19 Nisan 2024
  • Lefkoşa15°C
  • Mağusa15°C
  • Girne17°C
  • Güzelyurt11°C
  • İskele15°C
  • İstanbul12°C
  • Ankara10°C

TANER ULUTAŞ'TAN MESAJINIZ VAR!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

16 Eylül 2019 Pazartesi 21:35

Sn. Tolga Atakan, maşallahtrafik cezaları yemede yanında yat modeline dönüştü. Asgari ücretin artması sonrasında yeni trafik cezalarıda yay ve kirişinden fırlayan ok gibi vuracağı hedefini aramaya başladı. Cezalara bakarsak, alkollü sürüşün 3400 TL olduğunu, uyuşturucu madde tesiri altında sürüş kullananlara verilen cezanın da 1700 TL olduğunu gördük. Valla ceza miktarlarına bakarak devletimizin, alkol öldürür, yerine kafayı güzel tutmak için uyuşturucuyu kullanın der gibi bir görüntü yansıttığını, kafa bulmak için Alkol yerine gannavı çekin ve yola öyle mi çıkın demek istediğini sandık. Hacı amca, bir sonraki trafik kampanyasındaki sloganın "Sen çektikçe yollar kısalır" veya "trafiğe gannavsız çıkma, başını derde sokma" olabileceğini önerdi. Ayşaba ise asgari ücret nasıl geçineceğimiz yönünde başımızı döndürürken, luggolar ile dolu bu yollarda zigzaglar çizerken, gannavsız da zaten başımızın döndüğünü bu nedenle uyuşturucu cezasının kaldırılması gerektiğini söylüyor. Ve Anne karnında 9 ayda 52 cm uzayan hükümet bireyleri, 3 aylık sürede 3400 metre uzamayı nasıl başardı diye soruyor. Susma hakkımı kullanırken sadece unlarına sözüm yok. Eleklerini astıkları duvar yıkılsın dedim.

**

Sn. Cengaver Cem,Güvenlik Kuvvetleri'nde en üst makama ulaşan, Kıbrıslı emekli Generallerden birisi olarak yapmış olduğunuz açıklamada, patlayan mühimmat deposuna dikkat çektiniz. Ve bu tarz mühimmat deposunun, genelde kendi kendine patlama veya ateş almasının pek mümkün olmadığını, çünkü bunların çok iyi beton yerlerde muhafaza edildiğini, bu tür tesislerin çevresinin artık günümüzde, 24 saat kayıt altına alınarakkameralarla da tespit edildiğinibelirttiniz. Ayrıca, deponun yakınında bir yerde yangın çıkmasının da çok olası bir şey olmadığını ve bu nedenle doyurucu bir açıklama yapılması gerektiğine vurgu yaptınız. Ayrıca yerleşim yerleri dışında olan bu tür yerlerin, şehirleşme nedeniyle günümüzde toplum içinde kaldığını ve bunların bugünkü şehirleşme veya yapılaşma dikkate alınarak gözden geçirilmesi gerektiği ifadesinde bulundunuz. Sn. Cem, halk ve turistler doyurucu açıklamalar ile aydınlatılması gerekir derken, Ayşaba da, siyaset asidi kaçmış soda gibidir. Asidi kaçmış soda mideyi rahatlatırsa bunlarda halkı ve turisti rahatlatacak dedi.Komutanım, açıklama için aradığınız kişiye ulaşamıyorsanız, boş verin. Çünkü sorun hatta değil bizzat yediği halttadır.

**

Sn. Hüseyin Ekmekçi sosyal medyadaki paylaşımında, sadece bir evrak almaya gettiğin devlet dairesindeki umursamazlığı ve vurdumduymazlığı gözler önüne serdin. Beş vezne, dördü içeride kahvede, biri de beş karış suratla aheste aheste uğraşıyor. Biri geldi telefonu atıp, gazeteyi alıp içeriye girdi.  Biri kızıyla telefonda, “üzülme annem” deyip duruyor. Biri sadece tanıdığı gelirse dışarıya çıkıp, evrak alıp içeri gidiyor. Çalan telefonlara da bakan yok diyorsun. Sevgili Hüseyin, bir empati yaparak, basının önde gelen bir ismini bile takmayan memurun, vatanadaşa neler yapabileceğini bir hayal et derim. Sonra, Vurdumduymaz limanından hareket eden ve nemelazım limanına demir atan geminin bu müdavimleri ‘Kamu Reform Yasası’ denince, kaba yerlerini yırtıp takke diye kafalarına geçiriyor.  Hayat dayıları ve amcaları sayesinde Yeşil Işığı hep bunlara yaktı. Ama zaten bunlar, karınlarına vurulunca ah arkam dedikleri için hiç kırmızıda da durmadı ki. Ama kamu reform yasası hayata geçirilirse, Fragmanlar bitecek ve esas film o zaman başlayacak.

**

Sn. Ziynet Salisizin gibi ülkemizin sevilen bir sanatçılarındangitarist, Erkan Erzurumlu ile evlendiğinizi öğrendik. Mutlu gecenizde nikah şahitleriniz de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Başbakan Ersin Tatar olmuş. Mutluluğun Tek taş pırlanta yüzüğünü parmağınıza geçirdiğiniz, Merit Royal Hotel’de mutluluktan uçtuğunuz dile getirildi. Sn. Sali, hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Bugüne kadar sevginin doruklarında gezinmeniz nedeniyle hayatı hep dört dörtlük yaşadınız. Aman dikkat edin. Birçok sanatçının kısa bir süre sonra mutluluk trenini devirdikleri gibi sizde mutluluk trenini ‘Tumba’ edip, sonrasında yaşayacağınız üzüntü nedeniyle bir yerleriniz üç buçuk atmasın.

**

Sn. Eşref Vaiz, CTP’nin eski kurmaylarından birisi olarak, yapmış olduğunuz zehir zemberek açıklama sonrasında CTP’ye büyük suçlamalar getirdiniz. CTP’yi işçinin, emekçinin, yanında durmayan, “iktidar hırsına teslim olmuş” bir parti olarak nitelendirdiniz. CTP’yi “iktidar hastası’ olarak nitelendirirken, işçinin, emekçinin, dar gelirlinin yanında durmayan, sermayeye ve iktidar hırsına teslim olmuş bir parti olduğunu belirttiniz.CTP’nin hep Türkiye ile ekonomik paket köşesinde kaza yaptığını söylediniz.  Sn. Vaiz, CTP nedense siyasette başarılı olmuş ve iktidarda başarıları ile övgü toplamış insanlarını, aç kalınca yavrusunu, sıçan sanan kedi gibi yiyor. Yeşil boya, kırmızı renge hakim olunca, sermaye emeği yiyip bitirince, partiye bir haller oldu. İktidara gelince, kendimi çocuğun elinden kaçan balon gibi hissediyor. Uçuyor uçuyor, sonra BUMMM

**

Sn. Lica Şemmedisosyal medya paylaşımında, Türkiye’den gelecek paranın durumunu sorarak, sahi ne oldu 750 milyon TL. Anamız hala daha göndermedi mi?Panayırlerı gezmekle bu memleket kalkılandırılamaz dediniz. Lica hanım, kötümser olmayın.Ayşaba, Lica hanıma bu paranın geleceğini söyleyin de rahatlasın.Hatta tarihini de söyleyeyim diyerek, paranın çıkmaz ayın, çıkmaz haftasının son Perşembe gününe rastlayan, 31 Şubat gününde elimizde olacağını söyledi. Don’tbe afraid. Cool rahat olsun ifadesinde bulundu. Lica hanım,sakın umudunu yitirme tıp ilerliyor. Yakında karakter nakli de başlayacak.  Ciğercinin kedisi gibi tekme yemelerine karşın camın, önünde, salyaları akarak bekleyen bazılarına da nakil yapılabilecek.

**

Sn. Halil Saygınlı ülkedeki nüfus yapısına atıfta bulunarak, artık markete giderken iki üç dil bilen bir de tercüman bulundurmamız gerekir. Bir markette, zebze reyonunu düzenleyen şahsa kereviz varmı diye sordum Türkçe bilmem dedi. Bir başka markatte tahınların yerini sordum.Bardakların bölümünü gösterdi.Benzinciye gittim. 100 liralık koy dedim arabayı fulladı. Görevliye 100 liralık koymasını söyledim. Abi türkçe bilmez dedi ifadesinde bulundunuz.Sn. Saygınlı, memleket için tanınmıyor derler. Onu boş ver.Çünkü Uluslararası olduğumuzun farkında değiller. Mevlana Gel ne olursa ol gel demişti. Biz ise gel,ister katil, ister hırsız ve dolandırıcı veya sahtekar ol. Hiç fark etmez.Yeterki sorma gir, sormadan çık hanına, gel diyoruz. Hatçe teyze, sanki başa getirdiklerimiz başımızı ağrıtmak ve bize ceza kesmek için başa geldiler. Ama o birileri, eğeriş ceza kesmeye kaldıysa, hakimin de, savcının da biz olduğunu unutmasınlar. Zamanı gelince bazılarını, Lefkoşa Mezarlığının yanında, yeni kurulan ‘Siyasi Mevtalar’ mezarlığına, bazılarını da angoniciklerin yanına göndereceğimizi bilsinler dedi.

**

Sn. Zeki Erkut, Köy içindeki ağılları köy dışına çıkaramayan siyasi irade, askeri cephanelikleri yerleşim yerleri dışına çıkarmayı dillendiriyor. Hade kolay gelsin dedin. Sevgili Zeki, ağıllar oy için köy içerisinde tutulurken, cephanelikler askerin gölgesinden bile ödlerinin kopmasından dolayı turizm alanları dışına çıkartılmıyor. Mesele ağıllar veya askeri cephanelikler meselesi değil. Mesele, özgür sokak kedisinin felsefesi yerine, bir koltuk. Pardon bir sokum  ciğer için ciğercinin, camdaki ciğerine bakarken, miyavvv diyen ciğercinin kedisi olma meselesidir. Yeğen, bazı siyasetçiler beleş Wİ Fİ olsa bile inan ben onlara dirhem bağlanmayı denemem.

**

Sn. Kubilay Özkıraç,askeri cephaneliğin patlaması sonrasında yapmış olduğun açıklamada patlama esnasında Teknecik Elektrik Santrali’ne bir şarapnel parçasının veya patlamamış bir mühimmatın isabet etmesi halinde santralde yangın çıkmasının yüksek bir ihtimal olduğunu ve yangın çıkması halinde tüm Girne’nin yanabileceğini belirttiniz. Dünyanın hiçbir yerinde elektrik üretim santralinin bu kadar yakınında bir cephaneliğin bulunmadığını söyleylerken böylesi büyük bir riskin bu kadar yıldır nasıl görmezden gelindiğine anlam veremediğinize de vurgu yaptınız. Ayrıca, ikinci kez yaşanan felakete karşın cephaneliğin başka bir bölgeye taşınacağına yönelik inancınızın olmadığını dile getirdiniz. Kubilay Başkan,Arap kanalının birinde maç izlerken, babaannemizin, Arapçayı duyunca amin demeye başlaması gibi, turizm bölgesinde cephanelik denince tartıya çıkınca göbeğini içeri çeken ve kilosunu düşük gösterttiğini sanan insanlar gibi işimiz inşallah ve maşallaha kaldı.

**

Sn. Mustafa Şah, yarım asırdan beridir turizmci, eğitmen, gurme.  OTEM’in ilk ve son müdürü olarak yapmış olduğunuz açıklamada,Meyhaneleri de yozlaştırdık. Meyhane muhabbet, sohbet yeridir; tıka basa yeme yeri değil dediniz. Restoran ile Meyhanelerin karıştırıldığını, eskiden meyhanelerde hafif müzik eşliğinde 3-5 çeşit mezeyle tatlı tatlı içilirken, şimdilerde  tıka basa yeme yerine dönüştürüldüğünü belirttiniz. Sn. Şah, Meclisi Mebusan’ı kadınların ağız dalaşına giriştiği dar sokaklara, horozları dövüştürdüğümüz alanlara dönüştürdükten sonra meyhaneleri yozlaştırmışız kimin umurunda dersiniz? okul koridorlarını podyum sana kızların yanısıra, meclisi Roma’lıların gladiyatör alanına çevirenler dışında meyhanelerin tıka basa yeme durumuna sokulmasına da şaşmamak gerek.  Balığın baştan kokmasını geçtik tuzu bile kokuttuk.

**

Sn. Salih Boran Avrupada polis, gençlerin trafik güvenliğini sağlaması için,Cuma,Cumartesi ve Pazar günlerini kapsayan "hafta sonu sendromu ‘ diye bir uygulama yapıyorlar.içkili yerler yakınında içkili gençlerin bir kazaya uğramalarını önlemek amacıyla polis eğlence yeri yakınında bir minübüs bekletir.İçkiyi fazla içen ve araba kullanacak olan içkili gençleri minübüse aktarırlar.Veya hemen en yakın karakolda ailesi gelene kadar misafir ederler. Birisi gelmezse de orada yatırırlar. Bu uygulama ile trafik kazalarını büyük oranda düşürdüler dediniz. Da, Abdülmutallip amca, sanki şikar bir iş yaparlar. Neden bizdeki gibi bir ağacın arkasına saklanıp, çıkanı enselemiyorlar. Bas 3,400 TL cezayı, hem devletin kasasına para girsin, hemde Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğu anlaşılsın dedi. Haaaa ayrıca fark edemediklerimizi de hocanın karşısına son dua için gönderelim ve ‘Rahmetliyi’ nasıl bilirdiniz sorusunu sorduralım. Kestirmeden işi halletmiş oluruz ifadesinde bulundu. Sevgili Salih, seçimden önce güzel günler göreceğiz diyenlere daha ne kadar yolumuz var diye sormak isterim. Yol çok uzunsa birşey değil. Çünküvarlığı bir şey kazandırmayanın, yokluğu da bir şey kaybettirmez.

**

Sn. Enver Capkıner, abi iki arabamın da bir tek evrağı eksik değil.Hepsi bir tamam.Birini eşim, birini ben kullanırım.Senede en az her iki arabamın ikişer lastiği değişir.Nedeni çukurlardır. Çukurlara düşünce baloncuk atar. Sürekli lastik değiştirim. Halimi kime anlatayım ve kime ne deylim dedin. Sevgili Enver, Ayşaba, bizimkiler kimseyi yarı yolda hiç bırakmaz. Onları ister luggolar vasıtası ile isterse çember ve döner kavşak olarak yapılan yol ortasındaki devasa yapılar  ile müsait yerde indirirler. Arabadan indiremediklerini zaten ölü yıkayıcılar, tabuttan indirdiği için onda da sorun yaşatmazlar. Kaza yapanlar ile kaportacıları, lastikler ile lastikcileri, sevindirirler. Bu nedenle boş ver tırıs gitsin derler.   

**

Günün Fotosu70315515_526417144777209_1379921517021757440_n.jpg

Günün Fıkrası

51294680_297005961007980_1091793807768289280_n.png

Günün Sözü

70556154_3033474426722843_6397799682306736128_n.jpg

Günün Radarı

70261061_494863774686022_7570475931941208064_n.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA