26 Aralık 2024
  • Lefkoşa10°C
  • Mağusa10°C
  • Girne14°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele10°C
  • İstanbul12°C
  • Ankara7°C

SAHİBİNE MESAJLAR 29 MAYIS

Taner ULUTAŞ

29 Mayıs 2014 Perşembe 13:19

Sayın Özkan Yorgancıoğlu, Askerliğini yaptığı sırada başından vurularak görme yeteneğini kaybeden Erkay’ın annesi Sevda Uçar’ın sizin ile görüşmesinde, Erkay’ın ameliyatını dile getirince ben duymadım demeniz gayet doğal. Mehmet Bicen’in patates ile ilgili şikâyetlerini dinlerken bilmiyorum demeniz de çok normal. Faiz ve Mazbata mağdurlarının bileşik faiz ile temerrüt faizi altında inim inim inlediğini dile getirdiklerinde görmedim demenize de bir şey diyemem. Ekonominin dibe vurduğunu ve gizli iflasların başını alıp yürüdüğünü de bilmemek çok normal. Çünkü bir Başbakan’ın büyük otellerde verilen resepsiyonlardan, Anasının verdiği emirleri bilmesinden öte çok bir şeyi bilmesi de gerekmez. Bir Başbakan’ın her şeyi bilmesi de nerden çıktı? Kırk yıllık geleneği şimdi değiştirelim mi yani? Sayın Zeki Beşiktepeli, geçtiğimiz günlerde çıktığınız bir TV kanalı sonrasında, halk hocamız nihayet ortaya çıktı. Yine tarihten dem vurarak gerçekleri dile getirmeye kısacası vurduğu yerden yine ses getirmeye başladı diyor. Amman bukez bu kadar uzun süre ortalıktan kaybolup bizi bazı haramilere karşı korumasız bırakmasın diye de ilave ediyor. Aman hocam Adalet hanım öldü. Adil amca yoğun bakımda. Ve halk bundan dolayı çok tedirgin. Lütfen bir süreliğine de olsa ortalıktan kaybolmayın. Sayın Hasan Taçoy , DP’de bozulan buzdolabının yerine başka bir buzdolabı alındığı söyleniyor. Bozulan Anayasa’yı da buzdolabına koyarak bekletmeye almışsınız. Aslında Anayasa ve babayasaların değişmesinde acelemiz ne diye soranlardanım? 1915 İngiliz Yasaları ile hayatımızı idame ettirirken hatta o yasalarda kırbaç yeme cezası bile varken ne diye bugünkü yaları tadil ederek başımızı belaya sokalım. Faiz bileşerek katmer katmer giderken.Millet Mazbata belası nedeni ile inileyerek uyanırken, siz siyasilerde verilen emir sonrasında demiri keserken yasaların değiştirilmesinde acelemiz ne değimli? Maksat prematüre bebek KKTC’nin fişe takılı olarak hayatını idame ettirmesi değimli? Eee hade fon deep yapalım. Sayın Faiz Sucuoğlu, ne yalan söyleyeyim siyaset alanına bir girdiniz pir girdiniz. Elinizde neşter şişlik gördüğünüz yere sallıyorsunuz. Hızınızı alamadınız kasatura ile çamları deviriyorsunuz. Doktorum devirdiğiniz çamlar sonrasında inan memlekette bıraktık ormanı ve korulukları tek tük çam bile kalmayacak. Hız azaltsanız diyorum. Nasıl olsa Anayasa için acelemiz yok. Bari babayasadan da olmayalım. Ne dersin? Sayın Mehmet Bicen Üreticiler Birliği başkanı olarak sesin dört oktav gücünde çıkmaya başladı. Patatesler Mersin kapısına gidip kapının kapalı olduğunu görünce yalla geri dönmüş diyorlar. Geçen gün Sayın Başbakana, Elye Cumhuriyetinde, patatesler döndü demişsin o da ne patatesi haberim yok. Ben patates yerine yüce devletimizin devamı ‘Bekasının’ bekçisiyim demiş. Ah be Mehmet gardaş, devletin devamlılığı dururken devletin esas dinamosu olan halkı kim takar. Bu siyasilerin baba adı hıdır, elerinden gelen budur. Va mı başka izah tarzı Mehmet’im. Sayın Aliçetin Amcaoğlu, Gönyeli kazan sen kepçe Amca oğlu için potinlerin mesosolasını eritiyormuşsun. Sevgili Aliçetin bak senin tak kapı gezmelerinden birileri sinir küpü oldu. Yüzü ‘Benli’ birisi elde gubur ve piyade tüfeği kaybedersem memleketi birilerine dar edeceğim diyormuş. Ben halkın kapsama alanından çıkmadım. Bataryam daha zayıflamadı. Nasıl olur da ‘Olgun’ ve kibar birisi halkın kapsama alanına ben çıkmadan girer diyormuş. Ah be Aliçetin ah birilerine bal demekle ağız tatlanmaz sözünü hatırlatsana.  Sayın Mehmet Levent, gardaş bu aralar sesin çıkmıyor. Elam’a bile bizim taraftan oy verenlerin bizimkilerine oy vermemesine ne buyuruyorsun? Yada Rum İçişleri Bakanının Denizi azarlamasına ne diyeceksin? Sevgili Mehmet galiba hem arkadan Brütüs’ler hançerlemeye devam ediyor hemde Sezar’lar çok güvendikleri için hançerden nasibini alıyor. Ah be Mehmet gardaş balı olan arının iğnesi de olduğunu bu Brütüs’lere göstermemenin galiba cezasını çekiyoruz. Ne dersin? Sayın Naim Zorali, Mehmetçik Belediye Başkanı Beyazit Adalıer ile ilgili davayı bir süre önce Lefkoşa Mahkemesinde dosyaladığınızı öğrenmiştik. Boysan Boyra tarafından dosyalanan dava için ara emri başvurusunda da bulunacağınızı duymuştuk. Sahi ama o dava ne oldu? Teşbihte hata olmasın ama galiba dinsizin hakkından imansız da bukez gelemedi. Baksana bir trilyonu babasının malı gibi bağışlayan adam hiçbirşey olmamış gibi göz süzüp, seçim sandığına bıyık burmaya devam ediyor. Sayın Türkay Tokel, nihayet muradınıza ererek LAÜ mütevelli Heyeti Başkanı isimli dünyalar güzelinin aklını çelmişsiniz. Vallahi kızın gözünün göz süzmesinden  sizde olduğunu anlamıştık. Ama ortağınız bir türlü rahat bırakmadı ki. Haziran sonundaki seçimler için Güzelyurt Bölgesinde kılıcı çekmiş hayda bre pehlivan diye ortaya çıkmışsınız. ‘Siyaset Arenasında’ Hodri Meydan çekmeniz, bazılarını ürküttümü? Malum bölgede ‘Malkoçoğlu’ gibi anılmak kolay değil. Kolay gelsin. Sayın Kazım And, hiçbir menfaat gütmeden halk adına yürüttüğünüz faiz, mazbata ve çek yasaları halkın gönlünde taht kurmanıza neden oldu. Ancak halkın gönlünde kurduğunuz taht ne kadar büyük olursa olsun, buna paralel olarak birileri tarafından ekilen nefret tohumları da karpuz gibi büyüyor. Dışı yeşil içi kırmızı olan bu karpuzların çekirdekleri sizi rahatsız edebilir. Bu nedenle halk Pazartesi günü bu içi kırmızı dışı yeşil karpuzu ekenlere dur demek için Meclis önünde toplanıyormuş. Fırtınanın esintileri şimdiden gelmeye başladı. Kolay gelsin mi diyelim? Sayın Ünal Çağıner, Frigya Kralı Midas gibi dokunduğunuz her şey altına dönüşüyor. Tanrı Dionisos’un, Silenos’a yeniden kavuşması şerefine Midas’a bahşettiği  "Her dokunduğu şey altın olsun’ lütfünden sonra bakıyorum sizin kapıdan her girenin potininin altından altın dökülüyor. Kuma bastın mangır. Denize girdin çil çil Törkiş Lira. Betona dokandın ayak bastı parası. Para basma makinesi guvvetli. Kolay gelsin. Haaa yasa diye bir şey varmış. Yenirmi? İçilirmi? Diye sorsam ayıp olmaz değilmi? Nasıl olsa anamızı öpen kadı. Kime anlatacağız halimizi. Sayın Asım Akansoy, allayıp pullayıp süslediğiniz güzeller güzeli Anayasa birileri tarafından beğenilmemiş diyorlar. Nikah tarihini belirlemek için gittiğiniz zaman ev sahipleri evden kaçarak sizleri yalnız bırakmışlar. Bizim dünyalar güzeli Anayasa kızımızı ‘Babayasa’ya kaptıracak gözümüz yok demişler. Buraya kadar güzelde 29 Haziran’dan sonra atılacak olan nikah imzaları için ne düşünüyorsunuz. Nişan yüzükleri takıldı ama kız başka birisine gönlünü kaptırdı. Siz hala daha kız benim nişanlım, başkası ile flört edebilir ama tapusu bende diyorsunuz.  Eee buda olsa olsa yeşil ile kırmızının karışımından elde edilen renk olsa gerek. ***** Üç inek yapmak!!! Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran Türkiye, dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa Uruguay'dan getirmeyi başardı.   Yeterli ineğimiz yok çünkü. Koyun sayımız iyi. Öküz de getireceklerdi aslında. Şöyle bi baktılar etrafa... Eee, yeteri kadar var. Var ama, hayvan başka şey... Hayvancılık başka şey maalesef.   Bu Uruguay'dan ilk önce Lugano gelmişti bize. Bonservisi 6.5 milyon Euro'ydu, 4 yılda ödenen para 14.5 milyon Euro... Uruguay ineklerinin tanesi, 1.800 Euro... 8 bin tane gelecek, onlar da 14.5 milyon Euro...   Hadi diyelim, inek yetiştiremiyoruz... Bi tane Lugano yetiştirip Uruguay'a göndermeyi becerebilseydik, inekler bedavaya gelecekti yani...   O nedenle, Lugano'nun kaptanı olduğu Uruguay milli takımı Dünya Kupası'na katılıyor... Biz ise Uruguay ineklerinden mangal yapıp, Kupa'yı televizyondan seyrediyoruz anca.   Top çevirmeyi bırakıp, kıyaslarsak... Türkiye'nin nüfusu 74 milyon. Alt tarafı 10 milyon ineği var. Uruguay alt tarafı 4 milyon kişi. 13 milyon ineği var.   Netice itibariyle özet yaparsak Mesele, üç çocuk yapmak değil Yeğennn! Mesele, üç inek yapmak ....!! ***** Fıkra Acele etme kızım Uçak New York'a yaklaşırken iki pilot konuşmaktadırlar. Ne var ki mikrofon açık kalmıştır ve konuşulanlar bütün yolcularca dinlenmektedir. - New York'a iner inmez, önce ılık bir banyo yapacağım. Sonra buzlu bir duble viski içeceğim, sonra da o sarışın saçlı, uzun bacaklı hostesle...... Bunları duyan sarışın saçlı uzun bacaklı hostes hemen pilot kabinine doğru koşmaya başlar. Yaşlı bir yolcu, hostesin yolunu keser: - Acele etme kızım. Bırak da rahat rahat viskisini içsin. ***** Günün Sözü Alim sanma her gideni mektebe Ahlak yoksa yok ilimde mertebe Ne fark eder tut ki cübbe giydirsen Paye versen kitap yüklü merkebe ****** Günün Fotoğrafı günün fotosu                     mersedes irsen küçük 2 güvercin zıpla    

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.