Milletvekili Saner, sözkonusu oturum çerçevesinde 27 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen “Kadının, Kadın, Barış ve Güvenlik konulu 1325 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının uygulanması konusunda Global Barış sürecine katkısı” konulu etkinliğe konuşmacı olarak yer aldı.

Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan açıklamaya göre, Saner, BM çatısı altında son 50 yıldan beri devam eden görüşmelerde bir mesafe kat edilemediğini belirtti. Saner, bu süreçte herhangi bir anlaşmaya ulaşılamamasına rağmen BM Güvenlik konseyinin 1325 sayılı kararı çerçevesinde kadınların ihtilafların önlenmesi, yönetilmesi ve çözümlenmesine ilişkin mekanizmalardaki rolünün artırılması açısından önem arzettiğini ve bunun KKTC için de geçerli olduğunu vurguladı. 

Saner, Güven Artırıcı Önlemler kapsamında kurulan teknik komitenin, müzakere sürecine cinsiyet eşitliği perspektifi kazandırılması açısından büyük bir adım olduğunu ancak bu konuda kadınların farklı düzeylerde devam eden iki toplumlu süreçlere katılımının ve karar alma mekanizmalarında yer almalarının önem arzettiğini vurguladı.

Kadınların müzakere sürecinde her zaman var olduğunu ve gerek müzakere heyeti içerisinde gerekse çalışma grupları ve teknik komitelerde önemli görevler üstlendiklerini kaydeden Saner, bu varlığın yıllar içerisinde arttığını ve mevcut müzakere heyetinin yarısının kadınlardan oluştuğunu ifade etti. 

Saner ayrıca, KKTC’de kamu çalışanlarının çoğunluğunun kadın olduğunu ve kadınların karar alma mekanizmalarında giderek daha fazla yer aldıklarını ifade etti. 

Yüksek Mahkeme Başkanı ve Yüksek Yönetim Denetçisinin kadın olduğunu, seçim listelerine getirilen yüzde 30 kota sayesinde kadınların siyasetteki varlığının da güçlendiğini kaydeden Saner,  kadın milletvekili sayısının Cumhuriyet Meclisinde yüzde 8’den %18’e çıktığını belirtti. Saner, ayrıca bu rakamın Bakanlar Kuruluna da yansıdığını, Sağlık Bakanı ve İçişleri Bakanı olmak üzere iki kadın bakan olduğunu ifade etti. 

Saner, konuşmasının sonunda, bu konuda kaydedilen ilerlemelerin ümit verici olsa da, mevcut rakamların yeterli olmadığını, kadınların kamuda, çalışma hayatında ve siyasette daha çok yer alabilmelerini sağlamak üzere varolan yapısal ve siyasi etkenlerin ve piskolojik engellerin kaldırılması için gerekli adımların kararlılıkla atılması gerektiğini vurguladı.