PİLİDU: 2026’DA AFRODİT YATAĞINDAN DOĞAL GAZ İHRAÇ BEKLİYORUZ

Rum Enerji Bakanı Nataşa Pilidu, Güney Kıbrıs’ın “Afrodit” yatağından 2026 yılında doğal gaz ihraç etmesinin beklendiğini söyledi.

Alithia gazetesinin manşetten yer verdiği habere göre Pilidu, altyapılarla ilgili birçok seçenek bulunduğunu ve bunlardan birinin “Kıbrıs’ın doğal gaz yataklarının”, İsrail’le birlikte veya İsrail’den ayrı bir şekilde, Mısır’a yönelik boru hatlarıyla birbirine bağlanması olduğunu ifade etti.

Çeşitli doğal gaz yataklarından, Mısır’daki altyapılara yönelik boru hatlarına sahip olan şirketlerle temaslar gerçekleştirildiğini de belirten Pilidu, şirketler tarafından yapılan görüşmelerin de ileri safhada bulunduğunu, çünkü şirketlerin de, altyapıların ortaya konulan zaman takvimleri içerisinde (3-4 yıl içerisinde) geliştirilebilmesi için, sürece dâhil olmaları gerektiğini söyledi.

Birincil hedefin, tek yanlı olarak ilan edilen Rum MEB’indeki 12’nci parselde yer alan “Afrodit” yatağından doğal gaz ihraç edilmesi olduğunu dile getiren Pilidu, hem Glafkos yatağı, hem de ENI-Total konsorsiyumunun sondajlarının sonuçlarının büyük öneme sahip olacağını ifade etti.

Pilidu’nun açıklamalarının Rum Meclisi Ticaret Komitesinin toplantısının ardından yapıldığını yazan gazete, Pilidu’nun yaptığı açıklamada, enerjiden sorumlu AB komiserine gönderdiği mektupla, Güney Kıbrıs’ın, doğal gaz yataklarına sahip olan bir Doğu Akdeniz ülkesi olarak, AB’nin enerji meselelerindeki önemli pozisyonunu analiz ettiğini belirtti.

Pilidu, AB Enerji Komiseriyle bir hafta önce yaptığı ve çok yapıcı olarak nitelendirdiği telekonferansta, Güney Kıbrıs’ın muhtemel rolüyle ilgili detaylı yazılı planların sunulmasının istendiğini de söyledi.

“TÜRKİYE’YE YÖNELİK BORU HATTI ZOR BİR GİRİŞİM”

Avrupa Birliği doğal gaza ihtiyaç duyarken, Güney Kıbrıs’ın kendi doğal gaz yataklarını değerlendirip değerlendirmeyeceği konusundaki bir soruya ise “çabanın bu olduğu” yanıtını veren Pilidu, Türkiye’ye yönelik boru hattının oldukça zor bir girişim olduğunu ve bunun teknik ve ekonomik zorluklarla birlikte, diğer boru hatlarının karşı karşıya kaldığı aynı problemlerle karşılaşmasının muhtemel olduğunu dile getirdi.

Bahsedilen zaman takvimleri içerisinde, Güney Kıbrıs’tan doğal gaz ihraç edilmesi için başlıca hedefin Afrodit yatağı olduğunu dile getiren Pilidu, Güney Kıbrıs’ın yataklarına ne kadar çok teyit edilmiş doğal gaz miktarı eklenirse, yatakların geliştirilmesinin de o kadar kolay olacağını ifade etti.

Dolayısıyla hem “Glafkos” yatağıyla ilgili sonuçların, hem de ENI-Total konsorsiyumunun yaptığı sondajların sonuçlarının “resmin tamamı açısından büyük öneme sahip olacağını” dile getiren Pilidu, kalkınma senaryosunun elle tutulur olduğunu, bununla birlikte 5’inci parseldeki sismik araştırmaların da yaza kadar başlamasının beklendiğini dile getirdi.

Programın hızlandırılmasına dair niyet olduğunu da söyleyen Pilidu, programı daha detaylı bir şekilde ele alabilmek için 13 Mayıs’ta Chevron şirketiyle görüşme yapacaklarını sözlerine ekledi.

PELEKANOS 3+1 GÖRÜŞME HAKKINDA KONUŞTU

Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre, Rum Hükümeti Sözcüsü Marios Pelekanos ise açıklamasında, enerji güvenliği ve Rus doğal gazına olan bağımlılıktan kurtulmanın, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail Dışişleri Bakanlarının, ABD Dışişleri bakanının da katılımıyla gerçekleştirecekleri 3’lü görüşmenin gündeminin üst sıralarında bulunacağını söyledi.

“Kıbrıs bölgesinin bu meseleye gerek doğal gaz yatakları gerek de elektrik bağlantılarıyla katkıda bulunabileceğini” ifade eden Pelekanos, 4 ülkenin işbirliğini önemli olarak nitelendirerek, bunun Doğu Akdeniz bölgesindeki güvenlik ve istikrarın korunması da amaçlanarak, daha da güçlendirileceğini söyledi.

3+1 görüşmeyle ilgili detayların önümüzdeki günlerde açıklanacağını ifade eden Pelekanos, bunun muhtemelen mayıs ortasında gerçekleştirileceğini ve görüşmenin ev sahipliğini ise Washington’da ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in yapmasının beklendiğini dile getirdi.

Gazete, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail Dışişleri Bakanlarının Washington’a mı seyahat edeceklerinin, yoksa telekonferans yöntemiyle mi görüşeceklerinin belirsizlikte olduğunu da ekledi.