SAHİBİNE MESAJLAR 2 HAZİRAN
Taner ULUTAŞ
02 Haziran 2014 Pazartesi 12:56
Sayın Mehmet Çakıcı AD-HOC Komitede halkın menfaati için yaptığınız girişimler çok takdir topluyor. Özellikle Faiz ve Mazbata Komitesi sizin için çok olumlu şeyler söylüyor. Sizi öve öve göklere çıkartırken dik duruşunuzu ve halkın yanında yer almanızdan da övgü ile bahsediyor. Bazı vekillerin sizden tüyo alması gerektiği öne sürülürken, kol kola girdikleri ensesi kalın gerdanı saklık kişilerin emir ve komuta zincirinden de ayrılmaları gerektiğine de vurgu yapılıyor. Siyaset baba mirası gibi yanan mum gibidir. Yandıkça erir ve biter. Ama maşallah sizin Siyaset Gandilinin yağı bakıyorum gittikçe fazlalaşıyor. Golorambicik gibi az ışık vermekten çıktı torch lighta döndü. Sayın Erol Muhtaroğlu, deneyimli bir Avukat olarak, Yeniden Yapılandırma Yasasına ilave edilecek Taksitlendirme yasasında önemli noktaları tespit etmeniz ve bunları Faiz ve Mazbata Komitesine bilgi olarak aktarmanız, sizin hukukta ne kadar deneyimli bir kişiliğe sahip olduğunuzu gösteriyor. Bazı ‘LİLLİCİ’ Avukatların aksine halkın bu sıkıntıdan kurtulması ve Mazbata belasından dolayı hapse gönderilmemesi için çalışmanız takdir topladı. Bazı Avukatlara tepki giderek büyürken sizin gibilerine de övgü seli akıyor. Sayın Muhtaroğlu baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar. Değilmi? Sayın Ersin Tatar, galiba eskiden kalma eleştirilerden dolayı sana bir özür borcumuz var. Bu özür borcunun faizlerini silersen ve anaparasını bırakırsan hemen ödeyelim ve borcumuzu kapalım diyorum. AD-HOC Komitede halk adına verdiğin savaşta destan yazdığın söyleniyor. Sana övgü ve takdir yalnız bizden değil halktan da gelmeye başladı. Seçim rüzgârının kemanını çaldığı ve oy damlalarının senin pusuluna vurduğu bir seçimde koltuğuna uzanıp hayalini kurduğun ve keşke dediğin o yeniden seçilme güzellikleri senin olsun. Çünkü son zamanlardaki halkın yanındaki duruşun ile bunu fazlası ile hak ediyorsun. Sayın Sunat Atun, halk hükümetten el aman çekerken sizde Dipkarpaz Belediye Başkanından etek silkiyormuşsunuz. Nuh deyip Peygamer demeyen başkanınız sizin prestij ve Haziran sonu yapılacak seçimde oylarınızda erozyona neden oluyor. Dipkarpaz Belediyesinde çalışan insanlar ekmek derdine düşmüşken sizin başkan onları mahkemeye vererek sinekten yağ çıkartmaya çalışıyor. Balı tuttuğu için balı yalamakla meşgul sizin Belediye Başkanına, Balcının bal tası varsa,oduncunun baltası var desek ayıp kaçmaz değimli? Ama dikkat edin oduncu hızını alamayıp sizin oyları da budarsa o zaman sizin partinize yazık olmazmı? Sayın Ahmet Çaluda, Güzelyurt’ta geçirdiğiniz feci trafik kazasından sonra kaldırıldığınız Telefon Dairesi Acil Servisinde iyileştiğinizi öğrendik. Feci kaza sonrasında Siyasi mevta olarak defnedildiğinizi ve Tarihin siyasi çöplüğünde yerinizi aldıktan sonra elinizi ve eteğinizi siyasetten çektiğinizi bütün yoğunluğunuzu Telefon Dairesindeki işinize verdiğinizi öğrendik. Sayın Çaluda, parti ileri gelenlerinin size yaptırdığı yanlışların ceremesini siz çektiniz. Ah ki ne ah balık ağa girince gözü açılırmış derler ya sanırım sizin de yaşananlardan sonra gözünüz açıldı ama To Late. Sayın Ertuğrul Hasipoğlu, kendinizi bu ölümlü dünyada sağlığı düzelteceğim diyerek çok hırpaladınız. Size ara sıra ‘Çek - Up’ yaptırın önerimizi nazarı dikkate bile almamanız size pahalıya mal olarak sizi siyasi mevta konumuna soktu. Siyaset otonuzun makinesi mangos etti. Sparklar yağlandığı için teklemeye başladı. Girne Hastanesi başımı ağrıtıyor. Lefkoşa’ya gitsinler. 15 dakikalık yol derken sizde bu 15 dakikalık yolda tomofili tumba ettiniz. Siyasetçi olarak kırdığınız potlardan dolayı belki koltuk altınızdan çekildi ama insan gibi insan olmanız nedeniyle halkın büyük bölümünün içinde size duydukları sevgi hala daha devam ediyor doktorum. Sayın Ahmet Kaşif, Ulaştırma bakanlığına yaptığınız çek –up sonrasında hastalıklara teşhis koyduğunuzu öğrendik. Elde dinleme cihazı bakanlığın bütün vücudunu dinlediğinizi ve tekleyen kısımlara neşter attığınızı söylüyorlar. Eeee nasıl gölde su eksik olmazsa sizde deneyimleriniz nedeniyle hastalığı tespit tükenmez değimli? Araba ‘Tumba’ olmak üzereyken manevralar ile dümeni düzeltmeniz durumu kurtardı. Bilgiden üstün kazanç olmaz,çünkü kimse çalamaz değimli doktorum. Sayın Turgay Avcı, AKP’nin ilk göz ağrısı olarak siyaset arenasında sessiz ve sakin işi götürürken son günlerde gül cemalini göremiyoruz. Hayrola fırtına dindi ama sen hala daha kayıpları oynuyorsun. Sayın Avcı, AK Parti desteği ile Veziri Azam koltuğuna oturacağınızı beklerken tümden ortalıktan yok olmanız siyasetin ne kadar acımasız olduğunu size göstertti değimli? Vallahi ne diyelim. Siyaset turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır içmeyenin ağzı sulanır değimli? Sayın Beyazıt Adalıer, hakkınızda dosyalanan davalar sizi fazlası ile öfkelendirmişti. Bir ara Mahkeme ile Mehmetçik arasında ‘Rammi ‘ yapıyordunuz. Stres ve sinir hat safha olduğu için Mehmetçik ve bağlı olduğu köylerin çöp bidonlarının ve çöp yığınlarının arasında geçerken küfürlü hicaz faslından beste ve güfte yaptığınız Mahkeme sonrasında da bu küfürlü beste ve güfteleri piyasaya sürdüğünüz söyleniyordu. Şimdi Halkın kapsama alanından zayıflayan bataryalarınız nedeni ile çıktıktan sonra gönül hanelerine ulaşamamanıza ne diyeceksiniz? Başkan yol yakından gel sen bu sevdadan vazgeç. Seçimi kaybedip rezil olduktan sonra on parmağın birisini ısırıp sızısını ayak parmakları da dahil 20’sinde hisedeceksin. Sayın Oktay Kayalp, son günlerde size yönelik saldırılar yoğunlaştı. Köpek barınaklarından tutun da B…. Göletine dönüştürdüğünüz iddia edilen yerler Sosyal Paylaşım sitelerinde peşi sıra bir birini izliyor. Başkan birileri kazanacağınızdan mı korktu yoksa sizin de bu yöndeki hatalarınız zamanı geldiği için mi ortaya dökülüyor. Birinci şık doğru ise meyve veren ağaç taşlanır ama dallarının bir kısmı kırılsa bile meyve vermeye devam eder. Yok ikinci şık doğruysa meyve veren ağaç kurtlandı. Yaşlandı ve ağır ağır kuruyor mu diyelim? Başkan büyüklerimiz gerçekleri Türkan Şoray, tarihi de Gönül Yazar kaleme alır der. Bu nedenle halkın kapsama alanı dışına çıkmamak için bataryanızı full yaparak Türkan Şoray’ın peşinden gidiniz. Yok, Gönül Yazar’ın peşinden gideceksen Tarihin siyasi çöplüğünde yerin hazır. Dikkat et. Sayın Sonay Adem, Mağusa’da Kayalp’in çıkması için gındırılan Pandoranın kutusunu var gücünüz ile kapatmaya çalışıyormuşsunuz. Kutunun üzerine koyduğunuz ‘Gulle’ ile kapak imkansız açılmaz diyormuşsunuz. Mağusa Belediye binasını ‘Şirro’ ile dümdüz edip, cilindiri ile üstünden geçtikten sonra yeniden inşa edeceğim diye de ilave ediyormuşsunuz. Vallahi ne diyelim. Kolay gelsin derken bu dünya etme bulma dünyası. Eli ile eden boynu ve koltuğu ile çeker diyelim. ***** TAŞLAMALAR Çıktık açık alınla, 30 yılda Zübükler yarattık siyasetçi kılığında Otlanmaktan usanmadı Zübükler, dürüst siyasetçiler sokağında, Bıyık burdu, bel büktü, yeri geldi yağdanlık ve Efendimci oldu Ülkeyi birilerine peşkeş çekerken utanmadı küpünü doldurdu Kıbrıslı Türkler olarak meydanlarda o gün çocuklar gibi şendik Ancak ‘Barra ‘ diyenlerin yeteneksizliklerini görünce dellendik 3’ncü İnönü Meydan Muharebesi Barra denilince kazanılır sandık Meydandan sonra Barra’yı yiyenin halk olduğunu görünce ayıldık Gazeteler gelin seçimde vekilleri sil baştan değiştirelim diyor Hanya Girit’te, Konya’ da Türkiye’deymiş ısbatlayacağını söylüyor Vekillikler fora, siyasiler tüm mal varlıklarını giderken açıklasın Çocuk, kızkardeş, ana babanın üstündekilere de bir zahmet bakılsın şşşt öyle yağma yok karpuz olmadan hellim ekmek yemezler Atı alan Üsküdar’ı geçti Beykoz sırtlarındaymış söylemezler Minareyi çalarken kılıf çoktan hazırlandı, minare içine girdi Okus Pokus ile kılıftan çıkan cukkalar birilerinin cebe indi Bizlere zam kazığı onlara dondurmalı ekmek kadayıfı Bizler kazıktan koltuğa otururken onlar yudumluyor hoşafı Her zam sonrası kıynıksız kazık sandalyeye oturtmadı Zeytin yağsız hart diye geçirilen kazık bile acıtmadı Ana, Yavru ve Nurlu Ufuklar edebiyatı bir milyon kez basılmakta Artık alıcısı çıkmadığı için bu nutuklara angarta diye bakılmakta Karpaz insanı işsizlikten kurtulamamanın ızdırabını çekmekte Vekillerin tuzu kuru hepsi mal ve para ile karun katında gezmekte Fasulyenin yahnisi gitti geldi aynisi değil yersen yoğurt içersen ayran Fasulyenin dibi tuttu ayran ekşidi sulu yoğurta baktık hayran hayran Karpuzun dışı yeşil içi kırmızı olmuyor bakıyoruz ahmak ahmak Emek ile sermayeden bozma renkten dolayı karpuz oldu gabak ****** Fıkra Milletvekilleri Amerika'dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne çıkan Kemal Derviş; - Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş. Arkasından da sormuş: - Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer? Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş - 26 milyon dolar... - Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki... - Ben, 70 milyona bölmedim ki... - Kaça böldün? - 550'ye! ..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.