26 Kasım 2024
  • Lefkoşa14°C
  • Mağusa14°C
  • Girne14°C
  • Güzelyurt12°C
  • İskele14°C
  • İstanbul11°C
  • Ankara2°C

SİYASİLER BU SESE KULAK VERMELİ!..

Taner ULUTAŞ

05 Şubat 2019 Salı 08:30

KKTC olarak isimlendirdiğimiz coğrafyada yaşananlara hayret etmemek elde değil. Örneğin, luggolar (Çukur) ve buna bağlı bubi tuzakları ile dolu, lastik ve jant düşmanı yollar için dünya kadar yol vergisi alınıyor. Dünyada ehliyetler süresiz olarak çıkartılırken, bizde sırf para almak için her sene veya iki sene çıkartılıyor. 5 sene içerisinde yenilemezseniz, yani devlete para vermezseniz, araba sürmeyi bilmiyorsunuz sınıfına konularak direksiyona elinizi koyamazsınız. Haaa, parayı bastırırsanız  nedense birden araba sürmeyi öğreniyor ve araba sürme  iznini alabiliyorsunuz.

Kapıların elek, pencerelerin kevgire döndüğü ülkemde, beline tabancayı takan birilerini kurşunlamakatan çekinmiyor. Cebine uyuşturucuyu koyan elini kolunu sallayarak gelme lüksünü kendinde bulabiliyor. Mafya bozuntuları korua adı altında harç isteme hakkını kendinde bulabiliyor. Bir bölge gözümüzün nuru olarak görülürken, bir başka bölge gözdeki çapak kadar bile itibar sahibi olamıyor.

Geçtiğimiz gün, Türkiye’nin eski ‘Doğu’ görüntüsünü yansıtan, işsizlik, hastane ve doktorsuzluğun kol gezdiği Karpaz’ın sorunlarını dile getirmek için ‘Basın Toplantısı’ düzenleyen Dipkapraz Belediye başkanı Suphi Coşkun’u dinlemek için Belediyeler Birliği Binasının  yolunu tuttuk. Sevgili dostumuz Suphi başkana daha dokunamadan bin ah işittik. Başkan,açtı ağzını yumdu gözünü. Çok haklı olarak, hükümetlere ve siyasilere verdi veriştirdi. Bence siyasiler ehhhh boş ver deme yerine ‘Allah Kerim’ diyerek günü geçiştirmeye çalışmayarak,bu ‘Sese’ kulak vermeli. Vermezsse ne olur demeyin. Boş verin derlerse ‘Kerimin kuyusunun derin olduğunu ve indikleri o Dipkarpaz’daki kuyudan seçim zamanı çıkamayacalarını sanırım görecekler.

Şimdi Suphi Başkanın üzerine basa basa söylediklerine göz atıp, o sözlerde bir yamukluk, yanlışlık veya popüliz kokan bir içerik varmı diye bir daha inceleyelim. Türkiye’nin eski ‘Doğu Bölgesini’ andıran ve iş ile aşın arslanın ağzında değil, midesinde olan Dipkarpaz’da yaşamın zorluğuna bakalım. Seçim zamanı, buzdan hayaller, şeker gibi evler vaadden siyasilerin seçim bittikten sonra 3 maymunları oynayarak, bölgeyi görmezden, söylenenleri duymazdan ve açıklamalara sessiz kalıp konuşmamaları sonrasında, yağdırdıkları yağmur nedeniyle insanların ne buzdan hayallerini nede şekerden evlerini bıraktıklarını görüyoruz.

Seçim zamanı, bölgeyi KKTC’yi en gözde yer yapacağız diyerek gazı verdikçe verenlerin, seçim sonrasında tüpteki gazları bitince görünmez olduklarını anlamak mümkün değil. Suphi Başkan, orda bir köy var uzakta doktorsuz eğitimsiz işsiz Başbakanı ve Cumhurbaşkanı bile gelmiyor. Bu halktan, yetkililerin haberi yoktur. İnsanlar oraya baksın orada bir köy var  Ve oköyün insanları sağlık ocağı kapatıldığı için ambulans içerisinde doğuruyor. Hasta olan insanı, Dipkarpaz’dan, Erenköy’e götürülürken, Polis arabası içerisinde ölüyor. Dipkarpaz denince eşekler değil, oradaki insanlar hatırlansın diyor. Bununla da yetinmiyor veDipkarpaz’da yalnız endemit bitkiler ve sahil ile doğa yoktur. Orada insanlarda vardır. 40 yıldır eşek sorunu çözülmedi, çünkü oradaki insanlar, doktor ve eğitim istemesinler diye bu sorun çözülmüyor diyor.

Bir köylü düşünün 100 dönüm arazisi var. Ekip biçiyor ve ailesinin yaşamını bununla idame ettiriyor. Bir gece 50 eşek girse ve ekinlerini darmadağın etse hayatı kayar. Dipkarpaz’ı halk korudu. Hükümetler korumadı. Bir tarafta deniz dolduruluyor  bizim tarafta Altın Kumsal’ın fotoğrafları ile reklam yapılarak başka yerlere turist götürülüyor. Bakanları bakan yapan KKTC yurttaşlarıdır diyen Suphi Başkan, bir doktoru bile bize çok gördüler ifadesi sanırım çok şeyin ifadesidir.

Oğlum ABD’ye gitse zorlanmam ama Erenköy’e gitse merak ederim. Ben orada 3 aylık başkan olduğum dnemde babamı ve amcamı kaybettim diyerek yolun büyük tehlikeler içerdiğini de belirten Suphi Coşkun, Başbakan ile görüştük. Doktor istedik. Sağlık Bakanı uzman gönderelim dedi.Ben ebe bile gönderseneniz de olur. Çünkü o da yok dedim. Sağolsun Filiz hanım 2 aylığına doktor gönderdi. Sonra Azerbaycan’lı bir doktor bulduk. Onu Dipkarpaz’a götürmek için kimseye yapmadığım kadar yalakalık yaptım. O da gelirim dedi. Azerbaycanlı doktoru Dipkarpaz Sağlık Ocağı doktoru olarak vatandaş yaptılar. Tabipler Birliği Başkanı Mustafa Taşcıoğlu Azerbaycan’lı doktorumuzun, odaya üyeliğini iptal etti. Görüşmek istedik binbir naz ile görüştük. Bana golifa gibi vatandaşlık verildi iptal edeceğim dedi. Başkan bunları dedi de bende Karpaz’a bu düşmanlık niye diye düşünmeden edemedim.

Şimdi burada eğri oturalım ama doğru konuşalım. Karpaz diye nitelendirdiğimiz bölgede, insanların doğa ile başbaşa tatil yaptıkları tahta bangalowlar, çevre denilerek yıkıldı. Peki orada çevreye verilen önem, bazı siyasilerin Anayasa’da kiralanamaz denilen orman arazilerini, oğlum yatırım yapacak diyerek kiralaması hangi kriterlere uyar dersiniz.

Yetkili yetkisizlerimiz, Karpaz’dan yükselen bu sese kulak vermeli. Orada yaşayan insanların, devletin garson  - devlet bölümünden yararlandırılmalı ve doktora da sağlık ocağına da kavuşturmalıdır.

Bugüne kadar Karpaz halkının, kopan ‘Gönül Sazının’ telini tamir etme yeteneğinden yoksun olanlar, bugüne kadar akortsuz ses veren sazın güzel ses vermesini sağlamalıdır. Popülizm diyarında gezen oy avcılarımızın, desteksiz sallama şarkılarında detone olduklarını da artık anlamalıdırlar.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.