25 Ekim 2024
  • Lefkoşa21°C
  • Mağusa24°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt20°C
  • İskele24°C
  • İstanbul15°C
  • Ankara9°C

SANA KIYANLARA LANET OLSUN TÜRKİYE’M…

Ayşegül Garabli

15 Mart 2016 Salı 08:00

Dün, Türkiye’nin kalbinde, Ankara’nın göbeğinde patlayan bomba ile ölenler kimlerdi acaba?
Türkler mi?
Kürtler mi?
Lazlar mı?
Çerkezler mi?
Müslümanlar mı?
Yahudiler mi?
Sunniler mi?
Aleviler mi?
Peki hangi partiye oy vermişlerdi?
CHP, MHP, AKP ya da HDP, hangisine ?
Dindar mıydılar, yoksa ateist mi?
Hangi dilde konuşuyorlardı?
Ölenler genç miydi, yaşlı mı?
Peki, kimin tavuğuna kış demişlerdi ki ölümü hak ettiler?
Onları öldürenler ne elde etti?
Ne kazandılar?
Özgürlük mü?
Bağımsızlık mı?
Kendi dillerinde şarkı söylemeyi mi?
Neyi?
Hangi amaç, hangi gerekçe, dün 37 canın katledilmesine, 
bu yıl 537 canın, bombalı saldırı sonucu hayatını yitirmesine, 
binlerce masum insanın, Türkiye’nin doğusunda can vermesine, 
milyonlarca askerin, sadece görevini yaptığı için şehit olmasına gerekçe olabilir?
Dün Kızılay’da, her kökenden, her dinden, her dilden, her mezhepten, her partiden, belki de farklı ırklardan insanlar öldürüldü.

Onlar da kendi inançlarına göre ibadet edip, kendi dillerinde, kendi şiveleriyle şarkılar söyleyeceklerdi.
Gencecik, öğrenciler öldürüldü.
Belki de ülkelerinde, çok büyük başarılara imza atacaklardı.
Belki, yüzlerce hayat kurtaracaklardı.
Belki de, ülkeye barışı, asıl onlar getirecekti.
Kim bilir belki de bunların hiç biri olmasa da, sadece sevip, sevileceklerdi.
Ama onlar, hayalleriyle birlikte yok edildiler.
Oysa, onların varlığı bile yetiyordu sevenlerine.
Sevdiklerinden ve sevenlerinden koparıldılar.
Anaların gözyaşları da, babaların yüreğine düşen acı da, diline, dinine, kökenine, mezhebine, ırkına bakmaksızın yine aynı oldu.
Türkçe ağıt ile Kürtçe ağıt, aynı acıyı taşıdı.
Dindarın da, ateistin de gözyaşları aynı aktı.
AKP’ye ya da HDP’ ye oy veren ana-babaların yürekleri, daha az yanmadı.
Ya da diğer partilere oy verenler, bu durudan sorumlu olmadıklarını düşünüp, sevinmediler.
Çünkü terörün, ırkı, kökeni, dili, dini, mezhebi, partisi, vicdanı yok.
Düştüğü yeri aynı acıyla yakıyor.
O yüzden, Türkiye’de gün, ayrışma günü değil.
Birleşip, bir bütün olma günüdür.
Sorumlularına hesabı, her ırkta, her dilde, her dinde, her mezhepte, ama tek yumruk, tek yürek olarak sorma günüdür.
O parti, bu parti ayrımı yapacak gün de değil.
Tüm partileriyle, sivil toplum örgütleriyle bir bütün olup, Türkiye’nin yaralarını sarıp, tekrar yara açmaya kalkanların önünde aşılmaz bir bent gibi durma günüdür.
Bu gün,  “Başın sağ olsun Türkiye’m” diyemiyorum.
Çünkü biliyorum ki,  ancak, anaların gözyaşı ve halkın  yüreğindeki acı dindiği gün Türkiye’nin başı sağ olacak.
Sana kıyanlara milyonlarca kez lanet olsun Türkiye’m.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.