RUM BASINI: BM EYLÜL AYINDAN ÖNCE FAALİYETTE BULUNMAYACAK

Fileleftheros gazetesi ve diğer gazeteler, Birleşmiş Milletler’in (BM), sonuçsuz kalan sürecin ardından ne yapacağı konusunda yorumsal haberlere yer verdiler.

Haberi “Yenisine Kadar Buzlukta-Türkiye’nin Tavrına, Yeni Temsilcinin Atanmasının Ardından BM’nin Faaliyetine Yönelik Dikkat-Kıbrıs Sorunu: Sonraki Adım Meteor”  başlıklarıyla manşetten ve iç sayfada yer veren gazete BM, AB ve Güney Kıbrıs’ın dikkatini Ankara’ya ve bundan sonra takınacağı tavra çevirdiğini savundu.

İsviçre’deki konferansın sonuçsuz kalmasının ardından Kıbrıs sorununun yeni bir aşamaya girdiğini belirten gazete esas başrol oyuncularının, Kıbrıs sorununa ilişkin gelecekteki  müzakerelere yönelik tüm ihtimallerin açık olmasıyla taktiklerini yeniden belirlemesinin beklendiğini de yazdı.

Gazete, “bilgilere” atıfta bulunarak, BM’nin, Güvenlik Konseyi’ni bilgilendirmesi ve raporu sunması haricinde, Eylül ayından önce herhangi bir faaliyette bulunmayacağını belirtti.

YİNE EIDE’YE SUÇLAMALAR

BM’nin,  istifasını sunması beklenen BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin yerine başka birinin atanmasının ardından, Kıbrıs sorununda yeni bir çaba için adım atacağını savunan gazete, Eide’nin, ülkesindeki seçimler nedeniyle (milletvekili adayı olacağı iddia ediliyor) şöyle veya böyle görevinden ayrılacağını, ayrıca Eide’nin, “olguların kötü değerlendirilmesi ve kötü icraatlarını da zimmetine geçirdiğini” yazdı.   

Gazete, Eide ve grubunun, bir yol haritası şekillendirdiklerini, önkoşullar olmadan, bunu empoze etmeye çalıştığını, bu amaç için de, baskıların Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a dönmesi için çeşitli uluslararası unsurları müdahil ettiğini belirtti.

Söz konusu yol haritasının sonunun, ayrı ayrı referandumların yapılacağı Kasım ayı olduğunu belirten gazete güvenilir bilgilere atıfta bulunarak, amacın, Crans-Montana’da stratejik bir anlaşmanın sağlanması, İsviçre kasabasında kalacak olan teknokratlar tarafından ayrıntıların ve boşlukların doldurulması ve hemen bunun ardından New York’ta Türkiye, Yunanistan, İngiltere başbakanlarının, asker konusunda görüşme yapması olduğunu da yazdı.

Habere göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis,  “Garantiler ve asker-ordu konularının eksik olacağı bir anlaşmayı kabul etmeyeceğini” net bir şekilde dile getirdi.

Gazete aynı haberinin içerisinde Rum tarafının, sürecin sonuçsuz kalmasının ardından iki gidişata yöneldiğini, bunlardan bir tanesinin, çıkmazın kesin hale gelmemesi için müzakerelerin yeniden tekrarlanması, diğerinin ise Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisinde herhangi bir sorun çıkmadan araştırmaların yapılması olduğunu da yazdı.

Gazete aynı haberinin içerisinde “Genel Sekreter Tavuk Yumurta Sorunu Gördü” alt başlıklı haberinde ise, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in önerilerini sunmasının ardından, değişikliklerin yapılması için görüşmelerin ve temasların başladığına atıfta bulunarak   BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs Rum tarafınca ortaya konuların önkoşulları “fazla” olarak addettiğini belirtti.

Habere göre Guterres, önerilerin sunulması sonrasındaki görüşmeler sırasında “tavuk yumurta sorunu” tespit ettiğini dile getirdi.

Guterres ayrıca Kıbrıs Rum tarafınca, garantilerin kaldırılmasına ilişkin talebinin kabul edilmesi durumunda Türkiye’nin, Kıbrıs’ta askerin sonsuza kadar kalması talebini dikkate almasının mümkün olup olmadığı şeklinde bilgilendirme talep ederken Anastasiadis, garantilerin yasal statüsünde esneklik olmasının mümkün olmadığını ayrıca ordunun varlığının gözden geçirilmesinin de kabul edilemeyeceğini ifade etti.

“GUTERRES ARTIK ÇEKİNCELİ”

Fileleftheros gazetesi yukarıdaki başlıkla verdiği haberinde, Crans-Montana’daki görüşmelerin sonuçsuz kalmasına ilişkin olarak BM’de hayal kırıklığı ile düşüncelerin hakim olduğunu yazdı.

Gazete diplomatik kaynaklara atıfta bulunarak, konferansın en olumsuz gelişmesinin, anlaşma sağlanamamasının değil, müdahil tarafların, ucu açık olmasıyla sürecini devam etmesi konusunda mutabık kalmaması olduğunu yazdı.

Konferansın mutlak başarısızlığı nedeniyle, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin gelecekteki herhangi bir çabayı zorlaştıracak gelişmelerin takip etmesi ihtimalinin daha görünür halde olduğunu yazan gazete, yine aynı kaynaklara atıfta bulunarak başarısız olan konferansın arından BM’nin Kıbrıs sorunundaki rolüne ilişkin yeni gerçekliğin ortaya çıktığını belirtti.

Gazete aynı haberinin içerisinde BM ve gelecekte ne olacağına dair ortaya çıkan üç soruya da yer verdi.

Bu sorulara aftta bulunarak, Guterres’in, Güvenlik Konseyi’ne sunacağı UNFICYP raporunda sorumluluk yükleme durumunun olabileceğini yazan gazete ancak diplomatik kaynakların ise gelecekteki çabalar için pencerenin açık tutulmasıyla, eşit mesafenin korunmasına devam edileceği yönünde değerlendirme yaptığını belirtti.

Gazete, Guterres’in, raporunda, BM Barış Gücü misyonunun devam etmesi konusunu gündeme getirmesi durumunun da olabileceğini, ancak böyle bir şeyin beklenmediğini yazdı.

Gazete Guterres’in, “Güvenlik Konseyi’ne ne söyleyeceği” şeklindeki soruyu da gündeme getirdi ve Güvenlik Konseyi’nin 19 Temmuz’da kapalı kapılar ardında bilgilendireceğini 24 Temmuz’da ise raporun oylanacağını belirtti.

Kathimerini gazetesi “Ertesi Gün İçin BM’de Düşünce” başlıkla verdiği haberinde, Crans-Montana’daki konferansın sonuçsuz kalmasının ertesi gününde BM’de ortamın ağır olduğunu ayrıca birçok sorunun da yanıtsız kaldığını yazdı.

Crans-Montana’daki  sonuçlardan aydınlanamayan konulardan birinin de, Guterres’in, “ucu açık” olarak nitelendirilen konferansın sona erdiğini neden duyurduğu şeklinde olduğunu yazan gazete Crans-Montana öncesinde Guterres’in yakın çalışma arkadaşlarının, beklentilerin çözüm ya da (görüşmelerin) çökmesi değil daha çok “ara dönem” durumu olduğu şeklinde değerlendirmelerde bulunduğunu, ancak müzakerelerin çökmesine neden varıldığı yanıtının verilmediğini belirtti.

Habere göre Kıbrıs Rum kaynaklar, gazeteye yaptıkları açıklamada  Guterres’in, bir yandan Eide’nin “başarısızlığıyla” sinirlendiğini, diğer yandan da TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kartlarını açma ve ileri adım atmaya kararlı olmadığını gördüğünü de savundu.