SAĞLIK…

Bu yazımı kesinlikle mesleğine âşık topluma hizmet veren Doktorlarımızı tenzih ederek başlamak istiyorum
Ülkemizdeki en önemli sorun maalesef sağlık sorunu. Yıllardır toplum lehine verimli çalışabilecek bir Sağlık sistemi kuramadığımızdan dolayı çok ama çok utanmalıyız.
Düşünün yıllardır Meclise gönderdiğimiz en büyük meslek grubu Doktorlarımız. En uzun süre başbakanlık yapan Başbakanımız Doktor.
Kendi meslek gruplarının sorunlarını çözemeyen bu hükümetlerden başka sorunları çözmelerini beklemek herhalde ölü gözünden yaş beklemek olur.
Bunun nasıl bir sorun olduğunu da birkaç örnekle anlatmaya çalışacağım.
Tarih 18 Temmuz 2010 Gülseren kampında mecburi askerliğini yapmakta olan bir genç ERKAY YILDIZ başından G3 tüfeği ile vuruldu. Bunun sonucunda optik görme sistemi hasar gördü. Bu gencimiz için biz gerekeni yaptık deniyormuş. Ortada herhangi bir dava yok. Aile bu genci orduya ve devlete emanet etmiş tek suçu bu.Şimdi bu genç için yeniden görme şansı  var ancak pahalı bir ameliyat olması gerekir.İşte bu noktada bir gencin yeniden görme şansını Devlet ve ordu sorumluluğundan imtina ediyor.Onlar için bir gencin yeniden görme duyusuna sahip olması önemsiz.Burada sormak lazım bu gencimiz fakir bir genç olmasa ve de bizi yöneten kelli felli bir yöneticimizin çocuğu olsa ne olurdu.Ben söyleyeyim bu ameliyatı olur görme duyusunu yeniden kazanır ve dava yoluyla göremediği zamanlar için bolca tazminat alırdı.Ah bu düzen..
Bir yılı aşkın bir süre önce dağ gibi adam Fikri Orakçıoğlu bir özel hastanede bir çıban ameliyatı oldu ve maalesef hayatını kaybetti. Ailenin iddiası doktor hatası olduğu. Gerekli numuneler alındı ve ölüm sebebinin araştırılması için Türkiye’ye Adli tıp enstitüsüne gönderildi. Aradan geçen bunca zaman rağmen ve ailenin bütün ısrarına rağmen bu raporun gelip gelmediği ailenin bilgisine getirilmiyor. Halkın sevdiği bu genç için aile de acılar içinde. Halbuki bu efendiler takımından birisi için böyle bir olay olması halinde gereken çoktan yapılmış ve de yüklüce tazminatlar çoktan halledilmişti.Sorun  Fifri Orakçıoğlu’nun halktan birisi olması.
Aylar önce bir özel hastanede Toplumun tüm değer yargılarını yok edecek olaylar meydana geliyor yargı nerdeyse sürekli karar değiştiriyor,duruşmalar erteleniyor.Yargı hastanenin yeniden faaliyete geçmesinde sakınca görmüyor.Meslek odaları duruma müdahil olarak hastanenin kapalı kalmasını sağlıyor.Adli tıpa gönderilen numunelerin sonuçları net olarak açıklanmış değil toplum hep karanlıkta.Zaman uzatılarak vahşetin boyutunu halkın gözünden uzaklaştırmaya çalışılan eylem ve uygulamalar.
Kırk yılı aşkın bir süredir Güzelyurt’da yaşanan sağlık sorunu. Bunca yıl sonra Güzelyurt’da hala daha geceleyin doktorunuzun size verdiği bir iğneyi saldırabilmek bir yeriniz yok Yeşilyurt’dak CTH’ye gitmeniz lazım.Yıllardır Sağlık bakanları bırakın Güzelyurt’luyu cezalandırmayı ayni zamanda anlı şanlı  CTH’yi kapatmak için her türlü uygulamaya müsaade etmektedir.Doktor kadroları boş.Bu hastanede çalışacak Doktorlar için açılan münhalle alınan doktorlar bir gün bile bu hastaneye uğramıyorlar.Hergün bu hastaneden bir şeyler eksiliyor.Son yıllarda hükümet olanlar Sağlık hizmetleri konusunda Güzelyurt ilçesinin iki beldesi Güzelyurt ve Lefke halkını birbirine düşman edecek eylemler içine girmişlerdir.Ülkede en sık değişen bakanlar Sağlık Bakanları..Her Bakan değiştiğinde maalesef bu yanan ayrıcalık ocağının altına bir odun daha atmaktan başka iş yapmıyor.Bu iki beldeyi birbirine kırdırmadan kazançları ne olacak.Sadece o güzelim CTH’yi birilerine peşkeş çekmek mi?
Ve örgütlü Doktorlarımız ‘’Yeni sağlık reform yasalarının çıkarılması için ‘’ Meclise önlük bırakma eylemi yapıyor. Acaba meclisin en önemli meslek grubunun Doktor olduklarının farkında değiller mi? Bir sağlık Bakanı Doktorlar ikinci iş yapabilirler diye kendini yasaların üzerinde görerek fetva veriyor.
Meclisteki hakimiyet onların kendi sektörel sorunlarını çözemiyorlarsa diğer sektörler hiç beklemesin..