TANER ULUTAŞ YAZDI... TÜRKİYE’DEKİ DEPREM KIBRIS’TA DEPREME NEDEN OLABİLİR

Türkiye’deki deprem Kıbrıs’ta depreme neden olabilir

Türkiye'nin 10 kentinde büyük bir yıkıma neden olan 6 Şubat depremine hazırlıklı olmayan Türkiye, çok geniş bir alanda meydana gelen yıkım nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor. Hava muhalefeti ve geç müdahale nedeniyle ölü ve yaralı sayısı artıyor  Ve artmaya da devam ediyor.

BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİM DEDİK YARDIM İÇİN ONLAR GELDİLER

17 AB üyesinden,1155 uzman ve 72 özel eğitimli köpek gönderilmesinin yanısıra Arnavutluk ve Karadağ ile Kardeş Azerbaycan ve Pakistan ile bazı zengin Arap ülkelerinden gelen yardımlar arasında bence en çarpıcı olanı, bir gece ansızın gelebilirim dediğimiz Yunanistan’dan geldi. Bir gece ansızın gelebilirim dediğimiz Yunanistan, biz gitmeden depremin yaralarını sarmak için 21 kişilik yardım ekibi, özel eğitim almış iki köpek ve beş doktor ile Türkiye’ye geldi.   

YUNANİSTAN ERT TELEVİZYONU TÜRKÇE ŞARKI  EŞLİĞİNDE YAYIN YAPTI

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, sosyal medya hesabından yaptığı Türkçe paylaşımda, görüntüler İçimizi acıyla doldurdu  Yunanlılar ve Türkler yan yana, hayat kurtarmak için birlikte savaşıyorlar minnettarız” diyerek savaş yerine barış ve dostluğun ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı.  Yunanistan ERT Televizyonu duygusal bir karadeniz şarkısı ile görüntüleri yayınlarken, depremin meydana getirdiği faciayı da gözler önüne serdi.

AKLIMIZ ÇOCUKLARIMIZDA KALDI

 10 İlçede ölümlere neden olan deprem bölgelerinden, acı haberler gelirken, bizim yüreğimiz ve aklımız ‘da Türkiye’deki soydaşlarımızın yanısıra, spor etkinlikleri için oralarda bulunan çocuklarımızda kaldı. Dualarımızı, depremde yıkılan Adıyaman’daki İsias Otel’in enkazı altındaki çocuklarımız için gönderdik. Alkışlarımızda  yaklaşık 18 saat boyunca hiçbir ekibin müdahale etmediği söylenen, Kıbrıs’tan giden ve dur durak demeden çalışmalara başlayan Sivil Savunma ekiplerimize.

KONSOLOSUMUZDAN DETONE ŞARKILAR

Gaziantep Konsolosumuz Fatma Demirel’den, gidiyorum gittim, hüzzam faslından eser dinledik.  Ardından beste ve güftesi kendisine ait  6’sı Kömür maden işçilerinden oluşan 30 kişilik bir ekibin ‘Tünel’ açmak için çocuklarımızın bulunduğu Isias Otel’de olduğunu belirtten eserini dinledik.  Sonrasında bizim Alihan, otel yanından yaptığı canlı yayında  ‘inanmayın yalan’ böyle bir ekip yok diyerek  konsolosumuzun detone olduğunu belirtti. Suzinak makamına geçen konsolos ekip gelecek diyerek durumu kurtarmaya çalıştı.  Örtki ölem modundayım.

HÜKÜMET SINIFI GEÇTİ

Birçok kez eleştirdiğimiz hükümetimiz, Dışişleri dersinden bütünlemeye kalmasına karşın sınıfı geçti. Milliyetçilik hastalığından bir türlü kurtulmayan bakan, Güney Kıbrıs’ın yardımını, yalanlarken Türkiye’nin vereceği cevabı kendisini verdi. Cumhurbaşkanı Tatar, kriz masası oluştururken, Arıklı, aileleri deprem bölgesinde bulunan çocuklarının yanına göndermek için gecesini gündüzüne kattı. Başbakan Üstel, kah havaalanında kah başbakanlıkta koordinasyon çalışmalarında bulundu. Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, o soğuk ve gırcı havaya rağmen ilk uçak ile geldim son uçak ile gideceğim diyerek Adıyaman’dan vatandaşlara moral vermeye çalıştı.

BAZI BELEDİYE BAŞKANLARI KOLLARI SIVADI

Bazı belediye başkanlarımız Kıbrıslı Türklerin ne kadar yardımsever bir toplum olduğunu ispat etti. Depremzedelere yardım için kolları sıvadı. Lefkoşa Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, Gönyeli Belediye Başkanı Hüseyin Amcaoğlu, Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul ve Lapta Belediye Başkanı Fırat Ataser deprem bölgesine yardım malzemesi toplamak için canını dişine taktı. Belediye ekipleri oluşturarak deprem bölgesine gönderme uğraşı içerisine girdi.

İNSANLARI ÖLDÜREN DEPREM DEĞİL BİNALARDIR

Türkiye’de sürekli binalar yapılıyor.  Müteahhit yaptığı binaları denetleyen kurum ve kuruluşlara denetim için müracaat ettiği zaman  ilgili kurumların, binaların gelip denetlemediğini, hatta götürdüğü evrakların ofislerde imzalandığını görünce Çimentodan çaldı. Demiri eksik koydu.  Tamam gibi gözüken bina, deprem esnasındaki sallantıya, ne normal ölçüsünden yarımdan daha az konan çimento, nede süs olarak konan demiri ile dayanamadı. Kahraman Maraş Belediye binasının yalnız tabelası kalması örneğindeki gibi Çimento toz olurken, demir bağlantı krişlerinden ayrıldı ve bina yerinan yeksan oldu. Bu sayede insanları öldürenin deprem değil, binalar olduğunu öğrendik. Ama bu ders binlerce insanımızın ölümüne mal olurken yüreklerimize de ateş düşürdü.

TC HÜKÜMETLERİ İMAR AFFI İLE AFETTİ AMA DEPREM AFETMEDİ

 Özal zamanında başlayan bir alışkanlık, diğer hükümetler zamanında da devam etti. TC Maliyesinin bütçesine para akıtmak için imar planlarına sürekli müdahale edildi. Adam iki katlı bina yaptı. Sonrasında üstüne bir kat daha çıktı. baktı kimse denetleyip müdahale etmiyor. 7 kat daha çıktı. Türkiye hükümetleri 5-10 yılda bir Maliyenin gumgumasına para sağlamak için imar affı çıkartarak, gel vatandaş bu kadar para ver senin o kaçak yapılarını yasallaştırayım dedi. Öylede yaptı. Ancak iki kat hesapları ile hazırlanan temeller ve bina üzerine binen yüke depremde dayanamadı. Hükümetler af etti ama ‘Deprem’ affetmedi. 

JAPONYA’YI ALLAH KORURKEN CEMAATLERİN DUALARI BİZİ KORUMADI

Allah verdi Allah alır diyenler, zaman zaman 8-10 şiddetinde meydana gelen Japonya’daki depremlerin, 20-25 kat binaların Cübbeli Ahmet Hoca’nın Takkeli İsmail Ağa’nın dua, üfürük ve ayetleri ile değil, bilimsel olarak yapıldığı için yıkılmadığına bakmadı. Besmele ile yapımına başlanan, ancak Tekbir getirilerek çıkılan katlardaki eksik malzemenin depremde yaratacağı yıkımı düşünmedi. İngiliz ve Türk deprem uzmanları meydana gelecek bir deprem felaket olur derken, Allah’tan gelen kabülümüzdür. Dini hocalarımızın duaları bizi korur denildi.   Türkiye’deki yüzlerce dini cemaat ve tarikatın cübbeli, takkeli şıh ve şehlerinin üfürükleri ile  duaları bizi korumazken, dinsiz Japonya’yı bilim koruyor. Cübbelilerin Takkelilerin faydası bir Akut köpeği kadar bile olmadı. Alman Kızılhaç yarım saat içinde 311 bin Euro toplarken, bizim Diyanet ‘Sela’ okumaktan başka birşey yapmadı.

YAVRU ANASININ İZİNDE GİDİYOR

Gelelim bizim Evkaf’ın su meselesine. Yavru da Ana’nın yolunda gidiyor. Emirname, yok imar yasası derken, yaz boz tahtasından dolayı, izni alan alel acele, İskele bölgesinde olduğu gibi mantar gibi binaları kaldırdı. Girne’nin içine ettikten sonra İskele’nin de içine ettik. Bazı müteahhitlerimiz, Sulak kuş alanı, tarımsal alan sahil dinlemedi. Binalar kaldırdı. Pek sağlam olmayan alanlara rezidanslar yap-sat binaları yapıldı. Efendim bizim oraya temel dökeceyim diyene Cumhurbaşkanımız sen İmar yasasına, emirnameye bakma dök. Ben arkandayım dedi. KTMMO, şehircilik devre dışı bırakılarak binalar yapıldı. Denetim Allah’a binaların sağlamlığı da ‘Deprem’e emanet edildi. Kısacası depremin yıkıcılığının, ya Allah bismillah ile değil tekneloji ve bilim ile asgariye indirildiği es geçildi.

KIBRIS’I DA BİR DEPREM TEHLİKESİ BEKLİYOR

Doğu Anadolu Fay Hattının bittiği yerden başlayan, Arap levhasına bağlı bir fay hattı Lübnan üzerinden aşağı doğru inerken, küçük bir kolu Kıbrıs’ın yan tarafından geçiyor.  Ama esas risk Akdeniz fay hattındadır. Akdeniz'de, İzmir, Muğla, Marmaris ve Bodrum'da da hissedilen depremlere neden olan bu dev fay hattı, Girit'in güneyinden geçerek Filistin, Lübnan ve Suriye'yi geçip Adana'ya kadar uzanıyor. Deprem uzmanlarımızın yanısıra Rum Sismoloji öğretmenleri Kostas Papazahos ile Efthimios Lekkas,, Türkiye’deki depremin, Kıbrıs’tan geçen fay hattını etkileyerek Kıbrıs’ta bir depreme neden olabileceğini söylüyor. Olası bir depremde, Apostolos Andreas Manastırı, Dipkarpaz, Mağusa, Paralimni ve Larnaka’nın etkileneceğine vurgu yapıldı. İskele bölgesi bu alanın içindedir. Deprem öldürmez, bina öldürür sözünü aklımızdan çıkartmayarak inşallah gerekli tedbirler alınır.