26 Kasım 2024
  • Lefkoşa11°C
  • Mağusa9°C
  • Girne13°C
  • Güzelyurt9°C
  • İskele9°C
  • İstanbul9°C
  • Ankara3°C

SAHİ AMA GREVLERİN AMACI NEYDİ?

Taner ULUTAŞ

20 Aralık 2016 Salı 09:07

Kıbrıslı Türkler olarak nedense kaybettiğimiz eşeğimizi birileri bize buldurduğu vakit, neredeyse çiftetelli oynama noktasına geliyoruz. Hepimizi derinden yaralayıp üzen bir trafik kazasının nedenlerini haklı olarak ortaya atıp, yollara düştük. Başbakanlık önünde kapıları kırıp, polis de darp ettik. Bu kazaya, Suudi saatinin neden olduğunu ve Suudi İmamının saati yerine Doğanın saatinin kullanılması gerektiği vurgulanarak, sivil itaatsizlik dâhil herşeyin yapılacağı belirtildi. Kısmen de tüm bu durumlar hayata geçirildi.

Yollara dökülürken, sendikaların amacı öğrencilerin, sabahın köründe, karanlıklarda yola çıkmasın, bu soğukta okullarda beklemesindi.  Hükümet saatten geri adım atmam, diye diretip mesaileri yarım saat ileri atınca sendikalar olarak tamam deyip, birden ohtocuğun arkasındaki eşeğimizi görüp, bulduğumuza sevindik. Ve tabi ki yelkenleri indirerek, eğitiminden kısıntıya gittiğimiz öğrenci, saatinden çaldığımız çalışanı boş verdik.

Eğitimde zaten sıkıntılı olan zaman dilimi daha da kısaltılınca, çocuklarımızın eğitim ibresi yukarılara mı çıkacak? Yol Emirnamesi ile yüksek tonajlı kamyonların Anayollarda seyretmesi yarım saat ileriye atılınca sanayici, esnaf, iş adamı bundan etkilenmeyecek mi? Sorularına cevap aramak yerine boş vermeyi tercih ettik. Yüksek tonajlı Kamyonların yola çıkma saati yarım saat daha geç olunca, kamyon sürücüsü erken yola çıksa vay, çıkmasa vay, modeline dönüştü. İş tam bir Kördüğüm oldu. Büyük İskender çıkacak kılıcı vurup kördüğümü çözecek dedik. Meğer Büyük İskender’in geçen süre içerisinde kılıcı paslandığı için kördüğümü çözmek yerine daha da katmerleştirdi.

Peki, Değirmenlik Dağ Yolunda meydana gelen üzücü trafik kazası öne sürülerek,  haftalardır devam eden eylem ve grevler belirtilen amaçlarla örtüştü mü? Bence hayır. Hükümet ile sendikaların, eğitim ve mesai süresinin kısaltılması yönünde vardıkları anlaşma, bence sorunların çözümüne çare olmadı. Hele hele öğrencilerin okula gidiş saatleri ile ilgili kaotik ortam tam bir kördüğüme dönüştü. Meydana gelen anomali belki hız kesti ama halen devam ediyor. Devlette çalışanla özelde çalışan arasındaki ayrım daha da derinleşerek kendini olanca haşmeti ile gösteriyor.

Bence burada kazanan hükümet oldu. Hükümet bitti, bitiyor ruhuna el fatiha, erken seçime hazır olun denildiği noktada, sendikalara Messi vari çalım atarak, prestijini artırdı. Sendikalar ise halk nezdindeki güvenirliğini yitirirken, zayıflayan bataryaları nedeni ile vatandaşın kapsama alanından çıkmaya başladı.

Milletin eylem ve grevlerde anası ağlarken, meğer sendikalar, perde gerisinde,  makam odalardaki koltuklarda, playback yapmayı tercih etmiş.

Sahibine mesajlar

Sn. Serdar Denktaş, vallahi size söyleyecek söz bulamıyorum. Ağır sıklet güreşinde, sendikaları öyle bir kündeye getirdiniz ki, garibim sendikalar tuş olmaktan kurtulamadı. Ünlü düşünürler, nişanlıyken erkek konuşur kız dinler. Evlenince ikisi konuşur mahalle dinler der. Ama bugün bu sözün yerini, grev ve eylem başlayınca Sendikalar konuşur, ancak hemen sonra Serdar Konuşarak son noktayı kor aldı.

**

Sn. Ali Sakinsel, sendikalarda burjuva hayatı yaşayan sözde devrimciler ve  göstermelik sendikal çıkar birlikteliği olan boş menfaat grupları, olduğu sürece sendikal mücadele içerisinde olmamıza gerek yok. Bizler halk içerisine halkla birlikte olan bireyleriz. Mevcut sendikalar ile birlikte hareket etmeyeceğiz açıklamana söyleyecek söz bulamıyorum. Sn. Sakinsel, sendikalar ile birlikte imar ettiğimiz şekerden evimiz. Buzdan hayallerimiz vardı. Ne yazık ki dün yağmur yağdı. Bilmem anlatabildi mi?

**

Sn. Kamil Gilanlıoğlu  maşallah Güzelyurt’ta aile çok geniş.  Güzlyurt ta çok sevilen bir kişi olarak Cumhurbaşkanı Akıncı’nın  seçim ofisi başkanı olarak Akıncı’ya verdiğiniz destek ile Akıncı’yı ilk turda Güzelyurt’ta 1. Sırada çıkardığınız söyleniyor. Bizim Minik Kuşlar, Güzelyurt’ta halkın kapsama alanında sürekli gezinen ve çıkmayan Gilanlıoğlu seçimlerde neden Milletvekili seçilmesin diyor.

**

Sn. Tuncer Tayançlı, yıllardır spor yatağına, hakem gömleği ve hakem pijamaları ile yatıp kalkıyorsunuz. Sahalarda basmadık yer bırakmamakla ünlenmiştiniz. Ama hakem camiasında basmadık yer bırakmamanıza karşın şu meşhur MYK koltuğuna bir türlü ayak basmamanız çok manidar karşılanıyor. Sevgili Tuncer MYK bir otomobil gibidir. Yedek parçaları yıprandığı için sürekli değiştirilmesi gerekir. Senin gibi yıpranmamış bir parça beklerken neden parçalar değiştirilmiyor?

**

Sn. Kemal Uçaner hazmedemiyorum. Sürekli facebook’ tan da ağlamayı istemiyorum. Ama BİZ neden antreman yapıyoruz ve sakatlanınca tedavi olmak için iğne yiyoruz diyerek hakemlere ima yolu ile eleştiri gönderiyorsun. Eminim bu eleştirilerin birçoğunda da haklılık payı var. Bazı hakemlere verilen yetkiler nedeni ile kendilerini kaf dağında görmeye başlıyorlar. Bir başka deyişle deveye cilve yap demişler dokuz dükkânı yerle bir etmiş modeli. Ne diyelim ne onlarsız nede onlarla olmuyor değilmi?

**

Sn. Zeki çeler, Meclisi Mebusan’ın ceylan derili koltuklarından, yaptığın eleştiriler ile yanlışları vekillerin gözüne sokarak meclisin içerisinde kelebek gibi uçar arı gibi sokuyorsun. Sevgili Zeki, şimdilerde zayıflayan bataryaları nedeni ile şebeke hatasından dolayı kapsama alanı dışında kalan birçok vekil yerine sen full çeken hattınla ve arkana aldığın gençler ile yalnız meclisin koltuklarında değil sokaklarda da uçuyorsun.

**

Sn. Salih Demircigil sendikalar, sahte umut pompalayıp kağıttan kaplan rolüne girmemeleri gerekirdi. Yutacakları kemiğin bir yerlerinden çıkıp çıkmayacağını hesap etmeleri gerekirdi. Haklı olarak niye bu defa da halkın umutlarını gömme çabası içerisine girdiler diyorsun. Ah Salih beyciğim burası KKTC For Ever, burada kimin eli kimin cebinde kimse bilmiyor desem.

Sn. Yeşim Dede, bizim Minik Kuşlar, Yeniboğaziçi köyünde çok geniş bir aileye mensup olduğunuzu bölgede çok sevildiğinizi bunun yanısıra,  DAÜ ‘de öğretim üyesi olmanızın siyasette size önemli bir artı getirdiğini söylüyor. Sn. Dede, kızlar  beyaz yatlı prenslerini beklerken, sizi Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusan’ın ceylan derili koltukların beklediği söyleniyor. Hadde hayırlısı diyelim.

**

Sn. Ayşegül Özmen Garabli, eylem daha kalkmamışmış. Bundan sonra çıpana yaparak mı devam edecek diyorsun. Yok hocanım, hem pirili hem lingiri, hemde altıda half time on iki golde biter ‘Çullisine’ maçlar ile devam edecek.

**

Sn. Murat Girgen tam bir hafta önce, elektrik voltaj dengesizliğinden veya hava şartlarından restoranımdaki cihazların tamamı yandı. Zarar €20,000. Sigortamız olan,  Sigortayı aradık. Ne gelen var ne giden var diyorsun. Da, sevgili Murat, bizde bazı sigortalar parayı alırken, ellerinin refleksleri çok seri, ama verirken genetiklerindeki arıza nedeni ile elleri çok yavaş ve titreyerek çalışır. 

Günün Sözü

İnsan Kalıbıyla değil,

Kişiliğiyle, onuruyla

Düşüncesiyle

Ve

Yüreğiyle ağırlığını koyar

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.