SOL HAREKET: KRİZİN FATURASI ZAMLARLA HLKA ÖDETİLİYOR

Sol Hareket adına yazılı açıklamada bulunan Abdullah Korkmazhan, UBP-HP hükümetinin halkı koruyucu ve alım gücünü yükseltecek tedbirleri hayata geçirmek yerine ekonomik krizin faturasını zamlarla halka ödettiğini vurguladı.

Türk Lirasının döviz karşısında yaşadığı değer kaybının ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki sömürüye dayalı ekonomik yapının ekonomik krizi derinleştirmekte olduğuna dikkat çeken Korkmazhan, Hükümetin halkı değil sömürüye dayalı ekonomik düzeni ve zenginler ile sermaye sahiplerini nasıl rahatlatacağının arayışı içerisinde olduğunu vurguladı.

İğneden ipliğe her kalem de uygulanan astronomik vergiler ve zamların, halkın büyük bir kesimini daha da yoksullaştırdığını belirten Korkmazhan, UBP-HP hükümetinin sermaye ve rant çevrelerinin vegilerini bağışladığını, kayıt dışı ekonomiye göz yumduğunu, oluşan açıkları ve ekonomik krizin faturasını ise vergi ve zamlar ile halka ödettiğini kaydetti.

“Ayrıcalıklarından feragat etmeyenler, sermaye kesimi ve zenginlerden fedakarlık talep etmeyenler, sömürü çarklarını daha ağır bir şekilde işletenler, kaderleri ile baş başa bırakılan halk ile emekçiler, çalışanlar, üreticiler ile aynı gemide değildir” diyen Korkmazhan, herkes elini taşın altına koysun söyleminin kabul edilemez olduğunu, halkın elinin zaten hep taşın altında olduğunu kaydetti.

Hükümete halkı koruyucu ve alım gücünü yükseltecek tedbirleri biran önce hayata geçirme çağrısında bulunan Korkmazhan, acil olarak yürürlüğe konulabilecek önlem önerilerini şu şekilde sıraladı; “ithal mallardaki fonlar, akaryakıt ve petrole uygulanan fonlar ve gümrük vergilerinin düşürülmeli veya askıya alınmalıdır. Döviz bazlı ithal ürünlere ihtiyacı azaltmak için yerli üretim ve üretici desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Vergilerde ve KDV’lerde indirime gidilmeli, kaçak ekonomi ortadan kaldırılmalı, zenginlere ve sermaye gruplarına vergi borcu silme anlayışına son verilmelidir. Borçların ödenememesinin en büyük nedeni olan Birleşik Faiz uygulaması derhal kaldırılmalıdır. Eşel-mobil sistemi yeniden yürürlüğe konularak maaş ve ücretlerin erimesinin önüne geçilmelidir. Asgari ücret eşel mobil sistemine dahil edilmeli, hayat pahalılığı ile doğru orantılı bir şekilde arttırılmalı ve insanca yaşama olanak sağlayacak düzeye çekilmelidir. Kamuda, başta milletvekilleri, bakanlar ve müşavirler olmak üzere yüksek ve astronomik maaş alanlardan, gereksiz harcamalardan kesinti yapılmalı, elde edilecek gelir ile işsizlere, öğrencilere, yoksul ve dar gelirlilere yönelik sosyal yardım programları başlatılmalıdır”.