SOYULUYOR MUYUZ…

Bir müddet önce bütün Ekonomik kalkınma paketlerine rağmen ekonominin kalkınmadığını tam tersi iflasa sürüklendiğini yazmıştım.

Belki her gün servetine servet katan küçük bir azınlık gidişattan memnunsa ve ülkeyi yönetenler hep onlar için çalışıyorsa da halkımız borç batağında inim inim inlemektedir.

Devlet çalışanlarının hakları her geçen yıl budanmakta 2011’den sonra işe girdi gerekçesiyle ayni iğşi yapan memurlar arsında maaş yönünden ayırım yapılmaktadır.

Özel sektör çalışanları her dönem asgari ücretin asgari geçim indeksi olarak değil nerdeyse zeytin ekmek yiyerek aç kalma sınırında belirlenmesi,

Bu uygulamalar piyasaya para arzını azalttığından her geçen gün küçük işletmeler ve esnaflar iflas etmektedir.

Karınlarını bile doyuramayan aileler gıda dışındaki giderlerine para harcayamadıkları için piyasa daralmaktadır.

Bütün bunlar borçlanmayı getirdiği için yılın vergi şampiyonları bankalar olmaktadır.1016 yılı vergilerinde bankalar %52’lik artış göstermişlerdir.Artık siz bu yüzdelik üzerinden net karlarını hesaplayın.

Bütün bunların yanında vatandaş bir başka şekilde de Vergilendirme sistemi ile resmen soyulmaktadır.

Devletin açıkladığı ‘’Yıllık matrah ve vergi oranları’’ 2010 v2 2017 yılları için ayni oranlardır.

 3.000,00 YTL ye kadar %10, 6,000,00 YTL ye kadar %20, 13,600,00 YTL ye kadar %25,  23.650,00 YTL ye kadar %30, 23.650,00 YTL üzeri %37 oranında vergilendirilmektedir.

Düz bir işlemle ortalama bir memur 2010 yılına göre 2017 yılında yaklaşık 400 TL daha fazla devlete vergi ödemektedir. Çünkü vergilendirme matrah ve vergi oranları revize edilmemiştir.

Bizde olan her şey sizde de olacaktır mantığı ile hareket eden Türkiye bize her yıl ekonomik kalkınma paketi olarak getirdiği paketlerin hiçbirinde, Sağlık, Bankacılık ve üretim ile ihracat alanında hiçbir model getirmediği gibi Devlet giderlerini azaltma gerekçesi ile hep çalışanın aldığını eksiltme, hem istihdamı azaltma hem de çalışanın ve esnafın cebine giren parayı azaltmaktadır.

Bu günkü vergi matrahlarına göre büyük bir çoğunluk %30 vergi dilimindedir.%37 vergi diminde olan azınlık ise en kaymak kesimdir. Çünkü onlar Bilançolarını Vergi dairesine sunmaktadırlar. Bunların özel yasası vardır. Muhasiplerin sunduğu bilançolar dairece doğru kabul edilmekte ancak gerek görülürse araştırmaya tabi tutulmaktadır.

Bu kuralın maalesef araştırma bölümü çalıştırılmamaktadır. Çalıştırılmış olsa bu güne kadar belkiş de 10 yılı aşkın süredir tüm şirketleri zarar eden bir nasıl hala daha iflas etmediği ve büyük bir varlıkla ayakta durduğu araştırılırdı.

Çalışanların vergi matrahları ile nasıl aldatıldığına misal Türkiye’deki 2010 ve 2017 yıllarındaki vergi matrahlarını açıklayayım.

2010 Yılı için

8800 TL’ye kadar %15..22000 TL’ye kadar %20..76200 TL’ye kadar %27 ..76299 TL’den sonra +3

2017 Yılı için :

13.000 TL'ye  kadar15%..30.000 TL’ye kadar 20%..110000 TL’ye kadar %27..110000 TL’den fazlası %35

Ayni para birimini kullanıyoruz.Ekonomik yönden daha fakiriz ama o ülke kendi vatandaşını vergilendirmede korurken bizi korumuyor.

Hani orda ne varsa bizde de olacaktı.

Buyurun Vergide,Sağlıkta,üretimde ………olanlar bizde de olsun.Yalnız İlahiyat kolejleri ve Cami olmasın..