20 Kasım 2024
  • Lefkoşa22°C
  • Mağusa21°C
  • Girne21°C
  • Güzelyurt20°C
  • İskele21°C
  • İstanbul17°C
  • Ankara15°C

TANDOĞAN YALKUT YAZDI... FAHİŞE DEĞİL FAHİŞ FİYAT.

Tandoğan Yalkut yazdı... Fahişe değil fahiş fiyat.

Tandoğan Yalkut yazdı... Fahişe değil fahiş fiyat.

04 Ekim 2021 Pazartesi 08:51

Arapça kökenli fahiş sözcüğü; ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla, ölçüsüz gibi anlamlara geliyor.

Buradan türetilen fahiş fiyat deyimi de; satışa sunulan mallar veya hizmetler için talep edilen ve ölçüyü aştığı düşünülen satın alma bedellerini tanımlamak için kullanılıyor.

Son günlerde özellikle tarımsal ürünlerin fiyatlarının hızlı bir artış içinde olması karşısında birilerinin bu ‘fahiş fiyatları önlemek için önlemler alması denetimler yapması gerekirken bizde birşey yapmak şu sıralar mümkün değilken Türkiye'de hükümet bu denetimlerini gündeme getirmeye başlayınca bu sözcükler de gündemde yerini aldı. Tekelciliğe izin vermeyecek düzenlemeleri yapmış olan düzgün bir piyasa sisteminde 'fahiş fiyat' diye bir olgu olmaz. Fahiş fiyat varsa ya piyasa sistemi düzgün işlemediği için tekel sistemi yaygın hal almıştır ya da üretimde bir sorun var demektir.

Düzgün işleyen bir piyasa sisteminde mal ve hizmetlerin fiyatı, arz ve talebe göre belirlenir.

Bu iki karşıt gücün dengelenmesini sağlayan iki unsur vardır: Miktar ve fiyat. Eğer bir malın satılmak için piyasaya sunulan miktarı (arz), o malın satın alınmak istenen miktarından (talep) az ise o zaman o malın fiyatı arz ve talep dengesini sağlayabilmek için yükselir. Eğer tersine bir malın arz edilen miktarı talep edilen miktarından fazlaysa o zaman da o malın fiyatı düşer. Bir başka ifadeyle bu ilişkide malın arz ve talep miktarları neden, malın fiyatı ise sonuçtur.

Dolayısıyla düzgün işleyen bir piyasada bir malın fiyatı değil, arz ya da talep miktarı fahiş olabilir. Eğer özellikle talebe uygun bir arz yönetimi yoksa ve sonuçta arz, talebe göre düşük kalıyorsa fiyatlar yükselir. Bunu düzeltmenin tek yolu üretime yönelik yanlış politikaları düzeltmekten ve üretimi artırmaktan geçer. Hiç kuşkusuz üretimi artırırken de rekabeti ve verimliliği kollayarak artırmak gerekir.

Aksi takdirde üretim artsa bile fiyat düşmeyebilir. Tekelciliğin olmadığı ya da denetim altına alındığı bir piyasa sisteminde üretilen bir malın arz fiyatını belirleyen unsurların başında maliyetler gelir.

Üretim maliyetleri içinde en önemli kalemlerden birisi üretim için kullanılan mazot, doğal gaz, elektrik ve gübre hammaddesi gibi üretim girdileridir.

Eğer bunların önemli bir kısmı ithal ediliyorsa o zaman kur yükseldiğinde üretim maliyetleri de yükselir. Yükselen maliyetler ister istemez üretici/imalatçı tarafından fiyata yansıtılır.

O zaman da fiyatlar yükselir. İşin maliyet kısmını görmezseniz üretici/imalatçı, fiyatları keyfine göre yükseltiyor sanırsınız.

O aşamada üreticinin maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmasını engellemek için ithalat yolunu seçerseniz, kısa vadede fiyatları denetleseniz bile orta vadede üretici üretimden vazgeçer ve fiyatlar daha da yükselir. Bütün bunlar bizim sürekli okuduğumuz doğru düzendeki sistemdeki gerçeklerdir.

Biz de bu gerçekleri bir gün uygulamaya başlarsak doğrulara giderek halk hakketiği fiyat düzeylerini görebilecektir.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA