Rahvancıoğlu, "Ne yollarımız yoldur, ne toplu taşımamız toplu taşımadır, ne okullarımız okuldur, ne hastanelerimiz hastane..." sözleriyle ülkenin içinde bulunduğu durumu özetledi.

Geçtiğimiz gün yaşanan ve öğrencileri taşıyan otobüsün karıştığı kazaya dikkat çeken Rahvancıoğlu, çocukların kendi bölgelerinde yeterli hastane olmaması nedeniyle onlarca kilometre uzaklıktaki hastanelere taşınmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Rahvancıoğlu, "Bu koşullara rağmen canını riske atarak okuma, öğrenme iradesi gösteren tüm öğrencilere ve onların cefakâr velilerine geçmiş olsun diyorum..." diyerek dayanışma mesajı verdi.

Ülkedeki eğitim ve ulaşım altyapısının yetersizliğine dikkat çeken Rahvancıoğlu, okulların ve yolların döküldüğünü, öğrencilerin 20. yüzyıldan kalma yöntemlerle taşındığını ve kaza anında müdahale edecek yeterli sağlık kuruluşunun bulunmadığını ifade etti. Bu durumun sorumlusu olarak "kendine hükümet diyen haydut çetesi"ni işaret eden Rahvancıoğlu, bu kesimin kamusal olan her şeye düşman olduğunu savundu.

Rahvancıoğlu, hükümetin önceliğinin kamu yararı değil, inşaat patronlarının zenginleşmesi ve ülkenin yabancılara peşkeş çekilmesi olduğunu söyledi. Ayrıca, eğitimin ve sağlığın özel sektöre kar sağlaması, ulaşımın ise motorlu araç ithalatçıları ve akaryakıt tekellerinin cebini doldurmasının hükümetin temel dertleri arasında olduğunu kaydetti.

Tüm sorunların birbiriyle bağlantılı olduğunu ve sırtlarında oturan ensesi kalın özel sermayedarlardan kaynaklandığını dile getiren Rahvancıoğlu, bu durumun ancak halkın iktidar olması ve sorumlulardan hesap sorulmasıyla son bulabileceğini söyledi. Rahvancıoğlu sözlerini, "Bize, çocuklarımıza, bu halkın emekçi insanlarına yaşattıklarınızın bedelini size ödetmezsek, bize de yazıklar olsun... Bekleyin gün gelecek, devran dönecek..." şeklinde tamamladı.