Sn. Hüseyin Özgürgün, seçim maratonu sona erdikten sonra sanırım bukez hükümet kurma yarı maratonu başladı. Mezarcı Hasan dayı, bizim başbakan hükümeti kurma işinin yanısıra transfer işleri ile de uğraşıyor. Bertan Zaroğlu’na bir ZAR atarak gel seni İçişleri Bakanı yapayım. Erken seçimde de ilk sıralara koyarak seçilmeni sağlayayım dedi diyor. İnanmadım ama Mezarcı Hasan dayının komşusu Suratsız Gatriyaba Bertan oraya gelirse vatandaş yapma sayısı 11 binden 25 bine fırlar. Sonrasında ne Hüseyin nede UBP kalır hepsi YDP’ye dönüşür diyor. Vallahi inanmadım ama büyük insanların gayelerinin, diğerlerinin de heveslerinin olduğunu hatırlayınca ne bileyim ama olabilir diye de düşünmeden edemedim..

**

Sn. Serdar Denktaş, seçimde senin ile kol kola girenlerin attıkları çalımlara ve arkadan soktukları hançerlere baktıkça ayakta iyi bile kaldığına hükmettim. 4 Partili bir hükümet modelinde Tufan Erhürman ile Kudret Özersay’ın Başbakan olmak istememeleri sonrasında ibrenin sana döndüğü söyleniyor. İnnikminniktatarinnik ya şundadır yada bunda derken, ‘İkbaldan’ siz çıkıyormuşsunuz. Sn. Denktaş hayatın bazı püf noktaları vardır. Şimdi o püf noktalarından birindesiniz. Ve eğer buna dikkat etmezseniz; ömrünüzün geri kalanını, ‘tüh!’ noktalarında geçirirsiniz

**

Sn. Tufan Erhürman, başkanı olduğun CTP, 1500 Feet yükseklikte giderken, içte yaşanan kavga ve tartışmalar ‘Ozon’ tabakasını delince vurulup son hızla aşağı doğru pike yapan uçak gibi aşağılara düşmeye başlamıştı. Ancak pilot koltuğuna oturunca uçağı bırak düzeltmeyi tekrar yukarılara çıkartmaya başladığını görenler hala daha sana başarısızlık çamurunu atmaya çalışmasına anlam veremiyorum. Sevgili Tufan, çamur atanın elinde bir miktar çamur kalır. Ve tıbbın bu kadar gelişmesine karşın hala daha dangalaklığın tedavisininbulunmadığını görüyorum.

**

Sn. Afet Özcafer, yaptığınız açıklamada, Mecliste grup oluşturacak kadar milletvekili çıkaramayan partilerin koalisyona girmesini sağlıklı bulmadığını bunun yasa çalışmaları sırasında sıkıntı yaratacağını anımsattınız. Ayrıca vatandaşın partilere koalisyon kurun görevi verdiğini belirterek, bütçe konusunda da sorumluluğun erken seçim isteyen partilerde olduğunu söylediniz. Vallahi hırçın ve yaramaz Fil ile yatağa girenin ezilme tehlikesini de göze alması gerektiğini diplomatik dil ile belirtmeniz süperdi. Sn. Özcafer, vatandaşın gönül bahçesinde çoban olamayacak insanların taç takıp kendini kral zannedişine inanın bende uyuz oluyorum.

**

Sn. Ali Özaltıngönderdiğin mesajda,bazı kişiler ile yaptığım görüşmede Tufan bey başbakanlık istemediğini öğrendim. Buna da sorumluluktan kaçmak gibi birşey olur derim. TDP ve HP onun Başbakan olmasını istiyorlar. Bence hükümeti kuracaklar. Aksi takdirde sıfırlanırlar diyorsun. Bizim Vijdan abla UBP erken bir seçime hükümette girerse bunları gara gavurma yaparak ütülenmiş tavuğa döndürür diyor. Ne demek istediğini anlamadım.

**

Sn. Bora Karaçam, seçimden sonra ortaya çıkan tabloya bakarak gönderdiğin mesajında,bence KKTC tartışılmalı ve TC ve veya İngiliz Devletine koloni olmayı tartışmalıyız. Bu işi başaramadığımız aşikârdır. Köhne ve işlemeyen hantal bir devlet sürdürülebilir değildir. Halk maskara değildir. İki güne bir seçim diyorsun. Da, bizim Meyhaneci Nejmi abi, bugüne kadar bir yerlere yama olmaktan gına geldi. Bırakın artık yamasız yaşayalım diyor. Cavidan abla ise çocuklarınıza yama olarak yaşamayı  değil özgür olarak mutlu olmayı öğretin. Böylece hayatları boyunca sahip oldukları şeylerin kıymetini bilirler dedi.

**

Sn. Turan Kumsalgönderdiğiniz mesajda bizler bu beceriksiz şahsiyetlere katlanmak durumunda kalıyoruz. Mademki değiştirmesini bilmiyoruz Gidelim mi memleketten? Diyorsun. Da, bugüne kadar zoru gördükçe kaça kaça ülkede sigaranın ‘Gutsillisi’ kadar kaldık. Erkekliğin onda dokuzu kaçmak biri de hiç görünmemektir sözcüğü Milattan önceki devirde kaldı. Sn. Kumsal, şimdi Mehmetali Erbil’in ‘Değiştir’ programını ezberlemek gerek. Değiştir dedikçe değiştirmesini de öğrenmeliyiz.

**

Sn. Atakan Korer, gönderdiğin mesajda bu saatten sonra Ulusal Birlik Partisi arkasına aldığı bu halk desteği ve yine mağduriyette sokulması nedeniyle Haziranda kaçınılmaz olan erken seçimde tek başına iktidar olur. Yanındada bonus olarak bütün büyük belediyeleri kazanır.Bu tabloyu gören bütün kararsız belediye başkanları UBP logosu ile seçime girmek için sıraya girecektir diyorsun. Da, bizim hamamcı Necmi amca, vatandaşlık veremeyince. Arazi dağıtamayınca. Destek köstek, iktidar da iktidarsızlığı getirir diyor. Sevgili Atakan, zirvede kartallar da bulunur, yılanlarda. Önemli olan oraya sürünerek mi yoksa süzülerek mi gittiğindir.

**

Sn. Arif Kanlıada, sosyal medyadaki paylaşımınızda çok aciiiilyayalım.Polisin haberleri var. Herkes için acil bir mesaj. Önümüzdeki birkaç gün içinde Cocacola, Sprite,,Cappy meyve suyu, Damla Su, Fanta gibi herhangi bir ürün içmeyin. Şirketteki bir çalışan, kanını AIDS ile kirletti. HDTV'yi izleyin. Lütfen listenizdeki herkese iletin diyorsun. Sn. Kanlıada, bizim kanımız bizi idare edenlerin yeteneksizlikleri ve basiretsizlikleri ile kirlendi. Bu nedenle kim korkar hain kurttan desem abartımı olur. Ünlü bir düşünür, geçmişte sana zarar vereni unut, ama asla o zararın sana neler öğrettiğini unutma diyor. NE hikmetse biz unutkanlık hastalığı nedeniyle ne AIDS gibi tehlikeli hastalıkları nede ondan daha tehlikeli siyasi yeteneksizlik hastalıklarını hatırlıyoruz.

**

Sn. Hüseyin Avkıran Alanlı, Serdar Denktaş yaptığı açıklamada, isminizi zikretmemekle beraber, anladığımız kadarı ile göz, gez arpacık diyerek sizi target yaptı. Sizi partiye ihanet etmekle suçlayarak sitemlerini dile getirdi. Kısacası adres doğru ise bir başka deyişle sizi ‘Brütüs’ ile eşleştirdi. Sanırım Sn. Denktaş ben,onunla beraber göğüs gereriz diye sevinmiştim. O göğsümü parçaladı demeye getirdi. Ne dersiniz?

**

Sn. Hüseyin Hallaçoğlu sosyal medayadaki paylaşımınızda İzzetİzcan’ın da ekibi kalmadı Tolgay Bey. PM’de muhalefet çoğunluğu sağlayınca hepsini partiden atıp kişiye özel parti oldu diyorsun. Da, daha önce de PM’de istediği karar çıkmayınca ve Kanuni Sultan Süleyman Mührünün artık ortaya konması istenince yine kuşun kanatlarını kesmişti. Bu defa kanatları fazla budadığı için bırakın kuşun uçmasını, dengesi kaybolduğu için yürümesini bile güçleştirdi. Sn. Halaçoğlu, Sn. İzcan kalp kırmaya ve kanat budamaya o kadar çok alışmış ki yakında kıracak kalp, budayacak kanat bulamayacak.

**