SUÇ KİMİN DERSİNİZ?
Taner ULUTAŞ
15 Eylül 2014 Pazartesi 16:56
[caption id="attachment_24477" align="alignleft" width="100"] TANER ULUTAŞ[/caption] Son günlerde gündemden düşmemesi gereken ‘Asgari ücretin’ yanı sıra büyük büyük efendilerin maaşlarına yaptıkları 500 liralık artışın yerine gündeme uyuşturucu ile cinayetleri oturttuk. Hoş bir ülkede uyuşturucunun geldiği yıkıcı nokta ile cinayetler de elbette gündemde çok önemli bir yer işgal etmeli. Ama tüm bunlar konuşulurken ‘Açlık Sınırının’ 2400 lira olduğu bir ülkede Asgari Ücretin hala daha yerinde sayması da buna paralel olarak çok konuşulmalı. KKTC’de şoför bey otobüsü ileriki durakta durduruver. ‘Yağcılar durağında’ inecekler var denildikten sonra otobüsten inenler ne kadar çoksa, sözünü budaktan esirgemeyenler de bir o kadar çoktur. AS TV’de Akşamüzeri programına katılan ismi ve telefon numarası bizde mahfuz eski bir Gece Kulübü işletmecisi çok önemli açıklamalarda bulundu. Gece Kulübü eski işletmecisi, Hükümet bireyleri ‘Gece Kulüplerinde’ dönen dolapları biliyor. Asgari ücret karşılığında çalıştırıldıkları öne sürülen ve İhtiyat Sandığı ile Sosyal Sigortaları asgari ücret üzerinden kesilen konsomatrislerin her birinden vergi dairesi ayda 1 Milyar (Bin lira) para alıyor. Bakanı da Müsteşarı da Müdürü de bunu bilmesine biliyor da sonrasında bu ülkede ‘Fuhuş’ yasaktır açıklamasının arkasına sığınıyor derken, aslında devletin fuhuş yapanlar ile ortak çalıştığını ima etmiyor mu?. Her Gece Kulübü, minimum 10 maksimum 12 konsomatris çalıştırır. Bir gece kulübünün geliri gecede 200 bin ayda 12-13 bin liradır. %30 her gece kulübünün gideri var. Geriye kalan ise kardır. Her gece kulübünden devlet ayda milyarlarca lirayı kasasına koyar. Birde kızların kontrollerinden sağlanan para var. Hükümet bu gelirden vazgeçer mi? Tabiki geçmez. Fuhuş yasak yalanının arkasına saklanır ve fuhuştan sağladığı parayı da kasasına koyar diyen eski gece kulübü işletmecisi bir anlamda devlete ne yakıştırması yapıyor dersiniz? Gece kulübü eski işletmecisi AS TV’de canlı yayında yaptığı açıklamada oradaki kızlar ‘Köledir’ ve gece kulübü çalıştırıcısı her masrafı onlara yükler. Bardak kırılsa onun bile parasını kızlardan çıkartır. Kızlara yekün para verilmez avans verilir. Ülkelerine en çok 20 ile30 bin lira ile dönerler. Ben 2 yıldızlı bir Polis subayı ile bir Polis eski Genel Müdürüne para verdim. Sonra Mahkemeleştik. Mahkemeyi kazandım. Hâkim Necmeddin Bostancı Polis eski Genel Müdürü ile Polis Subayını utanmazmısınız diyerek azarlamıştı. Ben 280 bin lirayı çek keserek vergi dairesine ödeme yapardım. Ödeme yapmazsanız size temiz kâğıdı vermeyiz sizde kız getiremezsiniz deniyordu. Elimiz mahkûmdu ve mecburen ödüyorduk. Ben bir Rus kızını sevdim. Evlendim ve çocuğumuz da oldu. Sonra anlaşamadık ve ayrıldık. Onu buraya getirip fuhuş yaptırmak istediler. Ben sizi vururum deyince vazgeçtiler. Şimdi aylık maaşı asgari ücret olarak gösterilen bir konsomatris için vergi dairesi her ay bir milyar (Bin lira) neyin karşılığında ister? Bu kızlar fuhuş yapmıyorsa hükümetler neden her hafta onlara doktor kontrolü yaptırır? Biri bana bunun izahını yapar mı diye soran eski gece kulübü işletmecisinin sorusuna ben cevap veremedim. Hükümet yetkililerinden birisi cevap verirse buyursun versin. Siyaset otomobil gibidir. Sürekli olarak yedek parçaları değişmek ister. Peki halk olarak biz otomobilin yedek parçalarını değiştirmesini becerebildik mi? Beceremediysek o zaman suç kimin dersiniz?
Sahibine Mesajlar Sayın Vedat Çelik, 1973 yılında açtığınız Harem, belki Kanuni’nin gözdesi ‘Hürrem’ gibileri çıkartmadı. Ama ‘Hürrem’e bile vay be dedirtecek olaylar yarattı. ‘Lokanta’ diye açtığınız ‘Harem’ sınıf değiştirerek yemek yiyenlerin lokmaları gurguralarında bırakmaya başladı. Sonrasında Cahit Sıtkı Tarancı’nın şarkıya dönüşen meşhur şiirindeki gibi yaş otuz beş yolun yarısı diyenler dönüşü olmayan yola giriyor ve soluğu mezarlıkta alıyor. Sayın Çelik, KKTC’de berberin solumazı, tellağın terlemezi, kahvecinin söylemezi makbulse, siyasetçinin de Lokanta açmayanı makbuldür. ********* Sayın Fazilet Özdenefe, hoş geldiniz sefalar getirdiniz. Sesinizi duyduk memnun olduk. Biz ortadan kaybolduğunuzu duyunca acaba vekillikten de mi ayrıldı diyerek üzülmüştük. Kavga ve patırtının bol olduğu Mecliste sizin gibi sessizlik sembolü, ağzını bıçaklar açmayan bir vekil ile dengeyi sağlıyorduk. Bakıyorum ağzınızdaki zip açıldı ve 1 Ekim’e kadar geçirilecek yasaları Anayasa Mahkemesine götüreceğinizi söylediniz. Götürün de sizler götürün sayın vekilim. Atın ölümü arpadan olsun. Millet hah UBP’de nihayet uykudan uyandı ve birşeyler yaptı desinler. Sayın Özdenefe duvarı nem, insanı gam biz vatandaşları da siz vekillerin sessizliği yıkar.. ******** Sayın Önder Sennaroğlu, hayvanların yedikleri yemlerde aflotoksin bulundu. Kesilen ve satışa sunulan hayvan etlerinde aflotoksine rastlandı. 60 kilo süt aflotoksin bulunduğu gerekçesi ile imha edildi. CTP’nin ruhani başkanı Mehmetali Talat’ın topu aflotoksin nedeniyle zehirlenerek patladı ve ‘Patlak top’ unvanına kavuştu. Dışı yeşil için gabaktan bozma olduğu için sarımtırak renge dönüşen CTP’nin karpuzunda da mı aflotoksin bulundu dersiniz?. Sayın Sennaroğlu, acaba CTP elinden geleni yaptıktan sonra, sıranın ayağına geldiğini fark etmedi mi? ‘Gitmek gibi mesela’. ******* Sayın Ali Yeltekin, Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı bu fettan Ada’da her şey güllük gülistanlık giderken çürük bir inciri torbanın içine atmanın gereği varmıydı? Veya durup dururken pişmiş aşa su katmanın ne alami vardı. Hırsızlık, uyuşturcu, dolandırıcılık ve cinayetler her gün katlanarak devam ederken durup dururken Kralın çıplak olduğunu söylemeniz gerekirmiydi. Sizde siyasiler gibi elinize ‘Pravda Gazetesini’ alsaydınız ve her şeyi toz pembe olarak sıralasaydınız.? Bakın şimdi ‘Kral Çıplak’ dediniz. Eee hade ayıklayın pirincin taşını bakalım. ********** Sayın Zeki Çeler, Meclise götürdüğünüz helikoptercik ile gecelemeden sonra ortaya attığınız videolu ‘Askerlik Kısalacak’ iddianıza birileri ‘Nannik’ yaptıktan sonra bıyık altından gülüyor. Göçe neden olan ve İngiltere ile Avusturalya’yı mesken tutmaya başlayan gençlerimizin buradan ayrılmasını ve yerlerine gerçek Türkleri getirmek isteyenlerin göç yoluna ‘Androş’ koyacaklarını hiç sanmam. Çünkü Askerlik kısalırsa mal varlıklarını açıklamaktan korkan böyük böyük efendilerin ‘Karun’ ile yarışan mallarını sonra kim koruyacak dersin? ********* Sayın Teberükken Uluçay, Büyük Av, İnce Av derken sizden ricamız birde fare ve yılan avı kararı çıkartmanızdır. Av sahalarını belirlerken lütfen Mağusa’daki Su İşleri Dairesi Ambarından başlayıp 30 sene önce birilerine kiralanan ancak boş bırakılarak harabeye döndürülen fabrikaları da av sahasına dahil edin. Buralarda çoğalan ve ciddi bir nüfusa ulaşan fare, yılan, gamaz gargası, sümüklü böcek ve bilumum haşereyi avlayarak bunları köpek yiyen o Vietnamlılara satmak arzusundayız. Bu ticaret sonrasında kısa sürede köşeyi döneceğimizi tahmin ederim. Bir babalık yapsanız ve bir ‘AV’ izni çıkarsanız diyorum.
GÜNÜN FOTOĞRAFI
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.