20 Nisan 2024
  • Lefkoşa24°C
  • Mağusa21°C
  • Girne24°C
  • Güzelyurt24°C
  • İskele21°C
  • İstanbul14°C
  • Ankara21°C

RADİKAL GAZETESİ DÜN KAĞIT BASKIDA SON KEZ ÇIKTI

RADİKAL GAZETESİ DÜN KAĞIT BASKIDA SON KEZ ÇIKTI

22 Haziran 2014 Pazar 20:27

Radikal Gazetesi’nin son kağıt baskısı dün “Bize ayrılan kağıdın sonuna geldik” başlığıyla çıktı. Dijital gazete olarak yoluna devam edecek Radikal,18 yılda özellikle insan hakları alanındaki haberleriyle pek çok olayın görünür olmasını sağladı.

Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can’ın, gazetenin yola dijital olarak devam edileceğini açıklamasının ardından gazetenin son kağıt baskısı bugün okurla buluştu. Son sayıda gazetenin 18 yılı, gündeme getirdiği haberler anlatıldı. Radikal’in en önemli unsurlardan Radikal İki, artık yok. Radikal Kitap’ın ise cuma günleri Hürriyet Gazetesi ile birlikte verilmesi planlanıyor.

Bir gazeteden ötesi

2002 yılında Radikal Gazetesi’ne stajyer olarak adımımı atarken daha iletişim fakültesinden mezun bile olmamıştım. O ilk adım o kadar istekli ve heyecanlı atılmıştı ki tam 11 yıl Radikal’de çalıştım. Gazeteciliği burada öğrendim,  gazetenin pek çok çalışanı gibi Radikal’de büyüdüm. 11 yıl boyunca Türkiye’nin en iyi gazetecileriyle,  muhabirleriyle, vicdanlı kalemleriyle çalışma şansım oldu. Radikal’de çalışan herkes bilir; Radikal sadece bir gazete değildir. Okuldur, ailedir, yuvadır. Kırgınlıklarımız oldu, kızgınlıklarımız da,  Radikal’i Radikal yapanlardan uzaklaştığımızda tepkilerimiz de. Ne kadar farkında olundu tartışılır ama Radikal’in en büyük şansı, muhabirinden editörüne, sayfa sekreterine kadar nitelikli ve her şeye rağmen gazeteye karşı gönülden bağlı çalışanları oldu. Yıllar içinde azala azala devam edildi.  Son birkaç yıldır Radikal’in dijital olarak yola devam edeceği biliniyordu.  Şimdi bilinenin gerçekleşme zamanı.  Radikal’e artık dokunamayacak olmak çok üzücü.

13 Ekim 1996 yılında yayın hayatına başlayan Radikal Gazetesi kurulduğu günden bu yana özellikle insan hakları alanındaki tavrı ve haberleriyle, pek çok olayın görünür olmasını sağladı. Önemli haberlere ve manşetlere yer verdi.

Susurluk’ta yaşanan kazada  “Bir kaza Türkiye’yi çürüten pis ilişkileri gün ışığına çıkardı” derken “Devlet  Çetesi” manşetiniattı. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın cinayetlerinin, ‘Abdullah Çatlı’nın merkezinde olduğu ilişkiler ağının, JİTEM’in Kürt hareketine yönelik hukuk dışı eylemlerinin üzerine gidebilen bir gazeteydi.

“Bu cop hepimize”

Manisalı Çocuklar davası olarak bilenen davada, bir grup çocuğa işkence yapan polisler beraat ettiğinde, Radikal ‘Bu cop hepimize’ başlığıyla çıktı..

2000 yılında F tipi cezaevlerine karşı başlatılan ölüm orucu eylemlerine karşı yapılan, onlarca mahkûmun öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı ‘Hayata Dönüş’ operasyonlarına  ilişkin de Radikal ‘Gerçeğe Dönüş’ manşetini attı. Resmi yetkililer, “Mahkûmlar kaleşnikofla ateş etti, kendilerini yaktı” derken, Radikal, Bayrampaşa Kapalı Cezaevi’ndeki kadın mahkûmların güvenlik görevlilerinin kullandığı göz yaşartıcı, gaz ve sinir bombalarının çıkardığı yangında öldüklerini saptayan raporları  yazdı.

4 yıldır tabloid boyda çıkıyordu

Gezi  Parkı protestoları sırasında Eskişehir’de bir sokak arasında linç edilen Ali İsmail Korkmaz’ın  failleri de Radikal’in ısrarlı yayınlarıyla ortaya çıktı. Çevre katliamlarından, koruma altındaki tarihi alanların talanına, sağlık alanındaki sorunlara kadar pek çok önemli  haberi kamuoyuna duyuran Radikal oldu. Gazete, 17 Ekim 2010 tarihinden itibaren tabloid boyda yayınlanıyordu.

Kültür sanat haberleri gazetelerde kıyıda köşede kendine yer bulurken, Radikal  kültür sanat haberciliğinde de öncü oldu. Radikal Kitap ise, 13 yıldır haftalık olarak çıkan sayılı ve önemli edebiyat dergilerinden.

Gazetenin Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yılmaz, gazetenin kağıt baskısının kapatılıp dijital olarak yola devam etmesinin çağın gereği olduğunu  ama bu yolda da sorunlar yaşanabileceğini söylüyor.

Dijital Radikal’i bekleyen zorluk

Yılmaz, özellikle İskandinavya’da birçok eski gazetenin dijital yayıncılık yolunu seçtiğini anlatarak şöyle konuşuyor:

“Ancak gazetinin kağıt versiyonunun kapatılmış olmasından  kaynaklanacak  bazı gazeteci arkadaşlarımızın işsiz kalmalarıolasılığı bir gazeteci olarak beni üzüyor. Radikal’in  dijital versiyonunun  karşılayaşacağı sorun  bu yolu tercih eden diğer yayın organlarının karşılaşacağı sorundan da farklı olmayacak. Türkiye’de ve dünyada okuyucular, dijital versiyon için para ödemeye hazır değiller.  Bu da dijital yayıncılığın salt reklam gelirlerine bağımlı olmasını sonucunu yaratıyor. Sadece reklam geliri ile yaşamaya çalışacak bir gazetenin iş çevreleri ve çıkar grupları karşısında çok güçlü olamayacağını düşünüyorum. Bu söylediğim bu yolu seçen tüm gazeteler ve dergiler geçerli. Gelirlerinin sınırlı olması bu tür yayınların özel haber peşinde koşmasını, geniş muhabir kadrosu çalıştırmasını, haber için para harcanmasını güçleştiriyor. Habercilik kaçınılmaz olarak büyük ajanslardan besleniyor. Bu da  haber kaynaklarının merkezileşmesi anlamına geliyor ki, bundan dolayı halkın haber alma özgürlüğünün de kısıtlandığını, haberciliğin uluslararası manipülasyonlara açık olduğunu düşündürtüyor bana.”

Eski okuyucu uzaklaşınca…

Yılmaz, Radikal’in tirajının düşmesinin nedenini de gazetecilik anlayışının değişmesi olarak görüyor. Radikal’in ilk yayınlandığında farklı bir gazete olduğunu belirten Yılmaz şöyle konuşuyor:

“Radikal, ana akım medyanın ilgilenmediği  ya da çok az ilgilendiği konulara da gözünü dikmişti. Esas ilgi alanı daha çok böyle konulardı. Öyle olduğu içindir ki Susurluk kazasıyla ortaya çıkan ilişkilere doğru teşhisi ilk önce Radikal koydu. Türkiye’nin ezeli sorunu işkence ve kötü muamele ile mücadele etti. Radikal’i o dönemde çok sattıran, ki bir dönem 700 bini de geçmişti, esas özelliği bu yayıncılık anlayışıydı. Ancak sonra ülkedeki ekonomik koşullar, değişen siyasi atmosferin gazeteciler üzerinde yarattığı baskılar ve gazete yönetimine hakim olan gazetecilik anlayışındaki farklılıklar eski okuyucunun Radikal’den uzaklaşmasına neden oldu. Bu da bugünkü dijital dönüşümün  temel nedenidir.”

“Savruldu, tiraj kaybetti”

Radikal deyince akla gelen ilk isimlerden biri de Tuğrul Eryılmaz. 39 yıldır gazetecilik yapan Radikal İki’nin Eski Genel Yayın Yönetmeni Tuğrul Eryılmaz, dijital bir yayının hiçbir zaman basılı bir yayın organının yerini tutmayacağını söylüyor.  Eryılmaz’a göre Türkiye’nin siyasal ikliminin medyaya yansımasıyla Radikal medya grupları arasında savruldu:

“Son birkaç yıldır Radikal medya grupları arasında savruldu. Zaman zaman çok iyi bir gazete, zaman zaman hiçbir şey olmayan bir gazete modeli çıkmış oldu. Gazetenin üst yönetimi ile Radikal çalışanları arasında ciddi gazetecilik anlayışı farkı vardı. Bu yayına da yansıdı. Tiraj kaybetti. 1996’dan bu yana belli imkânlara çıkmış gazetenin belirli süreler dışında kötü yönetim yüzünden kapatılmak zorunda kalması çok üzücü.”

Eryılmaz, Radikal İki’nin artık olmayacak olmasından dolayı da üzüntü duyduğunu belirterek, “Radikal İki türünün ilk örneğiydi. Demokrat Müslümanlar da yazdı, Marksistler de, cezaevinden Kürt milletvekilleri de, ev kadınları da yazdı Radikal İki’ye. Sesini duyuramayan bir sürü insanın sesiydi Radikal İki” diye konuştu.

Dijitalde ekonomik çarklar döner mi ?

Radikal’in önce kurucu Ankara Temsilcisi olan daha sonra da 10 yıl boyunca Genel Yayın Yönetmenliği’ni yapan İsmet Berkan, çocuğu gibi gördüğü gazetenin yazılı baskıya son vermesini üzüntüyle karşıladığını söylüyor. Türkiye’de gazetelerin gazeteciliği ayakta tutmak için para kazanabilir olması gerektiğini anlatan Berkan “Gazeteler kamusal görev yapıyor. Bu görevini yapabilmesi için de ekonomik çarklarının dönmesi lazım. Bu çarklar dönmediği için Radikal yazılı baskıya son veriyor. Dijitalde aynı çarklar döner mi? Bilmiyorum.  Umarım döner.”

“Slogan atmayan gazeteler kaybetti”

Gazetenin siyasi duruşuna yönelik kendisinin de zaman zaman eleştirildiğini söyleyen Berkan, şöyle konuşuyor:

“Kendi dönemimde yapılan eleştirilere katılmıyorum. Gazetenin hayatını belirleyen şey yaptığı gazetecilik. Elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Bildiğimiz gazeteciliği yaptık. Türkiye’nin yazılı basınında çalışanları olarak, ben de dahil sorumlu olduğumuz bir şey var. Okuyucumuzu haber okumaktan slogan okumaya ittik. Ayrıntılı, iyi haber metinlerini okumaktan uzaklaştırdık. Slogan atmayan gazeteler kaybetti.  Benim gazetecilik anlayışımda bu yok. Bu zorlamaya uğradık. 2000’li yıllar siyasi sıkışmanın yılları oldu. Çok sayıda gazete kaybetti, gazetecilik de kaybetti.”

“İstisnalar dışında demokrasi mücadelesinin önemli bir parçası”

Gazeteci Alper Görmüş, Radikal’in toplam muhasebeye bakıldığında Türkiye’deki demokrasi mücadelesinin önemli bir parçasını oluşturduğunu ve imajının tarihe böyle geçeceğini söylüyor:

“Türkiye medyası devletin çocuğu olarak doğdu ve sonraki tarihi boyunca da devletle arasındaki iktisadi-ideolojik bağlantılar nedeniyle antenlerini toplumdan çok devlete yöneltti. Eksik de olsa bir demokraside apaçık bir anomali sayılması gereken bu ilişkiye karşı, dönem dönem parlayıp sönen itirazlar da görüldü. Radikal, istisnai durumlar hariç, yüzünü devlete değil topluma dönen bir gazete oldu ve böylece bu itirazların en önemlilerinden ve en uzun soluklularından birini simgeledi. İstisnalardan söz ettim; evet, Radikal’in böyle dönemleri de oldu. Radikal, benim “kritik anlarda Hürriyet’leşebiliyor” diye tanımladığım bu dönemlerinden birini 28 Şubat’ta yaşadı, böyle başka dönemleri de oldu.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA