26 Nisan 2024
  • Lefkoşa19°C
  • Mağusa22°C
  • Girne20°C
  • Güzelyurt18°C
  • İskele22°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara17°C

TANER ULUTAŞ'TAN MESAJINIZ VAR!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

Taner Ulutaş'tan mesajınız var!

11 Şubat 2019 Pazartesi 08:00

Sn. Zorlu Töre, Meclis Başkan Yardımcısı olarak maşallahlığınız var. Makam arabası için aldığın Japon yapıştırıcısı, o kadar kuvvetli geldi ki, arka koltuktan kalkamıyorsun. Herkes Japon yapıştırıcısını bilmediği için resmi olmayan “şahsi” gezilerini de makam aracıyla sürdürmeye devam ediyor diyor. Hafta sonu mesai olmamasına karşın İskele, Dipkarpaz kazan, siz makam aracınız ile kepçe, kazanı karıştırıp duruyormuşsunuz. Muaffak abi, yahu adamdan ne istiyorsunuz? Sünnetler öksüz, evlilik düğünleri yetim mi kalsın istiyorsunuz diyor. Mübbeccel Teyze ise adamın kırk yılda bir mersedesin arka koltuğu oldu, adamın birisinin kırk yılda bir oğlunun olması sonrasında çeke çeke cükünü kökünden koparttığı gibi, Meclis Başkan yardımcımız da, Töre’ye uygun olarak, kaba yerini ‘Makam aracının’ arka koltuğuna sürte sürte yırtıp parçalayacak ne var bunda dedi. 

**

Sn. Zeki Çeler, arı kovanına değneği soktuktan sonra, para babalarının nasırına basıp durdun. Bak nasırına bastığın efendilerincıyakcıyak avazlarının çıktığı kadar bağırarak yeri göğü inlettiğini herhalde görmüyorsun. Nalıncı keserinin, hep bir tarafa doğru yonttuğunu da fark etmiyorsun. Aslında bir noktada yanlış yaptın. Aldıkları düşük maaşlar ile sürünme modunda yaşam süren işçiler yerine o parayı, Havana purosu yerine artık Kosta Rika purosu içen, Siyah Havyar yerine normal havyara talim etmek durumunda kalan. Dünya turu yerine, Avrupa-Amerika turu ile yetinmek durumunda kalan ‘Patronlara’ vermeliydin. Sanırım İşçilere vereceğin parayı bu efendilere vermiş olsaydın en büyük sen olacaktın. Ve o zaman,seni avuçları patlayıncaya kadar alkışlayacaklardı. Deveyi havurdu ile götürenler, geride kalan kuyrucuğuna bakıp salya sümük yalanmayacaktı. Dipsiz kuyuya dönüşen ve bir türlü dolmak bilmeyen bazı mideler böylelikle biraz mayalanmış olurdu. Sn. Çeler, bazı patronlar, ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesinin de olduğunu hala daha öğrenemedi. 

**

Sn. Ayşegül  Garabli, yazdığınız nefis köşe yazını, 25 bin kişi okuyarak ayakta alkışladı. Türkiye kökenli birisi olarak Yeni Doğuş Partisi Yöneticilerine hitaben yazdığınız yazıda, ülkeye gelenlerin, Karadeniz’den, Hatay’dan, Gaziantep’ten, yani Anadolu’nun dört bir yanından kopup, sizin gibi A’daya geldiğini belirttiniz.  Ada halkının gelenlere kucak açtığını. İşini, aşını ve toprağını paylaştığını söylediniz.  Ev, arsa, iş bulup ve çalıştıklarını para kazandıklarını dile getirdiniz. Ancak sizler, bu adayı “vatan” olarak görmediniz ve kendinizi bu adaya ait hissetmediniz. Nerelisiniz, sorusuna direkt “Türkiyeli” dediniz.  Karadenizliler derneği”, “Hataylılar derneği” hatta “Öz Hataylılar derneği”, “ Gaziantepliler derneği” kurarak yörenize ait, “hamsi günü’ düzenlediniz, kimse karşı çıkmadığı gibi katıldıda. Kültürünüzü yaşamak ve yaşatmak hakkınız. Ancak Kıbrıslı Türklerin kendi vatanlarında kültürlerini yaşatmak istemelerine ve kültürlerinin yok oluşuna direnmelerine neden karşı çıkıyorsunuz? Kıbrıs’ta yaşadığınız halde sorulduğu zaman göğsünüzü gere gere “Karadenizliyim,” Hataylıyım”, “Gaziantepliyim” veya “Türkiyeliyim” diyorsanız, Kıbrıslının Kıbrıs’ta “Kıbrıslıyım” demesini neden hazmedemiyorsunuz? TC Dışişleri Bakanına yabancı bir devlet yöneticisine hakaret edildi diyerek suç işlendiği gerekçesi ile şikayet ederken, Kıbrıslıysanız neden Cumhurbaşkanınıza hakaret edildiği zaman ayni suç duyurusunu yapmıyorsunuz diyorsunuz. Ayşgül hocanım, Almanya’nın, Hollanda’nın, Fransa’nın kısacası AB ülkelerinin Türkiye’yi aralarına almak istememesindeki temel unsur, ben gittiğim ülkeye değil, o ülkedeki yöneticiler ve insanlar bana uyacak felsefesi değil mi? Hatçe Teyze, denizi seviyorsan, dalgasını da seveceksin. Yok dalgadan korkarsan, gönül sazının bam telini kopartmadan, detone olmadan, hadde bana eyvallah türküsünü söyleyeceksin.    

**

Sn. Asil Nadir,  Türkiye’de yayınlanan Sözcü gazetesi, Geçitkale Havalimanı’nı işletmesini yıllık 1 milyon 579 bin Euro’ya aldığınızı yazdı. Ercan Havaalanı'ndan sonra KKTC'nin ikinci havalimanı olacak olanGeçitkale'nin açılış çalışmalarının hızlandığı, Bakan Tolga Atakan’ın geçen hafta Ankara'ya giderek, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü, Funda Ocak ile görüştüğü belirtildi. Sn. Nadir, bazı kem gözler ma, Geçitkale Asil Nadir’e mi verildi deyip olayı hasamet durumuna çevirebilir. Bunlara aldırmayın. Bir tek havaalanı yerine iki tane olursa göz çıkartmaz. Atıl bir durumdaki havaalanını, çalışır duruma getireceğiniz ve istihdam sağlayacağınız için kıskanacak olan o eller sizi patlayıncaya kadar alkışlamalıdır. Sn. Nadir, tavuğun da Penguen’in de kanatları vardır. Her ikisi de uçamaz. Ancak penguen yüzerken, pırıl pırıl kutup sularında, tavuk eşelenir çöplük ile b….kuyularında. Siz tavuğun eşelenmesini boş verin ve kutup sularında yüzmeye devam edin.

**

Sn. Mehmet Hoca, Gürpınar Dayanışma Derneği Başkanı olarak, Özersay'ın söyleşisini okuyup mutlu olduğunuzu belirtirken, ne güzel geriye iki köy ve Gürpınarlı biz Türk asıllılar kaldık. Bizden hiç haber yok. Sanki da biz Türklerevredoyuk. Gürpınar projesi bizimle başlamıştı hatırlatırım. Bu işte bir iş var gibime geliyor. Olmaya ki bütçeye konan kalem başka bir yere gider ( geçen yıl gitmişti) diye içimde acayip bir duygu var. Bildiğim kadarı ile Bu köyler için projeler hazırdır ihaleye çıkılabilir. Hade bakalım hayırlısı diyerek, Kudret Özersay'ınmaronit açılımına biraz sitemkar, biraz da dalgakar bir şekilde yanıt verdiğinizi gözlemledik. Mehmet Hocam, Evredosun sen Evredo kalacaksın. 3’ncü sınıf vatandaş olarak, köye bakıp gözyaşlarını tutamayacaksın. Hocam, oy vererek elimiz ile ettiğimizi şimdilerde boynumuz ile çekiyoruz. Bak Şukufe aba bile Vefa, İstanbul’un Vefa bölgesindeki boza değil. Vefa ağır bir yüktür. Onu her insan taşıyamaz. Lütfen Mehmet gardaşıma söyleyin, çakıl taşını bile kaldırmaktan aciz insanlardan bu yükü kaldırmasını beklemesin diyor.

**

Sn. Kubilay Özkıraç El- Sen Başkanı olarak yaptığın açıklamada, ‘Son Kale’ olarak nitelendirilen Kıb-Tek’i kimseye bırakmayacağınızı dile getirdiniz. Aksa ile girdiğiniz çetrefilli ilişkileri biliyoruz ve bu toplumun Aksa tarafından sömürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Kendilerini ülkenin tek sahibi zanneden KTTO, KTOB, KTSO ve diğer liberal çevreler salyalarını akıtarak Kıb-Tek’le ilgili yapılması düşünülen yatırımları engellemek için saldırıya geçmişlerdir diyorsun. Da, Ayşaba, Kubilay ovlucuğuma selam söyleyin, ‘Altın Yumurtlayan tavuk’ oralarda bir yerde gıtgıdak dedikçe, o tavuğa birileri salyalarını akıtarak bakmaktan vazgeçmeyecek. Soğukta yağmur altında direk üstünde, 40 derece sıcakta arazide çalışırken, Anası ağlayanlara bakıp, geride playback yapanlara bakıp, işkembeikübradan, desteksiz sallayanlara, illa bir isim bulacaksanız ‘Mal Kayıbı’ deyinolsun bitsin diyor.

**

Sn. Enver ÖztürkYDP Genel Başkan Yardımcısı olarak yaptığınızı açıklamada, Kıb-Tek’in son imzalanan Toplu İş Sözleşmesi ile çalışanlarına yeni haklar verdiğini ifade ettiniz. Kıb-Tek yönetimi denetimsiz ve şeffaf olmayan yapısı ve adrese teslim ihale yöntemi ile her geçen gün batağa sürüklenmektedir. Sorumsuz yönetimin uçuk ve şaibeli yatırımların faturasını ise tüketici ödemektedir dediniz. Ceryan faturaları özellikle son aylarda biz halkı fena tepmeye başladı bu doğru. İhalelerde şaibelerin olduğu, 9 milyonluk bağışlamaların bir yöneticinin direktifi ile bağışlandığı da doğru. Birileri, Kıb-Tek’in ensesinde ‘Lingiri’ oynadığı da çok doğru. Ancak direk üstünde, sıcakta ve soğukta çalışan emekçilerin sanırım bunda suçu olamaz. Sn. Öztürk, hükümetlerin kurum ve kuruluşların başına atadığı bürokratlar, her insan gibi, huzur verir. Kimisi gelince, kimisi yiyip hesap sorulmadan gidince.

**

Sn. Cemal Erdoğan, Esentepe Belediye çalışanlarının 9 aydır maaş alamadıkları öne sürülüyor. Belediyelerin durumu herkesin olduğu gibi bizim de malumumuzdur. Bu ekonomik girdaba giren bazı belediyelerin ödeme güçlüğü çekmesi de çok bilinmeyenli denklem olması da gayet doğaldır. Ancak doğal olmayan, sizin bir başkan olarak, ağzını açana,gorum seni kapının önüne demendir. Kapının önüne koyunca, Hanya’nın Girit’te Konya’nın Türkiye’de olduğunu görürsün diyebilmendir. Sn. Erdoğan, Hacı amca, aslında suç sen ve senin gibi 9 dağın efesi filminin ‘Başrol oyuncusu’ bazı belediye başkanları değildir. Suç, Cüneyt Arkın gibi elinde piyade tüfeği olmasına karşın,  8 tank, 120 askere karşı savaştığı görüntüsü verip bu savaşı kazandığı görüntüsü yansıtanlara kanan ve 3 maymunları oynayan hükümetlerdedir diyor. Başkan, tavırların ve sözlerin ile Esentepe’lilerin gönül sazının telini koparttın. Saz akortsuz ses veriyor. Eskiden full çeken bataryaların boşalmaya yüz tuttuğu için, çalışanların gönüllerindeki kapsama alanından çıkıyorsun. Arayanlar şuanda kapsama alanı dışındadır. Lütfen tekrar arayın sözleri ile karşı karşıya kalıyor.

**

Sn. Aslıhan Yılmaz, isminizin başına Dr. Ünvanı da ilave ederek kullandığınız bu sahte isim ileUniversity of Nicosiaokul yönetiminin, ırkçılık yaparak, para odaklı eğitim sistemi uyguladığını, 100 puanlık tek bir soruyla da tepki göstererek olmayan görevinizdende istifa ettiğinizi belirttiniz. İddianız sonrasında okul yönetimi aslında böyle bir akademisyen olmadığını, bir başka deyişle sizin hayal ürünü olduğunuzu dile getirdi. University of Nicosia yöneticilerinin açıklamasından sonra, köprüyü, İstanbul Boğazını ve birçok kurum ve kuruluşun binalarını enayilere satan ‘Sülün Osman’ bile vallahi bu Aslıhan Yılmaz beni bile solladı ve geçti diyor. İsmi olup da cismi olmayan Sn. Aslıhan Yılmaz, arsız güçlü olunca haklı suçlu olurmuş derler. Sanırım sizin arsızlığınız, sizi güçlü yapmadığı gibi haklıyı da suçlu yapmadı.

**

Sn. Aytaç Çaluda, Çalışma Bakanı Zeki Çeler’i, özelde çalışan işçilerin sendikalaşması ve bakanlık tarafından verilecek ek ücret nedeniyle eleştirdiniz. Halkın bir vekili olarak, para babası patronların ‘Öcü’ gibi korktuğu sendikalaşmayakarşı bir duruş sergileyerek halkın vekili olma yerine, patronların vekili olmayı seçtiniz. Ayşaba, ne be ama Aytaç’ı ahmak mı zannettiniz. O Bal alacak çiçekleri iyi bilir. Şimdi tohumu eker ve olgunlaşmasını bekler. Hasat zamanı da ektiklerini ‘Ağa’lardan destek alarak biçmeyi hedefler diyor. Habibe Teyze, ise Aytaçcık,  ekmek kadayıfının üzerinedondura koyuyor. Dondurmanın üzerine de fıstık ezmesi serpiyor. O dondurmalı ekmek kadayıfını bir güzel mideye indireceğini sanıyor. dur göresiniz,seçim zamanı bu Aytaçcık kapıya gelecek. Bizim ekmeğimize kan doğramanın nasıl olacağını ona göstereceğim. Süpürge ile onu govalamazsam bana da zilli Habibe demesinler diyor. Sn. Vekil eeeeerüzgar eken fırtına biçer.

**

Sn. Sadık Gardiyanoğlu,BP Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa İlçe Başkanı olarak,  El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç’a fena kızdın. Kıb-Tek’’in hükümetten habersiz çalışanların maaşlarına zam yaptığı gerekçesiyle hükümeti eleştiren UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ı, gök kubbeyi başına yıkmakla tehdit ettiğini öne sürdüğü, KubilayÖzkıraç’a“ Hadde dene de gör bakalım ne olur. "Hiç kimse yapılan eleştirilerden dolayı tek bir UBP üyesinin kılına dokunamayacak dedin. Sevgili Sadık, Emir erlerinin bol olduğu ve tarihi Venedik dikili taşının altında tırnak kontrolüne bile evet denildiği ülkemizde birbirimiz ile kavga boşuna ve nafiledir. Geldiğimiz noktada bize varlığımızı hatırlatan tek şey, meclisimizdeki sensörlü lambalardır. Bu nedenle kavgaya boş ver tırıs gitsin be abim.

**

Sn. İbrahim Kanat, yönetim kurulu üyesi olduğunuz Bay-Sen’in. Kurumdaki terfide takındığı tutumu eleştirdiğinizi gözlemledik. Aslında bu eleştirinizde haklılık payınızın da büyük olduğunu gördük. BRT’nin1. Derece kadrosunda bulunan ve bir üst kadro amirlik mevkiine başvuran adaylar arasında 9 kişinin bu sınavı geçtiği açıklandı.  90 puanın üzerinde puan alan 9 kişi arasında bulunan,BRT’de sunuculuk ve amirlik yapıp da, bunun ötesinde, Bayrak FM’in kurucusu olan Mehmet Kozan Pakkaner gibi bir değer ile BRT’de yıllarca başarı ile görev yapan Cafer Özsoykal'ın 1 ay sonra seçilen 9 kişi arasında elenmesine sizin gibi bizlerde anlam veremedik. Ama herşeyden önce Bay-Sen’in bu işe sessiz kalmasına da hiç ama hiç anlam veremedik. Sn. Kanat, nedense birileri, kime yandığı belli olmayan sokak lambası yerine, kurumu aydınlatan projektör olmayı nedense bir türlü beceremiyor. Swiçi bozulan lamba gibi bir yanıp bir sönmeyi tercih etmeleri kurumu karanlıkta bırakıyor.

**

Günün Sözü

Şeytanın en büyük dostu

Ağzı gevşek, yüreği yavşak

Olan insanlardır.

**

Günün Fıkrası

BENİM ABİ DEVAM ET
Adamın biri yeni BMW siyle havalı havalı dolaşıyormuş.

Kırmızı ışıkta durmuş. Bir kaç saniye sonra kamyon

arkadan SHRANKKKKKK diye vurmuş. Adam dısarı çıkıp bakınca

kamyondan Temel inmiş ve başlamış yalvarmaya :
-Abi etme eyleme ben bu üç kuruş maaşla bu arabanın

aynasını alamam beni bağışla. Sen büyüksün abi yaptık

bi eşşeklik bağışla abi beni.
Adam acımış Temel'e.Tam arabayı tamire götürürken

yine bir kırmızı ışıkta durmuş. Yine arkadan kamyon geçirmiş buna.

Sinirli sinirli çıkmış adam tekrar. Bi bakmış yine Temel!
Camdan bağırmış :
-Benim abi ben, devam et!

**

gunun-fotografi-008.jpg

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA