24 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa13°C
  • Girne15°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele13°C
  • İstanbul6°C
  • Ankara3°C

ŞUÇUMUZ BU KADAR BÜYÜK MÜ?

Arif Alasya

08 Mayıs 2017 Pazartesi 08:04

1974 yılına kadar Ne İngiliz’e ne Rum’a ne de bir başka ülkenin bizi yönetmemesi için mücadele veren bir toplumduk.

Yıllar boyu bu amacımıza ulaşmak için Anavatan olarak bildiğimiz tanıdığımız Türkiye kapılarını bizlere sahip çıkması için 1951 yılından itibaren onlara yalvarmaya başladık. Meclis kürsüsünden dünyaya ‘’Bizim Kıbrıs sorunumuz diye bir sorunumuz yoktur’’ diye ilan etmelerine rağmen vazgeçmedik ve sonunda kendimizi onlara kabul ettirerek önce ‘’Kıbrıs Türk’tür Türk kalacaktır’’sloganı sonra da  ‘’Ya taksim ya ölüm’’sloganı ile mücadelemizi her koşulda sürdürdük.

1974 yılında çilemiz bitti artık hür ve bağımsız bir halk olduğumuzu sandığımız bir noktaya ulaştık,

Aradan geçen 43 yıl hiç de böyle olmadığımızı bize yaşattı ve yaşatmaya devam etmektedir.

Hala daha kendi ülkemde bir Kıbrıslı Türk Güvenlik Kuvvetleri Komutanı, Sivil savunma Başkanı, Merkez Bankası Genel Müdürü olamaz.

Hiçbir Hükümet Türkiye tarafından imzalatılan sözde ‘’Ekonomik ve sosyal kalkınma’’Planının dışına çıkamaz.

Bir gazetede çıkan bir söyleşi ile Kıbrıs’ta yaşananların ne kadar çarpıtıldığının bir göstergesidir. Üstelik bu şahıs Kıbrıslı olup Türkiye Başbakanı Özal’a danışmanlık da yapmışsa içimden ağlamak geldi diyebilirim. Görev yaptığım sürede deyip şunları söylüyor 

‘’KKTC’nin serbest bölge olması için bir plan sunduklarını ve hayata geçmesi durumunda  bugünkü düzenden çok daha iyi olacağını savunduğu planın dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu ve Başbakan Yardımcısı Mustafa Akıncı tarafından reddedildiğini kaydetti.

 “1986 yılında  Özal ve  ekibimizle Ada’ya geldik. Master Planı’nı dönemin hükümetine sunmak için Lefkoşa’daki Mücahitler Sitesi’nde bir toplantı yaptık. Biz sunumumuzu yaptıktan sonra  Akıncı’nın partisinden Maliye Bakanı Mehmet Altınay ayağa kalktı. ‘Biz bu planı özümseyemedik’ dedi”.

 “Gece Dome Otel’e gittik. Sabah kalktık, otelde kimse yok. Kahvaltı da yok. Türkiye Başbakanı burada dedim, bana biz karar verdik size ambargo uyguluyoruz dediler. Daha sonra dışarı çıkıp Özal’a kahvaltılık bir şeyler almak istedim.”

“ Dışarı çıktığımda otelin karşısında pankartlarla karşılaştım. “Özal Planı”,” Akritas Planı”,” Kıbrıs’ın imha planı” diye yazılı pankartlar karşımdaydı. CTP ve sol örgütler de buna dahil hepsi sunduğumuz planı Kıbrıs Türkü imha planı olarak gördüklerini lanse ettiler. Bana göre bu devlet eliyle yapılmış bir protestoydu.”

Yalanlarla dolu bir bilgilendirme. Her şeyden önce Akıncı o tarihte Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin Başkanı değil Lefkoşa Belediye Başkanıdır. Kıbrıslı öyle bir halktır ki kapısına düşmanı gelse onu aç bırakmaz. Tarihte hiçbir gün bir Türkiye Başbakanına hakaret etmez hele ülkesine gelmiş bir Başbakanı aç koymaz.

Onu belki kendisi bir başka şekilde yapar. Mesela Akdeniz Garanti Bankası gibi (KKTC’de ilk batan bankanın sahibi)

Kapıyı çıkmış da bilmem hangi ifadeleri taşıyan pankartlarla yapılan eylemi karşısında bulmuş. Evet, Kendileri adadan ayrılmadan gelen ve TKP tarafından reddedilen bu pakete karşı eylemler yapıldı ve pakete karşı çıkıldı.

Neydi bu pakette olan ve karşı çıkılan ana maddeler? Maalesef bunlardan hiç bahsetmedi. Sadece  ‘’KKTC’nin Serbest bölge olmasına karşı çıkıldı dedi. Mesele bu denli çarpıtıldı. Çarşamba bunların neler olduğunu ve bunların uygulanıp uygulanmadığını ve kimlerin uyguladıkları yazacağım.

 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.