24 Aralık 2024
  • Lefkoşa20°C
  • Mağusa18°C
  • Girne18°C
  • Güzelyurt16°C
  • İskele18°C
  • İstanbul13°C
  • Ankara9°C

SİBEL SİBER’İN MANİFESTOSU

Taner ULUTAŞ

25 Şubat 2015 Çarşamba 08:15

AS TV’de yayınlanan Akşam Üzeri programını bitirmiş davetli olduğumuz Sibel Siber’in manifestosunu açıklayacağı Atatürk Spor Salonun yolunu tutmuştuk. Bizim hafif hafif çileşir, Türkiye kökenlilerin çiseler dediği, biraz da ‘Ahmak ıslatan’ diye tabir ettiğimiz yağmura pek aldırmadan Ayşemden’i kırmamak ve isteğini yerine getirmek için yağmura rağmen salona ulaşmaya çalıştık. Salon girişinde gözlerimiz bizi davet eden, değerli dostum Ayşemden’i aradı. Salona bile girmekte zorlandığımız bir mahşeri kalabalık arasında Ayşemden yerine sevgili dostlarımız Yılmaz Öztürk ile Kadri Fellahoğlu’nu bulduk. Hoş sohbet derken sevgili Mustafa sayesinde salona girebildik. Bir kısım gazetecinin ceylan derili olmasa bile güzel koltuklarda bizim gibi garibanların da beyaz plastik sandalyede izleme olanağı bulduğu manifesto açıklama toplantısında görselliğe oldukça önem verildiğini gördüm. Ferdi Sabit Soyer’in ve Naci Talat’ın gümbür gümbür, Özkar Hocam’ın kendine has yumuşak üslubu ve Mehmetali Talat’ın ekranlardan nakledilen heyecanlı konuşmalarından sonra Sayın Yorgancıoğlu’nun, Münir Nureddin Selçuk’un uzayıp da giden o tren yolları şarkısı gibi uzayan konuşmasını her kelimesi arabın balyozu gibi kafamıza ine ine dinlemek zorunda kaldık. Arabın yalallisindeki gibi döblekten, davula, davuldan zurnaya geçiş taksimlerinin bolca yapıldığı konuşmadan sonra Cumhurbaşkanı adayı Sibel Siber’in konuşmasını da dinledik. Sayın Siber’in belki Ferdi Bey, Naci Talat ve Sayın Talat gibi gümbür gümbür konuşması yoktu. Ama çözümden bol bol bahsettiği konuşmasında o akıcılıkta yoktu. Çözümden bahsederken vatandaşın anasına tambura çaldırtırken ödeyemediği borcu nedeni ile hapishanede ömür törpüleyen eşini beklerken, söylediği bekledim de gelmedin şarkısından, babasına da mapusane dört duvar türküsünü söyleten o bileşik faiz ve dibe vuran ekonominin yarattığı yıkımdan da bahsetmesini bekledim. Heyecanını, dur durak demeden ilçe ilçe gezmesindeki yorgunluğunu yüzünde okuduk. Bu yorgunluğu sanırım konuşmasını da etkiledi. Kar tanelerinin, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu gösterttiği gibi CTP’nin ilerisi için ümit veren ve müthiş moral kaynağı gençlerinin salonu doldurarak yaptıkları coşkulu tezahürat da göze çok hoş geldi. Heyecanı yüzünden okunan Sibel Siber, salonu dolduran kalabalığa bence kanmamalı. İnsanlar bu kadar kirli olmasaydı belki yağmura da gerek kalmazdı diyenlerdenim. Çünkü o kalabalık arasında düğün dernek, seçim meçim bittikten sonra hesaplaşmalar başlayacak. Başkanlık yarışında Yorgancıoğlu’na bayda (Çalım) atmak isteyecek olanlar Cumhurbaşkanlığı Meydan Muharebesini kazanan bir Yorgancıoğlu’nu dövemeyeceklerine göre Sibel Siber’in kaybetmesine oynayarak onun üzerinden onu dövmeye çalışacak. Örnek mi? Meydan Laurus, Cilt 2 sayfa 4, Mağusa Belediye Seçimleri Başkanlığı. Meydan Laurus Cilt 3 sayfa 6 Girne Belediye Başkanlığı seçimleri ve Meydan Laurus cilt 1. Sayfa 2 Lefkoşa Belediye Başkanlığı Seçimlerine bakan ne demek istediğimi anlarlar. Birde Sayın Siber’e 2009 yılını hatırlatmak isterim. 2009 yılında Milletvekili seçimleri esnasında hem de CTP’nin hükümet olduğu dönemde Girne Kapısında yapılan ve mahşeri bir kalabalığın katıldığı miting vardı. Seçim sonrasında sanırım yüzde 29 oy ile CTP muhalefete düşerek iktidarı UBP’ye kaptırmıştı. Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun yaprakları yine de yere düşer. CTP şu anda iktidar ve o ulu ağacın sahibidir. Gıccaccık ve oğlancığın işe girmesi için hükümete yağlama ve grasolama yapanlar Siber’e umut vermiş olabilir. Ama menfaat limanına varamayanların o umudu bittiği anda mum söner. Uzun lafın kısası, hanımlığını, duruşunu ve son zamanlardaki çıkışını beğeni ile izlediğim Sibel Siber’in perde arkası oyunlarını da yan gözü ile takip etmesi gerektiği inancındayım. ***** Kanseri yendi Sosyal Devleti yenemedi !… Kanser ile mücadele eden ve Kanseri yenen, ancak maddi sıkıntı içerisine düşen Halk Ozanı Ertuğrul Akgül, 16 yıl para almadan kültürüne hizmet verdiği devletten yardım beklerken hem sokağa atılmak isteniyor hemde eşyalarına haciz getirilerek eşyasız bırakıldı. Sosyal Devlet olarak nitelendirilen KKTC’de hükümetlerin yanlış uygulamalar ve sistemsizlik yaşamın zorlaştırılmasına neden oluyor. ertKANSERİ YENDİ AMA Çağımızın vebası olarak nitelendirilen Kanser hastalığına yakalanan ancak azmi ve iradesi nedeni ile Kanseri yenen Ertuğrul Akgül, hastalığı yenmek için harcadığı paranın yarattığı maddi sıkıntılara yenik düştü. EVSİZ VE EŞYASIZ KALDI Vakıflar İdaresi tarafından kirayı ödeyemediği için mahkemeye verilen ve aleyhine tahliye kararı alınan 16 yıl Halk Sanatları dalında KKTC’e ücret almadan hizmet veren Ertuğrul Akgül’ün eşyaları da borcu nedeni ile haciz edilince bukez evsiz ve eşyasız kalma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. HASTALIK MADDİ YÖNDEN BENİ YEDİ BİTİRDİ Ertuğrul Akgül göndermiş olduğu mesaj ile yaptığı açıklamada, Taner abim ben halk ozanı Ertuğrul Akgül çarelerim tükendi. Son çarem ve tek bir umudum siz kaldınız. İki yıl kanserle mücadele ettim. Şükürler olsun başardım. Ama ben maddi yönden bittim. Vakıflarda kiracıydım. Hastalık ile mücadele nedeniyle iki yıldır kira ödeyemedim. Elektrik kesik. Hâkim tahliye kararı verdi. Tüm eşyalarım icraya gitti. Kalanı paketledim dün gene icracı geldi. Yarın çık diye kime başvurayım dedi. BENİ BOŞ VERİN KEDİLERİMİ OLSUN KURTARAYIM Ertuğrul Akgül açıklamasına devamla şunları kaydetti. ‘Hava buz gibi ve inşallah sesimi duyurursunuz. Ben KKTC devletine 16 yıl Halk Sanatı dalında hizmet verdim. Kanal T’de Ozan’nın sesi programı ile kültürümüzü tanıtmaya çalıştım. Bağlamam ile bir Ozan olarak katkı koymaya çalıştım. Ama şimdi hastalık nedeniyle beş parasız kaldım. Devletten yardım bekledim. Girne Belediyesinden iki bayan geldi.Sonra onları da görmedim. Ama Allah adına beni de boş ver kedim yavruladı. Onlara acısınlar. 4 yavrusu var. Salonda bakıyorum. Lütfen hükümet etkilileri ve duyarlı insanlar bize yardım etsin. En azından kedilerimi olsun kurtarayım’ [caption id="attachment_53502" align="alignleft" width="650"]Günün Fotoğrafı Günün Fotoğrafı[/caption]

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.