Lefkoşa Rum kesimi ile Atina’nın, önümüzdeki kritik hafta ışığında, tam bir diplomatik hareketlilik içerisinde bulunduğu haber verildi.

Fileleftheros gazetesi “Türkiye Karşısında Cephe- Lefkoşa ve Atina’dan Lobi Meydana Getirilmesi İçin Ortaklarla Perde Gerisinde Temaslar” başlıklı haberinde, Rum-Yunan hükümetlerinin “AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Ankara’ya gerçekleştirdiği ziyaret ile Türkiye hükümetinin, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu aracılığıyla gönderdiği uzlaşmazlık mesajlarının akabinde, Türk provokasyonlarının frenlenmesi için, AB çevrelerinde uygun siyasi ortamı meydana getirmeye çalıştıklarını” öne sürdü.

Gazeteye göre “diplomatik kaynaklar”, Türkiye’nin Brüksel’den bölgedeki ileri sürülen “agresif politikasını” durdurması için kararlılık mesajları almaması halinde, bizzat AB açısından daha büyük problemler meydana getirilmesi için, bu davranışın uzantılarıyla daha da ileriye gitmesinin beklendiğini de ileri sürdü.

Rum-Yunan dışişleri bakanlıklarının sürekli iletişim içerisinde bulunduklarını, aynı zamanda Avrupalı muhataplarıyla ilgili olarak çeşitli gidişatlara yönelik temaslarda bulunulmakta olduğunu da yazan gazete, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın, AB üye devletlerinin dışişleri bakanlarına “Türk saldırganlığının boyutlarını aynı zamanda bölgenin genel anlamda istikrarsızlaşmasının tehlikelerini iletmek istediklerini” belirtti.

Buna paralel olarak “açıkta olan çeşitli AB-Türk cepheleri de bulunduğunu” ve bunların Ankara ile Brüksel’in ilişkilerini geniş çaplı olarak etkilemekte olduğunu da kaydeden gazete, Rum-Yunan hükümetlerinin arzusunun “Erdoğan hükümetine” mesajlar gönderilmesi için baskı yapılması amacıyla, lobi meydana getirilmesi olduğunu ifade etti.

Fransa’nın Rum-Yunan tezlerinin büyük destekçisi olduğu, öte yandan çeşitli başka ülkelerle temaslarda bulunulduğu da kaydedildi.

Lefkoşa Rum kesimi ile Atina’nın ise bugünlerde yapacakları hamleler konusunda “kartlarını kapalı tuttuklarını ve bariz sebeplerle dışarıya bir şey sızmasına izin vermediklerini” de kaydeden gazete, gafil avlama (sürpriz) unsurunun, Rum-Yunan hükümetlerinin kullanmayı istediği diplomatik silahlardan birini daha teşkil ettiğini belirtti.

Gazete, Türkiye hükümetinin, geçtiğimiz Pazartesi günü Borrell ile Çavuşoğlu arasında gerçekleştirilen görüşmeden sonraki tutumunun Rum hükümetinde ciddi endişeye neden olduğunu da kaydetti.

HRİSTODULİDİS

Habere göre, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis ise dün yaptığı açıklamada, Ankara’nın doğal gazdan elde edilecek olan gelirlerin Kıbrıslı Türkler ile Rumlar arasında paylaşılmasına dair ısrarının, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin arzu edilen hedefe dolaylı bir şekilde itiraz edilmesini teşkil ettiğini iddia etti.

Hristodulidis, esas hedefin, Ankara’nın bölgede meydana getirdiğini iddia ettiği gerilimin azaltılması ve Kıbrıs sorununun çözülmesi için diyaloğun yeniden başlaması olduğunu da söyledi.

Hristodulidis, önümüzdeki Pazartesi günü gerçekleştirilecek olan AB Dış İlişkiler Konseyi ve Borrell’den Ankara’da görüşülen şeyler konusunda alınacak bilgilendirmenin akabinde, Borrell’in Türkiye hükümetiyle müzakere yapmak için yetki alıp almayacağına dair bir karar alınacağını da söyledi.

Hristodulidis, Kıbrıs’taki BM Barış Gücünün (UNFICYP) görev süresinin uzatılmasıyla ilgili raporda, müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden başlamasına atıfta bulunulması durumunda, bunun olumlu bir gelişme olacağını da sözlerine ekledi.

Gazete, başka bir haberinde ise, Rum siyasi partilerinin, Türkiye’nin ileri sürülen “yasadışı faaliyetleri” konusunda açıklamalar yapmayı sürdürdüklerine yer verdi.