SAMARELLA VE PASTIRMA!
Kıvanç BUHARA
12 Ocak 2015 Pazartesi 07:56
Üşüdük… Üç – beş gün devam eden ayaz, benim güzel ülkemde bugün yerini güneşli bir güne bıraktı. Beyaz bulutlar yere yakın! Hele dağların zirvesinde, elinizi uzatsanız tutacakmışsınız kadar ağaçların tepesinden sarkmışlar… Duvar dibinde, soğuk esintinin olmadığı bir köşede saatlerdir oturuyorum. Karşı yamaçta, yabani ot toplamaya çıkmış iki – üç kadın görünüyor. Ellerinde uzun ağızlı bıçaklarla eğilmiş, söktükleri “ gaz ayaklarını” torbaya dolduruyorlar. Hostes de çıkar mı bu yamaçlarda? Merak ediyorum. Bilirsiniz de; Kuru fasulye ile pişirilen “ hostes”, kuzu eti ile pişirilmiş kadar lezzetli oluyor! Geçen yıl kurak gitti ya; Gavcar mantarı, kırmızı dağ mantarı, gaz ayağı, hostes, yumurta otu, yaban pırasası, gömeç çok az çıkmıştı. Bu yıl, hem daha soğuk, hem de daha yağışlı. Böyle günlerde çiftçiler; yakılan ateşin başında,samarella ve pastırma yiyerek, kırmızı şarap veya zivaniya içerler büyük bir neşeyle! Büyük çiftçilerden, yüzlerce dönüm arazi eken Osman dayı temkinli… … “- Hemen sevinmeyin, Allah sonunu hayır eylesin. İki oluk Martta, bir oluk Nisanda demiş eskiler. Mart yağarsa bu yıl ürün bol olacak. Hükümet yer hazırlasın” dedi. Genç çiftçi Hasan söze karıştı: “- Olursa ikimize, olmazsa ta bilmem neyimize! Alıştırdı hükümetler çiftçiyi, olmazsa kuraklık verecek eşşek gibi”! “- Türkiye’den su gelsin göreceksiniz, bedava mammabappa(*)! Sulu ziraata geçeceyik. Çalışan kazanacak; yan gelip yatana bedava ekmek yok” dedi öfkeyle en yaşlıları… Doğru söze ne denir! Herkes kendi alanında çalışacak, üretecek, alın teri dökecek. “- Çalışsın çalışmasına da, ürettiğinin karşılığını almazsa, alın terini, elinin emeğini başkaları yerse, nasıl olacak bu iş İrfan dayı. “ dedi gruptan bir diğeri… “- Tüccara, aracıya, tefeciye teslim etmesinler bizi.” “-Etmesinler de, nasıl olacak! Tüccar, aracı, tefeci emeğimizi sömürür; hükümetin parası yok ürünü almaz, çaresi nedir be İrfan dayı bu işin!” İrfan dayı, kılları uzamış kaşlarını çattı, omuzundaki peşkire burnunu, ağzını sildikten sonra: “- Kooperatif diye bir şey vardı eskiden, hem kredi verirdi çiftçiye hayvancıya, hem de maksılını da alırdı. Şimdi sı.tılar içine, ne kooperatif kaldı, ne şirket.” Düşündüm… Bir zamanlar gerçekten kıskanılacak bir kooperatifçilik vardı ülkemizde! Üreticiye destek olan, kollayan, gözeten… Bizde; kuzeyde yani, bu güzel uygulama çoktan unutuldu, unutturuldu… Güneyde Rumlar da terk ettiler mi kooperatifçiliği, bilmiyorum! Güneş, yavaş yavaş batıyor. Dünyanın öteki yüzünü ısıtmak üzere gidiyor. “- Gelme, bir daha buralara uğrama, seni istemiyoruz” deseniz de gelecek! Yarın sabah, bulutların arasından ısıtacak yine toprağı! Isıtacak yüreklerdeki sevgiyi, aşkı ve barışı… Bu yıl; dağlarda, ormanlarda yaban çiçekleri, yaban nergisleri o kadar çok ki… Kesip vazolara koymayın yeter ki…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.