TANER ULUTAŞ YAZDI... İLETİŞİM, ULAŞIM DERKEN SIRA KIB-TEK’E Mİ GELDİ?

İletişim, ulaşım derlen sıra Kıb-Tek’e mi geldi?

Elektrik fena tepti. Sosyal medya adeta yıkıldı. Özelde Sucuoğlu’na genelde hükümete, Sanayici, esnaf, hayvancı, çiftçi ve halk, biiiip ile başlayan güftesi küfür, bestesi santurlu bipli eserler sundu. Elektrik Faturaları can yakmayı geçtik, gemiyi karaya oturtma noktasına getirdi. Gelen faturalar denizin bittiğini ve Mercan Kayalıklarına demir atacağımızı göstertti.

ESNAF, HAYVANCI, ÇİFTÇİ, ÜRETİCİ, MARKET SAHİBİNE KAN AĞLATTILAR

Sanayici bittik gelen müşterime fiyat bile vermekten korkuyorum. Esnaf mahvoldum kapıyı gındırınca beni neyin beklediğini bilmiyorum. Bu nedenle kapıyı gındırmaktan bile korkuyorum dedi. Hayvancı beslediğim hayvanımı, elektrik zammı ve diğer zamlar sonrasında, masrafımı çıkartamayacak fiyata satamayacağımdan korkuyorum.  Çiftçi ve üretici kan ağlıyoruz. Sadece bir su motoruna bile 34 bin TL elektrik faturası geliyorsa, evde oturmak çok daha mantıklıdır. Market sahibi, buzlukların çoğunu kapatıp çalıştırmayacağım. Özellikle dondurma buzluğunun fişine hiç dokanmayacağım dediği ve küçükler batarken, meydanın bazı sektörlerde olduğu gibi  büyüklere kalacak dediğimiz noktasında, bakanlar kurulu tepkiyi görünce geri adım attı. Ve fahiş elektrik zammını biraz olsun budayarak öfkeye dizgin vurdurdur.

HÜKÜMET ZAM VE ATAMA VE GÖREVDEN ALMA DERDİNDE

Küçük bir market sahibini düşünün. Sosyal Sigorta, ihtiyat Sandığı, vergi derken bir ayda gelen 30-40 bin civarındaki elektrik faturası ile ne satacakda giderlerini karşılayabilecekti. Veya sosyal yardım alan bir insanımızı aklınıza getirin. 3000 TL’nin 1300 elektrik faturası öderse, el yakan hangi gıda maddesini alıp hayatını sağlıklı bir şekilde idame ettirecekti.  Ama ilginçtir, hükümet hala daha nereye hangi mala zam yaparım düşüncesinde. Gaz fiyatı galiba çok düşük kaldı bir 40 Törkiş Liracık daha geçirsek mi hesapları yapıyor. Sanki herşey yolundaymış ve kriz yokmuş gibi atama ve görevden alma işlemi devam ederken, devlet kurumlarını bumbar yapma işlemi de hız kesmeden devam ediyor. Millet elektrik zammı nedeniyle kan ağlarken başbakanımız çiftçimi, hayvancımı, üreticimi, sanayici ve esnafımı boş geçerek, Casinoları ayakta tutmaya çalışacağız diyordu. Ört ki ölem. 

SUÇLUYU YANLIŞ YERDE ARIYORUZ!..

Bakın biz suçluyu yanlış yerde arıyoruz. Halk olarak Tu Kaka yaptığımız, duvarına yumurta fırlattığımız Kıb-Tek’i tek suçlu gördük. Özelde El – Sen, genelde Kıb-Tek genel müdürü ile müdürleri, sürekli olarak eskiyen santraller yenilenmeli, artan ihtiyaç için fosil yakıttan gaza dönüşbilen 4 jeneratör daha alınmalı dedi. El-Sen bunu her platformda dile getirerek neredeyse dillerinde tüy bitti. Ekonomi Bakanı Hasan Taçoy, jenratör alımı için protokol bile imzaladı. Sonra anlaşılmaz bir şekilde jeneratör alımından caydı.  Sonuçta bugünkü noktaya geldik.

SUÇLU KIB-TEK DEĞİL İLERİYİ GÖREMEYEN SİYASİLERDİR

Halbuki günümüze kadar, küçük küçük fiyat ayarlamaları yapılmış olsaydı, bugün cep yakan fatura duvarına toslamayacaktık. Geçmiş hükümetlerin Maliye Bakanları, yapılacak küçük zamların hayat pahalılığına binip, ödeme durumunda kalmamaları için bunu hep savsakladılar. Bugün bile fahiş faturalara rağmen, ürettiği elektriği maliyetinin altında satan Kıb-Tek zarardadır. Parası kalmadığı için 2 milyar borç denizinde yüzüyor. Zar zor toplanan paralar ile getirilen yakıt gemisini bekler durumdadır. Pandemi döneminde Foil Oil fiyatları çok düşmüştü. Brent Petrol fiyat ayarlaması yaparken neredeyse petrol dibe vurmuş ve satışı yok denecek kadar azalmıştı. Biz ülke olarak varil fiyatının neredeyse diblerde gezindiği o zaman ucuz yakıt ile depolarımızı doldurabilirdik. Olmadı. Suçlu Kıb-Tek değil işte bunu göremeyen siyasilerimizdir.

SUNAT ATUN GERÇEĞİ TÜM ÇIPLAKLIĞI İLE GÖZLER ÖNÜNE SERDİ

Kıb-Tek’i babamızın ‘Bol Kepçe Lokantası’ olarak gördüğümüz için tırtıklama yarışına girdik. Tırtıkladıkça, hoşumuza gitti ve yakıt getiremeyecek züğürtlüğe geldik. Sorumlusu da sanırım o kurumu yöneten siyasilerdir. Sezarın hakkını Sezar’a verirsek, kurumu, kasasında hatırı sayılır bir para ile teslim eden Sunat Atun, kendi partisine mensup bakanları bile suçlayarak, orada ham hum şorolopların yaşandığını söyledi. Sonrasında, Tufan hoca  4’lü koalisyon döneminde kurumun kasasında hatırı sayılır bir parası vardı dedi. İsmet Akim aldığı tedbirler ile kasayı doldurarak milyonlar ile teslim etti. Taçoy döneminde ise kasa teklemeye başladı.  Arıklı döneminde parasızlıktan yakıt getirilemez duruma gelindi. Gelen yakıt kirli olunca bir arabanın makinesi nasıl zamanla yıprandığı için rayma isterse,  Kıb-Tek’in jeneratörleri de rayma ister durumuna geldi. Arabanın makinesinin vurduğu ve sizi yolda bıraktığı gibi jeneratörlerde, kirli yakıtın doğurduğu çamur nedeniyle benden bu kadar dedi.

TELEFON DAİRESİNDEKİ FİLM ELEKTRİKTE DE VİZYONA GİRDİ

Sadede gelirsem, bu filmi biz Telefon Dairesinde de gördük. Gelir borusu kesilen Telefon Dairesi hala daha evlerimize bir telefon takamayacak acizlikte bırakıldı. Kablo almaz duruma getirildi. Telefon yok. Kablo yok. Direk yok. Bu nedenle yıllarca bekledikten sonra eksik olsun sizin telefonunuz deyip vazgeçme noktasına getirildik. Benzer film bugün Elektrik Dairesinde vizyona girdi. Direği yok. Saat yok. Yakıt yok. Yok babam yok. Yeni Jeneratör alımı yok. 2023’de bakın elektrik yetmiyor. Aksa ile istediği şartlarda anlaşın denilecek. Ülke zor durumda kalacağı için Aksa’nın istediği şartlarda, bu kez ekmek kadayıfının üzerindeki dondurmanın üzerine fıstık ezmesi de koymamızı isteyecek. Hafızam beni yanılmazsa sanırım 4’lü hükümet dönemindeydi. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bazı isteklerde bulunulmuştu. Erdoğan benim ile değil Aksa ile konuşun demişti.  Türkiye Enerji Bakanı TPİC’den petrol alın. İlişkilerimiz iyi olur diye Ekonomi Bakanlığına yazı bile yazmıştı. Arıklı döneminde yine TPİC ortaya çıkarak nerden alındığı soru işaretleri taşıyan akaryakıt  tevziyatına başladı.

ÖZELLEŞTİRİLME SIRASI KIB-TEK’E Mİ GELDİ?

Mehmet Harmancı’nın dediği gibi bir ‘Güç’ elektrik dairesinin hayır etmesini istemiyor. O güç, stratejik kurumlar arasında olan iletişimi  ve Ulaşımı, Ercan’ı, Taşyapı’ya verilmesi suretiyle kontrol altına aldı. Da, sıranın enerjiye gelerek, Kıb-Tek, Aksa’ya verilerek  özelleştirilmek mi isteniyor?  Aksa’ya verilerek işlem tamam mı denilecek. Ülkemde başımıza ne geldiyse, koltuk aşkı ile yanan, höt denince eller göbekte saf tutan korkak siyasetçiler yüzünden geldi. Ne geldiyse o bin beytambal galsın koltuk yüzünden kendi halkına ihanet eden Brütüslerden geldi.

Fıkra

Hayırseverlik

Şehrin hayırsever vakıflarından birindeki çalışanlar

şehrin en başarılı avukatından henüz herhangi bir bağış almamış olduklarını fark ettiler.

Bağış toplama görevindeki kişi avukatı bağışta bulunması için ikna etmeye çalışıyordu.

- "Araştırmalarımıza göre yıllık geliriniz en az 500.000 dolar,

ancak bugüne kadar hiç bir hayır işine bir kuruş bağışta bulunmamışsınız.

O paranın bir kısmını bir şekilde topluma iade etmek istemez miydiniz?"

Avukat bir süre düşündü, sonra:

- "Önce, araştırmalarınız annemin uzun bir hastalıktan sonra

 ölmek üzere olduğunu ve hastane masraflarının onun yıllık gelirinin

bir kaç kat üstünde olduğunu da gösterdi mi?"