Sedef hastalarında eskiden beri rahatlıkla kullandığımız bir tedavi modeli. Işık tedavisi diye biliniyor. Temeli güneş ışığıdır. Ama biz güneş ışığını makineden, belli dozlarda, belli aralıklarla, belli bir süre içinde kontrollü olarak veriyoruz. Eskiden güneş ışığının bir alt frekansı ultraviyole A cihazları vardı. Fakat bu yöntemde makineden çıktıktan sonra ayrıca koruma gerektiği için hastaya bir de hap veriyorduk. Biraz daha zahmetliydi. Artık ultraviyole B dediğimiz daha rahat uygulanan ışıkla tedavi yöntemine geçtik.

Birkaç tane uygulama şekli var. Yaygın sedefi olanlar bir kabine (PUVA kabini) giriyor. Sadece el-ayak sedefi olanlar sandalyede oturup bir masanın başında el ve ayaklarına ışık alıyor. Bir de yine el-ayak sedefinde kullanılan, lamba gibi hastanın evinde kullanabileceği cihazlar var. Hafif sedeflerde sadece sedefin olduğu noktalara etki eden lazerler de kullanılıyor.

IŞIK TEDAVİSİ NE KADAR SÜRÜYOR?

Aslında bu tedavi şeklinin olumsuz yanı uygulamanın uzun sürmesi. Haftada 2-3 kez 2-3 ay süreyle tedaviye devam etmeniz gerekiyor. Kişinin kendisini tedaviye adaması gerekiyor. Tedavi seansı 10-15 dakika sürüyor. Gerekli önlemler alınmazsa uzun vadede deri kanseri riskini artırabiliyor. Hamilelikte, çocuklarda uygulanması çok güvenli fakat doz ve süresine, hastanın daha önce bu tedaviyi kaç kez almış olduğuna dikkat etmek gerekiyor.

BAŞARI ORANI YÜKSEK Mİ?

Çok yüksek, sedef gayet iyi temizleniyor. Ama diğer tedavi seçeneklerinde olduğu gibi nüks edebiliyor. Hastanın durumuna göre nüks erken de geç de olabiliyor.

SEDEF HASTALARI HAMİLE KALABİLİR Mİ?

Tabii ki, hiçbir sakıncası yok. Zaten bazı ilaçlar artık hamilelikte de kullanılabiliyor. Sedef hamilelikte iyileşebilir de artabilir de, bunu bilemiyoruz. Bulaşıcı olmadığı için doğumda bebeğe geçmez fakat genetik olarak geçebilir mi, bunu önceden kestirmek mümkün değil.

KÖMÜR KATRANI KULLANILIYOR MU?

Eskiden yokluktan kullanılan, etkili de olabilen bir ilaçtı. Çok zorunlu kalırsak kullanabiliyoruz. Ama kömür katranı tedavisi artık çok demode kaldı.

SİGARA KADINLARA DAHA FAZLA VERİYOR

Sigaranın sedefi artırdığına dair pek çok bilimsel çalışma var. Bilhassa kadınlarda olumsuz etkisi daha fazla görülüyor. Gün içinde içilen sigara sayısı, ne kadar süredir içildiği de önemli. Sigara sedefin kalp-damar sistemiyle ilgili yan etkilerini de artırıyor. Keza alkol de öyle. Hastaların ikisini de kullanmalarını istemiyoruz.

HEM PARA HEM VAKİT KAYBI: OTLA ÇÖPLE TEDAVİ EDİLEMEZ!

Ne olduğu bilinmeyen, ilaç gibi kullanılan birçok bitki var. Bazılarının toksik etkilerini ölçemiyoruz. Bazen hastalar "Nasılsa bitkisel, zararsıdır" diye kullanıp bütün vücudu egzama olmuş halde bize geliyor. Karaciğere toksik etkileri olabiliyor. Bir de hastalar buralara çok para akıtıyor. Örneğin bir ofiste sadece bitkisel tedavi yapılıyor. Bunu yapanlar kimdir, ne kullanıyorlar, belli değil. Sonra da hasta "Sedefim iyileşmiyor" diyor. Sedef otla çöple iyileşmez ki! Tam tersine hatalı tedavi yaparsanız lezyon artışı olur. Hastanın her yerinde sedef çıkmaya başlar, böyle gelen birçok hastamız var. Aleo veranın yumuşatıcı etkisi olabilir, tamam. Ama fazla kullanıldığında egzama yapabilir. Bunlara itibar etmemek lazım.

DOKTOR BALIKLARIN YARARLI ETKİSİ VAR

Sivas’taki Balıklı Göl’de doktor balıklar dediğimiz özel bir balık türü var. Balıklar sedef hastalarındaki kabukları temizliyor. Ayrıca suyun sıcak olması, bazı mineraller ihtiva etmesi sedefin dolaylı olarak iyileşmesini sağlıyor. Bir de ruhsal olarak daha rahat bir durumda oluyorsunuz çünkü orada bir nevi tatil sürecinin içine giriyorsunuz. Bir taraftan güneş ışığı da alabiliyorsunuz. Sizinle aynı durumda olan başka insanlarla tedaviye girip sosyalleşiyorsunuz. Yani çok yönlü olumlu etkileri var. Ama 21 gün gidip günde 2 kez suya girip çıkmanız lazım. Maliyeti, zaman ayırma gibi olumsuz yanları var. Pratik bir tedavi yöntemi olmasa da tatil gibi yapılabilir.