SUDAN SONRA ELEKTRİK KABLOSU VE YANİ SUMMAK DAYI GİBİ..
Derviş DOĞAN
11 Ekim 2016 Salı 08:10
Konunun uzmanı değilim, lakin adaya suyun altından Türkiye’den kablo ile elektrik getirilmesi projesini oldukça önemsiyorum.
Malum Dünya Enerji Kongresi bu yıl Türkiye’de gerçekleştiriliyor.
Bu kongrede enerji liderleri, dünyada ki enerji sorunlarını ve çözümlerini küresel bir perspektifte ele alacaklar.
Ve işte bu Kongre sırasında KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında enerji alanında bir de anlaşma imzalanacak.
Anlaşmanın KKTC’yi Doğu Akdeniz ve Avrupa’daki enterkonnekte elektrik sistemine dahil etme hedefini taşıdığı biliniyor, zaten yapılan açıklamalar da bu yönde
Malumunuz olduğu üzere bu kablo projesi, çok uzun bir süredir ülkemizde tartışılmakta.
Nitekim söz konusu projeyi savunanlar kadar projeye karşı çıkanlar da var.
İşte bu noktada her iki farklı görüşten gelen düşünceleri de zaman zaman okuyup öğrenme fırsatı buluyoruz.
Lakin henüz bu konuda kafalar çok net değil.
Bir kere bu projenin ekonomik fizibilitesi ortaya çıkartılmalıydı.
Belki o zaman ortak paydaları daha çok göz önüne alabilirdik.
Bunu henüz göremedik.
İşte tam da bu nedenle Türkiye’den çekilecek hatla Avrupa’daki enterkonnekte elektrik sistemine dahil edilme hedefinin şu anki mevcut sitemden daha iyi koşullar yaratıp yaratmayacağı bilinmiyor.
Bu projenin Kuzey Kıbrıs ayağında nasıl bir çalışma ortaya konduğu konusunda açıkçası bilgi sahibi değilim.
Örneğin bu proje öncesi nasıl bir fizibilite çalışması yapıldığını, bu çalışmaya hangi meslek gruplarının iştirak ettiğini, ortaya nasıl bir taslak çıktığını şu an için bilmiyoruz.
Ancak bu projeye karşı yapılan ciddi bir karşıtlığın olduğunu görüyoruz.
Yapılan bu karşı görüşün temelinde ise bilimsel verilere dayananan bir takım öngörüler olduğu da anlaşılıyor.
Fakat aynı zamanda siyasi bir karşı duruşun varlığını da hissedebiliyoruz.
Umarım bu tartışmaların temelinde siyasi karşıtlığı besleyen ideoljik duruş ekonomik aklın üzerinde bir ego yaratmaz.
Yine malumunuz olduğu üzere bu mevzu uzun bir süreden beridir tartışılıyordu.
Bir takım öngörüler ortaya atılıyordu.
Kısacası süreç dün başlayan bir süreç değildi.
Ancak bu süre zarfında ülkede konuyla ilgili kısır tartışmalar yaşandı.
Bu tartışmalar sürece katkı koyabilecek nitelikte de maalesef olmadı.
Umarım ki bu konuda belli çalışmalar yapılmış olup, en kısa sürede bu projenin ülkeye nasıl bir kazanım sağlayacağı konusunda kamuoyu da bilgilendirilir.
Zira bu bilgilendirmenin konunun idraki açısından hepimiz için önemi büyüktür
Örneğin Kuzey Kıbrıs’ın bu projenin neresinde otorite sahibi olup olmadığı tabi ki bilmek isteriz.
Bu ortak paydaların neler olup olmadığı mevzusunu da gözlemleyebilmek açısından önemlidir.
Aha o efendiyi söylerim..
Dün sabah su almak için bir markete uğradım.
Marketin televizyonuna gözü takılan yaşlı bir adam kendi kendine mırıldandı,
“Ma gene mi bu adam be ama”
Ben de doğal bir refleksle sordum, hayırdır hangi adam dedim.
Aha bu efendi yahu dedi.
Televizyona baktım, UBP Milletvekili Ersin Tatar’ı gördüm, güldüm..
Sonra da ihtiyar adama Ersin Bey’i söylen galiba dedim.
Evet evet dedi.
Ve devam etti, ne zaman bizim Kıbrıs kanallarına baksam bu efendi konuşur.
Şakayla karışık belki başka birini bulamazlar konuşacak dedim.
Belki Ersin Bey televizyon kanallarına en kolay davet edilen siyasetçilerden birisidir ki bu durum televizyon programcılarına da cazip geliyor olabilir ve sürekli onu davet ederler bu programlara.
Bu kez yaşlı adam patlattı kahkahayı, yani dedi televizyonların summak dayısıdır bu efendi?
Onun gibi bir şey dedim.
Yaşlı adam gülümsedi ve yürüdü.
Bu arada Ersin Bey’de dikkat çekmeyecek gibi değil maşallah.
Düğün evinin tefçisi ölüm evinin yasçısı gibi.
Cenazelerde saf tutar, düğün derneklerde tef çalar, televizyon kanallarında mütemadiyen konuktur.
Anlaşılan o ki Ersin Bey’in siyaset yapma yöntemi de bu, memlekete bu şekilde fayda sağladığına inanıyor..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.