POLİSTE KUMPAS OPERASYONU
Ediz TUNCEL
07 Eylül 2017 Perşembe 09:45
Önce poliste FETÖ soruşturması başladı, her ne halse…
Bu rezilliğin KKTC ayağındaki soruşturmalar esas uzantıları olması kuvvetle muhtemel sivil ve siyasi tayfasında başlasaydı, sonra diğer kurum ve kuruluşlara uzansaydı, amenna derdim.
“Poliste FETÖ operasyonu” yerine “Poliste kumpas operasyonu” başlığını kullandık ya, gereğine aşağıda gireceğim, ancak öncesinde anımı anayım…
Fetoş tayfasıyla tanışıklığımız ve Feto adını ilk kez duymam üniversite yıllarımızda daha Türkiye’ye adım attığım ilk günlere denk gelir…
İki sene kaldığım öğrenci yurdunda öğrencilerin 3000 tanesi Feto hayranı, 500 tanesi ülkücü, üç-beş tanesi solcu, bir de Kıbrıslı, bendeniz…
Kaldığım oda yurdun bloklarından birinin giriş katında, tuvaletin dibinde (kasten oraya tıkıldık), tek kişilik bir oda, ama içine 6 kişi tıkılmışız…
Oda arkadaşlarımın ikisi ülkücü, ikisi solcu, biri de Feto hayranı…
Ülkücüler+solcular+Kıbrıslı beşlisi farklı dünyaların insanı ama kardeş gibi geçiniyoruz, can ciğer biraderiz.
Feto hayranımız beş vakit namazında, ama aramızdaki tek iki yüzlü, yalancı, üçkağıtçı, tatlı dilli saftirik rolündeki dolandırıcı ve bir taraftan ağzından Allah adı eksik olmazken, diğer taraftan nerden ne zaman yılan gibi sokacağını kestiremediğimiz, gerçek yüzünü kolaylıkla saklayabilen, renkten renge girebilen, bukalemunlara bile taş çıkartabilecek, uyanık olmayana kendini tek ayak üstünde pahalıya satabilecek tek şahıs!
Ve, aramızdaki tek Atatürk ve laiklik düşmanı, laikliğin ve Atatürkçülüğün Türkiye’nin ve dinin karşısındaki en büyük engel olduğunu, ülkenin kurtuluşunun cemaatte olduğunu, başörtüsü olmayan tüm kadınları, kızları fahişe, orta malı addeden, “has ve halis Müslümanlar” tarafından böylelerinin tepe tepe kullanılması gerektiğini söyleyen, ülkenin geleceğinin abilerin abisi Fetullah Gülen ve Cemaatinin ellerinde olduğunu her fırsatta dile getiren, Arap hayranı, sürekli cennetteki hurilerin kucağında oynaştığının rüyasını gören, ama dolabında sakladığı Kur’an içinde yurtta bulundurulması yasak olan porno dergi saklamakta da hiçbir sakınca görmeyen bir çakma dindar bozuntusu…
Amma ve lakin, batının, Hristiyanlığın ve Atatürk Türkiye’sinin tüm nimetlerinden de sonuna kadar faydalanan, günü geldiğinde oynadığı safdirik rolüyle gizlediğini sandığı zehirini akıtmak için hazır ve nazır bekleyen bir insan müsveddesi…
Üstelik de, ilk bakışta insanı rahatlıkla kandıran, ne mal olduklarını bilmesen pahalıya satın alacağın tüm ahbap tayfası da aynen kendisi gibi, al birini vur ötekine…
Başörtüsüz tüm kadın ve kızları orta malı ilan edince, uyarıları da dikkate almayınca, benden yediği bir temiz dayaktan sonra odadan kokmuş çullarını bile toplayamadan sürünerek gitti, yerine de bundan bin kat daha insan bir Sudanlı geldi…
Bana da tayfasından bir tehdit geldi, günü geldiğinde günümü göstereceklerine dair…
Birgün, hemen her gün sabahleyin kantinden alıp da bir kap içinde dolabıma koyduğum, gece de akşam yemeği niyetine yediğim bir parça beyaz peynir, ekmek ve sütten oluşan yiyeceğimden ölümcül derecede zehirlendim, bir deri bir kemik kaldım, tanınmaz hale geldim, kıl payı direkten döndüm…
Odadaki herkes benzer şeyleri yemesine rağmen bir tek ben yedikten yarım saat sonra komalık oldum…
İyi saatte olsunlar, beni yarı ölü halde hemen yakındaki hastaneye götüren arkadaşlarım “Galiba Fetullah’ın cinleri seni fena çarptı be kıvırcık” diyerek bana takıldılar…
Sonraki günlerde “sevimli yaratıklar tayfasının” beni gördüklerinde imalı ve alaycı tavırlarla “geçmiş olsun Kıbrıslı, neler oldu sana böyle, üzüldük” derken aslında “sen hala geberemedin mi” demek istedikleri imasını derinden hissetmeme rağmen şiddetli derecede zehirlenmem ve 15 gün kendime gelememem sadece bir rastlantı mıydı, hala bilemiyorum.
Böylece Türkiye’de cemaat kavramının ne demek olduğunu, nasıl bir çeteleşme içinde olduklarını, kendilerini nasıl maskelediklerini, nasıl derinden gittiklerini, öğrencilik dönemimizin daha ilk haftalarında öğrenmiş olduk ve iki yıl boyuna odayı paylaştığım diğer arkadaşlarımla kardeş gibi olmamıza rağmen ancak gruplaştıklarında kendilerinde güven ve güç bulan bu şarlatan tayfasıyla yıldızlarımız nedense hiçbir zaman barışmadı, arkadaşlarım yurttan ayrılınca iyi ve kötü anıları arkamda bırakarak en son ben de ayrıldım…
Bu gibiler yıllar yılı en zehirli yılanlar gibi deliklerinde ürediler, türediler, büyüdüler, çoğaldılar, yok başörtümüz dediler, yok dinimiz dediler, yok dingilimiz dediler, yok cemaatımız dediler, yok mağduriyetimiz dediler, yok bilmem neyimiz dediler, edebildikleri herşeyi dibine kadar istismar ettiler, her türlü maddi ve manevi değeri sömürdüler, mağdurları oynadılar, kılıktan kılığa girdiler, uzaktan kumanda ile robotlaştırıldılar, canavarlaştırıldılar, en sonunda da artık zamanının geldiğine karar verince, önce kendi içlerindeki rakiplerini temizlemeye, sonra da tüm Türkiye’yi yutmaya kalkıştılar, gırtlaklarına takıldı kaldı…
Şerleri elbette ki, tüm dünyaya bulaştığı gibi, bizim memlekete de bulaşmıştır, bilerek ya da bilmeyerek birileri bunların ağına bir şekilde takılmıştır.
15 Temmuz darbesinin sonrasında ise virüs gibi yayılan şerlerinden ilk nasibi polis örgütümüz aldı, TC’den gelen ihbarla polis örgütünde de FETÖcü avı başladı.
Başladı başlamasına da, işin boyutları daha başında epeyce değişti, birileri fırsat bu fırsat deyip, soruşturma henüz tamamlanmadan ve işin aslı astarı ortaya çıkmadan, soruştuma hakkında basına algı operasyonu yapacak şekilde kasten yalan yanlış bilgi sızdırmaya başladı, polis örgütündeki herkesi ve herşeyi zan altında bırakacak şekilde belden aşağı vurmaya başladı, kısa günün karını kendi lehime nasıl kotarırım derdine düştü…
Neymiş efendim, 53 polis soruşturma altındaymış…
Son günlerde bir biri ardına ve giderek artan bir “ayrıntılama” dozuyla polisteki soruşturmanın detayları basına pompalanırken KUMPASCILAR yedikleri haltın altında yatan esas hedefin tas gibi sırıttığını herhalde acemiliklerinden farketmediler
Şöyle ki, yaratılmak istenen algı operasyonunda , hem nala hem de mıha vuruluyor, bir taşla olabildiğince kuş vurulmaya çalışılıyor, ama bütün bu basına sızdırılan haberlerin aslında tek kaynaktan ve belirli bir amaçla çıkarıldığının da tas gibi sırıttığının daha başından anlaşıldığını göremiyorlar …
Bunu yapanlar kendilerini alemin akıllısı, geriye kalanı da yedikleri sansasyonel naneyi aynen yutacak sazan cinsinden alemin ahmağı sanıyorlar…
Şunu da belirtmeden geçmeyelim: Basına sızdırılan bilgiler kısmen doğru!
Kısmen doğru ne demek?
Bir kısmı doğruysa, bir kısmı da yalan veya yanlış demek!
Yalanı da doğrunun içinde çaktırmadan harmanlayarak, yaratacağı sansasyonla birlikte millete yutturmaya çalışıyorlar.
Polisteki FETÖ soruşturması hakkındaki tek ve kısmen doğru olan şey, soruşturmaya şu ana kadar 53 polisin dahil edilmiş olması, gerisi fasa fiso…
Bu soruşturma konusunda çok önceden çeşitli kaynaklardan edindiğimiz epeyce bilgimiz olmasına rağmen bu bilgilerin doğruluğuna asla tam olarak güvenmedik, sırf sansasyon olsun diye asla bu konuyu istismar etmedik, sansasyonel heyecan olsun diye yazmaya tenezzül bile etmedik…
Neden?
Gerçekten polis örgütümüz içinde Fetoş sevdalıları varsa soruşturma sonunda iplikleri pazara çıksın, herşey net bir şekilde ortaya çıktıktan sonra ise gereği gerektiği şekilde yapılsın, bu arada da yapılan soruşturmaya gölge düşmesin, tüm polis örgütü gereksiz yere zan altında kalmasın diye…
Ama nerdeeee…Yukarda dediğimiz gibi, Polis Genel Müdürü’nün Fetocuları koruma gayretinden tutun da, bu ülkedeki suç unsurlarıyla mücadelede büyük başarılara imza atmış ve ülkeye ciddi ciddi faydası dokunmuş akademili müdürlere kadar herşeyi satır aralarında ima eden belden aşağı vuruşlarla dolu bir algı operasyonu başlatıldı, polis örgütü içinde geleceği parlak, birilerine rakip olabilecek müdürler de acemice tasarlanmış bir kumpasla hedefe alındı…
Anlaşılan o ki, birileri anamızdaki kumpaslardan, darbelerden, derin devlet ayakçılarından birşeyler öğrenmiş, ama hala acemilik çağını yaşıyor…
Bu işlerin yıllar yılı nasıl derinden derine, inceden inceye yapıldığını, amma ve lakin, sonunda yapanın kafasına indiğini, yanına kar kalmadığını, iyi öğrenememişler, görememişler… Hatırlatmış olalım!
Ağır ve aksak ilerlemelerine rağmen, her ikisinin de gücü kasten zayıflatılmasına rağmen, bu ülkede bizi türlü türlü pislikten rezillikten olabildiğince koruyan bir tek polis örgütü ve adalet sistemi kalmıştır…
Bunlar da bu şekilde yıpratılmaya devam ederse, çok sürmez, bugün pislik sürüsünün yarı işgali altında olan sokak tam anlamıyla pislik sürüsünün eline geçecektir, yolda yürüyemez hale geleceğiz…
Bu arada, nedendir anlamadım, özellikle de siyasilerden “sansasyonel haberlerle polisi yıpratmayın, bir yerde bir sorun varsa gereği zaten yapılacaktır, herkes haddini bilsin” mealinde bir uyarı veya tavsiye nitelikli bir açıklama gelmedi, siyaset tayfası bu konuda tamamen suskunluğa büründü…
Kendi dertlerine mi düştüler de sıranın kendilerine gelmesini mi bekliyorlar, ne?
Yoksa, kumpascıların ayak oyunlarından birileri haz mı duyuyor acaba!!!
Polisin geçmesini istediği yasalar da ısrarla siyasiler tarafından engelleniyor, bir türlü Meclis’e getirilip, geçirilmiyor…
Neden acaba, gün gele polisin ve adalet sisteminin çakal tayfasını takibinde “ağa takılma” korkusundan mı!!!
Polisin istediği yasalar geçseydi, bugün polis içinde veya ülke içinde FETÖcü bilmem neci avına ihtiyaç olmayacaktı, bu tayfanın ve uyuşturucu tacirleri, kara para aklama patronları, kaçak kumar baronları ve diğer envai tür çakal tayfasının foyası zaten çoktan meydana çıkmış olacaktı…
Hatta, gün gele ağa takılır korkusuyla herkes haddini bilecek, bu tür işlere girmeyi akıllarının ucundan bile geçirmeyeceklerdi…
Amma ve lakin, çarpıklıklarla dolu bu kokuşmuş bir sistem içinde kendine yuva bulan bu çakal ve korsan tayfası başıbozuklukta zirveyi kimselere kaptırmayan bu memleketin keyfini sürerken polis örgütü tepeden tırnağa kumpascılar sayesinde hedefte duruyor!!!
Buna sebep olanlar, akıl tutulmasından bir türlü kurtulamayan aklınızı sevsinler sizin…
Bakalım kime ne yutturacaksınız, acemice kazdığınız kuyuya kimler nasıl düşecek…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2014 Detay Kıbrıs
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.