SAHİBİNE MESAJLAR 6 AĞUSTOS 2014
Taner ULUTAŞ
06 Ağustos 2014 Çarşamba 13:10
Sayın Özkan Yorgancıoğlu, dün Polisin parayı buldu haberi birden gündeme bomba gibi düştü. Sizi limon gibi sapsarı eden haberi meğer bizim mahalledeki ‘Afacanlar’ iş olsun diye ortaya atmış. Haber öncesinde Esip ‘Gürler’im derken haber sonrasında ise ansızın ağzınızın kilitlendiğini öğrendik. Bizim çocuklar sizi o halde görünce hep bir ağızdan bir yerinize bir şey olmaması için ‘Şaka yaptık’ şaka yaptık diye bağırmaya başladılar. Çocuk işte para bulundu diye şaka yapmışlar. Ne olur onlara inanmayın ve kendinize gelin. Olur mu? Sayın Tuluy Kalyoncu, kısa bir zaman dilimi öncesinde Başbakan ve 4 bakanın Ankara’da Ekonomik Paketi imzalamak için birerli kolda beklediklerini söylemiş ve sonrasında da hatırlarsan Başbakan paketi imzaladığını söylemişti. Yemek ‘İslimin’ üstünde pişiyor. Çağlayan başkan ile tetikte olun. ‘Özerkleştirme’ yerine ‘Özelleştirme’ yemeğini çok kısa bir süre sonra önünüze servis yapabilirler. İnanmazsanız bu işleri saman altından yürütmeye çalışan Sayın Mungan’a sorabilirsiniz. Başbakanı da ikna etmiş diyorlar. Sayın Pervin Gürler nihayet yüzünüz güldü. Bu kadar başarıya rağmen hala daha size yönelik Başbakan ile yandaşlarının yaylım ateş atışlarının devam etmesi halkı da kızdırmaya başladı. Dört elle sarıldığınız ve hakkını vermeye çalıştığınız işinizde Polislerinizin de size sahip çıktığını görüyoruz. Son olarak soygunda çalınan parayı bulmanızı da görmeyenlere tavsiyem 8 numaralı ‘FAGO’ bir gözlük takmalarıdır. Meyve veren ağaç taşlanır ama dalları kırılmaz. Değil mi ama? Sayın Osman Koruhan bu memlekette hiçbirşey düzelmez. Düzeltmeye kalkanların ayağına da androş konur diyenlere artık inanıyorum. Sen kurum ve kuruluşlarda yaşanan yolsuzlukları, Ali Cengiz oyunlarını içeren raporları düzenleyip. Başbakana veriyorsun. Ama Başbakan bırakın Sayıştay yalnız yazsın. Nasılsa yaptırım gücü yok desin. Kısacası Sayıştay şahit Fatma Çiçek yerine konmaya çalışılsın. Ama onlar inan zayıflayan bataryaları ve şebekelerindeki hatalar nedeniyle halkın kapsama alanından çıkarken sen halkın full çeken yürekleri nedeniyle kapsama alanına giriyorsun. Sayın Gözde Akben, sabahları sizi televizyon ekranında izlemek büyük keyif. Eskiden elde gitar, şarkıyı patlattıktan sonra yağan mesajlar yağmurunu okumak galiba daha mı keyifli oluyordu? İnan Ada TV’ye büyük renk katıyorsun. Sevgili Gözde, bazılarının ahbaplığı otomobil gibidir. Sen başarın ile göz kamaştırdıkça birilerinin gözüne çöp gibi batabilirsin. Ve onlar otomobilin yedek parçaları gibi seni sürekli değiştirmek ister. Sayın Gülin Küçük, bir kayboldunuz pir kayboldunuz. Sizin gidişiniz ile Engelliler öksüz. Çanta taşıyıcılarınız yetim. Şov dünyası hem öksüz hemde yetim kaldı. Yaydığınız ışığa gelen ateş böcekleri nedense birden yok oldu. Kelebekler ise kayboldu. Ah Gülin Hanım. Baba vergisi görümlük. Koca vergisi doyumluk. Siyaset vergisi de Nisan yağmurudur. Bir bakarsınız gümbür gümbür yağarken birden durur ve sonrasında da güneş taşı yakar. Yaaa. Sayın Çelebi Ilık, Memur Sen başkanı olarak bir zamanlar Asgari ücret yükseltilsin diye bir yerleri yırtıp başınıza şapka yaptığınız günleri hatırladım. Sonrasında ılık ılık devlet kademlerine aktığınız gözlemledim. Devlet kademelerine şırıl şırıl ses çıkartarak aktıktan sonra birden ne şırıltının nede ılık ılık akanı gördük. Asgari ücret konuşulurken bana dokunmayan yılan bin yaşasın kitabını elinizden düşürmediğiniz söyleniyor. Hayırlı okumalar Sevgili Çelebi. Sayın Hüseyin Cumaoğlu, Sporda başarı. Eğitim alanında bu başarıları taçlandıran daha büyük bir başarı derken bu başarıları daha büyük noktalara taşıyacak olan Belediye Başkanlığında lastiğin ekris yapması sonucu tomofilin bekleme moduna girmesi durumu. Sevgili Hüseyin, teşbihte hata olmasın altın çamura düşmekle değerinden bir şey kaybetmez. Altın yine altındır. Sayın Fehmi Oktay, gittin gideli havayı doğru dürüst öğrenemiyoruz. Meteoroloji serin hava geliyor sıcaklık 4-5 derece düşecek derken birden fırın daha da ısınıyor. Hava sıcaklıkları artacak derken bir rüzgar bir fırtına birden hava ters yüz oluyor. Tam ‘Bingo’ bukez tahmin tuttu diyecekken, mosmor oluyoruz.Birileri havaya bakıyor ama bakmakla öğrenilseydi kediler ciğerci. Köpekler kasap. Öküzlerde makinist olurdu. Değilmi? ***** Fare dışkısı hastanelik etti KKTC’deki denetimsizlik ekmeğin kirlenmesine kadar uzandı. Mağusa Bölgesinde faaliyet gösteren bir fırından alınan ekmekten fare dışkısı çıktı. Fare dışkısını fark etmeden ekmeğin bir kısmını yiyen ancak daha sonra fare dışkısını fark eden Y.S isimli vatandaş daha sonra mide ağrısı ve kusma şikâyetleri nedeniyle başvurduğu Mağusa Devlet Hastanesinde müşahede altına alındı. Mağusa Belediyesinin denetlemekle görevli olduğu fırında üretilen ve içinden fare dışkısı çıkan ekmek az daha Y.S’nin hayatına mal oluyordu. HALEN MAĞUSA DEVLET HASTANESİNDE Mağusa Hastanesinde müşahede altına alınan Y.S’e serum takılarak ilaç takviyesi yapılırken, yediği ekmekten zehirlendiğini hastanede denetim altında tutulan Y.S’in hayati tehlikesinin bulunmadığını ancak zehirlenmenin etkisi ile vücut direncinin önemli ölçüde yıprandığını da yakınlarından öğrendim. DEVREYE BİRÇOK YETKİLİ GİRDİ Bizim Minik Kuşlar, Mağusa Hastanesinde müşahede altına alınan Y.S’nin olayı basına duyurmaması için bahse konu fırın sahiplerinin yanı sıra bazı hastane yetkilileri ile siyasilerin devreye girdiği ve Y.S’den konu ile ilgili açıklama yapmamasını bu arada tahlil yapılması için getirilen ekmeğin de buhar olduğunu bana ilettiler. SİYASİLERE YAKIN Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Lefkoşa’da denetimler o kadar sık yapılırken, hatta su fabrikaları, gıda üretim yerleri ve fırınlar ayni gün içerisinde hem Sağlık Bakanlığı Müfettişleri hem de LTB Zabıta Memurları tarafından denetlenirken, Lefkoşa dışındaki gıda üretim yerleri neden yeterli oranda bu denetlemelerden nasibini almıyor. Lefkoşa Belediyesi denetimlerini insan sağlığını ön planda tutarak esnafı bunaltacak kadar sık yaparken, birçok belediye bu durumu neden es geçiyor dersiniz? **** Bu bir silahsız soygundur!.. Hükümetin ve Maliye Bakanlığının yeterli denetim yapmadığı. Merkez Bankasının görüp de nedir be ama yaptığınız diyemediği bazı bankalar resmen vatandaşın kanını emiyor. Dün X bir Türkiye bankası şubesine gittim. Oradaki hasbımdan oğlanın ev kirası için ayni bankanın bir müşterisinin hesabına 400 TL. Yatırmak istedim. Bana 35 TL masraf ödeyeceksin dediler. Bu neyin masrafıdır. İşte benim hesaptan sizin bir başka müşterinizin hesabına parayı aktaracaksınız. Bankanızdan para da çıkmayacak dedim. İşlemi yapan kız haklısınız ama presüdür böyle demez mi? Az daha presüdürünüzün de bankanızın da deyip kapıyı vurup gitmemek için kendimi zor tuttum. O sinir ile yine bir başka işlem için Nova Banka gittim. Sizin bir hesabınızdan bir müşterinizin hesabına havale yapacağım. Ne kadar masraf istersiniz dedim. Biz kendi bankamızdaki müşterilerin hesabından bir başka müşterimizin hesabına para aktarırken masraf almıyoruz demezler mi? O X bankadakileri öldürürmüsün yoksa Ölürmüsün? . Şimdi bizim meşhur Merkez Bankası yetkililerine soruyorum. Beyler bir banka kendi bankasındaki müşterisinin hesabından, bankadaki bir başka müşterisinin hesabına bir tuşa basmak suretiyle havale yapacak. Bu havaleden yerli bir banka masraf almazken bir başka banka tefeciden daha tefeci davranarak masraf adı altında para tahsil ediyor. Kendi müşterilerinden birisinin yine ayni banka müşterisine keşide ettiği çeki bozmak için 60 TL alıyor. Bu silahsız soygun değimli? Eee o banka ile çalışma diyebilirsiniz? Yani iş sizce bu kadar basit mi? Eğer öyle derseniz bende size kusura bakmayın ama hadi oradan potinimin bankacıları derim. **** Günün Fotoğrafı
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.