış olduğunu ve bu statüko nedeniyle içinde bulunduğumuz koşulların doğrudan taciaret yapamama ve direkt uçuşların olmamasına neden olduğunu dile getirdiniz.Kıbrıslı Türkleri özne kılacaksak kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi yaratmalıyız. Bu olmadığı müddetçe kendi kararlarımızı kendi organlarımızla olması gerektiği biçimde veremeyeceğimiz ortadadır ifadesinde bulundunuz. Sn. Erhürman, hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Kaba yerini koltuğa oturttuktan sonra vatan, millet, sakarya, nurlu ufuklar kitabı yazarları, ekmek kadayıfının üzerine dondurma, onunda üzerine fıstık ezmesini koyup götürüyor. Sağladıkları rant ile de dört dörtlük yaşıyor.Onlar dört dörtlük yaşarken, çözüm lafını ağzından eksik etmeyenler ise, tokat manyağına döndürüldüğü için, bir yerleri üç buçuk atıyor. Sevgili Tufan, unutma, tomurcuk derdinde oImayan ağaç sadece odundur.

**

Sn. Sıla Usar, Meclis kürsüsünde konuşurken, iki tarafı da kesen keskin kılıç gibiydiniz. Aslan görüntüsü yansıtıp, kedi gibi miyavlayanlara nazire yaparcasına, dişi aslan gibi kükrediniz. Ufukta gelmekte olduğu söylenen fırtına gibi eserken, ne UBP çadırlarını nede zemzem suyu ile yıkandığını söylediğiniz Aytaç Çaluda’nın gabbellarisini bıraktınız.Sn. Usar, deveye cilve yap demişler dokuz dükkan yıkmış. Ananın sözünden çıkma dedikleri çocuk da, söz yerine eteğinin altına kamp kurmuş. Penguen’in de tavuğunda kanatları var. Ama ikisi de uçamıyor. Yalnız birisi yüzerken kuzey kutbunun tertemiz sularında, diğeri ise eşelenmeyi tercih ediyor anasının çöp yığınında. 

**

Sn. Turgay Hilmi,senin ile ne yapacağımızı inan bilemiyoruz. Kültür denince seni görüyoruz. Müzik denince ordinaryüs prof. Ünvanını göğsüne yapıştırıyorsun. Almanya’da kültür elçisi denince ilk akla sen gelirsin. Ama engelli kardeşlerimize sürekli destek olmanız inan bardağı taşırdı. Almanya’daki dostların Jens ve Jana Grobhans’ın hediyeleri olan tekerlekli sandalyeleri Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneğine teslim etmen, birilerini kıskançlıktan kıtır kıtır boğdu. Ayşaba, Turgay ovlucuğuma selamımı söyleyin. Kültür elçisi, yardım havarisi, KKTC’nin Avrupa’daki kültür ateşesi olmayı sürdürürse, birilerini kalpten öldürecek. Ölümün karşılığı da cinayettir. Vallahi cinayet ile yargılanır ve başına dert alır dedi. Turgay hocam, devletimizin mümtaz idarecileri, senin bu çabanı bugüne kadar görüp, sana yeşil ışığı hiç yakmadılar. Ama olsun, Kıbrıslı Türkler’de kırmızı ışığın seni durduramadığını ve  kırmızıda hiç durmadığını görüyor. Yola devam hocam.

**

Sn. Fatma Kara, sosyal medyadaki paylaşımınızda, memleket yangın yeri. Hastahanenin interneti ödenmedi ve sistem çöktü. Kimin umurunda diyorsun. Ve 200 bin ₺ boş masraf harcanacağına hastahanenin internet parasını ödeyin hastalar mağdur olmasın Devlet Adamlığı bunu gerektirir dediniz. Mümüne Teyze, yooooo Fatma, bak burada yanlışsın. Bir tarafta, Avrupa kazan, birileri kepçe olurken ve KKTC Bol Kepçe lokantasından çukur tabaklara Allah ne verdiyse boca edilirken, akıllara inernet, minternet mi gelir diyor. Sn. Kara, ben pencereye baktığım zaman camdaki kiri. Pencereden baktığım zaman bahçedeki yabani otları görürüm. İşte bu noktada bazı insanIarı hayata baktığı o pencereden, bahçedeki ısırgan otlarının arasına atmaIı derim.

**

Sn. Erhan Arıklı,YDP Genel Başkanı olarak,bütçe görüşmeleri esnasında yaptığınız konuşmada,bütçeye ret oyu vermeyeceğinizi dile getirerek, netice itibarıyla belki iki milletvekiline sahip bir partiyiz.Ama özgül ağırlığımız çok fazla. Yani özgül ağırlığımız, Meclis’teki ağırlığımız dışında, kamuoyundaki ağırlığımız iki milletvekilinin çok üzerindedir dediniz. Akıncı’nın Berlin görüşmesi sonrasında “tren rayına oturdu” yönündeki değerlendirmesini de anımsatarak,federasyon düşüncesinin, tren gibi tarihi olduğunu ve tarihte kalması gerektiğini söylediniz. Sn Başkan, sizin de belirttiğiniz gibi Nuh zamanından kalma odun ve kömür ile işleyen ‘Kara Tren’ yerine, son teknoloji ile çalışan hızlı tren getirileceği için istasyonun köhne bir yerine çekildi. Son teknoloji bilgisayarlar ile donatılan hızlı tren, ‘Kara Tren’in yerini tutacağı için hükmü kalmadı. Kısacası kara tren out. Federasyon hızlı treni in oldu.

**

Sn. Nazen Şansal, kızınızın aşı olması için Devletin okulundan verilen aşı kağıdını alınca, aşı saatini öğrenmek için,Tren Yolu Polikliniği’ni aradığınızı söylediniz. ,Nisan 2019’da bu aşı henüz devlet tarafından yapılmadığı için ilk dozu özelde yaptırdığınızı ve kızınızın aşı olması için ertesi gün oraya erkenden gitmeniz gerektiğini söyleyerek, Sabah erken saatte, kızınızı okula götürmeyip işe geç gitme pahasına polikliniğe gittiğinizi belirttiniz.  Önce “sistem çöktüğü” için, oradaki hastalar ve aşı olmaya gelen diğer öğrenci ve veliler ile birlikte uzun süre bekledik. Sonra kaydımızı yaptırarak sıramız gelince aşı olmak üzere doktorun yanına girdik. Ancak birinci dozu devlette yaptırmadığımız için ve yeterince aşı bulunmadığı gerekçesiyle kızınıza aşı yapılmadığını bunun yeterli aşı yok gerekçesi ile Sağlık Bakanlığı’nın talimatı olduğunu dile getirdiniz. Nazen hanım, sistem yalnız polikilinikte değil. Tüm KKTC’de çöktü. Sistemsizlik sistemdir diyenlerin içine ettikleri sistem, maalesef şuanda morgda, defin işlemlerinin yapılacağı saati bekliyor. Geçmiş olsun.

**

Sn. Ertuğrul Yavuz,Davutoğlu’nun müthiş bir açıklama yaptığını ve Türkiye’de halen yaşayan tüm Cumhurbaşkanları ve Başbakanlık yapmış kişilerin, birinci ve ikinci derecedeki akrabalarının mal varlıklarının, mecliste kurulacak bir komisyon tarafında araştırılması gerektiğini söylediğini belirttiniz. Ve Davutoğlu’nun bunu Recep Tayyip Erdoğan için söylediğini dile getirdiniz. Ayrıca, Davutoğlu’nun Başbakanken, Tayyip Erdoğan’ın yakınlarına nasıl menfaat temin ettiğini çok iyi bildiğini dile getirerek, Hodri meydan Tayyip bey.Bu komisyonu kurunuz.Eğer kurmazsanız şaibe altında kalırsınız dediniz. Ah be Ertuğrul gardaş. Çorak tarlada ürün bitmez. Ama Maşallah Türkiye'nin toprağı çok verimli. Tayyip beyi tenzih ederek söylüyorum, ama bu verimli topraklardan ürünü depolarını, silolarını dolduranlar ağam. Bunlara o menfaati sağlayanlarda paşamdı. Sn Yavuz, eskiden bal parmak ile yenirdi. Ama artık o devir tarih oldu. Balı artık kepçe, oda yetmezse kürek ile götürüyorlar

**

Sn. Fatma Kişmir, sosyal medyadaki paylaşımınızda, haber yaparım ama ben da insanım haçana bir yutayım.Şu anda hem haber yazar hem okurum kulağım da meclistedir dediniz. Kıbrıs sorunu yıllardır yüreğimde kanayan yara. Ama çıkıp da Kıbrıslı Türklerin "hakları" diye konuşan bazıları var ya eğer Kıbrıs'ın nerde olduğunu bilirlerse ben de ne olayım ifadesinde bulundunuz. Bu ülkemin yerini bile bilmeyen bunlar, haklarımı sayar bana. Memleketten değil, dünyamdan soğudum. Eee taş değilik yahu artık yeter dediniz. Fatma hanım, dünyanın en zor işi birilerinin yağdanlığı olmaktır. Hele hele Kanuni Sultan Süleyman ve onun uzantılarının ‘Palyaçosu’ olmak sanırım ondan da zor zanaattır. Ayşaba masa başında ahkam kesen, camdaki ciğere bakarken salyaları akan bu ciğercinin kedileri, özgür sokak kedisinin felsefesini hiç okumadan hayata bay bay demenin birgün pişmanlığını yaşayacak.  Hepimizin öIümün nişanIısı olduğunu ve bir gün önünde secde durdukları yüksek ağacın yapraklarının döküleceğini anlayacaklar.  Ancak anladıkları zaman onlar için çok geç olacak dedi.

**

Sn. Hasan Zeka Mullahasan, BRT 2 de meclisi izliyorum.Fikri Toros, Kıbrıs görüşmeleri ile ilgili konuşuyor.Ön sırada bir bakan cep telefonuyla oynuyordu.Yanına başka bir milletvekili geldi,sırtı konuşmacıya dönük cep telefonuyla oynayan bakanla sohbete başladı.Arkada başka bir bakan cep telefonuyla konuşuyor.Arkada üç milletvekili derin bir sohbete daldı.Muhalefet tarafında iki milletvekili var kafaları sokulu birşey okuyorlar.KKTC meclisinde durum bu dediniz. Hasan gardaş, siz hiç üç okka olan hamurdan, 500 ekmek çıktığını gördünüz mü? Meclis-i Mebusan tomofilinin kapasitesi bu kadar. 30 Km.’den yukarı hız yapamaz. Siz bütçe görüşmeleri diyerek, 100 Km. hızda ısrar ederseniz, makine işte böyle mangos eder. Aksona gardası kırıldım kırılıyor diye bağırır. Tekerlek ruleması yendiği için tomofil yampuri yampuri gider.

Günün Fıkrası79095753_1070699489941229_6567944515385032704_n.jpg

Günün Fotosu79094062_1614944868647152_3995386081494171648_n.jpg

Günün Heykeli78953224_2515235778800638_165358826466312192_n.jpg

Günün Sözü80132464_2274042472886444_1404284572979429376_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA