REFERANDUM ÖNCESİ SANCILARI
Oshan SABIRLI
18 Kasım 2015 Çarşamba 09:22
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lider Nikos Anastasiades bugün bir araya geliyor. Gündemde yine Kıbrıs Müzakere süreci ve son günlerde yaşanan gergin gelişmeler olacak. Bugün kuvvtle muhtemeldir Akıncı ve Anastasiades ortak bir toplantı yapacak ve adadaki ırkçı eylemler lanetlenecek. Kıbrıs’ta şiddet yüzyıllardır var. İki din, iki dil, iki kültür ekseninde çatışmalar hep oldu. Bu iki farklı kutup gibi gözüken toplum ortak bir federasyonda tüm barış karşıtlarına inat çözüm yapmak için uğraşıyor. Dünkü yazımda da belirtmiştim, hiç kimse bu saldırılardan saldırıyı gerçekleştirenler ve gerekli güvenlik önlemini alamayanlar dışındakileri suçlamasın. Hiç kimse bu saldırıları kendilerine malzeme çıkarmasın. Kıbrıslı Türklere yapılan bu saldırı hiçbir şekilde affedilemez. Dün sosyal medyada Kıbrıs’ta ortaklığı isteyenlere bu saldırı ekseninden eleştiriler vardı dün. Üstelik bu eleştirilerin dozu yükseltilirken “KKTC’de Kıbrıslı Rumlara yapılan bir saldırı duydunuz mu?” şeklinde ifadeler kullanıldı. Ne acıdır ki bunun aksi yönünde polis raporlarında bir çok münferit olay var. Kıbrıs’ın kuzeyinde dayak yiyen Rum mu istersiniz, dolandırılan Rum mu? Bu gibi olayların olduğunu maalesef 2003 yılı sonrasında birçok kez gördük. İşin özü münferit olayların, belli bir zümrenin yaptığı olayları bir ulusa yüklemek ve nefret tohumları yeşertmeye çalışmak doğru olamaz. Yaşanan bu olaylar bana 2004 yılında gerçekleşen Annan Planı Referandumu sürecini anımsattı. Kıbrıs’ın kuzeyinde olan ruh halinin bir benzeri güneyde yaşanıyor. Kıbrıslı Rumlar bir referandum öncesi sarhoşluğunda gibi. Taraflar belirlenmeye başladı. Evetçiler ve hayırcılar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. O dönemde Kıbrıs’ın güneyi, kuzey kadar hareketli değildi. O dönemde Kıbrıslı Türkler çözümü ve çözümsüzlüğü yüksek seslerle, barış ateşleri ile verilecek topraklar ve farklı renklerdeki bayraklar ile selamlıyordu. Her yerde eylem vardı. Kıbrıslı Rumlar referandumun ayak seslerini daha geç fark etmiş, medya ambargoları sonucu sürece uzak dürmüştü. Şimdi birbirini daha yakından tanıyan iki toplum var. 2004’te Kıbrıs’ın güneyine gitmeye tek başına cesaret edemeyen bir çok Kıbrıslı Türk’ün can güvenliğinden endişe duymadan gidebildiğini, bir çok endişenin yerini artık rahatlığa bıraktığını görüyoruz. İşte böyle bir ortamda liderlerin güven yaratıcı önlemleri bir kez daha gözden geçirmesi ve bireysel anlamda çalışmalar yapılıp iki toplumun birbirini daha yakından tanıması yönünde hızla çalışma yapması gerekiyor. Karşılıklı bursar, karşılıklı dil dersleri, karşılıklı staj olanakları, karşılıklı yarışmalar, karşılıklı spor aktiviteleri, karşılıklı sanat etkinlikleri, karşılıklı medya etkinlikleri düzenlenmeli. Bu doğrultuda iki toplun birbirini daha yoğun şekilde tanımasının yolu açılmalı. Güneydeki saldırı aslında sancılı bir dönemin başlangıcı anlamı taşıyor. Bundan sonra benzer olayları umarız yaşamayız ama sancısız doğum olmayacağı bilincinde yine de çözüm adına mücadeleyi zorlamalı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.