Toparlanmak Zor Olacak… Sil baştan yaratalım.

Bunu söylmek istemezdim, çok da öyle kolay çıkmıyor bu cümle yüreğimden ama toparlanmak zor olacak. Yok biri kalkıp hiçde öyle deme aşarız biz biriz güçlüyüz derse, aklından şüphe etmeme rağmen saatlerce tartışırım.

Hep söylediğim, ısrarla inatla söylemekten vazgeçmeyeceğim ÜRETİM var ya, Dünya ticaretine bir bakalım, 2 yıl once herkes kendince bir plan yapmış , üretimini, ithalatını, ihracatını, girdi maliyetlerini, personel planlarını, satış planlarını yapmıştı. Devletler de bütün bu planlardan kendi planlarını yapmış her iki taraf da bu döngüden gelirlerini ve giderlerini hesaplayıp, Bütçe Planlamaları yapılmış, işler yolunda ya da yoluna girmesi için daha reel planlar yapılıyordu.

Şimdi bildiğimiz gibi farklı bir dünya var. Evet biz kapandık, dünya kapandı, planlar değişti, sistemler alt üst oldu. Biz yoksul bir ülkeydik, yanlış duymadınız yoksul bir ülkeydik, bireysel zenginliklerimiz olabilir, yıllardan beridir yönetenler ile yönetilenlerin bir kısmı çok uyumlu bir danışıklı dövüş ile bireysel zenginliklerini saglamış, zengin ile fakir arasındaki uçurum planlı bir şekilde büyütülmüş, devlet küçültülmüş, devlet imkansızlıklara terkedilmiştir.

Aldımı bir dert şu sıralar herkesi; zengindenmi servet vergisi alalım, memurdanmı kesinti yapalım, yok yok durum ben servet vergisi vereceğime bir parmak bal çalarım ağzınıza , getiririm size binlerce dolarlık aşı, kapatın bu konuları. Bayram değil seyran değil amcam beni neden öptü, 5000 adet damızlık koyun geliyor, birden tarımsal kalkınma aklımıza geldi. Midem bulanıyor. Vaatlerden, zamana oynamaktan, geleceğin çalınmasından midem bulanıyor.

Durun, ne servet verginiz, ne maaşınızdan kesintiniz, ne getreceğiniz ilaç ne de ağzımıza çalınan bir parmak bal misali, gelecek koyun care değil bu derde. Silkinin bir , herkes silkinsin. Önce aynı gemide yüzdüğümüzü unutmayın, herhangi bir yanlışınız batan geminin deliğini büyütecek ve batışımız hızlanacak. Kimse değil bu geminin sahibi, biziz, hepimiz, kalbi bu memleket için çarpan herkes. Sağcısı , solcusu, zengini , fakiri, tüccarı, esnafı, memuru, işçisi, herkes … Biz yarattık bu batışı…

Şimdi ellerinizi başınızın arasına alın, en başta devlete , yasamaya , yürütmeye güveniyormuyuz bunu bir düşünün. Allaha şükür yargı o yakından izlediğimiz kötü senaryolarla benzeşmiyor bizde, onu batıramadık henüz. Gelin bir konsensus sağlayın, maaş ve gelir ve kar konuşmayın, yapıyı irdeleyelim, herkes nasıl vergi verebilir, aynı oranlarda aynı amaç için, hani o batırdığımız devlet var ya o olmazsa biz yokuz bunu unutmadan. Ne yol yapalım 10 sene ne hastahane, ne cami ne okul. Kimseye peşkeş çekmeyelim kalan sahilleri, dağları. Ortak bir plan yapalım, baştan aşağıya şekli baştan kuralım, siyasi yapı uzak kalsın bu görüşmelerden, sivil toplum örgütleri, sendikalar, odalar, birlikler oturalım bir masaya günlerce aylarca planlayalım. Örneklemeler alalım dışardan, allaha çok şükür çok okuyan , çok gezen, ciddi eğitim almış insanlarımız var.

Örnek: Sağlıkla ilgili sendikalar ve Sağlık odaları ve Ticaret Odası sağlığı planlayacak, sendikalar ve örgütler devletin işleyişini planlayacak, bu mantıkla ilerleyelim, bırakın meclise kim oturacak, koltukları kim kapacak kavgasını, hatta bu yapıyı kuracaklardan taahüt alınsın ömür boyu hiç bir siyasi kuruluşa giremesin aday olamasın.

Ama once güvenelim bir birimize, kuracağımız sistemin işleyişine , denetim mekanizması olsun mutlaka, işleyen ile işlemeyen ayrışsın, ödeyen ile ödemeyen tesbit edilsin, memurla tüccar düşman edilmesin, özel sektör özenmesin memura, memur çalışsın anlının teri ile, köylü tarım yapsın üretsin, küçüçük bir ülkeyiz. 1 yılda yapılır bu plan, 1 yıl sonra işler sistem, 5 yılda kurtuluruz, bütün bu imkansızlıklara ragmen kurtuluruz ne yama ne bohça olmayız. Ama bu düzenden nemalanıyorsanız hepiniz, ve harmanda su dövmekse niyetiniz, daha fazla mide bulandırmayın.

Hadi kımıldanın artık…