18 Kasım 2024
  • Lefkoşa18°C
  • Mağusa18°C
  • Girne19°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul12°C
  • Ankara10°C

TANER ULUTAŞ YAZDI... BUNDAN SONRASI CURCUNA İLE ‘TUFAN’!..

Taner Ulutaş yazdı... Bundan sonrası curcuna ile ‘Tufan’!..

Taner Ulutaş yazdı...  Bundan sonrası curcuna ile  ‘Tufan’!..

29 Mart 2022 Salı 08:51

Bundan sonrası curcuna ile  ‘Tufan’!..

Anayasa 6’da half time, on ikide biter, çullisine oynanan futbol maçı değildir. Seçim Hazıran’da yapılmalıdır. Yapılmaması hali, Anayasa’ya aykırıdır diyor muhalefet. Başbakan  ise daha önce bir araya geldik. Fikir teatisinde bulunduk. Erteleme kararını birlikte alsaydık, Anayasa’ya aykırı olmuş olmayacak mıydı? O zamanda oy birliğiyle mi Anayasa’yı ihlal etmiş olacaktık diyerek, kesti ve attı. Yerel seçimlerin 27 Kasım 2022 tarihinde yapılmasını öngören yasa tasarısının ivediliğinin oylanması sağlandı. Seçim tarihi 27 Aralık olarak belirlenirken, madem toplu olarak değil, hükümet olarak Anayasa’nın tek başına ırzına geçer, onu kevgire döndürüz düşüncesi ile hükümetin oylarıyla, Meclis’te ivedilik aldı.

CTP ANAYASA’YA AYKIRILIKTAN ARA EMRİ ALABİLİR

Kudret hoca, Mecliste Anayasa’nın belediye seçimleri ile ilgili 113. maddesinin 3. fıkrasını (Yerel yönetim organlarının seçimleri 4 yılda 1 yapılır) yasa maddesini hatırlattı. UBP’nin bu tavrını sürdürmesi halinde, CTP Anayasa  mahkemesine müracaat ederek ‘Ara emri’ almak suretiyle oraya düğüm atabilir. Zaten çıplak göz ile de baktığımız zaman, Meclisin aldığı  seçimleri ertelenme kararı Anayasa Mahkemesi’nden döner. İşte o zaman seçim humus çorbasına dönüşür. Kaos günleri başlar. Tabi şimdi hepsimizin aklına, ne be ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘Anayasa’ delik deşik edilmişti  bu defada ırzına geçilse ne olur örneği gelebilir. Tamam ikide bir Anayasa’nın hatırı sorulur ve öpmekten beter edilirse o zaman Anayasa’ya gerek kalmaz, ‘Babayasa’ modeline dönüşülür.

KONSESSÜS SAĞLANMAZSA SİZ CURCUNAYI SEYREDİN

Sadede gelirsem, Özellikle UBP’nin başını çektiği hükümet neden belediye sayısını 28’den 13 veya 14’e düşürmek istiyor diye düşünebilirsiniz. İsterseniz gelin tablonun bütününe bakalım. Tablodan yansıyan görüntüde, birçok belediyenin şuanda duvara tosladığını görürüz. Belediyeler zorda mı? Evet zorda. Reform şartmı şart. Ve 28 belediye ile maddi açıdan bir yerlere varmak mümkünmü?Eldeki verilere göre hayır. Hatta daha ileri gideyim, Belediyeler hükümetten 2021’in katkı paralarını  Mart 2022 gelmesine karşın hala daha gıdım gıdım aldıklarından, maaşları bile ödeme sıkıntısı yaşıyor. Hatta bazı siyasiler, bazı belediyelerin, bırakın 2023 yılının sonunu,  2023’ün Mart veya Nisan ayına kadar varlıklarını sürdüremeyeceğini söylüyor. Yani, bu işin Yanni’si, Nikolisi yok. Belediyelere neşter atılmalı deniyor. Ancak bir reform ve birleşme yapılacaksa, ben yaparım olur mantığı ile olmaz kanaatindeyim. Oturulur bir konsessüs sağlanarak gereken düzenlemeler yapılır. Bu yapılmazsa işte böyle biri aramana, diğeri karamana çeker durur. Ve kaos ortamı oluşur.

CTP ZAYIF NOKTAYI BULDU ORAYA VURUYOR

CTP tüm organları ile bu işe karşı çıkıyor. Haklı olarak tutunacağı en önemli dal olan Anayasa’yı gündeme taşıyarak, bir boksörün, diğer boksörün karaciğerine çalıştığı gibi, UBP’nin en zayıf noktasına vuruyor. Tencerede pişmekte olan ciğercik mis. Kokusu enfes. CTP ciğerin tadına bakmanın tam zamanı diyerek, bazı belediye, sendika ve sivil toplum örgütlerini de arkasına alarak, UBP’yi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. 2008’den beridir kendisinin de dahil olduğu belediyeleri birleştirme konusuna, siyasi nedenlerle soğuk bakıyor. CTP bir önceki UBP-DP –YDP koalisyon Hükümeti döneminde başlayan zam furyasının, 2’nci UBP-DP-YDP koalisyon hükümetinde, fırtınaya dönüştüğünü görerek, UBP’nin seçimde elde ettiği başarıyı tersine döndürmek ve halk nezdinde hızını kesmek için bu birleşmeye, ‘Nayır’ diyor. Ve size Türkiye emir verdi, onun için belediye sayısını düşürmeye çalışıyorsunuz iddialarını öne sürüyor. 

İNAT VE TEPKİ OYLARI BAŞKA PARTİLERE KANALİZE EDEBİLİR

Tabi, CTP, fırsat bu fırsat düşüncesi ile UBP-DP-YDP Hükümeti’nin ‘zam politikası’nı eleştiren bazı sendikaların, Sivil Toplum Örgütlerinin,  zamlar ile kötüleştiği için  düşen alım gücü nedeniyle, Başbakanlık önüne kuracakları ‘zam çadırı’ ile  Cuma günü genel grev ve miting düzenlemesinden de feyz alarak, halkın sempatisini kendine yontmak istiyor. Zam zum derken kabul etmek gerekirki, bu süreç hükümeti yıprattı. Belediye seçimleri Haziran’da yapılırsa, yıpranma nedeniyle,  seçim birçok belediyede CTP’nin lehine işler. Örneğin Büyükkonuk-Aysergi- Alsancak- Dikmen-Yeniboğaziçi ve Batı Mesarya bölgesindeki belediyelerin bölgesindeki halk konsessüs sağlanmadan ve düşündükleri gibi bir reform yapılmadığı takdirde birleştirmeye tepkili. Bir seçim olursa, tepki ve inat için ya sandığa gitmezler, yada bazı özel durumlar haricinde gidip CTP veya HP’nin adayına oy verirler. Bu durumda UBP’nin yükselen burcu, ‘Güneş’deki patlamalar nedeniyle inişe geçer.

HEM ELEKTRİK ÜCRETİNİ HEMDE AKSA’YA BORÇ ÖDEYELİM

Belediye seçimleri Mecliste konuşulurken, şaşkınlık yaratan bir başka olay daha gün yüzüne çıktı. Meğer alkollü içkilere konulan oggalı zam, AKSA’ya ve bir takım başka yerlere olan borçların ödenmesi için yapılmış. AKSA’ya 1 milyar kusür borç ve her ay borcun yarattığı 100 milyon TL faizi varmış. Tamamda dolar endeksli, alım garantili ekmek kadayıfını, üzerinde dondurması ile AKSA’ya benmi ikram ettim. Ben ikram etmediysem, bu borcun ceremesini Halk olarak niçin ben çekeyim? Tamam elektrikte sıkıntı büyük. Fosilden elde edilen akaryakıt anamızı ağlatıyor. Aksa’ya olan ödeme, dolar bazından olduğu için bir elektrik dairesinin elde ettiği gelirin, büyük kısmı oraya gidiyor. Peki foil oilden gaza dönüşüm yapan santral gerekli yatırım şart denildiği noktada protokole imza atılmasına karşın neden bu savsaklandı? Burada halkın ne suçu var. Neden hem elektrik ücretleri, hemde Aksa’ya ödenecek borç halkın cebinden çıksın? Eve veya iş yerine elektrik bağlayacaksınız, elektrik direği, kablo, işçilik, saat parası ödenir. Saatı satın almanıza karşın kirasını ödersiniz. Bobatso birde Aksa’ya borçmu ödeyelim? Zam zum yapılma noktasına artık bayılma durumu hasıl oldu. Golonyaları hazırlayın.

BU İŞTE BİR BİT YENİĞİ VAR GİBİ

Allah’ın bildiğini kuldan saklamayayım. Sanki bu işte bir bit yeniği var.  Ve etrafa kötü kokular yayılıyor. Ayrelli veya mantar kesmemize nazire yapan Elektrik kesintileri, ihtiyaç büyük denilmesine ve alınması yönünde protokol yapılmasına karşın, kıb-tek’e alınmayan santraller sonrasında, sanki Aksa’ya şiddetle ihtiyacımız var denilerek,  2023-24 bitecek olan sözleşmesinin yeniden yenilenmesi için zemin hazırlıyor. Eeee KKTC’nin taşı ve toprağı altındır. Dövize endeksli alım garantileri ile Aksa başımızın tacıdır.

Amerika'nın NewYork şehrinde bir soygun sırasında hırsız banka içindeki çalışanlara bağırdı:

Kıpırdamayın! para devletin, hayatınız da sizindir.

Yani herkes sessizce uzansın..

"Buna anlık akılla ikna denir "

Hırsızlar çalmayı bitirince üniversite mezunu olan en genç hırsız, ilkokul mezunu en yaşlı olan hırsıza dedi ki: Reis kaç para aldık sayalım.

Liderleri olan yaşlı hırsız bozuldu ve ona dedi ki: Aptal mısın? Bu çok para ve saymamız uzun sürer, bu gece ne kadar para çaldığımızı haberlerden

öğreneceğiz!

"Bunun adı tecrübe"

Hırsızlar bankadan çıktıktan sonra banka müdürü şube müdürüne dedi: polisi çabuk ara.

ama şube müdürü ona dedi ki: Bekle 10 milyon dolar alıp kendimize saklayalım daha önce zimmetimize geçirdiğimiz 70 milyon doları da ekleyelim.

"Buna akışına yüzmek ve durumu lehine çevirmek denir"

Banka müdürü dedi ki: yani her ay soygun olsa çok iyi olur...

"ve buna çok ileri gitmek denir"

Ertesi gün haber ajansları bankadan 100 milyon dolar çalındığını bildirdi!

Hırsızlar parayı tekrar tekrar saydılar. Her seferinde miktar 20 milyon dolardı. Hırsızlar çok sinirlendi. 20 milyon dolar için hayatlarını riske attılar.

Banka müdürü suya sabuna dokunmadan 80 milyon dolar aldı.

Maskeli hırsız ile kıravatli hırsız arasındaki farklı bilgiydi.

"Bunun da adı bilgi altına eşittir"

Banka müdürü milyoner olduğu için

gülümsüyordu. borsadaki tüm kayıplarını bu soygunla telafi etmişti."

"Bunun adı da risk almaktır

Gerçek hırsızlar çoğunlukla yüksek rütbeli olanlardır.

Ama "hırsız" olarak tanınanlar hep ev ve cüzdan hırsızları olacaktır.

Alıntı...

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA