SAĞLIK BAKANLIĞI İHALELERİ İÇİN İLGİNÇ İDDİALAR!
Cenk DİLER
15 Kasım 2014 Cumartesi 10:22
Devlet İhale Tüzüğü’nün 13. (1) Maddesi; “Merkezi İhale Komisyonu ihale duyurusunda belirtilen ihale saatinde teklif kutusunu isteklilerle birlikte hazır bulunanlar önünde açar. (2) (A) Kuralına uygun olarak hazırlanan zarflar, isteklilerle birlikte hazır bulunanlar önünde açılır ve incelenir. Bu hususlara uygun olmayan zarflar bir tutanakla belirlenerek değerlendirmeye alınmaz.” demektedir. Merkezi İhale Komisyonu, 31 Ekim 2014 günü, rutin toplantılarından birini daha yapar ve herkesin önünde uygun olan teklifler ilan edilir. İlgili ihale; Sağlık Bakanlığı’na ait, 348/2014 sayılı “Ortopedi ve Beyin Cerrahisi Malzemeleri” ihalesidir. “Açılan zarflar içerisinde 6 adet teklif, uygun bulunup değerlendirmeye alınır. Değerlendirmeye alınan teklif sahiplerinden “en uygun teklifi” veren firme ihaleyi kazanacaktır. Tekliflerin ayrıntılarına ulaşmak isteyenler vermiş olduğum Merkezi İhale Komisyon Başkanlığı resmi web sayfasındaki aşağıdaki linkine müracaat edebilirler. Ne ilginç tesadüftür ki, şartname detaylarına bu linkten ulaşılamıyor!! (http://www.kktcihale.net/apex/f?p=477:25:2676356827578751::NO::P25_ID:2052). Buraya kadar her şey normal görünebilir. Ama ne yazık ki göründüğü gibi değil. Bu 6 firma dışında ihale dışı bırakılan 2 firma daha var. İhalenin değerlendirilmesine 15 gün içerisinde başlanıp, 1 ay içerisinde de sonuçlandırılması gerekiyor. Umalım ki değerlendirmeye başlanmış ve sonuca yaklaşılmış olsun. Bekleyip göreceğiz. Esas meselemize ve iddialara gelelim. Mantıken, ihalenin başlangıç şartlarını yerine getiremeyip ihale dışı bırakılanlardan mal alınmaması gerekiyor değil mi? Şekli şartları bile yerine getiremeyenlerin, teknik şartları nasıl yerine getireceğine kim, nasıl bir güvence verebilir ki? Şimdi hastanelerimize malzeme verenlerin kimler olması lazım? En azından ihale dışı bırakılanların olmaması lazım değil mi? Peki, öyle mi? Hayır! Tam tersi iddia ediliyor. 6 teklif veren ve geçici teminat yatıran firmalar köşeye itilerek, ihale dışı kalan firmalardan malzeme alındığı iddiaları ortalığı sarmış durumda. Doktorlar da ne yapacağını şaşırmış. Bu konu çok önemli! Mutlaka çok kısa zamanda çözüme kavuşturulmalı. “Atı alan Üsküdar’ı geçmemeli” Söylentiler hiç hoş değil… Kulağımıza geldikçe sizlerle de paylaşacağız. Akraba, eş, dost kayırmacılığı sağlığımıza da mı nüfus ediyor? Bu konunun çok başlar yediği, “çok gidip gelmelere” vesile olduğu konuları ayyuka çıkmış. Gidenler neden gitmiş? Geriye dönerken, neyi halletmişler de dönmüşler? Sağlık Bakanı acaba konulardan haberdar mı? Olmaması mümkün mü? Değilse durum daha da vahim! Bazı şirketlerin “gizli” ortakları arasında, bazı “mal alıcılarının” da bulunduğu iddialarının doğruluğu araştırılmaya değmez mi? Kimin faturaları “şip şak” ödeniyor? Kimininki “nadasa” bırakılıyor? Bunun araştırılması size bir fikir veremez mi? Bu malzemeler, örneğin geçtiğimiz 5 yıl içerisinde kimlerden ve ne tutarda alınmıştır? Buz gibi malını verip parasını 6 ayda zor alan firmalar olabileceği gibi, “tak fişi bitir işi” misali “şip şak” parasını alan firmalar da mevcut mu? Hakkı olan firmalara paralarının ödenmesi geciktiriliyor mu? Geciktiriliyorsa bundan güdülen amaç nedir? İnanın ki diğer firmaların ismini bile öğrenmek istemedim. Hiç de gerek yok! Yeter ki; Bu yazımızı Sağlık Bakanı bir ihbar olarak kabul etsin. Merkezi İhale Komisyon Başkanı bir ihbar olarak kabul etsin. Sayıştay Başkanı bir ihbar olarak kabul etsin. Bunlardan daha da önemlisi; HALK ihbar olarak kabul edip, KAHROLASI POPÜLİZMİN sağlığımıza da karışmasına izin vermesin. Konunun takipçisi olalım. ** ** **
Döndürekler, Topaçlar, Vantilatörler…
Detay Gazetesi, bir zaman evvel muhteşem bir manşet atmıştı. Bu manşet altında çok şeker bir etek resmi vardı. Acaba o eteği hak edenler sırtında da resmedecek misiniz? Eteği bir vantilatöre, pervaneye, topaca da giydirebilirsiniz. Topaç’ın pek tabii kaytanı da önemli. Biliyorsunuz, topaç kaytan olmazsa dönemez. Topaca kaytanlık edenler de, en az dönen topaç kadar suçludurlar. Siyasetin bu kadar ayağa düşmesine, NEMA ve RANT uğruna yerlerde süründürülmesine, bütün hayatları bireysel ve ailesel çıkar üzerine kurulanlara yazıklar olsun. HALK her 4-5 yılda bir aylarca meşgul ediliyor. Türlü çirkin ve kirli menfaatlerle kandırılmaya çalışılıyor. Afişlere, bezlere, bildirilere, kâğıt parçalarına milyonlar harcanıyor. Bu gibi insanlar seçiliyor. Bu gibilerin topluma verdikleri ne var? Hangi toplumsal vaatlerini gerçekleştirdiler? Kendilerine çalışmaktan başka ne yaptılar? Vekil transferini yasaklayacaklardı ha? Siyasal Partiler Yasası’nı değiştireceklerdi ha? Anayasa mı dediniz? Seçim ve Halk Oylaması Yasası? Lingiri… Pirilli… Saklanbaç… Dutmaca… “İ” Sende… Uzun Eşşek… Yakantop… Siyaset?! [review]
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.