TANER ULUTAŞ'TAN MESAJINIZ VAR!

Sn. Tolga Atakan, gizli tehlikeler içeren, hatta yaralanmalara ve ölümlere neden olan Haspolat yaya geçidi ve durağı ile ilgili almış olduğunuz önlemler bence yerindeydi. Koymuş olduğunuz telleri keserek kapı açan, olmadı alttan telleri eğerek altından geçen sözde eğitimli kişiler için ne kadar önlem alsanız sanırım havada kalır. Ancak bu durumları görmeyen ve almış olduğunuz tüm tedbirlere karşın sizi eleştirme gayretine girenlere de müsaadenizle ben birer ‘FAGO’ gözlük hediye etmek isterim. Deveye yüz vermişler, 9 dükkanı yıkmış. Üniversiteli sözde eğitimli kişilere de yüz vermişler ne tel nede bariyer bırakmış. Ayşaba ört ki ölem diyor. Sn. Bakan, eğitimin, sadece okumak olmadığını, okunanlar üzerinde düşünebilmek yeteneği olduğunu bu eğitim gören efendilerin bilmesi gerekir sanırım.

**

Sn. Asım Akansoy, Cumhuriyetçi Türk Partisi Kıbrıs Çalışma Grubu olarak, Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis ile bir araya gelmeniz, bin gavur kellesi bir kin ödemez insiyatifini kızdırdı. Siyasi eşitlik ve etkin katılım konusunda Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerini aktarırken galiba bizim vatan millet sakarya nurlu ufuklar edebiyat kitabını yazanların da nasırına bastınız. Sn. Akansoy, penguenin de tavuğun da kanatları var. Ancak ikisi de uçamıyor. Ancak birisi yüzerken Kuzey Kutbunun tertemiz sularında diğeri eşeleniyor, çöplük alanlarında. Biz de artık ambargo ve Abant kararları ile dolu çöplük alanlarında eşelenmekten çıkıp, kuzey kutbunun tertemiz sularında yüzmek istiyoruz.

**

Doç. Dr. Ümit Akçaybir ekonomist olarak siper alın eşine az rastlanır, sert bir ekonomik krizin başlangıcındayız yorumunda bulundunuz. Türkiye'de sanayi üretimi eylül aylık ve yıllık bazda yüzde 2.7'şer oranda düştü. Bu oran, 2016’dan bu yana gözlenen ilk daralma olarak kayda geçti.Mevcut üretim yapısında cari fazla sadece ekonomik kriz anlamına gelir. Sanayi üretimindeki son veriye, daralma görülmeye başlandı bile. Eşine az rastlanır, sert bir ekonomik krizin başlangıcındayız dediniz. Ümit hocam, Türkiye’de 7 bufor şiddetinde esen rüzgâr KKTC’de Fırtınaya, Fırtına şeklinde esen rüzgâr KKTC’de Karayel’e dönüşür. KKTC’de tedbir seyrederken,napalım, Türkiye grip oldu biz zatürreye olduk denilerek geçiştirilir.

**

Sn. Türkay Öyken, uzman bir biyolog olarak piyasada “deniz çipurası” diye daha pahalı satılan balığın da denizdeki çiftliklerde yetiştirildiğini söylediniz. Çiftlik çipura” ve “deniz çipura” diye ayrılan balıklar her ikisi de denizindir. Daha lezzetlidir fazla müdahaleye maruz kalmamıştır diye düşünerek çoğumuz denizden olanı  tercih ediyoruz. Ancak ikisi de ayni balıktır. İkisi de denizlerde kurulmuş ağlardan oluşan çiftliklerde yetişiyorlar. Birisi yaklaşık üç ayın sonunda satışa sunulduğu için boyutu daha küçük, daha düşük maliyete oluştuğu için düşük fiyattan satılıyor ve adına “çiftlik çipura” deniyor. Diğeri ise, yaklaşık altı ay yetiştirildikten sonra piyasaya veriliyor. Daha yüksek maliyete oluştuğu için ise diğerine göre daha pahalıya satılıyor. Kısacası kazıklanıyoruz diyorsunuz. Sn. Öyken, ülke insanı olarak problemimiz,  kolumuza takacak insanın çok, ama yaptıkları iyi şeyler ile ömrümüze ömür katacak insanın az olmasıdır.

**

Sn. Levent Yüksek, kamuda 300 kişiye denetim yapılmış. Sonucunda 79 kişi işe gitmemiş. Şaşırdık mı? Diye soruyorsun. Levent gardaş aslında ben şaşırdım. Aslında 300 kişiden 280 kamu çalışanının yerinde olmayacağını düşünmüştüm. Kamu çöktü diyen Başbakan zevahiri kurtaran 79 kişi için göbek atmalı birer de maaş ikramiye vermeli diye düşünüyorum. Sn. Yüksek, kamuda hayat traji komik bir oyun. Bu belki kamuda oynanan traji komik bir oyunama, esesi kalın, gerdanı sarkık ve karnına vurduğunuz zaman ah arkam diyenlerin, ince motiflerle süsledikleri Grafikleri hoşuma gidiyor.

**

Sn. İlkşenVaroğlu Atik, memleketin hal ve durumu çoktan değişti ama ‘Yok artık’ dedirtecek kadar değişeceğini doğrusu tahmin etmiyordum. Hele hele Okul etrafında yaşayan bir ailenin, yıkadığı tüm kıyafet ve yatak- yorgan başlıklarını okulun etrafını çevreleyen tellere asmasını, Okul yönetiminin ısrarı ve tepkisi sonrasında bile elbiseleri ‘Kurumadan’ tellerden kaldırmaması KKTC tomofilinin aksona gardasının koptuğunu gösteriyor.İlkşen hocanım, anamızdan gelen herkes, bizi durmadan öpüyor. Besleme deyip ciğercinin kedisi gibi tekmeliyor. Hadde hepsini geçtik, sizi biz kurtardık diyerek okul tellerine bile don, gömlek ne varsa gerecek mi? Hocanım, bizi yönettiğini sanan emir erleri, bugün göz yumduklarımızın, yarın bize göz açtırmayacak olanlar olduğunu artık hatırlasalar iyi olur. Değil mi?

**

Sn. Ali Kişmir, sosyal medyada, AyiosPantelemionas Manastırı ve Kilisesi'nden paha biçilemez çanları kim çaldı acaba diye soruyorsun. Yoksa gene ortaya çıkıp üzeri örtülür mü diyorsun. Ancak kirlenen eller hiçbir zaman temizlenmez dedin. Sevgili Ali, galbolit sabunu artık marketlerde bol bulunur. Eller temizlenir ama yürekler ve vicdanların temizlenip temizlenmediği bilmiyorum. Bak Asiyeaba, Ali Ovlucuğuma söyleyin ganimet zamanı deveyi avurdu ile götürenler şimdi kilise ve manastırdaki eserleri de götürecek. Yazık dediğinizde de birileri ama onlar şikâr bir iş yaparmış gibi  ‘Gâvur malı’ diye savunmaya geçecek diyor. Sevgili Ali, bin gavur kellesi bir kin ödemez diyen bazı özde lilliyetçi, genelde Milliyetçi geçinenler daha çok kilise ve manastır soyacak.Eeeee, ciğercinin kedisi olmanın bedeli tekme yenilerek ve tarihi değerlerin soyulması ile ödeniyor. Sokak kedisinin ‘Özgürlük Felsefesi’ nedenini bilmem ama nedense öğrenilemiyor 

**

Sn. İsmail Mıstıkoğlu, sosyal medyadaki bir paylaşımında, bir süre önce, bazı kişiler nedeniyle, CTP’den istifa edeceğini belirttiğin bir yazın vardı. Sonrasında da o yazıyı partinden istifa ettiğine dair bir başka yazı takip etmiş ve istifa ettiğini dile getirmiştin. Ancak bizim Minik Kuşlar parti yönetiminin istifanı kabul etmesinden sonra senin istifadan vazgeçtiğini ancak bukez geri dönüş dilekçeni parti yönetiminin kabul etmediğini söyledi. Sana sınava girip sınavı geçersen, partiye tekrar kabul edilebileceğini veya bir başka parti ile dirsek temasına geçmen tavsiyesinde bulunulduğunu dile getirdi. Sevgili İsmail, partiye tekrar üye olarak kabul edilmemen seni üzmesin. Biliyorsun hüzünler Olgunlaştırır. Kaybetmek sabrı öğretir.

**

Sn. Hasan Cezaroğlu, sosyal medyadaki paylaşımınızda, alın size devlet başkanı. Hırvatistan Cumhurbaşkanı KolindaGrabar - Kitarović ,ülkedeki ekonomik krizi aşmak için aşağıdaki tedbirleri aldı. Kendi maaşını %50 indirdi. Cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık uçağını sattı.  35 adet mersedes makam aracını sattı. Konsoloslukların maaşlarını %60 indirdi. Sağlanan gelirlerle de asgari ücreti yükselterek işçi ücretlerine zam yaptı dediniz. Da, orası Hırvatistan, KKTC değil ki diyor. Burada dağarcığa ne kadar lilli girecek hesapları yapılırken orada milletin daha iyi geçinmesi için uğraşılıyor. Sn. Cezaroğlu, kanat vardır Doğanı padişaha götürür; Kanat vardır Kuzgunu Ieşe götürür. Aliyaba Hasan ovlucuğuma sorun bakalım bizi hangi kanatlar nerelere götürüyor diyor.

**

Sn. Cemil Sarıçizmeli, Mehmetçik Halk Plajı ile ilgili açıklamanın içerisinde, yaşanan olumsuzlukları da dile getiriyorsun. Cek ve cak ile yapılması gerekenleri de açıklamaya dâhil ederek bazı iddiaları doğruluyorsun. Senden evvel yaşananlara eyvallah ama senin zamanında yaşanan ve arıtmanın yarattığı çevre felaketi sonrasında ormanın b….k’suna, denizin de fosseptik çukuruna dönüşmesine de el atman bekleniyor. Aliyeaba Cemil ovlucuğuma söyleyin elini çabuk tutsun yoksa b.. ormanında boğulup, fosseptik denizinde zehirleneceğiz diyor.

**

Sn. Halil Hepşen Mehmetçik Belediyesine ait halk plajı ile ilgili olarak yazmış olduğunuz yazıda, No comment! Nerden nereye. Plajı Belediyeye kazandırmaktan, Ücretsiz girişten, modern tesis ve yenilenen yapısıyla övünmekten "zarar ediyor" onun için 'özelleştirelim'eevrilen 4 yıllık serüven diyorsunuz ve haklı olarak gelinen noktayı eleştiriyorsunuz. Sn. Hepşen, bölge halkı bu duruşunu sergilemeye devam ederse ve özellikle Bafra İnsiyatif Grubu, santim gerilemezse plajın kılına bile özelleştirme getirilemez. Çünkü iş ceza kesmeye kaldıysa eğer,  hâkimde sizsiniz, savcıda sizsiniz.

**

Sn. Deniz Fahri, ülkenin son zamanlarda yaşadığı kriz, cinayet, soygun hırsızlık ve dolandırıcılık ile boğuştuğu bu günlerde sen başarın ile Kalahari Çölünde yeşeren ‘Vaha’ oldun. Ülkemizi gururla temsil ettiğin Kocaeli Rallisini genel klasman 4.sü olarak tamamlaman sonrasında 2018 Türkiye Ralli Şampiyonasını 3. olarak tamamlamış olman bizim için ayrıca gurur vesilesi oldu. Sevgili Deniz, bu başarın sonrasında bir gönülde bir çiçek olmak yerine inan, birçok gönülde buket oldun.

**

Fıkra

YAMYAMLAR

 KKTC Meslisinde  5 tane yamyam, programcı olarak görevlendirilirler. Müdürleri onlara hitaben:

 - "Şimdi burada çalışabilirsiniz. Burada iyi para kazanabilirsiniz. Ama yemek yemek icin Meclisin kafeteryasına gideceksiniz ve diğer çalışanları rahat bırakacaksınız" der. Yamyamlar hiç bir çalışanı rahatsız etmeyeceklerine söz verirler. İki hafta sonra müdürleri gelir:

 - "Çok iyi çalışıyorsunuz. Yalnız üst kattaki temizlikçi kız kayıp. Ona ne olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar. Yamyamlarin hepsi hayır derler ve bu işle hiç bir ilgilerinin olmadığını söylerler. Müdür gidince yamyamların şefi yamyamlara döner:

 - "Aranızdan hangi maymun temizlikçi kızı yedi?" diye sorar. En arkadaki yamyam alçak bir sesle cevap verir:

 - "Ben yedim" Bunun üzerine şef söyle cevap verir.

 - "Ulan aptal! Biz 4 haftadır önce bakanlardan birkaçını. Sonra 3-5 tane Milletvekilini. Daha sonra bazı müdürleri, üst düzey bürokratları, ve bazı meclis amirlerini  yiyip duruyoruz. Kimse de boş gezenin boş kalfalarının ortada olmadığının farkına varmadı. Nasıl olsa onların bir işe yaradıkları yoktu. Bakanları, Milletvekilleri yememiz anlaşılmadı ama senin durup dururken temizlikçi kızı yemen şart mıydı?!" Ortalık allem gallem oldu. Karıştı be akılsız. Diğerlerinin farkında değillerdi. onları boş ver. Fakat temizlikçi kızın kaybolduğunu millete nasıl izah edeceğiz.

**

Günün sözü

**

Günün fotosu